Sayfalar

21 Şubat 2015 Cumartesi

Ben, Malala - Malala Yusufzay * Kış Okuma Şenliği 2014-2015*

Sevgili Pinuccia'nın düzenlediği 'Kış Okuma Şenliği' okuma listeme göz atmak isterseniz burada paylaşmıştım. 

Listenin 6. sırasındaki -yasaklanmış kitap- kategorisi dahilinde 'Ben, Malala'yı okudum.

Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:

Okuma Halleri, Fotoğraflarla - Ben, Malala / Malala Yusufzay





BEN, MALALA
EGİTİM HAKKINI SAVUNDUĞU İÇİN TALİBAN TARAFINDAN VURULAN KIZ

'Sesimizin değerini ancak susturulduğumuzda anlarız.'
Yazarı: Malala YUSUFZAY ve Christina LAMB
Orijinal Adı: I Am Malala / The Girl Who Stood Up for Education and was Shot by the Taliban
Türü: Anı
Yayın Hakları: Epsilon Yayıncılık
www.epsilonyayinevi.com
-   1. baskı: Nisan 2014
Çeviri: Doğan Yılmaz
-   390 sayfa


 Kitaptan Alıntılar;

         * Bana Afganistan'ın en büyük kadın kahramanı Maivandlı Malalai'nin adını vermişler.
         Malalai, Kandahar'ın batısındaki tozlu ovalarda küçük bir kasaba olan Maivand'da bir çobanın kızıymış. Malalai genç bir kızken, babası ve ileride evleneceği adam, ülkelerindeki İngiliz istilasına karşı savaşan binlerce Afgan erkeği arasında yer alıyorlarmış. Malalai, köyün diğer kadınlarıyla birlikte yaralılarla ilgilenmek ve su taşımak için savaş alanına gidiyormuş. Kendi erkeklerinin yenilmek üzere olduğunu ve sancaktarın düştüğünü görünce, beyaz peçesini havaya kaldırmış ve savaş alanında birliklerin önüne geçmiş.
         'Canlarım!' diye bağırmış. 'Eğer Maivand için savaşırken ölmezseniz, birileri sizi hep utanç sembolü olarak anacak!'
         Malalai açılan ateş sonucu ölmüş ama onun sözleri ve cesareti erkeklere ilham vermiş, hepsi savaş alanına dönmüşler. Bütün bir tugayı yok etmişler; İngiliz ordusu tarihteki en büyük yenilgilerinden birini yaşamış.

        * Babam, tapınakla caminin nasıl kusursuz bir şekilde yan yana durabileceğini anlatan 'Butkara'nın Kutsal Emanetleri' adında bir şiir yazmıştı: 'Minarelerden gerçeğin sesi yükseldiğinde / Buda gülümser / Ve tarihin kopan zinciri yeniden birleşir.'
   
        * Halamların tek mahrumiyeti okul değilmiş. Sabahları babama kaymak ve süt verilirken, kız kardeşleri sütsüz çay içerlermiş. Yumurta varsa, sadece oğlanlar arasında paylaştırılmış. ... tavuk kesildiğinde, kızlar kanatlar ve boyunla yetinirken, babam, ağabeyi ve büyükbabam enfes göğüs etinin tadını çıkarırlarmış.

        * Babam dünyanın bize ait kısmında cihat fikrinin CIA tarafından teşvik edildiğini söyler. Hatta mülteci kamplarındaki çocuklara okulda bir Amerikan üniversitesi tarafından hazırlanan ve temel matematiği savaş yoluyla anlatan kitaplar okutuluyormuş. '10 Rus kafirden 5'i bir Müslüman tarafından öldürülürse, geriye 5 Rus kafir kalır' ya da '15 mermi - 10 mermi: 5 mermi' gibi örnekler veriliyormuş.

        * Benazir Butto: http://tr.wikipedia.org/wiki/Benazir_Butto

        * Babam Cihanzeb'den mezun olduktan sonra, ünlü bir özel okulda İngilizce öğretmeni olarak çalışmış. Ama maaşı düşükmüş, ayna yalnızca 1600 rupi (19 dolar)

        * Ramada Okulu. Sahibi okula bu adı vermiş çünkü daha önce bir kez Türkiye'ye gitmiş ve Ramada Oteli görmüş!
  
        * ... Taliban adlı bir grup ülkeyi ele geçirmişti ve kız okullarını yakıyorlardı. Erkekleri upuzun sakal bırakmaya, kadınları da burka giymeye zorluyorlardı. ... Babam, Taliban'ın kadınların yüksek sesle gülmelerini, hatta beyaz ayakkabı giymelerini bile yasakladıklarını söylemişti; çünkü beyaz erkeklere ait bir renkti. Kadınlar sırf tırnak cilası sürdükleri için hapsediliyor, dövülüyorlardı.

        * Anna Karenina gibi kitapları, Jane Austen'ın romanlarını okuyordum ve babamın sözlerine inanıyordum: 'Malala bir kuş kadar özgür.'

        * Ücra bölgelerdeki nüfuz sahibi adamlar, devletten, tek bir öğrencisi bile olmaya okullar için para alıyorlardı. ... Hayatı boyunca bir gün dahi ders vermediği halde öğretmen maaşı alan bir adam bile vardı.

            * Dindar halkın bir bölümü, Usame bin Ladin'i bir kahraman olarak görüyordu. Pazarlarda onun beyaz bir atın üzerinde çekilmiş resimleri, kutularında onun resimleri olan tatlı ve şekerler satılıyordu. Bu insanlar, 11 Eylül olayları ile, Amerika'dan, onların dünyanın dört bir yerindeki başka insanlara yaptıklarının intikamının alındığını düşünüyorlardı. Ancak Dünya Ticaret Merkezi'ndeki insanların masum olduğu, Amerika'nın politikalarıyla hiçbir ilgilerinin olmadığı ve Kuran-ı Kerim'in insan öldürmenin yanlış olduğunu söylediği gerçeğini göz ardı ediyorlardı.

            * Altı ay içinde insanlar televizyonlarını, DVD'lerini ve CD'lerini elden çıkarmaya başladılar. Fazlullah'ın adamları bunları kocaman yığınlar halinde sokakta topluyor ve yakıyorlardı. ... Yüzlerce CD ve DVD dükkanı gönüllü olarak kapandı; Taliban bu dükkanların sahiplerine para yardımı yaptı. ... Taliban'ın insanların kapılarını dinlediği, sonra zorla içeri girdiği, televizyonu alıp sokakta paramparça ettiği biliniyordu.

            * ... Radyo Molla ilgisini okullar üzerine yoğunlaştırdı. Okul yöneticileri aleyhine konuşmalar yapmaya ve okulu bırakan kızları isim vererek övmeye başladı. 'Bayan Filanca okulu bıraktı, bu yüzden cennete gidecek' ya da ' X köyünden Bayan Y eğitimini beşinci sınıfta bıraktı. Kendisini tebrik ediyorum' diyordu.

            * Fazlullah'ın adamları, sağlık görevlilerinin çocuk felci aşısını yapmasını yasaklamıştı. Bu aşıların, Amerikalıların Müslüman kadınları kısırlaştırmak için hazırladığı bir tuzak olduğunu söylüyorlardı; çünkü onlara göre Amerikalılar Svat halkının soyunun tükenmesini istiyordu. 'Bir hastalığı daha başlamadan iyileştirmek şeriat kanunlarına uymaz, ' diyordu Fazlullah radyoda. 'Svat'ta herhangi bir yerde bir damla olsun aşı alan tek bir çocuk olmayacak.'

            * Karakollarda Fazlullah'ın ... bayrakları dalgalanmaya başlamıştı. ... Polisler de o kadar korkuyorlardı ki görevden ayrıldıklarını duyurmak için gazeteye ilan veriyorlardı.

            * Babam, insanların çoğunun sesini çıkarmayacak olmasından nefret ediyordu.  Cebinde, Nazi Almanyası'nda yaşamış Martin Niemöller'in bir şiirini taşıyordu.
(İkinci Dünya Savaşı sırasında bir kilisede rahip olarak görev yapan Pastör Nie Moeller şunları yazdı bir gece bütün olanlardan sonra:)
Önce komünistleri götürdüler,
Sesimi çıkarmadım, çünkü komünist değildim.
Sonra sosyalistleri götürdüler,
Sesimi çıkarmadım, çünkü sosyalist değildim.
Sonra ssendikacıları götürdüler,
Sesimi çıkarmadım, çünkü sendikacı değildim.
Sonra Yahudileri götürdüler,
Sesimi çıkarmadım, çünkü Yahudi değildim.
Sonra Katolikleri götürdüler,
Sesimi çıkarmadım, çünkü Katolik değildim.
Sonra beni götürmeye geldiler,
Benim için sesini çıkaracak hiç kimse kalmamıştı...

            * ... 2008 yılının sonunda, Fazlullah'ın yardımcısı ... radyoda bütün kız okullarının kapanacağını duyurdu.

            * Müzisyenler gazetelere ilan veriyorlar, müziği bıraktıklarını söylüyorlardı...

            * Anne Frank'ın Hatıra Defteri - Anne Frank 12 Haziran 1942 ile 1 Ağustos 1944 arasında günlük tutmuştur.  
            * Kötü insanlardan gelen iyi şeyleri kabul etme.

            * Bazı insanlar hayaletlerden, bazıları örümceklerden ya da yılanlardan korkar; o günlerde biz insanlarda korkuyorduk.

         * Bir insana gözlerini ya da ciğerlerini verebilirsin ama gülümsemesini veremezsin.


^-^ KEDİLER ^-^

        * ... annem seslenirdi. 'Pişo' derdi. Bu 'kedi' anlamına geliyor ve annemin bana taktığı isim buydu.

            * Gece yarısına doğru bir kedi gelip...


- Yazım-Basım Hatası

        * Sf/224, Sf/240, Sf/248 basım kötü...

                                                   Okuduğum tarih: Ocak 2015


Yazar Hakkında Bilgi=  2014 Nobel Barış Ödülü'nün sahibi Malala Yusufzay'ın otobiyografisi BEN, MALALA tek bir insanın sesinin bile dünyaya değişim yönünde ne kadar büyük bir ilham verebileceğini kanıtlıyor…

Taliban kuvvetleri Pakistan'ın Svat Vadisi'ni kontrol altına aldığında, küçük bir kız hiç korkmadan düşüncelerini dile getirdi. Malala Yusafzay susturulmayı reddederek eğitim hakkı için mücadeleye girişti.

9 Ekim 2012 Salı günü, 15 yaşındayken, neredeyse bunu canıyla ödüyordu. Okul servisiyle eve dönerken, yakın mesafeden açılan bir ateşle başından vurulmuştu.

Malala'nın mucizevi şekilde hayatta kalıp iyileşmesi, onu Kuzey Pakistan'daki ücra bir vadiden New York'taki Birleşmiş Milletler binasının koridorlarına uzanan olağanüstü bir yolculuğa çıkardı. Malala 16 yaşında, barışçıl protesto eylemlerinin dünya çapında sembolü ve Nobel Barış Ödülü'nü kazanan en genç isim oldu.


ARKA KAPAK –

'Malala kim?' diye sordu silahlı adam.
Malala benim, bu da benim hikayem.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder