Sayfalar

3 Eylül 2012 Pazartesi

Eylül Ayının Bereketi:))

Ağustos ayında biten Kahve Molası ve Şehirler Kitabı'na ait notlarım evde kaldığı için şimdilik onları paylaşamıyorum. 
Eylül, okuma konusunda bereketli geldi ve dilerim böyle de devam eder. Üç kitabı da eşzamanlı okudum ve aynı günde de bittiler:)

SALKIMSÖĞÜTLERİN GÖLGESİNDE-

İçlerinde en beğendiğim kitap bu oldu. Sevgili bilge ve annesi blogunda paylaştığında dikkatimi çekmişti ve sonrasındaki ilk D&R çıkartmamda edinmiştim:)

Yazarı: Melisa GÜRPINAR
Yayın Hakları: Can Yayınları

-  1998
-   105 sayfa

Kitaptan Alıntılar;

        * Bir vapur düşlüyorum bazen, bacası sığmıyor satırlara.

* Eğer kör bir tapınak şarkıcısı olsaydım, ay ışığı ile yıkanan ruhum, aldırmazdı elbet eteklerime sıçrayan çamurlara.

* Şiirin evi, küçük, derme çatma, bahçeli. Sanki bir kentin ortasında yalnız ve ayrıksı kalmış da, bekliyor gibi onu yıkacak eli.
Evin taşı tuğlası, sözcükler. Bunu herkes bilir. Temeli, iğreti bir akıl. Harcı ise, ölümden. Sızdırmaz dünyayı içeri. Yüreği sıcak tutar ısıtır. Ya kapısı? Özgürlük. Penceresi, anılardır. En solgun resimler yansır ötelerden.
… Yalnızca düşler tüter bacasından, en uzun gecesinde karakışın sabaha kadar.
Şiirin evi bahçelidir dedim ya, işte o bakımsız bahçe, hayattır. Orta yerde kör kuyusu, çiçeği, otu ısırganıyla, oyalar bedeni, yorar hırpalar.

* Günler çok uzundu bitmek bilmezdi. Ömürler ise, ne yazık ki kısacık.

* Acaba nerede, otuz yıl önce sıcak bir hıdrellez günü, taktığım nişan yüzüğü? Bakıyorum kendime de, daha bir tek firketeyi ancak çıkarabilmişim topuzumdan. Kaç yüzyıl sürer, saçlarımın çözülmesi, soyunmam kaç bin yılda tamamlanır, bilemem. Aşk sonsuzdur dedikleri için, böyle ağır davrandım belki.
         Su mermeri oydu, yıprattı bedenimi. Ben bir mayıs gününün anısını tutamadım ellerimde. Nişanlım, kim bilir nasıl beklemektedir, o büyük çınar ağacının altında sabırla beni.

         * Evler, durmadan yıkılırken, birbiri üstüne, aşk, hangi elyazması kitapla birlikte, mezata çıktı da, alıcı bulamadı kendine?

         * Gene yağmurlu bir gece, gene yalnızım. Ya herkesinki kadardır yaram ya da biraz daha derince yüreğimdeki. Meğer ne kadar alışmışım kendime, her gün giyilen bir giysi gibi.
         Soğuk bir odada, bir servi sandık kadar unutulmuş olup da, içi durmadan geçmişle dolup taşan biri, acaba nasıl korumalı, güvelerin saldırısından kendini?

         * Ölüm, bir cenin gibi döne döne büyürken içimde, ben daha doğmamış umutlara analık ediyorum gizlice.

         * İyi ki, bütün şiirlerim, daha yazılmalarından yıllar önce, ezberimdeydi.

         * Hayat, her çocuğun anı defterlerine yazdığı gibi, bir ‘gemi’ye benzetilebilir mi sizce?
         Benzediğini varsayarsak, ben o geminin, ne kamarasını bilirim, ne güvertesini. Ne kaptan olabildim o gemide, ne de yolcu. Denilebilir ki, ömrüm makine dairesinde geçti. Anlayamadım bile gürültüden, savaşta mıydık, yoksa kısa bir gezide mi?
Tam dalgalar yutarken gemimizi, bir an için görebildim sanırım, sislerle kaplı uzak bir adada, sessizliğin şiirini arayan ölümsüz şairi. Yoksa göremedim mi?

         * Saçları yaz yağmuru serinliğinde, teni zambak yaprağı, kirpiklerinden düşler dökülen…

         * Şiir öyle büyülü bir bahçedir ki, geçmiş zaman dirilir içinde. Su dirilir, ışık dirilir, renk dirilir. Söz de dirilir elbet. Ve ne yazık ki, hemen, diri diri gömülür şiire gene. Kök salmak için, dilin derinliklerine.

^-^ KEDİLER ^-^

* O, kapkara bir kedi yavrusuydu. Pek sevmişti dolaşmayı, küçük evin damında. Merakla eşti durdu, kiremitlerin arasında biriken karı. Üşüdü, ıslandı, aldırmadı. Onun öğrenmesi gerekti kışı. Aslında, güneşi de görmemişti daha. Sonsuza dek sıcak kalacak sandığı anasının karnına, yaslanıp uyuyacaktı biraz sonra.
         Serçeler,üstüne kar yağmış bahar dallarında, kaygısıca sallanıyorlardı. Nasıl olsa kedi yavrusu tanımıyordu onları, uzaktan şaşkın şaşkın baksa da.

         * Komşumun mavi gözlü bir Siyam kedisi vardı, hep erguvan ağacına tırmanırdı.
                                                          Okuduğum tarih: 2 Eylül 2012

 Yazar Hakkında Bilgi= Melisa Gürpınar, 1941’de İstanbul’da doğdu. İktisadi ve Ticari Bilimler Akademisi ile İstanbul Belediyesi Konservatuarı Tiyatro Bölümü’nü okudu. İlk şiir kitabı, 1962’de yayımlandı. Öğrencilik yılları boyunca, bir sanat dergisinde yazı işleri müdürlüğü, halk eğitim merkezlerinde tiyatro eğitmenliği yaptı, amatör olarak öncü tiyatro çalışmalarına katıldı. Dönemin bütün sanat edebiyat dergilerinde yazı ve şiirleri yayımlandı. konservatuarı bitirdikten sonra, iki yıl kadar Londra’da tiyatro eğitimini sürdürdü ve B.B.C. Türkçe servisinde, tiyatro eleştirilerini içeren kültür konuşmaları yaptı. 1966’da İstanbul’da Yeni Tiyatro Derneği adlı oluşumun kuruluşunu üstlendi. 1970’te de Kardeş Sahne adlı profesyonel bir tiyatronun ortaklığını yaptıktan sonra, tiyatro ile ilişkisini uzun bir süre yalnızca eleştirmen olarak sürdürdü. 1975’te Yeni Bir Gün şarkısı adı altında üç şiir kitabını bir arada yayımladı. 1981’de Geceyarısı Notları, 1983’te Ara Beni Sevgilim Sözcüklerin İçinde ve Yalnızlık Mevsimi, 1985’te Yaz Mektupları adlı şiir kitapları yayımladı. 1990’da yayımlanan İstanbul’un Gözleri Mahmur adlı şiirsel öyküleri Halil Kocagöz Şiir Ödülü’nü aldı. Bir İstanbul Üçlemesi olan bu çalışmanın ikinci parçası, Yeni Zaman Eski Hayat adlı bir oyun olarak 1993’te yayımlandı ve Avni Dilligil Ödülü’nü aldı. Ayrıca 1992’de Çocukluğum ve Ölümüm adlı şiir kitabıyla, Uçup Giden Kent adlı çocuk romanı yayımlandı. Okul Arkadaşım adlı gençlik romanı 1998de yayımlandı. Melisa Gürpınar bir dönem Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Sekreterliğini de yaptı.

ARKA KAPAK –

Melisa Gürpınar’ın, yaklaşık kırk yıllık şiir çalışmalarından damıttığı, şiirsel bir düzyazı denemesi. Kendi tanımıyla: okurlarıyla yaptığı bir konuşma aslında. Salkımsöğütlerin Gölgesinde için Melisa Gürpınar, şunları söylüyor:

`Ben de işte, ömrümün bu döneminde, şairlerin ortak mülkü olan yalnızlık ülkesinin kapılarını, huzur ve dinginliğe biraz olsun aralayarak, sözün isyanını denetlemeyi, haykırmadan acı çekmeyi ve alışılmadık küçük mutluluklar yaratmayı denedim. Bütün isteğim, toplumsal ve bireysel hayatımızın sorunlarla dolu alacakaranlık ortamına, şiirin titrek ışığıyla yeniden yaklaşırken, ayrıntıların üstünde birikmiş tozlu, kıpırtısız duyguları aydınlığa çıkarabilmekti. Bu kitabı yazarken, gene bir yitik kent, doğa ve geçmiş zaman izleğinin ardından yola çıkarak, hiç ulaşamayacağımı sandığım bir salkımsöğütün gölgesine vardığımda, ruhumun ve bedenimin rüzgârda eriyerek, sanki sessizliğin kaynağına doğru aktığını duyumsadım. Gerçekliğin içinde yaşanılan her türlü sorgulama ve çatışmaları da unutmaksızın, ötelerde, belki de kendi derinliklerimde ürettiğim düşsel serüvenleri, okurlarımla yüz yüzeymişçesine, içtenlikle ve çok alçak bir sesle, ancak konuşarak anlatabilirim diye düşündüm.

KEDİLER GÜZEL UYANIR-

Açıkcası bu kitabı isminden etkilenerek almıştım. Kedi öyküleri okuyacağım beklentisine girmezseniz alın ^-^


Yazarı: Yekta KOPAN
Yayın Hakları: Can Yayınları
-  1. Basım: Kasım 2011
Bu kitabın 1. baskısı 10.000 adet yapılmıştır.
Türü:   Öykü      /        124 sayfa

Kitaptan Alıntılar;

        * Tanımadığı elyazısının nakış misali işlediği adına baktı; cadde, sokak, apartman, kat, daire, mahalle, şehir… Adresin sıralaması nasıl daraltıyorsa yaşam alanını öyle daraldı içi.

        * … saçların fotoğraftan çıkıp solgun şarkılaırn notalarıymışcasına yayılıyor masama. Yazılarımın zamanı kırılıyor, Proust rahatsız oluyor. Ardında bıraktığın aynalar paramparça, kırıklar canıma batıyor.

         * Sen aşıktın; ‘bir’ noktasındaysıın, ucu vardı duygularının.
         Ben yalnızdım; ‘sıfır’ noktasındaydım, kısır döngü.

* Neden en mutlu olunabilecek anlarda bile geçmişten çaldığımız bir meşalenin geleceğimizi yakmasına izin veriyoruz?

^-^ KEDİLER ^-^

* Okuduğum bütün o kitapların harflerini altüst edip kesip parçalayıp olmadık yerlerinden birbirlerine ekleyip bulmuştum bu cümleyi. Belki de tanımadığım biri söylemiştir, artık ne önemi var?
‘Kediler güzel uyanır!’
Sen, ey ruhuma şifa veren büyücü, sen öyle yatarken başında duruyorum. Ben artık uyuyamam uyumasına da, senin kedi güzelliğiyle uyanacağın günü bekliyorum.

* … plastik saksıdaki menekşelere aşık kediler…

* Sonra, yol boyunca karşına çıkan her insana, her kediye, her köpeğe, her ağaca, her kaldırım taşına, her sokak lambasına anlatmaya çalışacaksın öğrendiklerini.

* Asla iyi harita çizemedim; Marmara Denizi’ni uysallıkla çökmüş bir dört ayaklıya benzetemem –bazı hocalar fare derdi, bazıları kedi-…

                                      Okuduğum tarih: 2 Eylül 2012


Yazar Hakkında Bilgi= Yekta Kopan, 1968’de doğdu. Hayalet Gemi dergisindeki çalışmalarıyla tanındı. İlk kitabı Fildişi Karası 2000 yılında yayımlandı. dtv (Deutscher Taschenbuch Verlag) tarafından yayımlanan Alles Blaue, alles Grüne dieser Welt ve İngiltere’de yayımlanan The Lounge Companion Vol.2 seçkilerinde birer öyküyle yer aldı. Daha Önce Tanışmış mıydık? Adındaki e-kitabı, altkitap.com tarafından okura ulaştırıldı. Okul öncesi için yazdığpı ve Şilili ressam Alex Pelayo tarafından resimlenen çocuk kitabı Burun 2009 yılında yayımlandı. Çeşitli gazete ve dergilerdeki yazı çalışmalarını Milliyet Sanat dergisinde, Milliyet Kitap ekinde ve Fil Uçuşu adını verdiği blogunda sürdürüyor. Aşk Mutfağından Yalnızlık Tarifleri 2002 yılında Sait Faik Hikaye Armağanı’na, Karbon Kopya, Dünya Kitap 2007 Yılın Telif Kitabı Ödülü’ne ü, Bir de Baktım Yoksun, 2010 yılında Yunus Nadi Öykü Ödülü ve Haldun Taner Öykü Ödülü’ne değer görüldü. 2012 başında Bulgarcaya çevrilecek olan Bir de Baktım Yoksun, Mısır-Etrac Yayınevi tarafından da Arapça olarak yayımlandı.

Arka Kapak

"Beklenmedik bir anda, bir kitapla yaşadığın şaşırtıcı buluşma. Kütüphanede, rafta, çalışma masasında öylece durmakta, seni beklediğini bilmeden; zaten sen de farkında değilsin yaşanacakların. Karşılaşıyorsunuz. O senden daha cesur, sınırları yok. Sonrası kendiliğinden geliyor. Mutlusunuz. Hepsi bu."

Öyküler. Kısa öyküler. Çok kısa öyküler.

Yekta Kopan, edebiyatın en değerli parçası kısa öyküyü titizlikle işliyor. İnsanı derinden kavrayan yalın anlatımıyla hayatın tüm karmaşasını içinde taşıyan çekirdek zamanların resmini yapıyor. Cümleler, sözcükler hatta harfler, bu kitapta birer notaya dönüşüyor ve hayatın gizli ahen
gini sezdiriyor. Kediler Güzel Uyanır usta işi bir kitap.

İNCİ-

Sevgili Elif Nur'un -http://masaltadindahayat.blogspot.com/kitap etkinliğinde bana gönderdiği kitaplardan biriydi.
Arka kapak kitap tanıtımlarında kitabın can alıcı noktalarının paylaşılmasından hiç hoşlanmıyorum. Okuyucuya ve kitaba saygısızlık gibi geliyor bana.



Yazarı: John STEINBECK
Yayın Hakları: Mercek Yayıncılık
-  İstanbul 2003
-   95 sayfa

Kitaptan Alıntılar;

        ^-^ KEDİ ^-^

* Bir kedi kadar dikkatli ve sessizdi.

        -YAZIM-BASIM HATALARI-

* Sf/10 1. prg. 1.cümle.

… çitin diğer tarafllarında  çalılardan yapılmış başka kulübeler…

* Sf/24 2. prg.

Dileğini kabun etmesi için Tanrı ya da…

* Sf/28 sondan bir önceki prg.

Çocuuğunu akrep sokmuştu,…

* Sf/29 son prg.

Haber, inci satın alın işyerlerine de ulaşmıştı.

* Sf/33 5. prg. 2. cümle

… tuhaf birk korkuya kapıldı…

* Sf/41 4. prg. son cümle

Midesine sancılar, kramlar girdiği anlaşılıyordu.

* Sf/68

Oysa komşulardan birinin konasını (kano) alabilirdi.

* Sf/85 1.prg. 1. cümle

… az suyla yetişen funalar yetişirdi buralarda.

                            Okuduğum tarih: 2 Eylül 2012

Yazar Hakkında Bilgi= STEINBECK (1902-1968)
Amerikalı yazar, New York’ta çeşitli işlerde çalıştı. California’ya dönerek ilk romanlarını yazdıktan sonra yakından tanıdığı balıkçıların, serserilerin serüvenlerini anlattığı romanlarıyla büyük ün kazandı. ‘Kızıl’ damgasını yemesine neden olan ‘Bitmeyen Kavga’yı yayımladıktan sonra ünü yaygınlaştı. Başyapıtı ‘Gazap Üzümleri’ Pulitzer Ödülü’nü aldı (1939). Birçok öykü kitabı yayımladı. 1962’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldı.
Yapıtları: Altın Kadeh, Cennet Çayırları, Bilinmeyen Bir Tanrı’ya, Kenar Mahalle, Bitmeyen Kavga, İnci, Fareler ve İnsanlar, Gazap Üzümleri, Ay Battı, Sardalya Sokağı, Cennet Yolu, Uğurlu Perşembe, Al Midilli.

ARKA KAPAK –

            John STEINBECK, tüm yapıtlarında toplumsal sorunları ele almıştır. Birçok işe girip çıkmış, buralarda edindiği yaşam deneyimlerini yapıtlarına ustalıkla yansıtmıştır.

         ‘Kino, sevinçle incisine bakarken nice hayaller kurabilirdi. Avucunun içindeki inciyi sağa sola çevirerek onun ne denli kusursuz olduğunu bir kez daha anladı.

         İncinin yüzeyinde Coyotito’nun minicik bedenini görüyordu. Bebecik, mağarada kanlar içinde yatıyordu. Tam başından vurulmuştu. İnci öylesine çirkinleşmişti ki, sanki kötü huylu bir tümör gibiydi. Rengi iyice kararmıştı…’

         Steinbeck, yapıtlarında tarım işçilerinin nasıl sömürüldüklerini ustalıkla betimledi. Gerçekçi ayrıntıya önem veren bir romancı olarak, hem toplum psikolojisini hem de kişiyi aşan kolektif psikolojiyi yansıttı.

*** Hala katılmadıysanız kitap çekilişim için şöyle alayım sizi:)))





15 yorum:

  1. şu sıralar kitap okuyamıyorum kayıtlar yüzünden
    ve kitaplı kitaplı yazıları gördükçe allam diyorum..

    keşke doya doya okuyabilsem :)

    çok güzel bunlar.. not ettim hepsini :)

    YanıtlaSil
  2. kediler güzel uyanır'ı merak ediyorum aslında. alıntılar çok hoşuma gitti :)
    umarım eylül ayı bana da böyle iyi gelir kitap konusunda, zira hiç okuyamıyorum bu aralar :(

    YanıtlaSil
  3. Selam,başlığını ödünç aldım:)) kitaplar alınacaklar listeme eklendi bile ilk kitap güzelmiş gerçekten.En kısa zamanda D&R dan alınacak . Paylaşım için teşekkürler sevgiler:) http://nuraycatasarimlar.blogspot.com/2012/09/eylul-aynn-bereketi.html senden de bahsettim:)

    YanıtlaSil
  4. Merhaba sevgili arkadaşım.. Vallahi imreniyorum ne çok kitap okuyorsun ve paylaşıyorsun. Benim elimdeki kitap nerdeyse 1 aydır sürünüyor.. Her gece 2 sayfa ile bitmez tabii.. İnşallah işlerinizi halletmişsinizdir..
    Bu günkü bloğuma bakarsan sana teşekkür ettim..:)))
    Tchibodan benim cicişlere çok güzel şeyler buldum sayende.. Sağolasın...
    Görüşmek üzere selam ve sevgilerle kal...

    YanıtlaSil
  5. Kediler Güzel Uyanır' a kaç kez elim gitti ama bir türlü almadım. İnci'yi tekrar okumalıyım diye düşündüm, sevgiler

    YanıtlaSil
  6. Kediler Güzel Uyanır isminden dolayı okumak istediklerimden,ama eylül başladığından beri 80 sayfa okudum,ilk defa yarım bıraktım bir kitabı,eski bir kitaptı,yarısı eksik,sayfalar 2şer defa basılmış vs. Keyifli okumalar maşallah sana canım, patililere öpücükler.

    YanıtlaSil
  7. merhabalar canım arkadaşım ,maaşallah sana kitap okuma azmine hayranım
    Salkımsöğütlerin Gölgesinde beğendiğin kadar var şiirsel bir dille yazılmış çünkü ,alıntılar çok güzel
    Kediler Güzel Uyanır paylaştığında ben de adından kedilerle ilgili olduğunu düşünmüştüm
    kitap etkinlikleri güzel bir fikir ,okuduğunuz kitapları mı birbirinizle takas ediyorsunuz? merak ettim
    teşekkürler canım paylaşımın için
    öptüm :))))

    YanıtlaSil
  8. kuzum sana maşallah.
    imrendim şimdi bende avcumda kelebekler kitebını okuyorum.
    teşekkürler.

    YanıtlaSil
  9. ne güzel 3 kitabı birden okumuşsunuz :))ben ilk kitabı merak ettim güzel kitaba benziyor ...hemen kaydediyorum alıcaklarıma ..sevgiler..

    YanıtlaSil
  10. Melisa'yı beğenirim ben iyi bir yazar, kesinlikle :)

    YanıtlaSil
  11. Okuyancım yine harika kitaplar paylaşmışsın, yeni kitap tanıtımlarını hevesle bekliyorum, sevgiler:)

    YanıtlaSil
  12. ee ben aslında bu posta yorum yapmıştım ama gönderememiş miyim ki:((Neyse şu salkım söğütleri acayip merak ettim:))

    YanıtlaSil
  13. Çok güzel tavsiyeler sağol.İlk kitabı özellikle edineceğim

    YanıtlaSil
  14. Değerli yorumlarınız için hepiniz çok teşekkür ederim.
    Yine adadayız ve buradaki bağlantım malum:( Vodem sürekli kopuyor, o yüzden tek tek cevap yazamıyorum.
    Hepinize sevgilerimle^-^

    YanıtlaSil
  15. canım merhaba.nasılsın? kitaplar ilgi çekici görünüyor.dikkate alacağım.listeme yazdım hepsini.umarım iyisindir.annen de öyle.kocaman öpüyorum.sevgiler..

    YanıtlaSil