Sayfalar

21 Nisan 2015 Salı

Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm - Zülfü Livaneli * Bahar Okuma Şenliği 2015

Sevgili Pinuccia'nın düzenlediği 'Bahar Okuma Şenliği' okuma listeme buradan ulaşabilirsiniz.

Listenin 22. sırası: Kendinizin belirleyeceği bir temaya uyan dört kitap...

Mırk tema seçtim ^-^ KEDİ



Kategori kapsamında okuduğum diğer kedili kitaplar:

Kedilerin Felsefesi Filozofların Kedileri - Federica Sgarbi 



Livaneli'nin diğer paylaştığım kitapları için:

Edebiyat Mutluluktur - Zülfü Livaneli


Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:

Okuma Halleri, Fotoğraflarla - Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm / Zülfü Livaneli




BİR KEDİ, BİR ADAM, BİR ÖLÜM

Yunus Nadi Roman Ödülü
Yazarı: Zülfü LİVANELİ
Türü: Roman
Yayın Hakları: Doğan Kitap
www.dogankitap.com.tr
-   1. - 19. baskı / Remzi Kitabevi, 2001-2009
-   Doğan Kitap'ta 1. baskı / Mart 2012   22. baskı / Mart 2014
-   203 sayfa


Kitaptan Alıntılar;

        * ... insanları konuşarak tanıyamazsınız. Konuşmak, canlı yaratıkları arasındaki en etkisiz iletişim aracı. Dil yalan söylüyor, olanları çarpıtıyor, insanlığın hiç bıkıp usanmadığı klişeleri tekrarlıyor. Bu yüzden, insanları dinlemek onları anlamak için yeterli değil.
  
        * Kötülük etmeyi istememek başka, bilmemek başkadır.

        * Orkidenin anavatanı Himalayalar ve Uzakdoğu ülkeleriydi. Ağaç gövdelerinde çıkarlar ve yere doğru eğilirlerdi çünkü tropik yağmurlardan hiç hoşlanmazdı orkideler, bu yüzden başlarını yere eğer ve suyun üstlerinden akıp gitmesini sağlarlardı. Evde de buna dikkat etmek gerekirdi işte. Orkide ışık sever ama sudan nefret ederdi. Hele yeşil yapraklarının iç tarafına gelecek birkaç damla su mantar oluşmasına yol açar ve bu da çiçeğin sonu demek olurdu. Bu yüzden orkideyi birkaç haftada bir, olduğu gibi kaldırmalı ve leğene doldurulmuş olan suya şöyle bir sokup çıkarmalıydı. Tabii yeşil yaprakları suya değdirmeyecek şekilde.


^-^ KEDİLER ^-^

        * Ben ömrüm boyunca köpek olarak yaşamıştım artık kesin kararım bir kediye dönüşmekti. Kedi olacaktım.

        * Oysa şimdi bir kediyim ben: Uzak, denetimli, soğukkanlı ve güçlü bir kedi. Eski Mısır'da, Beni Hassan'da yapılmış üç yüz bin kedi mumyasından biriyim: Onlar kadar soğuk, onlar kadar güçlü ve mağrur.

        * ... Siyam olduğunu...

        * 1700'lerde Pallas diye birinin Rusya'da bulduğu kitabede anlatılan kediler gibiydi.

        * ... içimdeki kedileşme yeteneğini hissetmişti.


- Yazım-Basım Hataları -

        * Sf/111
         ... bu yünden...

        * Sf/117
         ... bilmiyordum Seni de (nokta yok)

        * Sf/166
         tane...

                                                                 Okuduğum tarih: Nisan 2015


 Yazar Hakkında Bilgi=  www.livaneli.gen.tr


ARKA KAPAK –

“Arkadaşlarım bunun farkında değil ama ben bu bağlantıların üstünde ya da dışındayım. Onlar gibi davranmaya, onlara benzemeye çalışıyorum, lakin içim farklı, işte romanı yazan zavallı arkadaşımın inemediği derinliklerden biri de bu. O beni, politik geçmişi olan ve Kuzey sürgününe savrulmuş, sıradan insanlardan biri sanıyor. Başımdan geçenleri, benden daha ilginç buluyor. İçimdeki derin ve köklü karanlığın farkında değil. Çünkü insanları konuşarak tanıyamazsınız. Konuşmak, canlı yaratıklar arasındaki en etkisiz iletişim aracı. Dil yalan söylüyor, olanları çarpıtıyor, insanlığın hiç bıkıp usanmadığı klişeleri tekrarlıyor. Bu yüzden, insanları dinlemek onları anlamak için yeterli değil.”

12 Mart rüzgârlarının İstanbul’dan Stockholm’e savurduğu bir mülteci
olan Sami Baran, yattığı hastanede Türkiye’den bir hastayla karşılaşır.
Bu adam, başına gelenlerin sorumlusu olarak gördüğü eski bir bakandır.
Ondan intikamını almak amacıyla Şili, Uruguay, İran gibi farklı
ülkelerden gelmiş mülteci arkadaşlarıyla birlikte bir plan yapar.
Ancak, bu planı gerçekleştirmek o kadar kolay olmayacaktır: Sami Baran, anadilin yeri geldiğinde düşmanla da anlaşma aracı olabileceğini hesaba katmamıştır. Ve bu, planın önündeki engellerden sadece biridir...
Zülfü Livaneli’nin usta kaleminden, sürgün yaşamı ve öldürmek-bağışlamak ikilemi üzerine, okurları ve eleştirmenleri değişik kurgusu
ve beklenmedik final(ler)iyle de etkileyen, kusursuz bir roman.
“Gerçek bir şaheser! Teknik ve psikolojik olarak mükemmel! Öldürmek mi bağışlamak mı ikilemini en iyi veren roman.”
Yaşar Kemal


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder