Sayfalar

11 Nisan 2013 Perşembe

Anonim Kitap - Ahmet Karcılılar

antoloji.com seneler önce ilk üye olduğum sitedir. Zaten 'okuyan' da  site üyeliğimde seçtiğim rumuzdu. Uzunca bir süre antoloji'nin kitap bölümünde zaman geçirmiştim. Yapılan kitap yorumlarını ve kitapların konularını okuyup almak istediklerimi not ediyordum. Hatta şu paylaşımımdaki minik ajandaya not ediyordum:)
Daha sonra da şiir bölümünü takip etmeye başlamıştım.
'Anonim Kitap' o zamanlardan alınacaklar listesine eklenmiş bir kitaptı. Ancak almak istediğimde satışta olmadığını gördüm. Ama bir baktım sevgili arkadaşım Özlem'in takaslık kitaplarının arasında 'Anonim Kitap' mevcut:) Hemen takas yaptık -burada-:)))
Özlemciğim tekrar çok teşekkür ederim canım. Hem kitap hem de güzel hediyelerin için...



Ben kitabın konusunu, kurgusunu ve yazarın yazı dilini çok beğendim.


ANONİM KİTAP
Yazarı: Ahmet KARCILILAR
Yayın Hakları: İnkılap
-  2004
-   158 sayfa

Yazarın twitter adresi: https://twitter.com/akarcililar
Anonim Kitap ile ilgili Radikal’deki yazı: http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=ktp&haberno=3163

Kitaptan Alıntılar;
* … siyah ve beyaz gibi olduğunu söyledi hayatın; mutlu geceler aramalıydı insan gündüzlerine.

* Shakespare, Romeo ve Jülyet’i Arthur Brooke’un otuz yıl önce yazılmış Romeus ve Juliet adlı şiirinden almıştır. Gerçi Brooke’un şiirinde bizim bakire ve bir melek kadar masum sandığımız Jülyet ailesini ve dadısını aldatan yalancı, kötü ve günahkar bir kadındır; barışçıl ve yardımsever bildiğimiz Romeo’nun kavgacı ve pislik bir herif olması gibi. Shakespare bu kişilikleri değişitrmek için oyununa Brooke’un şiirinde olmayan birkaç karakter eklemek zorunda kalmıştır. Üstelik bu karakterler de kendisine ait değildir; Luigi Groto’nun La Hadriana oyunundan alınmışlardır. Groto, Romeo’nun durup dururken, salt zevk için öldürdüğü Tybalt’ın ölümüne bir neden bulabilmek için oyuna Romeo’nun yakın dostu olan Mercutio adlı bir karakter sokar mesela. Tybalt, Mercutio’yu öldürür, böylece Tybalt’ı öldürmesi için Romeo’ya bir bahane bulunur.
Arthur Brooke’un şiirinin kaynağı ise Boisteau adlı Fransız bir şairin kitabıdır; şiirin öyküsü bu kitapta birebir bulunabilir. Boisteau ise aynı öyküyü Bandello adlı İtalyan bir öykücüden aldığını söyler. Bandello’nun nereden aldığını bilmiyoruz, ama onun öyküsüyle çok önceleri yazılmış, Efesli Ksenephon’un Efesiaca’sı ve Syrus’un Babyloniaca’sı arasında birçok benzerlik vardır. Onlar kimlerden aldı, kim bilir?

* Şöhretin küçümsenmesi üzerine kitap yazanlar, yine de kapaklarına kendi adlarını koyarlar. – Tuskulum Tartışmaları, Cicero

* … neden olay örgüsüyle bu kadar ilgileniyorsunuz? Mesela art arta gelen bölümlerin bir olay örgüsü, bir metin biçiminde devam ettiğini ve sonunda okurun neyin olay örgüsü, neyin metin olduğunu algılayamayacağı denli yaşamın yazıya dönüşmesi metaforunu irdelemiyorsunuz?

* …, insanları sevmediğimi söylemiştim.
Hayır, bir tür olarak sevmiyorum onları. Sizin de sevmediğiniz türler vardır mutlaka.
İnsana ilişkin birçok ortak özellikten söz edebilirim. Ona dair birçok tanımlama yapılmıştır; düşünen hayvan, yorum yapan hayvan, gülen hayvan, işaretler kullanan hayvan gibi, ama en güzeli şudur: İnsan kendisine yetecek olandan fazlasını isteyen tek hayvandır. Bütün hayvanlar doğadan yalnızca kendilerine yetecek kadarını alırlar ve kendilerini de doğaya sunduklarından varlıkları sorun değildir. Oysa insan hep daha fazlasını ister. Stok yapar, işine yaramayacak olsa da biriktirir. Uyumsuzdur, doğayı sürekli bozar. Bu da onu en sevimsiz tür yapar. İnsanı sevmek mümkün değildir.

* Mallerme; sayfalarının yerleri değiştirildiğinde başka bir hikaye okuyabileceğimiz bir kitap yazmaya çalışıyordu, ama yapamadı. Yapamaması doğal, çünkü her sayfayı diğer bütün sayfalarla bir şekilde ilintilendirmesi gerekiyordu. Sayfalar öyle başlamalıydı ki diğer bütün sayfaların öncesi olabilsin. Böyle bir tasarımı gerçekleştirebilmesi için insanın gerçekten buluş yapan bir tür olması gerekiyor. Borges daha akıllıydı, yazıya ilişkin parlak tasarımlarını yapmak yerine hikayeleştirmeyi seçmiştir o. Düşlediği metinler gerçekten olağanüstüdür. Rastgele açtığın bir sayfasına bir daha ulaşamadığın sonsuz kitaplar düşler mesela. Önce bunu yapıp yapamayacağını düşünür, ama insanın ne denli zavallı bir varlık olduğunu bildiği için yapmak yerine, böyle bir kitapla karşılaşan bir adamın hikayesini anlatmayı tercih eder. Bir durumun her türlü olasılığını barındıran, olay örgüsünün olası bütün açılımlarını anlatan metinler düşler mesela; zamanın bir noktasından sağa sola, yukarıya aşağıya, ileriye geriye çatallanan ve bu çatalların zamanın başka bir noktasında diğerleriyle buluştuğu ya da buluşmadığı metinler.                       
                                                
                                 Okuduğum tarih: 7 Nisan 2013


ARKA KAPAK –
"Kitabın özeti şu: Yazarları bilinmeyen kitaplar yayımlayan Anonim Kitaplar adında bir yayınevi var. Bu yayınevinin editörü kitapların sonsuza dek anonim kalması için yazarlarını birer birer öldürüyor. Sıkıntılı yazarın biri bunu fark ediyor. İntihar etmek için yayınevini arayıp editörle görüşüyor ve bir kitap vereceğini söyleyerek evine çağırıyor."
- Anonim Kitap, 12/122-

3 yorum:

  1. yazarıda kitabıda bilmiyordum.not aldım yine.not defterim doldu taştı .okuyorum ama yetişemiyorum ne zamana nede senin hızına.keyifli okumalar canım ve hediyelerinide güle güle kullan.sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısın canım, inan ben de yetişemiyorum:)))
      Kocaman sevgilerimle.

      Sil
  2. Güzel arkadaşım birkaç gündür nete giremiyorum malum koşuşturmacalar.. Ama şimdi gördüm Anonim kitap ı okumuşsun yorumuna ise hemen baktım çünkü biliyorsun çok merak ediyordum. Şu an ise keşke kitabı sonuna kadar okusaydım diyorum..:))
    Özellikle kitabı beğendiğine çok çok sevindim arkadaşım.. Ayrıca inan bende Alanay gibi kitap okuma hızına bayılıyorum ve imreniyorum..:))
    Ankaradan selam ve sevgilerle...:))

    YanıtlaSil