9 Ocak 2018 Salı

Kuru Su - Hande Aydın

 Sevgili @leylakdali (blogu) sayesinde okuma listeme eklenmiş bir kitap 📚🍀
* Doğa savunucusu bir roman. Güzel bir kurgu ve sempatik karakterlerle HES'leri ele almış. Konusu itibariyle okunmayı hak ediyor kesinlikle 🌳 Bu tarzda okuduğum ilk roman olması sebebiyle de benim için farklı bir okuma oldu. 

* Ancak çok fazla benzetmeli cümleler kullanılmıştı, açıkçası tarz olarak bana biraz uzak geldi o açıdan. Ne dediğimin daha iyi anlaşılması için ve örnek olması adına birkaç cümle paylaşacağım.


KURU SU
Yazarı: Hande AYDIN
Türü: Roman
Yayın Hakları: Ayizi Kitap
-   1. Baskı, Şubat 2017

-   200 sayfa


 Kitaptan Alıntılar;

        * Bunca benzetmeli tarz bana biraz uzak geldi. Yirmi cümle not etmişim defterime, burada birkaç tane paylaşacağım:
         - Genç adam kestane ağacından omzuna, saçlarına düşmüş yapraklarla, az önce gelini tarafından terk edilmiş, yine de kafasında konfeti patlatılmasına engel olamamış bir damadı andırıyordu.
        - Oturduğundan beri sıkıştıkça sıkışan kalbi kaynar suya atılmış midye gibi açılmıştı.
            - Yüzmeyi yeni öğrenen birinin denize attığı ilk adımda gelen büyük bir dalgaya sinirlenmesi gibi haksızlığa uğrayan birinin şaşkınlığını yaşamıştı başta.
         - Ankara ilkbaharı, tam on altı gündür içkiye tövbe etmiş bir adamın kararlılığıyla uyanıyordu.
        - Gözlerine dolan damlalar, tıpası açılmış küvet deliğinden akar gibi gerisin geri gitti.
         -Tombul kadının gözlerinde tabak çanağını yıllarca elde yıkamış bir kadının bulaşık makinesine bakarkenki hayranlığı vardı...

        * Aile meseleleri çetrefilli, hatta doğduğunda imzaladığın bir Sevr! Sonra ömrün boyunca annenin, babanın, kardeşlerinin, hayatından geçiş haklarını kontrol edebilmek için uğraşıp dur.

        * Bakanlık daha bir yıl önce DSİ'yle birlikte hazırladıkları raporda Rize'deki HES inşaatlarının doğada yarattığı tahribatı tespit etmiş, can suyunun yetersiz olduğunu, balık geçişlerinin ayarlanmadığını, hafriyatın ormanlık alana bırakıldığını kamuoyuna açıklamışlardı. Şimdi aynı tahribat nedeniyle Melet Nehri'nin gündeme gelmesine şaşırıyorlardı.

        * Mahmut Hamsici'nin kitabını bulabildin mi?
         (Dereler ve İsyanlar / Nota Bene Yayınları - Türkiye'de son dönemlerin önemli tartışma konularından HES'lerle ilgili ilk kitap Nota Bene yayınları'ndan yayınlandı. Gazeteci Mahmut Hamsici'nin imzasını taşıyan 'Dereler ve İsyanlar' da kamuoyunun HES'lerle ilgili merak ettiği tüm bilgilerle Hamsici'nin Türkiye'nin dört köşesinden aktardığı gözlemler ve yaşam haklar için mücadele edenlerin hikâyeleri yer alıyor.)
         
        * İş makineler gelecek dedim, geldiler. Ağaçları kesecekler dedim, kestiler. Bizi ezip geçecekler dedim, geçtiler. HES inşaatı üzerinde oturan beş aileyi evlerinden ettiler. Melet gözümüzün önünde kuruyor. Can suyu bırakıcaz dediler, bıraktıkları can suyunu gelip başkaları bir daha tünele soktu, onun da can suyunu bıraktılar. Kefaller öldü. Evvelden Mesudiye'de kuyu ustası çoktu, şimdi kuyuya çekecek tatlı su kalmadı.

        * Girişe koyduğu aynanın ortasındaki çatlağı, her baktığında iki kişi varmış gibi gösterdiği için sevdiğini hatırladı.

        * Ellerinden geleni yapıyorlardı ama kendileri akıntıya karşı kürek çektilerse, bu çocuklar girdabın içinde doğmuşlardı.



 ^-^ KEDİLER ^-^

        * ... gözleri kedigözü gibi parlıyor...



 - Yazım-Basım Hataları-

        * Sf/ 85
         ... kadın ardarda gelen iki hapşırmadan...

        * Sf/ 180
         ... sesizce...

                                                                  Ağustos 2017


Yazar Hakkında Bilgi=  Hande Aydın, 1980 yılında Malatya'da doğdu. İzmir'de büyüdü. Lisansını Ege Üniversitesi Psikoloji bölümünde, yüksek lisansını Avustralya'da Cairnmillar Psikoterapi Enstitüsü'nde tamamladı. On yılı aşkın bir süredir Ankara'da yaşayan Hande Aydın halen yetişkinlerle psikoterapi alanında çalışmaktadır.

ARKA KAPAK –

“İş makineleri gelecek dedim, geldiler. Ağaçları kesecekler dedim, kestiler. Bizi ezip geçecekler dedim, geçtiler. HES inşaatı üzerinde oturan beş aileyi evlerinden ettiler. Melet gözümüzün önünde kuruyor. Can suyu bırakıcaz dediler, bıraktıkları can suyunu gelip başkaları bir daha tünele soktu, onun da can suyunu bıraktılar. Kefaller öldü. Evvelden Mesudiye’de kuyu ustası çoktu, şimdi kuyuya çekecek tatlı su kalmadı. Kuyu suyuyla bahçeyi sulasan bembeyaz tuz birikiyor. Belli ki deniz içerilere kadar girmiş, tatlı suya tuzlu su karışmış. Nehirler akmıyor ki göllere ulaşsın. Onlar da kuruyor.”

Hande Aydın, yaşamın, yaşam alanlarının yok edilmesine karşı verilen umut dolu mücadeleyi romanın diliyle anlatıyor. Sınır aşan bir dayanışmadan sivil itaatsizliğe uzanan yolun heyecanına ortak ederek…


Defterimden...


Keyifli okumalarınız olsun.


1 yorum:

  1. Bir zamanlar HES'leri en çevreci faaliyet olarak görüyormuş çevreciler bile, inanamadım :(

    YanıtlaSil