31 Ağustos 2014 Pazar

Kavgam - Adolf Hitler *Yaz Okuma Şenliği 2014*

Sevgili Pinuccia'nın düzenlediği 'Yaz Okuma Şenliği'  kapsamında okuduğum bir kitap daha...
Listenin 11. sırasındaki -Yasaklanmış bir kitap- kategorisi dahilinde 'Kavgam'ı okudum.

Fotoğraflarla okuma hallerime bakmak isterseniz:

Okuma Halleri, Fotoğraflarla - Kavgam / Adolf Hitler


Satış Kısıtlamaları-
Kitap, günümüzde AlmanyaFransaAvusturyaPolonya ve birçok Avrupa ülkesinde yasaklanmış bulunmaktadır. Kitabın yayın hakları Bavyera hükümetinin elindedir. Bavyera hükümetinin kitabı basan yayınevleri hakkında Türk mahkemelerinde açtığı dava sonunda, varılan karar uyarınca kitabın yayımlanması ve satılması Türkiye'de yasaklanmıştır.  Fakat Kavgam Türkiye'de çeşitli kitapçılarda halen satılmaktadır.



İçerdiği fikirler açısında okuması zor bir kitap. 
Dünya ülkelerinin tarihlerini incelediğimizde sarsıcı vahşetlerle karşılaşmak şaşırtıcı değil ne yazık ki...
Fikirler vahşi, uygulamalar vahşi, insanlar vahşi...


KAVGAM
Yazarı: Adolf HİTLER
Orijinal Adı: Mein Kampf
Türü: Otobiyografik - Siyasi Manifesto-
Yayın Hakları: Kum Saati Yayınları
Çeviren: Ahmet Çuhadur
-   611 sayfa

Kitaptan Alıntılar;

* Babamın kütüphanesini karıştırırken, elime askerlikle ilgili çeşitli kitaplar geçiyordu. Bunların içinde, 1870-1871 Fransız-Alman savaşının halk için yazılmış bir nüshası vardı. Bunlar çocukluğumun ilk kitapları oldu.

        * Çok fazla zaman gerektirmeyen okul derslerinden orta kalan zamanlarda evde kapalı kalmaktansa açık havada, güneşe çıkmayı tercih ederdim. Bugün siyasi rakiplerim Hitlerin gençliğinde neler yaptığını ortaya çıkarmak için, çocukluk yıllarıma kadar uzanan bütün hayatımı büyük bir titizlikle araştırdıkları zaman, bana o mutlu günleri yeniden yaşama fırsatı verdikleri için şükrediyorum.
  
        * ... diller mücadelesinde özellikle çocukları kazanmak gerekir. Dolayısıyla mücadelenin ilk aşaması, çocuğa yönelmedir.
         -'Alman çocuğu, sakın Alman olduğunu unutma...'
         -'Kız çocuğu, bir gün Alman annesi olacağını düşün'

        * Gençlik mücadelesini kendi silahlarıyla verecektir. Yabancı müzikleri dinlemek ve söylemekten vazgeçecektir.

        * On beş yaşıma geldiğimde, Habsburg hanedanının vatanseverliği ile ırk nasyonalizmini birbirinden ayırarak, ikincisine çok açık bir sevgi beslemeye başlamıştım.

        * Tarih derslerinin amacının sadece tarihleri ve olayları öğretmekten ibaret olmadığını maalesef tarih öğretmenlerinin bile çok azı anlayabilmektedir. Mesela, bir savaşın veya bir hükümdarın tahta çıkma tarihini öğrencinin doğru olarak bilmesinin hiçbir önemi yoktur. Zaten önemli olan da bu değildir. Tarihin amacı tarihi olayları meydana getiren nedenleri araştırıp öğrenmektir.
Bence tarihi bu sebeple okumalı ve araştırmanın amacına, uygun olan özü koruyup, gereksiz ayrıntıları unutmalıdır.
  
        * Siyonist Yahudilerle, Liberal Yahudiler arasındaki bu kavga bana bir müddet sonra tiksinti vermeye başlamıştı. Bütün bunlar gerçeğe uymuyordu, tam tersine saf bir yalandan ibaret olan bu tartışmalardan dürüstlük beklemek, bu düzenbaz kavmin pisliğine de uyuyordu. Zaten bu halkın, ahlak ve temizlik anlayışı özel bir şeydi. Soya karşı ne kadar az ilgileri olduğunu yüzlerine bakınca anlamak mümkündü. Uzun palto giyen bu adamların kokusunu duydukça içime bulantı geliyordu. Elbiseleri pislik ve kaba insanlardı.

        * ... herhangi bir sosyal ve özel hayatta ne biçimde bir pislik ve karanlık olmasın ki, ona bir Yahudi parmağı bulaşmamış olsun.

        * ... o hayasız ve duygusuz Yahudilerin...

        * Çünkü bir Yahudi, asla bir Alman değildi.

        * ... suçlu olan işçiler değil, halkın kaderini karanlığa gömen Yahudileri duvara çivileme zahmetine katlanmayaların ta kendisiydi.

        * O zamana kadar yeteri kadar aktif olmaktan uzak yarı kozmopolit bir hayat sürerken, bundan böyle tutucu bir Yahudi düşmanı kesildim.

        * ... ben, yaratıcımızın mutlak olan ruhuna göre hareket ettiğime inanmaktayım. Çünkü, Yahudiye karşı savaşırken aynı zamanda Tanrı'nın kanunları için de savaşıyorum demektir.

        * İnsanlığı çürüten mikropları, Yahudileri de unutmamak gerekirdi.

        * Yahudilerle uzlaşılmaz, onlarla sadece şu karar verilir: Ya hep ya hiç!

        * Bizim mücadelemiz esası ırkımızın ve milletimizin hayat ve gelişmesini devam ettirmektir. Çocuklarını doyurmak ve kanının temizliğini, vatanın hürriyet ve bağımsızlığını korumaktır.

        * İnsanlığın en büyük düşünürlerinden biri olan Schopenhauer, gerçeği yakalayarak, sonsuza kadar doğru olarak kalacak bir cümle içinde onları ebediyyen lanetlemiştir. O, Yahudilere 'yalanın büyük üstadları' adını vermiştir.

        * Eğer, Yahudiler bu dünyada tek başlarına kalsaydı pislik içinde boğulurlardı ya da amansız ve insafsız çatışmalara içinde birbirlerinin kökünü kazımaya çalışırlardı.

        * Yahudinin uygarlık karşısında yerinin ne olduğunu anlamak için, şu önemli gerçeği gözden uzak tutmamak gerekir: Hiçbir zaman bir Yahudi sanatı görülmemiştir. Bugün de yoktur. Özellikle güzel sanatların iki kraliçesi mimari ve müzik yeni olan hiçbir şeyi Yahudilere borçlu değildir. Sanatta, Yahudinin meydana getirdiği şey fikri bir hırsızlıktan başka bir şey değildir. Dolayısıyla Yahudi yaratıcı güçle ve uygarlıklar kurma hakkı ile yüklü ırkların yeteneklerine sahip değildir.

        * Yahudi daima başka milletlerin sırtında asalak olarak yaşamıştır.

        * Yahudinin asalak sıfatıyla başka milletlerin ve devletlerin vücutlarında yaşadığı hayat özel bir niteliğe sahiptir.

        * Yahudi, dünyayı ekonomik yönden ele geçirmek istediği gibi siyasi açıdan da hakimiyeti altına almak ister.

        * Siyah saçlı pis Yahudi...

        * Zencileri Almanya'ya getirenler Yahudilerdi. Hep aynı gizli amaç ve açık hedef için hala da getirmektedirler. Nefret ettikleri beyaz ırkı melezleşmeden ortaya çıkan piçleşme ile yok etmek, onu vardığı uygarlık ve siyaset seviyesinden indirmek ve ona hakim olmak istemektedirler. Çünkü ırkı temiz olan, kanının gücünden haberdar olan millet hiçbir şekilde ve hiçbir zaman Yahudiye boyun eğmez. Yahudi ancak, bu dünyada sadece ve sürekli olarak melezlerin efendisi olabilir.

        * Alman devletinin çöküşünün, nedenlerini tetkik edecek olursak, ilk ve kesin neden olarak ırk meselesinin ve Yahudi tehlikesinin anlaşılıp görülememesinin geldiği anlaşılır.

        * Irkçılık ise insanlık içinde, çeşitli milletlerin değerini kabul eder. Irkçı anlayış için, devleti ancak bir maksat saymak bir ilkedir. Bu maksat da, ırkların varlıklarının korunmasından ibarettir. Irkçılık, onların eşitliğine asla inanmaz. Irkçılık, dünyayı yöneten sonsuz güce uyularak, en iyinin ve en kuvvetlinin zaferini kolaylaştırmak, kötü ve zayıf olanların boyun eğmesini sağlamak zorunluluğuyla donanmıştır.

        * Temiz ırka mensup bir kimse akla uygun ve düzgün kararlar alırken, karışık bir kan bütün zor anlarında şaşırır yahut yarım kararlar verir. Neticede karışık kanlı kimse, safkan kimsenin hakimiyeti altına girer.

        * Belirli bir ırka mensup bir fert, aşağı bir ırkın temsilcisi ile birleşirse, birleşmenin sonucu seviyenin düşmesi olacaktır. Ayrıca, aralarında yaşadıkları saf ırk mensuplarına oranla daha zayıf bir soy meydana getirecektir.

        * Yahudiler, her zaman milletlerin ve ırkların yıkılış nedeni olmaktadır. Bir başka ifadeyle Yahudiler, uygarlığı çöküntüye sürüklemektedir.

        * ... Yahudi kanının yayılması ile, her gün ırkımızda büyük bir yıkım oluyordu. Kanımızın böyle zehirlenmesi asırlarca devam ederse, ancak yüzyıllar sonra temizlenebilir. Irkımızın çöküşü sonucu, Alman milletinin üstün ırk özelliği ortadan kalkacak, sonuçta uygarlık kurma yeteneğimiz sıfıra inecekti. İşte bütün bunlar düşünülmeli ve Yahudilerin bu işi sistemli bir şekilde yaptığının farkına varılmalıdır.

        * Yahudiler, Amerika Birleşik Devletleri'nin mali kaynaklarının hakimidir.

        * Yahudi ırkında daima dünyaya tahakküm emeli vardır.
  
- Yazım-Basım Hataları -

        * Sf/13
         ... nafakanlar basıyordu.

        * Sf/13
         ... okul derslerinden orta kalan zamanlarda

        * Sf/18
         ... sarıp s armalayan...

        * Sf/21
         ... birden bire darmadağın...

         Yolda babamın elli yıl önce, kaderini değiştirmeyi başardığım düşünüyordum.

        * Sf/25
         Sosyal meselelerde ilgi sahama girmiyordu.

        * Sf/27
         ... lağımla-
         rda...

        * Sf/29
         ... satacak bir şeyi yoksa nuhtaç hale gelir.

        * Sf/31
         ... soyunun devamın için...

        * Sf/32
         ... ifade etmediğini, söyler karnını nerede doyurursa orada rahat edeceğini söyleyenlere...

        * Sf/35
         ... mimarlığı kendim için sadece bir iş olarak düşünmüyordum o benim için gerçek mutluluğunta kendisiydi.

        * Sf/36
         ... değersiz olandan ayıramazlarda.
         ... okumayı bırakmayı veya hiç olmazsa safyaları atlamayı da bilmezler.
         ... politaka sahnesinde...

        * Sf/40
         ... aralarında siyasete konuşulmasıydı.

        * Sf/42
         ... çekinmedendehşet...

        * Sf/45
         ... hayat şartları için macadele etme...

        * Sf/46
         ... ahlaksız iş adam kısım kendisini...

        * Sf/47
         ... kooporatif...

        * Sf/53
         ... hiçde...

        * Sf/55
         ... görünüşleri Almanların kine...

        * Sf/57
         ... rölü oynamak...

        * Sf/85
         Araştıılıp...

        * Sf/86
         ... milletvikili...

        * Sf/116
         1942 baharında... Münih'e gittim.

        * Sf/131
         ... yürütebeleceğimiz...

        * Sf/278
         ... onlardafedakarlık...

        * Sf/278
         ... başka milletlerin vatandlarında...

        * Sf/283
         ... kırbaçla kavmuştur.

        * Sf/297
         ... elegeçirmek...

        * Sf/336
         ... kelimeninifade...

        * Sf/400
         ... herzaman...
                                     
                                                   Okuduğum tarih: 30 Ağustos 2014

* Çeviri oldukça kötüydü ve fazlasıyla yazım hataları barındırıyordu.


Yazar Hakkında Bilgi=  Adolf Hitler (d. 20 Nisan 1889, Braunau am Inn - ö. 30 Nisan 1945, Berlin), Avusturya asıllı Alman politikacı, siyasi lider, teorisyen ve devlet adamı. 1919 senesinde Alman İşçi Partisi’ne (Deutsche Arbeiterpartei; DAP) üye olmasıyla başlayan politik yaşamı, bu partinin 1920 senesinde Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi’ne (Nationalsozialistische Deutsche Arbeiterpartei; NSDAP) dönüşmesiyle devam etti ve 1921 senesinde ise Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi’nin lideri oldu. Uzun süreli bir siyasal mücadelenin sonucunda, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi’nin 1933’te iktidara gelmesiyle Almanya şansölyesi (başbakan) ve 1934’den ölümüne kadarAlmanya devlet başkanı olarak görev yaptı. Devlet başkanı olduğu dönemde şansölyelik ve cumhurbaşkanlığı makamlarını birleştirerek “Führer und Reichskanzler” unvanını kullanmıştır. Nasyonal sosyalizmin kurucusu olup, Almanya’yı 12 yıl boyunca bu öğretiyle yönetmiştir. Bir politikacı ve asker olmanın yanı sıra ressam ve yazar idi.
Hitler, Almanya’da I. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan Büyük Buhran’dan güç kazandı. Propaganda ve karizmatik bir dille, alt ve orta tabakanın ekonomik istemlerine ümit veriyordu; bunun yanında da belli bir seviyede milliyetçiliksosyalizmantisemitizmanti-komünizm ve anti-kapitalizm de sunuyordu. Ekonominin tekrar kurulması, yeniden silahlandırılmış bir ordu ve totaliter ve faşist bir rejimle; Hitler Almanya içerisindeki düzeni yeniden tesis etti ve güçlü bir ülke yarattıktan sonra, saldırgan bir dış politika izleyerek Alman “yaşam alanı”nı (Lebensraum) genişletmek amacıyla Polonya’ya saldırdıYıldırım savaşı (Blitzkrieg) taktikleri ve Mihver Devletleri ittifakı ile birlikte Avrupa′nın büyük bölümünü ve Asya’nın bir kısmını işgal etti.
ABD’nin II. Dünya Savaşı’na Müttefiklerin tarafına katılması ve Kızıl Ordu’nun ilerlemesi ile Alman ordusu gerilemeye başladı. Sovyetgüçlerinin 23 Nisan 1945’te Berlin’e girmesi ile Almanya’nın yenilgisi kesinleşmişti. Hitler; işgal altındaki Berlin’de, eşi Eva Hitler[1][2](Eva Braun) ile Führer yeraltı sığınağında (Führerbunker)[3] 30 Nisan 1945 günü intihar etti. Cesedi -vasiyeti üzerine- takipçileri tarafından yakıldı. 8 Mayıs 1945’te Alfred Jodl’ın imzaladığı teslim belgesiyle Büyük Alman İmparatorluğu yıkıldı.
Hitler’in saldırgan dış politikası, Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesinin ana nedeni olarak kabul edilir. Onun Yahudi karşıtı politikaları ve ırkçı ideolojisi, aşağı ırk olarak gördüğü en az 5,5 milyon insanın ölümüyle sonuçlanmıştır.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Adolf_Hitler
Kitap Hakkında Bilgi=  Kavgam (Almanca özgün adı: Mein Kampf), Adolf Hitler'in yazdığı otobiyografik bir kitap ve siyasal bir manifestodur.
Kavgam, aslen iki ciltten oluşmaktadır. Hitler bu eserin ilk cildini Kasım 1923'teki Birahane Darbesi'nin ardından, 9 ay Landsberg Cezaevi'nde hapis yattığı dönemde, dostu Rudolf Hess aracılığıyla yazmıştır (1924). İlk cilt 18 Temmuz 1925 tarihinde basılmıştır. Hitler kitabın ikinci cildini hapisten çıktıktan sonra, 1926 yılında kaleme almıştır.
Hitler, kitaba “Viereinhalb Jahre (des Kampfes) gegen Lüge, Dummheit und Feigheit” (Yalana, Aptallığa ve Korkaklığa Karşı Dört Buçuk Yıllık Mücadele) ismini vermek istiyordu. Fakat kitabı basacak yayınevinin sahibi Max Amann bu ismin çok uzun olduğunu bahane etmiştir ve eser “Mein Kampf” (Kavgam) ismiyle basılmıştır.[1]
Yirminci yüzyıl siyasal tarihi açısından önemli bir yapıt olan bu eserde Hitler, “nasyonal sosyalizm” adını verdiği dünya görüşünün açıklamasını yapar ve amaçlarını bildirir. Hitler'in siyasal ve ekonomik tezlerinin yer aldığı, kapitalizmin ve Marksizmin eleştirildiği bu kitap, aynı zamanda bir otobiyografi olması nedeniyle de kıymete değerdir. Kapitalizme ve Marksizme karşı yeni bir politik sistemin önerisi sunulmaktadır; bu bakımdan Kavgam'da Hitler'in kendi politik kuramları yazılı haldedir. Hitler parlamenter demokrasinin eleştirisini yapmış, milliyetçiliğin karşıtı olan enternasyonalizmi dönemin sosyopolitik koşulları altında yermiş, Pancermenist idealler üzerine kurulu “Büyük Almanya” hedefini açıkça dile getirmiştir. İkinci cildin son kısımlarında, nasyonal sosyalist düzen kurulduğu takdirde Almanya'nın Doğu Avrupa'da gerçekleştireceği politikaları açıklamış olması, onun İkinci Dünya Savaşı yıllarında yapmış olduğu politikaların bir önizlemesidir ve dikkat edilesidir. Hitler, Almanya'nın başta Fransa ve Rusya olmak üzere, rakip devletlerle olan hesaplaşmalarını ve bu sorunlar hakkındaki fikirlerini de belirtmiştir.
Kavgam, Hitler tarafından Birahane Darbesi'nde (9 Kasım 1923) hayatını kaybetmiş diğer partililere ithaf edilmiştir; bunlar: Alfarth Felix, Bauried Andreas, Casella Theodor, Faust Martin, Ehrlich Wilhelm, Hechenberger Ant, Körner Oskar, Khun Karl, Lefore Karl ve Neubauer Kurt'tur.
İçerik-
İlk ciltte, Hitler kendi yaşamının gençlik evrelerini, siyasi görüşlerinin oluşumundaki etkenleri, Yahudiler hakkındaki ilk fikirlerini ve bu fikirlerinin hangi yönde, nasıl geliştiğini; neden bu düşüncelerinin oluştuğunu anlatır. Bu bölümde savaş anıları da dahil olmak üzere kişisel anılar çoğunluktadır ve dönemin sosyopolitik yapısı incelenmektedir. İlk cilt 12 bölümden oluşmaktadır.
İkinci cilt ise Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'nin parti programı ve ideal devlet yapısı üzerine yazılmış bir doktrin olmakla birlikte, Almanya'nın ileriki dönemlerine dönük fikirlerini beyan ettiği ve öğütler verdiği bir kitaptır. Toplumsal düzen, sosyal yaşam, ekonomik sistem, gençliğin yetiştirilmesi, aile yaşamı, eğitim-öğretim, millet, ırk ve devlet gibi konular hakkında fikirlerini açıkladığı bu ciltte nasyonal sosyalizmin öngördüğü sosyokültürel ve sosyoekonomik düzeni bildirmiştir. İkinci cilt 15 bölümden oluşmaktadır.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Kavgam

ARKA KAPAK –

'İşgal altındaki topraklarımız anavatana ateşli protestolarla değil, kılıcın indirdiği zafer darbeleriyle katılabilir.
Daha önce de değindiğim gibi, dünyanın altını üstüne getiren büyük olayların tamamı yazı ile değil, sözle meydana getirilmiştir.
Siyasi kuruluşlar karşılıklı çıkarlarından dolayı birbirleriyle göstermelik olarak anlaşırlar. Benim felsefi doktrinim ve partim bu çıkar gruplarıyla kesinlikle anlaşamaz, çünkü benin doktrinim dünyayı tekrar mutlu bir şekilde yaşatacak güce sahiptir. Böyle bir idealde elbetteki geçici anlaşmalar söz konusu olamaz.
Beceri ve yetenek eğitimin bir ürünü değildir. Bu yetenek kişide doğuştan vardır yani bu Tanrı'nın bir lütfudur.'

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder