Listenin 5. sırası: Esas mesleği öğretmenlik olan bir yazardan bir kitap.
Fakir Bayburt'un okuduğum ilk kitabı. Ben çok beğendim. Kitaplığıma eklemekte ve okumakta çok geç kalmışım.
Aslında kitabı ilk olarak 'Kısa Kitap Festivali' okuma listeme dahil etmiştim ama şenlik kategorileri açıklanınca buraya transfer ettim:)))
Kitapla ilgili paylaşımıma geçmeden kitaba ismini veren 'Eşekli Kütüphaneci'yi yani *Mustafa Güzelgöz'ü* azıcık tanıyalım istiyorum.
Mustafa Güzelgöz
Mustafa Güzelgöz diğer
adıyla Eşekli Kütüphaneci (d.1921-ö.2005). Kütüphaneyi halkın ayağına götürmek düşüncesi ile Ürgüp seyyar
kütüphanesinin yedi katır ve üç atı ile yöredeki 36 köye hizmet
götürmüştür. 1972 yılında
emekli olan eşekli kütüphanecinin yaşam öyküsünü, yazar Fakir Baykurt, Eşekli Kütüphaneci adlı eserinde
romanlaştırmıştır. Ayrıca yazar Ahmet Şerif İzgören "Süpermen
Türk olsaydı Pelerinini Annesi bağlardı" adlı kitabının girişimcilik bölümünde
Mustafa Güzelgöz'ün hikâyesini anlatmaktadır. Güzelgöz’e 1963 yılında
“Amerikan Barış Gönüllüleri Derneği’nin İnsanlığa Hizmet Ödülü” verilmiştir.[1] Mustafa
Güzelgöz, Nevşehir Devlet Hastanesi’nde
tedavi görürken 18 Şubat 2005’te kalp yetmezliğinden ölmüştür.
Daha detaylı bilgi için:
https://tr.wikipedia.org/wiki/Mustafa_G%C3%BCzelg%C3%B6z
Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:
EŞEKLİ KÜTÜPHANECİ
Yazarı: Fakir
Bayburt
Türü: Roman
Yayın
Hakları: Literatür Yayınları
www.literatur.com.tr
- Birinci
Basım, Eylül 2000
Literatür Yayınları'ndan Birinci Basım, Ocak 2007
Literatür Yayınları'ndan Altıncı Basım, Mart 2015
- 147 sayfa
Kitaptan Alıntılar;
* Bize kötü konuk
gelmez. Cenabıallah seçer, iyilerini yollar!
* Biz onunla can
kardeşiydik. Gerçi yaşça o benden büyüktü; ama erken öldü. O öldü, ben kaldım.
Biliyorsun, ölüler yaşlanmaz. Şimdi ben onun ağabeyiyim.
* Hamuruna
patates katılmış tandır ekmeği...
* Oğlan okursa
kadı, kız okursa cadı olur...
* Tahsin Ağa
Temenni tepesi'ndeki o yapıyı yaptırdı. Padişah da çift ya da üç olan
kitaplardan 817 cildi bağışladı. Kitapları develere yükleyip yola çıkardılar.
1854 yılında, Ürgüp'e hem bir medrese, hem bir kitaplık açıldı. Bu işin başına
Ürgüplü Hacı Derviş'i getirdiler. Hacı Derviş medreseyle kitaplığı 39 yıl
yönetti. Sonra yerine Nail Derviş geçti.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Tahsin_A%C4%9Fa_K%C3%BCt%C3%BCphanesi
* Mobil
Bibliyotek-
19. yüzyılda
denenmeye başlamış, 20. yüzyılda geliştirilmiş olan mobil
bibliyotek ya da gezici kütüphaneler, merkez kütüphanenin tüm
eserlerinden kentteki ve köydeki vatandaşın aynı imkânlar içinde yararlanmasına
yardım etmektedir. Gezici kütüphaneler, ikinci dünya savaşından sonra gelişmeye
başlamıştır. 1950 yılından
sonra ise dünyanın hemen her tarafında gezici kütüphane hizmetinin verildiği
görülmektedir. Özellikle Amerika’da modern anlamda gelişme imkânı bulmuştur. Gezici
kütüphane yabancı ülkelerde farklı araçlar kullanılarak verilmektedir. İsveç’te
otomobil ve trenle yapılmakta iken Norveç’te
denizden de bu hizmet sağlanmaktaydı (Ersoy,1991). Asya ülkelerinde
yokluk nedeniyle gezici kütüphane, Avrupa’dakilerin
aksine hayvan gücü ile sağlanmaktaydı. Hindistan’da
üç tekerlekli bisikletle, Tayland’da
ise bir at tarafından
çekilen iki tekerlekli bir araba üzerinde verilmekteydi.
Mustafa Güzelgöz, sonradan adına ürgüp
sistemi denecek olan; literatürde eşekli kütüphane denilen uygulamayı ilk
kez başlatmış; beş eşek, iki at ve üç katırla 36
köye, 200 adet kitap alan kitap sandıklarını hayvanlara yükleterek memurlarıyla
beraber göndermiş ve günün koşulları içinde her türlü olanağı kullanarak gezici
kütüphane hizmeti sağlamıştır.
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%9Crg%C3%BCp_Sistemi
* ... her
sakaldan bir tel alınsa, köseye sakal olur..
* Siz biraz,
öteki biraz verirse, ikiraz olur:)
* Millet
kahvelere kapanıp çat çut kağıt oynamayı kitap okumaktan çok seviyor. Kadınlar
da köylerde köşe başında, şehirlerde kabul günlerinde konuş ha konuş, çatlat ha
çatlat...
* Sık sık
Fatih'in ünlü sözünü düşünüyorum. Bir şehri kurmanın olmazsa olmaz üç yapısı
vardır: Bir şehir kurmanın olmazsa olmaz üç yapısı vardır: Kitaplık, kanalizasyon,
hamam!
* Doğuda Van
ilinde, köyler sahibi, Kinyas Kartal Ağa ile batıda, Aydın ilinde, çiftlikler
sahibi Adnan Menderes Ağa vardı. Bunlar seçimlerden önce gizlice anlaşıp
birbirine söz verdi. Ağalar oyları Menderes'e küreyecek, Menderes bu yoldan iktidara
gelecek. Başbakanlık koltuğuna oturur oturmaz Köy Enstitüleri'nin kapısına kara
kilit asılacak.
* Az söz er yükü,
çok söz eşek yüküdür.
^-^ KEDİLER ^-^
* ... Ankara'nın
ortasında, Kediseven Sokak'taki İl Halk Kitaplığı'nın...
* ... neredeyse
bakımlı bir kedininki kadar...
- Yazım-Basım Hataları-
* Sf/ 11
Cenabıallah...
* Sf/ 26
... ünivesite
yapıları...
Yazar Hakkında Bilgi= https://tr.wikipedia.org/wiki/Fakir_Baykurt
ARKA KAPAK –
Sıcak bir yaz günü,
peribacaları diyarına Yunanistan'ın Larisa şehrinden Dimitrios Katsikas adında
biri gelir. Bu genç adam, yıllar önce bu topraklardan göçe zorlanan büyükbaba
ve büyükannelerinin izini sürmek, bir daha buraya dönemeyen akrabalarının
yerine bu güzel yerleri gezmek istemiştir. Tesadüfler karşısına yörenin sevilen
şahsiyetlerinden "Baba" lakaplı Aziz Güzelgöz'ü çıkarır. Aynı
yaşlardaki bu iki genç kısa sürede kaynaşır. Dimitrios, Aziz'in evine konuk
olunca, bu büyüleyici diyarda inanılmaz bir adamla tanışır. Aziz'in babası
Mustafa Güzelgöz'dür bu kişi; namı diğer Eşekli Kütüphaneci.
Ürgüp'teki kitaplığı yönetirken otuzdan fazla köyün halkına eşekle kitap taşıdığı için takılmıştır bu ad ona. Herkes, özellikle de kadınlar, kitap okusun diye yıllarca çırpınmıştır Mustafa Güzelgöz.
Dimitrios ile Eşekli Kütüphaneci arasındaki sevgi köprüsü yöreyi birlikte gezerlerken iyiden iyiye pekişip güçlenir. Bu arada kan kardeşi olan Aziz ile Dimitrios'un aklına, Ürgüp ile Larisa'yı "kardeş şehir" yapma fikri düşmüştür. Ama bu o kadar da kolay olmayacaktır...
Fakir Baykurt'un, klasik anlatımının tüm olanaklarından yararlanarak, gücü yetene, hatta bitene dek, hasta yatağında yazdığı bu son romanında, sevgi, kardeşlik, azim, cesaret gibi duygular yine okuru sarıp sarmalıyor.
Ürgüp'teki kitaplığı yönetirken otuzdan fazla köyün halkına eşekle kitap taşıdığı için takılmıştır bu ad ona. Herkes, özellikle de kadınlar, kitap okusun diye yıllarca çırpınmıştır Mustafa Güzelgöz.
Dimitrios ile Eşekli Kütüphaneci arasındaki sevgi köprüsü yöreyi birlikte gezerlerken iyiden iyiye pekişip güçlenir. Bu arada kan kardeşi olan Aziz ile Dimitrios'un aklına, Ürgüp ile Larisa'yı "kardeş şehir" yapma fikri düşmüştür. Ama bu o kadar da kolay olmayacaktır...
Fakir Baykurt'un, klasik anlatımının tüm olanaklarından yararlanarak, gücü yetene, hatta bitene dek, hasta yatağında yazdığı bu son romanında, sevgi, kardeşlik, azim, cesaret gibi duygular yine okuru sarıp sarmalıyor.
Bize kötü konuk gelmez. Cenabı Allah seçer, iyilerini yollar!
YanıtlaSilEvet, aynen kitapta yazdığı şekilde ekledim.
Sil