Kategoriye göre aynı yazardan
seri olmayan üç kitap okuyacağız.
Ben Susanna Tamaro'yu seçtim.
Kategori dahilinde paylaştığım diğer iki kitap:
Ben Susanna Tamaro'yu seçtim.
Kategori dahilinde paylaştığım diğer iki kitap:
Aklı Bir Karış Havada - Susanna Tamaro *Güz Okuma Şenliği 2014*
Var Olan Ada - Susanna Tamaro *Güz Okuma Şenliği 2014*
Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:
Okuma Halleri, Fotoğraflarla - Sonsuza Kadar / Susanna Tamaro
Okuma Halleri, Fotoğraflarla - Sonsuza Kadar / Susanna Tamaro
SONSUZA KADAR
Yazarı: Susanna
TAMARO
Türü: Roman
Yayın
Hakları: Can Yayınları
www.canyayinlari.com
- 1.
basım: Temmuz 2011 (40.000 adet)
İtalyanca
aslından çeviren: Eren Cendey
- 161 sayfa
Kitaptan Alıntılar;
* Acaba yalnızlık
duyarlılığı derinleştiriyor mu diye ya da insan duyarlılığı derinleştiği için
mi yalnızlığı seçiyor diye düşündüğüm çok oldu.
* ... ebeveynden
evlada sadece göz rengi, burun şekli değil, muhtemelen önceki kuşakların yaşamış
oldukları acılar, çılgınlıklar, yıkımlar da nakloluyordu.
* Bütün şiddet
şekilleri arasında en ince ama en çok yoranı gürültüdür.
* Herkes kendi
içindeki çürümüşlüğe göre akıl yürütür.
* Gerçekten
dağınık olsaydım, aradığımı bulamazdım; ama her zaman bulduğuna göre demek ki
değilim. Bütün düzenler askeri olmak zorunda değildir; kimi de hayal gücünün
düzendir.
* ... bu
ıssızlıkta kendi hayatlarına yabancı olduklarını hissettiklerini biliyorum.
Ansızın kendilerini görüyorlar, kim olduklarını iyi bilmedikleri için
korkuyorlar.
* Büyük
Okyanus'ta sadece plastik atıkların oluşturduğu ve A.B.D'nin iki katı
büyüklüğünde bir yüzer ada var. Bir plastik parçasının yok olması 500 yıl
alıyor...
* Dışarıda var
olan, içimizde var olanın aynasından başka bir şey değildir. İçimize çöplük
muamelesi yaparken, çevremizdeki dünyanın mucizevi bir şekilde bahçeye
dönüşmesini bekleyemeyiz.
* Yunuslar
plastik poşetleri denizanası sanıp yiyorlar ve sonra da boğulup ölüyorlar.
^-^ KEDİLER ^-^
* ... can çekişen
bir uyuz kedi karşısında hıçkırıklara boğuldum.
* ... yoksul,
yaşlı, uyuz kedi...
* ... kedimin
kendi yavrularıyla birlikte bir sincap yavrusuna da meme verdiğini...
* ... dişi kedim
bir kraliçe edasıyla masaya sıçradı ve ikimizin arasına uzanarak mırlamaya
başladı.
* ... güneş
altında huzurla uyuyan her renkte kedinin arasında...
* ... uzanmış
minik bir kedi yavrusunu göstererek, 'Kedi!' dedi.
* Peki ya bahçede
kaç kedi uyuyordu? Birinin sarman olduğunu hatırlıyorum. ... bir tekir, bir de
siyah-beyaz vardı. Belki bir de kara kedi vardı...
* ...kedi
taklitleri yaptım.
* ... kedi çişi
kokuyordu.
* ... koltukların
üzerindeki kedilerin parlayan gözlerini, sallanan kuyruklarını görüyordum.
* ... bir kedi
tutkulu bir öfkeyle kapının tahtasını tırmalıyordu.
* ... zümrüt
gözlü bir tekir kucağına çıkıverdi.
* ... bu kediyi
görüyorsun.
* ... kedilerde,
arılarda...
Okuduğum tarih: Kasım 2014
Yazar Hakkında Bilgi= Susanna Tamaro, İtalyan kent soylu bir ailenin kızı. Trieste'de 1957 yılında doğdu, Orvieto
yakınlarında kedileri ve köpeğiyle birlikte yaşamaktadır. Zor bir çocukluk
dönemi geçiren Tamaro, 18 yaşındayken, bir depreme tanık olur, 25 yaşındayken
ölümcül bir hastalık geçirir ve 27 yaşında yazmaya başlar.
Her
başarıya ulaşmış yazarın yaşamış olduklarını o da yaşar. İlk denemelerinde
başarısız olur ama bunlara aldırmadan yoluna devam eden Tamaro “Tek Bir Ses İçin”
adlı kitabıyla büyük ses getirir. ”Yüreğinin Götürdüğü Yere Git”
adlı bu eser de ona daha büyük bir ün kazandırır. (Bu kitap aylarca İtalya'da
liste başı olmuştur.) Genelde günlük ya da mektuplar şeklinde yazar. Olayları
birinci ağızdan anlatır. Eserlerinde hep bir hüzün vardır. Kahramanları
genellikle ölümün eşiğine gelmiş ama bu durumu kabullenmiş; hayatta aradığını
bulamamış insanlardır.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Susanna_Tamaro
ARKA KAPAK –
Kırılganlığımız güce, kader bilgeliğe, trajediler aşka, zifiri karanlık
içsel aydınlığa dönüşebilir.
“Öyle bir an oldu ki, ikimizin minik taşları düzgün biçimde yan yana düştüler. Ben bir adım atıyordum, sen de aynı uzunlukta bir adım atıyordun. Ben seni bekliyordum, sen bana yetişiyordun, ben sana ulaşıyordum, sen beni bekliyordun. Sonsuza kadar böyle gideceğimizi sanıyorduk. Oysa ben şimdi ormanda yürüyorum ve ayak izlerimden başka iz yok. Kimse yürümüyor yanımda, kimse izlemiyor beni, ya da önümden gitmiyor...”
Matteo ve Nora... biri ateştir diğeri su, biri akıldır diğeri yürek, biri sürekli harekettir diğeriyse durgunluk ve huzur; biri düşüncedir diğeri sezgi, biri zamandır diğeriyse sonsuzluk...
Ancak bir gün bu mükemmel uyum dünyanın trajik yasaları karşısında dağılır gider... Matteo bir anda içinde dipsiz bir boşlukla tek başına kalır. Ama yollar onu asla bırakmaz ve hiçbir şekilde tahmin edemeyeceği bir geleceğe taşır.
Zamanla doğa yasalarının gizemini keşfeden Matteo, insanların kendilerini bulmak, hayatı tanımak için ziyaret ettiği bir tür keşiş olup çıkar. Hayatın ve aşkın gizeminin, Nora’nın ardında bıraktığı bu büyük soru işaretinde yattığını, Matteo bir gün anlayacaktır...
Sonsuza Kadar kimi zaman yok eden, kimi zaman da arındıran içimizdeki ateşi anlatıyor...
“Öyle bir an oldu ki, ikimizin minik taşları düzgün biçimde yan yana düştüler. Ben bir adım atıyordum, sen de aynı uzunlukta bir adım atıyordun. Ben seni bekliyordum, sen bana yetişiyordun, ben sana ulaşıyordum, sen beni bekliyordun. Sonsuza kadar böyle gideceğimizi sanıyorduk. Oysa ben şimdi ormanda yürüyorum ve ayak izlerimden başka iz yok. Kimse yürümüyor yanımda, kimse izlemiyor beni, ya da önümden gitmiyor...”
Matteo ve Nora... biri ateştir diğeri su, biri akıldır diğeri yürek, biri sürekli harekettir diğeriyse durgunluk ve huzur; biri düşüncedir diğeri sezgi, biri zamandır diğeriyse sonsuzluk...
Ancak bir gün bu mükemmel uyum dünyanın trajik yasaları karşısında dağılır gider... Matteo bir anda içinde dipsiz bir boşlukla tek başına kalır. Ama yollar onu asla bırakmaz ve hiçbir şekilde tahmin edemeyeceği bir geleceğe taşır.
Zamanla doğa yasalarının gizemini keşfeden Matteo, insanların kendilerini bulmak, hayatı tanımak için ziyaret ettiği bir tür keşiş olup çıkar. Hayatın ve aşkın gizeminin, Nora’nın ardında bıraktığı bu büyük soru işaretinde yattığını, Matteo bir gün anlayacaktır...
Sonsuza Kadar kimi zaman yok eden, kimi zaman da arındıran içimizdeki ateşi anlatıyor...
Keyifli okumalarınız olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder