29 Haziran 2012 Cuma

Pratik Bilgiler * Çekilişin Kazandırdıkları *

4. çekilişimde; hayatı kolaylaştıran, pratik bilgiler vardır ya hani ev veya mutfak vs. hakkında, işte aklınızda kalan böyle hepimizin yararlanacağı bilgiler varsa ve paylaşırsanız çok mutlu olurum:), demiştim. Paylaşımlarıyla katkıda bulunan herkese gönülden teşekkür ediyor, çiçek güzelliğinde günler diliyorum.


Pratik bilgiler paylaşan  kişilerin isimlerine tıklarsanız bloglarına misafir olabilirsiniz:)


Pratik bilgi olarak elimizden sarmısak kokusunu metal bir kaşığa sürerek çıkarabiliriz;)


-Yanıklar bilirsiniz çok acı verir.Küçük çaplı yanıklarda yanan bölgeyi suya tutmadan zeytin yağı sürüp üzerine bolca türk kahvesi ekin.İnanamayacaksınız.Çok kısa bir sürede yanık acısı geçiyor. Yarım saat gibi kısa süre sonra kahvesini silkip daha sonrada fazla oğuşturmadan yıkayın.(Yüzeysel küçük yanıklarda)


Karnıbaharı çok severim ama kokusunu sevmem bir yerde okuyup denemiştim işe yaradı karnıbaharı haşlarken yada pişirirken içine bir dilim ekmek atın koku azalacaktır:))


Camlarınızı sildiğiniz suya bir kaç damla elma ya da üzüm sirkesi damlatın. Hem lekeleri çıkarıyor hem de parlatıyor.


Herhangi bir giysi yada eşyanız(kumaş ,triko) pas olursa üzerine limon sıkıp güneş ışığına bırakın bir süre sonra yok oluyor denediğim için öneriyorum. Ayrıca pas lekesinin yeni yada eski olması sorun değil.


Dibi feci tutmuş, yanmış, yapışmış tencereleri temizlemenin kolay yollarından biri: bulaşık makinesi tabletiyle beraber azcık su koyup kaynatmak. Hooop yağlar, kirler ovalamadan reklamlardaki kaslı beyefendi gelmişcesine çıkıyor:)


Benim de bizzat denediğimiz ve annemden gördüğüm bir kireç sökme yöntemi var. Evde yaptığımız yoğurtları biz süzeriz çıkan suyu da kireçli çaydanlık veya ketıla koyup bir iki gün bekletiriz kireç tabakaları kendiliğinden sökülür not:hazır sütten yapılan yoğurt ve hazır yoğurttan olmaz.


Ben genelde üzerime yada herhangi bi örtüye yemek lekesi döküldümü tuz serperim tuz yağ lekesini alır hemen.


Parlaklığını yitirmiş bir sürahiye eski görünümünü kazandırmak için yarısına kadar yırtılmış gazete kağıdı doldurun, üçte birine de sıcak suy doldurup sıkı sıkı sallayın.
Bu bilgi ne kadar doğru bilmiyorum ama denemeye değer :) 

izmirden aynur

Pratik bilgi olarak mürekkep lekesi yada tükenmez kalem lekesi için leke olmuş yeri kağıt havlu arasına koyun ve saç spreyi sıkın göreceksiniz leke çıkacaktır.


Mermeriniz sarardıysa limon sürün hemen sonra yıkayın menbeyaz olur ama sakın limonu üstünde unutmayın valla çizgi filmlerdeki asitler gibi deler geçer mermerinizi sadece birazcık kullanmanız lazım:)


Limonun hiçbirşeyini arıya vermem. Kabuklarını rendeler buzluğa atarım pastalarda kullanmak için, içini sıkar buzluklara koyar dondururum kışın çorbalarda kullanmak için, dış kabuğu rendelenecek gibi değilse sıkar bulaşık makinesine koyarım. 


Merhaba, çaydanlık ve su ısıtıcısındaki kireçleri temizlemek için çok kolay ve hızlı bir yöntem, bir bardak su koyup bir yemek kaşığı limon tuzu ilave ediyoruz kaynatıyoruz ve anında kireç artıklarından kurtuluyoruz. Pırıl pırıl oluyor tavsiye ederim:) 


Öncelikle, elinizin altında pratik bi anda bulunsun diye sarımsakları boş bir vakitte güzelce soyup derin dondurucuya atıyoruz,gerektiğinde alıp çeşmenin altında 1 2 saniye bekletip kullanıyoruz çok pratik gerçekten :)
Ayrıca suyu daha çabuk kaynatmak için tuz atmamak yeterli olacak makarna vb.yemeklerde :)

Son birşey :) saç dökülmesine güzel bir çözüm,,bir tatlı kaşığı lavantayı cezvede bi miktar suyla kaynatıp duşlardan sonra saçımıza masajla yedirmek :))


Ayakkabınız ayağınızı vuruyorsa, ayakkabınızı bir poşete koyup buzdolabının buzluğunda bir gece bekletin. Ben denedim...


Kötü kokan ayakkabıların içine karbonat döküp açık havada bir gece bekletince kokudan eser kalmıyor. Çaydanlıktaki kireç için sirke ve limon suyuyla doldurup kaynatıyorum. Tabakalaşmış kirece değil de hafif tutmaya başlamış kireçlerde etkili oluyor. Boya yaptığım fırçalarımı tiner yerine zeytinyağı ile temizliyorum. Fırça daha uzun ömürlü oluyor. Bir de bir yerde okudum yumurta haşlarken çatlamaması için kabın içine fincan tabağı koyulurmuş. Denemedim ama denemeyi düşünüyorum.


Sehpaların üzerinde oluşan beyaz leke ve dalgalanmalar için bir yöntem uyguluyorum; kolonya döküp yakıyorum ve hemen siliyorum. lekelerden eser kalmıyor..


Pratik bilgi fazla bilmem ama "sirke" benim için bir mucizedir.
Herşey kireç tutmuş çaydanlığımızda sirke kaynatmamla başladı :) Sonuç muhteşem kireç falan söküldü gitti :)

27 Haziran 2012 Çarşamba

Kitap Fuarından ve Öncesinden...

3. Kartal Kitap Fuarı sanki benim için burnumun dibinde kurulmuş neredeyse:))) Adadan inince hemen karşımda:) Arada el sallıyorum buradan kitaplara...
Bilmem size de öyle olur mu, ben ne zaman kitap alacak olsam hiç aklımda olmayan kitapları da alırım ve bir de bakarım alınacaklar listemde olanlardan en fazla 1 ya da 2 tane alabilmişim:) Ayaklarım tezgahlardan isteksizce uzaklaşırken gönlüm alamadıklarımda kalır hep...
En çok da kitap severlerle sohbet etmeye bayılırım fuarlarda. 


Aldıklarıma gelirsek,




- Kirli Bir Kedinin Günlüğü, bir çocuk kitabı. Zaten ben de büyüdüğümü hiç söylemedim ki:)))
- Sevgi Bağı-Sıradışı Bir Kedi Hikayesi, daha önce hiç duymadığım bir kitaptı. Ama ne fark eder, ismi ve kapağı beni benden aldı, ben de onu aldım:)))
- Uykusuz Kedi, kapak tasarımı kedicikli olsa da içeriğinin kapağıyla alakası yok. Yazarın söyleşileri, hayatı, eserleri hakkında yazılar vs. var kitapta. Kitabı yazarından imzalı aldık. Kadıköylü olanlar ya da Kadıköy'e eskiden beri gidenlerin tanıyacağı bir şahsiyet. Süreyya Sineması'nın yanındaki kedili duvarda kitaplarını okurlarıyla buluşturuyordu senelerdir. Nurullah Bey'in de tekir bir kedisi varmış, fotoğraf albümünü çıkardı güzel kedişine baktık Fazıl'la birlikte.




- Eldivenler, Hikayeler - Kağıt, Taş, Kum, Murathan Mungan'a yıllara uzanan hayranlığım Şairin Romanı ile had safhaya ulaşmışken eksik kitaplarını tamamlamam gerek. Şimdilik iki yeni kitabı kütüphaneme kuruldu:)
- Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali'nin şiirlerini pek severim ancak ilk kez bir kitabını okuyacağım. Ne zamandır merak ettiğim bu kitabıyla açılışı yapacağım:)
- Kitab-ı Aşk, İskender Pala çok merak ettiğim ve kalemini okumak için sabırsızlandığım bir yazar. Daha önce Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk kitabını almıştım, henüz başlayamadım. Ona bir kardeş geldi:)




Bir de dergi hediye ettiler:)




İki de şirin ayracım oldu. Aslında kitap fuarlarında bence her tezgahta ayraçlar da olmalı. Sadece bir tezgahta vardı. Hevesim kursağımda kaldı, ben de bu şirinlerde teselli buldum:)





Aşkım'ı ayraçlarla fotoğraflamak istedim ama Aşkım'ın hiç keyfi yok:( Bir kaç gündür antibiyotik içiyor. Diş etlerinde problem var. Bir de Külkedisi dün yine vurdu oğluşumun gözüne:( Damla damlattık, bugün şükür iyi gözü. O yüzden pek poz verecek havası yoktu.



Buradan itibaren kitap fuarından ayrılmış bulunuyoruz:)
Daha önce pek severek aldığım köpekli defterden ve kalpli, çiçekli kutudan yine aldım, yine aldım:)))


Minik not defterlerim...


Soldaki Fazıl'ın sağdaki benim gitarım:)))



Herkese kocaman sevgiler:)

13 Sene Önce Dün:)))

Survivor'ın finali yüzünden gecikmeli yazdığım için tam tarihi yakalayamasam da 13 sene önce dün nişanımız vardı bizim:)
Yıllar gerçekten su gibi akıp geçiyor, deli rüzgar gibi esip geçiyor... Oysa daha dün gibi, koskoca 13 sene... Ama bir yandan da koca bir ömür gibi...
Rabbim herkese güzellikler ve mutluluklar nasip etsin inşallah.
Pc'de bulabildiğim iki fotoğraf karesi paylaşmak istiyorum o günün anılarının asılı kaldığı...
Tabii ne ben artık öyleyim, ne de Fazıl. Yıllar hırçın bir çocuk gibi hızla geçip gitse de yaramazlık yapıp izlerini de bırakmadan edemiyor:))) 




25 Haziran 2012 Pazartesi

Mahrem - Elif Şafak

Masalsı... 
Öyle güzel anlatımı ve öyle güzel bir yazım dili var ki kitabın, okurken aldığım keyfi tarif edemem. Daha önce de yazdığım gibi Elif Şafak'ın röportaj ve katıldığı televizyon programlarını takip etmeme rağmen kitaplarındaki kalemiyle bir türlü tanışamamıştım. Mahrem okuduğum ilk kitabı ve kesinlikle son olmayacak.
Komşum sağ olsun:) Sırada yine komşumdan aldığım Elif Şafak 'Aşk' var, okunmak üzere sehpanın üzerinden göz kırpan...

MAHREM
Görmeye ve Görülmeye Dair Bir Roman


Fotoğrafı çekerken neden mumları kullandığımı kitabı okuyanlar anlayacaktır:)

Yazarı: Elif ŞAFAK
Yayın Hakları: Doğan Kitap
(www.metiskitap.com)
-         İlk Basım: Ağustos 2000
-         On Birinci Basım: Mart 2007
Türü: Roman     /        229 sayfa

Kitaptan Alıntılar,

* Kaç kitap okuyunca alim, kaç diyar görünce gezgin, kaç hezimetten sonra bezgin olurdu insan?

* Bütün sırları sırlayan geçmiş…

* Hava denilen görülmez bir mekandı. Hem uçsuz bucaksızdı, hem de bir solukta tüketilecek kadar kısa; hem çok uzaktaydı, hem de insanın burnunun ucunda.

* Mavi, masmaviydi deniz; rehindi duru durgunluğunda.


* Bu tür vakalar her daim, bire bin katıp, bine bir gıdım esrar tozu serperek nakledilirdi.

* … her gaflette bir musibet ve her musibette bir alamet tesbit etmeye alışkın kadın kısmı, …
  
* Kadın kısmının gemisi batsa batsa, sorumluluklar ambarında açılan gedikten azar azar su ala ala değil, beklenmedik bir anda hayaller mendireğine gümbür gümbür yağan güllelerden batardı.

* Erkek kısmının gemisi batsa batsa, gördüğü en parlak ışığı deniz feneri zannedip, dümeni sığ sulara kırmaktan ötürü batardı.

* Yeter ki istesin, kargayı bülbül, merkebi düldül diye pazarlar; şeytana pabucunu ters giydirip, yedi mahalleyi seyrine toplardı.

* … Buna rağmen üşümeye devam ederlerse eğer, soba kenarındakilerin gördüğü rüyaları gizlice aşırıp, üzerlerine örterlerdi sıcacık. Rüyası çalınan tir tir titreyerek uyanır, …

* Senelerdir postanede memurdu… zarfları şap şup yalayıp kapatırdı. Zarfların üzerlerinde adres yazılı olduğu için değil, yazıları gözlerden sakladıkları için elzem olduklarına inanırdı. Mektubu mektup yapan bu kapalılık, bu gözden ıraklıktı. İntihar ettiği gün ağzı açık bir zarf bıraktı geride. İçine gözünü koydu. ‘Gözü açık gitmiş’ diye sevenleri ağladı. Huzur içinde yatsın diye, zarfını şap şup yalayıp kapadılar.

* Tiktak zamanın taktik’idir.

* Ay tutulması: Gökyüzündeki ay yeryüzündeki insanların gözlerinden saklanmayı başarır bazen. Hazır kimse görmüyorken, pudrasını tazeler.


* kırk yamalı tek iplikli şaman kisvesi?

* Geçmiş, geçip gitmez. Hiçbir yere gitmez. Geçmiş hep bugünün içine akar.

* Janus: Eski Roma tanrılarından Janus, bir arkaya biri öne bakan iki ayrı yüze sahipti. Bu sayede, hem geçmişi görebiliyordu, hem de geleceği.

* Komşu kadın, hiç kapanmayan bir gözdür. Pencere önlerinden, dantel tüllerin ardından, balkon kenarlarından, duvar diplerinden, gözetleme deliklerinden ve bir de, pişirip dağıttığı aşurelerin içinden bakar. J

* Elmas bir gözdür yürek. Ve çizilmeyegörsün bir kere, artık hep sedefsi bir yırtıkla bakacaktır cümle aleme.

* Mahremiyetin gitti mi elden, sende gitmelisin tez elden!

* Çok konuşanın dili kanar.

* Ne zaman mevsimlerden kış, olanca beyazlığına rağmen kara diye anılacak kadar zorlu geçse…

^-^ KEDİLER ^-^

* … yaya geçidinden, elinde bastonu, peşinde bir sürü kediyle kör bir adam yürümeye başlıyor.

* Satıcının yanında çoğu yavru olmak üzere, bir sürü kedi dolanıyordu. Dışarıdayken kör bir adamın yanına, tek ve büyük bir köpek yakışırdı, bir sürü yavru kedi değil. Üstelik kediler satıcı sanki her an ayaklanıp kaçacak kocaman bir ciğermiş gibi, yalana yalana dolanıyorlardı adamın etrafında.
… Paraya uzanırken, satıcının kucağına kurulmuş yavru kedilerden biri sırtını kabartıp tıslamıştı bana. Kedilerin benden hoşlanmadığına daha evvel de tanık olduğum için şaşırmamıştım ama gene de asabım bozulmuştu.

* Kedi gözü, insanın göremediklerini görebilir.

* Kedi fazla tüy döküyor, ben fazla soru soruyordum.

* Arada durup, boğazıma takılanları daha rahat yutabilmek için süt içiyordum, kedinin sütünü.

* Mışıl mışıl uyuyordu çocuklar, kediler…

* Elsa’nın yediği ciğerleri kendi seçer, kendi pişirirdi.

* Vişne ağacının dalında bir ölü asılıydı, bir kedi ölüsü L

* İyi de çocuklar kediler severdi. Acaba bu çocuk kedileri sevmiyor muydu?

* … üzerinde kestane pişen sobanın yanında, kabarık yer yastığının üzerinde, kırmızı yün yumağı ile oynayan bir kedi vardı.

* Sanki birisi dikkatli adımlarla çinko damın üzerinde yürüyordu; birisi… ya da bir kedi…

* İnsan unutunca ve unuttukça, bir kedi gibi kendi kabahatinin üzerini örtebilir.

* Kediyi görüyorum o an. Sırtındaki bütün tüyler kabarmış; bana bakıyor aşağıdan.

-         BASIM HATALARI-

* Sf / 36 1. prg.
Deniz… pütür pütür kabanr,…

* Sf / 44 2. prg.
O kadar uzun zaman olmuştu ki yürümeydi.

* Sf / 53 son prg.
… sesini emecek böcek bulamadığmda

* Sf / 66
an kovanında bala sövmüşcesine…

* Sf / 86 1. prg.
… tasalarımız, takmtılarımız

* Sf / 100 son prg.
         Artık kesinkes kararını vermiştim.

* Sf / 115 sondan bir önceki prg.
İçinde bir uğultu kabanyordu.

* Sf / 117 4. prg.
… sırtına inen kırbaçlardan kaları yaraları iyileştirmek için…

* Sf / 139
… olmak üzere iki kışıma ayrılır.

* Sf / 142 son prg.
… bir avuç dolusu patlamış mısın ağzıma tıkarken.

* Sf / 164 Lamia bölümü
Geçeleri bu nefretle…

* Sf / 166 ilk başlar
Biri rejim yapanlar içindi; az yağh.

* Sf / 169 oryantalizm bölümü
… bir kez sevişebilmek için yanıp tutuşulmuş Batılı seyyah.

* Sf / 172 son prg.
… kelamın taneleri ama yanlmıyordu.

* Sf / 175 ilk başlarda.
… gerisin geri çıkanlırdı.

* Sf / 175 1. prg.
… miskin miskin gülümseyiyerdi güneş.

* Sf / 206 sondan 1 önceki prg.
… yemeyi aklımdan dahi geçilmemiştim.

* Sf / 225 son prg.
… bir uçan balondan gözümüzü ayınr ve sonra dönüp tekrar bakarsak..

 Okuduğum tarih: 25 Haziran 2012

Yazar Hakkında Bilgi= Elif Şafak, 1971, Strasbourg doğumlu, ODTÜ Uluslar arası İlişkiler Bölümü’nü bitirdi, yüksek lisansını aynı üniversitede Kadın Çalışmaları Bölümü’nde, doktorasını ise Siyaset Bilimi alanında tamamladı. ‘Bektaşi ve Mevlevi Düşüncesinde Kadınsılık- Döngüsellik’ konulu yüksek lisans tezi Sosyal Bilimler Derneği’nce ödüllendirildi. İlk öykü kitabı Kem Gözlere Anadolu 1994 yılında yayımlandı. İlk romanı Pinhan ile 1998 yılı Mevlana Büyük Ödülü’nü aldı. Bunu Şehrin Aynaları ve yazara 2000 yılı Türkiye Yazarlar Birliği Ödülü’nü kazandıran Mahrem izledi. Bu romanıyla geniş bir okur kesimince tanınan yazar, diğer romanları gibi Metis Edebiyat dizisinde yayımlanan Bit Palas (2002) ve Araf’ı (2004) yazdı. Kadınlık, kimlik, kültürel bölünme, dil ve edebiyat konulu yazılarını Med - Cezir’de (2005) bir araya getirdi. Elif Şafak Avrupa ve ABD’de çeşitli gazete ve dergilere yazmaktadır. Michigan Üniversitesi’nde ve Arizona Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapmıştır. 2006’da yayımladığımız Baba ve Piç yılın en çok ilgi gören kitabı oldu ve 2007 başında dünyanın önde gelen yayınevlerinden Viking / Penguin tarafından İngilizcesi yayımlandı.

SON SÖZ –

        Görmeye ve görülmeye dair bir roman…

‘Öyle güzel ki uçmak… Öyle güzel ki tüyden hafif, uçurtmadan serseri, buhardan oynak, toz zerresinden kıvrak, kar tanesinden savruk olabilmek gökkubede. Niyetim daha, daha da yükseklere çıkmak. (…) Niyetim gökyüzünde fersah fersah yükselip güneşin gölgesine değerek, bembeyaz bulutların üzerine çıkıp bağdaş kurmak ve bir de oradan bakmak dünyaya. Çünkü bilmek istiyorum aşağıda olup biten her şey görülüyor mu buradan bakıldığında? Merak ediyorum arka bahçelerde sırlanmış sırlar, işlenmiş kabahatler, yarım kalmış oyunlar kaydediliyor mu satır satır, kelime kelime?
Bilmek istiyorum bir mahremiyeti var mı insaoğlu-insankızının, insan olmanın?’

         Şafak, Isabel Allende ekolü büyülü gerçekliğin önemli bir mirasçısı olmaktan öte bir yazar. Romanın görkemli gerçeküstücülüğü kayda değer bir zekayla desteklenmiş.
                            The Independent

         Uyumsuzluklara ve toplumun bunlara nasıl baktığına dair çok katmanlı bir metin. Sıra dışı, sanrılı bir roman…
                            Kirkus Reviews

not: Çekilişimi unutmayınız, katılınız, beklerim:) Buraya lütfen:)

24 Haziran 2012 Pazar

Stepnelerim:)))

Biten eldivenlerim var ancak fotoğraflarını çekmedik henüz. O yüzden  
böyle zamanlarda paylaşılmak üzere sırasını bekleyen eski çalışmalarımı devreye sokuyorum:))
Dünden beri komşumdan aldığım Elif Şafak'ın Mahrem isimli kitabını okuyorum. Senelerdir Elif Şafak'ı katıldığı televizyon programlarından ve verdiği röportajlardan takip etmeme ve o sakin, mağrur halini, ses tonunu, konuşmasını çok beğenmeme rağmen nedendir bilmem bir türlü kalemiyle tanışamamıştım. Şimdi anlıyorum ki çok geç kalmışım, büyük bir kayıp benim için. Aynı Şairin Romanı'nda olduğu gibi sindire sindire okuyorum. Ama ne yazık ki bitmez üzere! İlk kitap alışverişimde Mahrem'i kütüphaneme katmam, elimin altına, gözümün  önüne koymam lazım.


Geçen sene annem için nazar boncuklu bir takım örmüştüm. Daha önce nazar değmesin kilimini paylaşmıştım, görmek isterseniz buraya lütfen:) Nazar değmesin sepeti için de şuraya lütfen:)
Bu da takımın en son ve en minik parçası...





Seneler önce ilk ördüğüm ayraçlardan iki örnek paylaşıyorum. 
Diğer kitap ayraçlarıma bakmak isterseniz buraya lütfen:)


Tatlı cadıyı ablam için örmüştüm:)




Ve tavşancık:)






Mutlu bir pazar günü geçirmenizi diliyorum.
Sevgiler.

23 Haziran 2012 Cumartesi

Aurora'nın İncileri - Nermin Bezmen

Nermin Bezmen’in seneler önce ‘Sır’ isimli kitabını okumuştum ve beğendiğimi hatırlıyorum.
Ancak kitapla ilgili notlarımı ajandadan pc'ye aktarmamış olduğumdan onu daha sonra
paylaşacağım.
Aurora'nın İncileri ise Sır’ın devamı niteliğinde.  Komşumda görünce bir heves okumak için ödünç aldım. Sultanı Öldürmek'i 100 sayfa kadar okumuş ama Ahmet Ümit'in kitaplarını büyük bir keyifle okuyor olmama rağmen henüz bu kitabında aynı etkiyi yakalayamamışken azıcık ara verip bir günde Aurora'nın İncileri'ni okuyup sahibine teslim ettim. Benim için hayal kırıklığı oldu, hiç beğenmedim.
Komşumdan Elif Şafak'ın Mahrem ve Aşk kitaplarını aldım, sıra onlarda:)


AURORA’NIN İNCİLERİ
Yazarı: Nermin BEZMEN
Yayın Hakları: Remzi Kitabevi
-         Birinci Basım: Şubat, 2007
-         İkinci Basım: Şubat, 2007
-         Bu kitabın her basımı 5000 adet olarak yapılmıştır.
-         287 sayfa

*** ‘AŞK’, çok azımızın karşılığını verebileceği bir lükstür.
Bu kitabımı, hangi devirde ve hangi sınırlarda yaşamış olurlarsa olsunlar, ‘AŞK’ı sahiplenip yaşatanlara adıyorum.

Kitaptan Alıntılar;

        * Aynı iri mavi gözlerdi ama şimdi derinlerinde, buz kırıkları gibi hüzün parçaları yüzüyordu.
        * Yazım-basım hatasıJ Sf/ 175 sondan 2. prg. – Tak aksine. (Tam aksine olacak)
 Okuduğum tarih: 22 Haziran 2012

Yazar Hakkında Bilgi= Nermin Bezmen, gelenekselden naife ve klasiğe, minyatürden özgün baskıya ve restorasyona uzanan sanat yelpazesini, yoga felsefesi ve müzikle beslediği uzun senelerden sonra, ilk kez 1991’de okurla buluştu.
TRT’de canlı yayın sunuculuğu, çeşitli dergilerde köşe yazarlığı, röportaj dizileri ile panel organizasyon-yönetimi ve halkla ilişkiler, yoga eğitmenliği yapan Nermin Bezmen, 25 yıldır atölyesinde yetişkinlere ve çocuklara resim dersi vermekte, yazılarını Chronicle dergisindeki köşesinde sürdürmektedir.
Uzun süren araştırmaları ışığında nakış gibi işlediği detayları, tarihin sessiz kalmış gerçeklerini, titizlikle uyarladığı karakter tahlillerini, gerçekliğin vuruculuğuyla roman ve öykülerine aktardı. Okurlar da bu satırlarda, kendilerini, düşlediklerini, hüzünlerini, endişelerini veya çok yakınlarından bir esintiyi yakaladılar.
2002’de, Haliç Rotary Kulübü’nün verdiği ‘Meslek Ödülleri’nin edebiyat dalındakini almış olan yazar, evli ve iki çocuk annesidir.
Nermin Bezmen’in diğer eserleri:
Uyandıran Aşk (Şiir, 1991), Kurt Seyt & Shura (Roman, 1992), Kurt Seyt & Shura (İngilizce), Kurt Seyt& Murka (Roman, 1993), Mengene Göçmenleri (Roman, 1994), Zihnimin Kanatları (Denemeler, 1995), Türkuaz’a Dönüş (Derleme-Roman, 1996), Bir Gece Yolculuğu (Fantastik Roman, 1999), Bir Duayen’in Hatıratı (Derleme-Anı, 2002), Sır (Roman, 2006), Kırk Kırık Küp (Hikaye, 1999,2006)

Keyifli okumalarınız olsun...

22 Haziran 2012 Cuma

Baykuşlu Eldiven Serisi:)

Son parti baykuşlu eldivenlerim:) Fotoğraflanmamış ürünüm kalmadı elimde. Yenilerini örüp biriktirmek gerek:)

emeksensin ve pasajda...






emeksensin ve pasajda...





emeksensin ve pasajda...





emeksensin ve pasajda...





emeksensin ve pasajda...


 


emeksensin ve pasajda...





Herkese sevgilerimle.

21 Haziran 2012 Perşembe

^-^ Bütün Kediler Toplandık:)))

Bu kez de kedişli eldivenlerimle hepinize sevgilerimi gönderiyorum:)


Kedişli eldivenimden kazanmak isterseniz buraya tık tık:)


emeksensin ve pasajda...



emeksensin ve pasajda...





emeksensin ve pasajda...





emeksensin ve pasajda...





Eldivenlerin Dönüşü:))

Günlerdir süren poyraz yünlerle olan ilişkimi pek rahatlattı:) İki haftadır biten eldivenlerimi fotoğraflayamamıştım. Bugün hepsinin çekimlerini bitirdik. İlk parti karşınızda:)


emeksensin ve pasajda...



emeksensin ve pasajda...




emeksensin ve pasajda...





emeksensin ve pasajda...





emeksensin ve pasajda...





*** Ayrıca Facebook'ta moonlightcat13 sayfama da arzu edenleri beklerim:)))
Hepinize sevgiler.