Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:
Okuma Halleri, Fotoğraflarla - Çanakkale Gerçeği / Ellis Ashmead Bartlett
Listenin 8. sırasındaki -Bir savaş kitabı-kategorisi dahilinde 'Çanakkale Gerçeği'ni okudum.
ÇANAKKALE GERÇEĞİ
-Bir İngiliz Savaş Muhabirinin Kaleminden-
Çanakkale Şehitlerinin Aziz Hatırasına...
Yazarı: Ellis
Ashmead BARTLETT
Türü: Tarihi -
Anı Dizisi - Savaş Raporları
Yayın
Hakları: YeditepeYayınevi
www.yeditepeyayinevi.com
- 1. Baskı:
Şubat 2005, 2. Baskı: Mart 2005, 3. Baskı: Ekim 2006, 4. Baskı: Şubat 2006, 5.
Baskı: Ocak 2007, 6. Baskı: Şubat 2007
Özgün Adı: Ashmead
Barlett's Despatches from the Dardanelles
Çeviren: Başkumandanlık
Genel Karargahı İstihbarat Şubesi'nden Bahriye Kıdemli Kurmay Yüzbaşı Rahmi
Notlandırarak
Günümüz Diline Hazırlayan: Muzaffer Albayrak
- 294 sayfa
Kitaptan Alıntılar;
* Çanakkale
Muharebeleri, gelecekte Kurtuluş Savaşı'nın önderi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin
kurucusu olan Mustafa Kemal'i yıldızının parlaması ve 'Anafartalar Kahramanı'
ünvanıyla bütün yurtta tanınmasına vesile olmuştur.
*
Çanakkale Savaşı neticesinde yenilgiye
uğrayan Müttefik ordusu Rusya'ya gerekli yardımı yapamadığından Rusya içinde
bulunduğu toplumsal hareketleri kontrol altına alamadı. Bolşevik devrimi
gerçekleşerek çarlık rejimi sonra erdi ve yeni hükümet savaştan çekildi.
*
Hristiyanlık alemi, Fatih Sultan
Mehmed'in 29 Mayıs 1453'deki uğursuz tarihte Bizans İmparatorluğu'na indirmiş
olduğu şiddetli darbenin intikamını almak üzere, birlikte harekete geçmiştir.
* ... inşa
kılınmış olan harp gemilerinin en juvvetli ve mühimi ve en cazibedarı Queen
Elizabeth'in...
*
Türklerin Avrupa'daki günlerinin sayılı
olduğunu herkes her ne kadar bilir ise de bu ölüşün pek kolay olmadığını ve bu
hususta Türklerin insanüstü bir cesaret ve fedakarlık gösterdiklerini de kimse
inkar edemez.
*
Türkler, Çanakkale Boğazı'nın aşılamaz
olduğuna daima inanmışlar...
* Kale-i
Sultaniye - Çanakkale'nin eski ismi.
Çanakkale’nin
varoluş nedeni, boğaz kenarındaki Kala-i Sultaniye günümüzdeki adıyla
Çimenlik Kalesi’dir. Kaleyi, Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettikten sonra 1462 yılında
yaptırmıştır.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Kale-i_Sultaniye
*
Türk askerleri, hendek ve siperler
arkasında, pek güzel bir suretle harp edebilir ise de pek fena bir nişancı ve
harp sanatına dair en ufak bir bilgiden bile habersizdir. Eğer Boğaz'ın
savunması yalnız Türk askerinin eline bırakılmış olsaydı Müttefik donanmasının,
şimdiye kadar İstanbul'da önünde bulunması kuvvetle muhtemel idi. Fakat Türk
ordusu, yüksek askeri eğitim görmüş güzide Alman subayları tarafından idare
edildiğinden ve bu subayların askeri ve ilmi olarak iyi yetişmiş olmalarından
dolayıdır ki bugünkü Türk başka türlü bir düşmandır.
*
Diğer savaş meydanlarından alınıp buraya
yığılan bütün gemiler sanki bir maksat için ve ihtimal ki de Hristiyanlık
aleminin, Osmanlı Türklerine karşı yapacağı son Haçlı Seferi içindir.
*
İlk İngiliz savaş gemisinin Narrows'tan
geçtiği anda Avrupa'daki Türk İmparatorluğu da sona erecektir. Bu gerçeği
Türkler kadar kimse bilmez ve takdir edemez. Eğer Türkler kendi hallerine
bırakılmış olsalar, belki şu son saatlerinde barışı imzalayıp, bağımsız bir
millet gibi varlıklarını muhafaza etmeyi, bu derece fedakarlık yapmaya tercih
edeceklerdi.
* ... bu sonuncu
ve en büyük Haçlı Seferi, bir vakitler Viyana kapılarından Kudüs'e kadar
uzanmış olan eski Osmanlı İmparatorluğu'nun her bir köşesinde, kemikleri
dağılıp kalmış olan Ortaçağ şövalyelerinin intikamını alacaktır.
*
... başınızı siperliklerden bir saniyecik
olsun gösterecek olursanız bir Türk kurşununu alnınızdan yediğiniz andır.
Türklerin
bu daimi avcılığı...
* Durum geceleyin
hakikaten tehlikeli bir hal almıştı, çünkü Türkler çok sayıda imdat kuvveti
getirmiş olduklarından pek şiddetli ve kararlı karşı taarruzlarda
bulunmuşlardı.
(W
kumsallığı denen Tekke Koyu'nu sadece bir bölük Türk askeri savunuyordu. Gece
olunca bu bir bölüğün sağ kalanları bir bölük askerle daha takviye olunmuştu.
Bütün bu kuvvet, düşman kuvvetinin onda biri bile değildi.)
*
Askerlerimizin savaşmakta olduğu bugünkü
düşman evladları, namdar gazi ve şöhretli kumandan Osman Paşa'nın kumandasında
olarak Plevne'yi kahramanca tutan arslanların aynıdır. Bugünkü Türkler, Avrupa
politikasının tek faktörü olan varlıkları için savaşıyorlar. Bugünkü Türkler,
her bir Türkün kaplten sevdiği ve iftihar sebebi olan İstanbul'u muhafaza için
kanlarını döküyorlar.
*
Türklerin, kendilerini gizlemek hususunda
göstermiş oldukları muvaffakiyet hakikaten övgüye değerdir. Türkler, siperler
kazarak bunlar içinde kendilerini gizlemekte ve yer üstünde, var olduğuna dair
hiçbir iz göstermemekte pek mahirdirler.
* Daha doğrusunu
söylemek lazım gelirse topçularımız, gayet ustalıkla yapılmış olan Türk
siperlerine karşı pek az bir hasar verebilmişlerdir.
* Türkler son
derece kahramanca ve fevkalade kararlı bir şekilde muharebe ettiler, aynı
zamanda toplarını da gayet ustaca kullandılar.
* Fakat düşman,
pek amansız ve pek bahadırdı
* Siperlerimizin
önünde defnedilmeyip kalmış olan Türk ölülerinin cesetlerinin çokluğuna
bakılacak olunursa 7 bin zayiatın pek asgari bir surette takdir edilmiş olduğu
anlaşılır, ihtimal ki bu hücumda Türk ordusunun üçte biri mahv ve yok olup
gitmiştir.
(19 Mayıs 1915'te Arıburnu
Cephesi'nde Anzak siperlerine karşı yapılmış olan bu talihsiz ve başarısız
hücumda Türk kuvvetlerinin zayiatı 3 bini şehid olmak üzere 10 bindir.)
* Daha önümüzde
uzun ve pek kanlı muharebeler vardır, çünkü Türk piyade askeri inatçı ve
düşmandan yüz çevirmez bir muharip ve fevkalade cesur ve bahadırdır!..
* Türkler
unutuyorlardı ki tarihin şan ve şerefle taçlandırdığı Anglo-Sakson ırkı
şaşırabilir ve faka asla yenilmez.
* Yardımcı filoyu
teşkil eden gemiler, eski ve mürettebatı da emekli denizcilerden ibarettir.
Bunların içinde yaşları 48 ile 56 arasında değişen nice aile babaları veya
büyükbabaları bulunmaktadır. Bu zavallılar denizlerde zorluk ve eziyet içinde
geçen yıllarla bu yaşa ulaştıktan sonra kendi yurtlarında oturup çoluk ve
çocukları ve torunları ile mesud ve tatlı bir hayat geçirecekleri ve hükümetin
kendilerine bağlamış olduğu az bir emekli maaşına kanaatle rahatça yaşamaya
uğraşacakları yerde -gayet battal ve fena düşünülmüş bir fikre uyarak- buralara
kadar sürüklenmişlerdir. Böyle fena ve battal bir fikir de şüphesizdir ki
İngiltere'den başka bir memlekette kabul mevkii göremez!..
^-^ KEDİLER ^-^
* ... eski
hanelerin enkazı arasında dolaşan aç kedilerinden başka köy içinde tek bir
canlı mahluk kalmamıştı.
- Yazım-Basım Hatası -
* Sf/169
... Frasızların 75 mm 'lik
topunun...
Okuduğum tarih: 11 Eylül
2014
Yazar Hakkında Bilgi= Gazeteci ve
savaş muhabiri Elis Ashmead Bartlett (1881-1931), 1885-1892 yılları arasında
İngiltere Deniz Bakanlığı'nın sivil Lord'u olan Sir Ellis Ashmead Bartlett'in
en büyük oğludur. Baba Bartlett 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı, 1897 Osmanlı-Yunan
Savaşı ve 1899'da oğullarından ikisinin göre yaptığı Boer Savaşı'na tanık oldu.
Oğlu Ellis Ashmead Bartlett babasının yolunu izledi. 16
yaşında, Türk-Yunan Savaşı'nda Türk ordusunun içinde olan babasına eşlik etti.
Boer Savaşı'nda Bedfordshire Alanyı'nda teğmen olarak hizmet gördü. Rus-Japon
Savaşı'nda, Fransa'nın Fas Seferi'nde (1907) Fransızlarla ve Trablusgarp
Savaşı'nda (1911) İtalyanlarla beraber özel savaş muhabiri idi. 1912'de Birinci
Balkan Savaşı'nda Türk karargahında idi.
Bartlett'in Çanakkale Seferi'nde katılmayı sabırsızlıkla
bekliyor olması şaşırtıcı değildi. İstanbul'a yönelik kuvvetlere katılma izni
almak üzere 11 Mart 1915'te Winston Churcill'e yazılı talepte bulundu. Daily
Telegraph'ta gazeteci olmasına rağmen, Gazete Sahipleri Kurumu temsilcisi
olarak bütün Londra basını ve çok sayıda İngiliz, Avrupa ve Amerika
gazetelerine faaliyet raporu sağlayabilmek amacıyla müracaat etmişti. 13 gün
sonra müracaatı kabul edildi.
Bartlett'in savaş raporları birliklerin kahramanlık ve
cesaretini göklere çıkarıyor, ancak kumanda heyetini eleştiriyordu. ... Genel
Karargahın resmi raporlarına aykırıydı.
İngiltere'ye geri döndüğünde Liverpool'da uzun bir
sorgulamaya tabii tutuldu ve yazılarını teslim etmesi istendi.
Bartlett Gelibolu Seferi hakkında yazmaya devam etti ve 50
yaşında ölümünden üç yıl önce, 1928'de Sansürsüz Çanakkale Seferi adlı kitabı
yayınladı.
ARKA KAPAK –
Tarihi olayların anlaşılması ve yorumlanmasında, hatıra, günlük türü belgelerin subjektif olması muhtemel olmakla birlikte; bu tarz eserler, olayların arka planını verip insanî duygulan öne çıkarması açısından kayda değer öneme sahiptir.
Elinizdeki kitap, savaş esnasında millî duyguları ön plana
çıkmış, Osmanlı Devleti'ne ve Müslüman Türk milletine karşı ön yargılı ve
hasmane görüşlere sahip bir İngiliz savaş muhabiri Ellis Ashmead Bartlett'in
kendi kamuoyunu bilgilendirmek üzere Londra basınına gönderdiği raporlardan
oluşmaktadır. Yazar Çanakkale önüne gelen Müttefik ordusu için de 'son ve en
büyük Haçlı Ordusu' ifadesini kullanmaktan çekinmez...
Kitap, savaşın siper arkasını, insanî
yönünü vermesi ve Bartlett'in şahsında İngiliz kamuoyunun savaşa bakışını
aksettirmesi bakımından önem taşımaktadır.
Keyifli okumalarınız olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder