Sayfalar

27 Ekim 2016 Perşembe

Çifte Kapıların Ötesi - Gülayşe Koçak

Sevgili Ebru bir videosunda Gülayşe Koçak'ın 'Siyah Koku' kitabını ısrarla tavsiye etmişti. Konusu gerçekten çok enteresan ve ilgi çekici. Ancak maalesef kitabın baskısı tükenmiş. Diren Kitapçı'da ikinci elini bulduğum anda kapacağım:)
Madem o kitaba şimdilik ulaşamıyorum başka bir kitabını seçeyim dedim. Tercihim Çifte Kapıların Ötesi'nden yana oldu. Çok klişe bir yorum olacak ama yazarın kalemini sevdim. Kitap aktı gitti okurken. 
Ama hala özellikle Siyah Koku'yu çok okumak istiyorum.


Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:

Okuma Halleri, Fotoğraflarla - Çifte Kapıların Ötesi / Gülayşe Koçak



ÇİFTE KAPILARIN ÖTESİ
Yazarı: Gülayşe KOÇAK
Türü: Roman
Yayın Hakları: Yapı Kredi Yayınları
-   1. baskı: Oğlak Yayınları, 1993  2. baskı: İletişim Yayınları, 2003
-    YKY'de 1. baskı: İstanbul, Haziran 2013
Kapak Tasarımı: Nahide Dikel
-   180 sayfa



  Kitaptan Alıntılar;

        * Rüyadaymış gibi ilerliyor ve gösterilen, ardına kadar açık kapıya varıyor. Hayret! İçeride bir kapı daha var, o da açık! Birbirinin peşi sıra aşılması gereken iki kapı!

        * Çifte kapıların varlığı bence, içeride konuşulanların dışarıya sızmasını önlemek amacını gütmekten öteye, simgesel bir anlam da taşıyor: Biz burada baş başayız; gündelik olaylar, insanlar, biçemler, bizim çok uzağımızda. Biz burada apayrı bir dünyadayız.

        * ... çifte kapıların duyurmayı üstlendiği mesajı pekiştirmek istenir gibi.

        * Çifte kapıların önüne gelince, içeriye girmeden önce duraksıyor... ... ansızın karşılaştığı bu çifte kapıların onda neyi çağrıştırdığını, niçin bu kapıları görmenin onda öylesine ani bir hoşnutluk yarattığını... Almanya'da ... öğrenciyken öğrenim gördüğü konservatuar binasının odalarının kapıları da işte böyle çiftti.

        * Çifte kapıların ilkini kapatıp ilerliyor kadın. İkinci kapıyı da usulca kapatıyor.

        * ... dış dünyadan farklı olarak burada, bu çifte kapıların ardında, serbestçe kendim gibi olabileceğimi sanmıştım.

        * Görüşme odasının çifte kapılarını art arda açıyorum...

        * İç sürgünüme çekilmek.

        * Ameliyatlar, hastalıklar, insanlar için pohpohlanma, şımartılma, sevgi görme, endişe duyulma vesileleridir.

        * Biliyor musunuz, Oktay beni sanki başkalarının önünde bozmaktan hoşlanıyor.
         O mu sizi başkalarının önünde bozuyor, yoksa siz mi başkalarının önünde alıngan oluyorsunuz?

        * İlk genç kızlığımda Erich Fromm'ları devirirken, 'İnsan kendini sevmezse başkalarını da sevemez,' türünden kuramlarla tanışmıştım.
         Aranan Erich Fromm bulundu:)))
http://moonlightcat13.blogspot.com/2016/10/2-tlye-kitaplar.html

        * Kulaklarıma derhal kepenkleri indiriyorum.


 ^-^ KEDİLER ^-^

        * Kediler ve köpekler, en hassas yerlerini, karınlarını, ancak tekme atmayacağına çok güvendikleri kişilere açarlar.

        * ... bir kediyi okşamak...

        * ... kucağına çıkıp bir kedi gibi kıvrılıp sokulmak...

        * ... onun kucağına çıksam da bir kedi gibi kıvrılma şeklinde değil, bir ayağımı yere sarkıtarak ve yerden destek alarak ağırlığımı hafifleterek oluyor.

        * ... evde ille bir hayvan besleyeceksiniz, niçin herkes gibi kedi-köpek edinmiyorsunuz?...


- Yazım-Basım Hataları -

        * Sf/ 50
         ... 'olumsuz' diye da görmüyor.

        * Sf/ 178
         ... çok sağolun!

                                                                                     Eylül 2016


Yazar Hakkında Bilgi=  Gülayşe Koçak (1956, New York) Okul öncesi çocukluğu Addis Ababa’da geçti; ilkokulu Kopenhag’da, ortaokulun bir bölümünü TED Ankara Koleji’nde okudu. Lise eğitimini Hannover’de bir “gymnasium”da alırken, Hannover Müzik ve Tiyatro Yüksekokulu’nda misafir öğrenci olarak piyano eğitimini sürdürdü. Liseyi Ankara Tevfik Fikret Lisesi’nde tamamlayan Koçak, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu’ndan 1979’da mezun oldu. Ankara’da Kanada Büyükelçiliği’nde on yıl, White and Case Hukuk Şirketi’nde üç yıl çalıştı. Amatör oda müziği grubuyla birlikte konserler verdi, ayrıca üç yıl boyunca Anglikan Kilisesi’nin pazar ayinlerinde org çaldı. 2003’ten itibaren öğretim görevlisi olarak İstanbul Sabancı Üniversitesi Yazma Becerileri Merkezi’nde ve daha pek çok kurumda Yaratıcı Yazma atölye çalışmaları düzenlemeye başladı. 2014’te Sabancı Üniversitesi’nden emekli oldu. Halen pek çok kurumda, çeşitli yaş ve meslek gruplarından kişilere yönelik Yaratıcı Yazma, Yaratıcı Düşünme atölyeleri düzenlemekte, öğretmen seminerleri vermekte, Etkili Yazma Teknikleri, İş Yazışmaları Teknikleri, Çatışma Yönetimi eğitimleri vermektedir. Ayrıca, 2007’den bu yana “Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Araştırmaları Forumu” kapsamında Istanbul’da ve Türkiye’nin çeşitli illerinde öğretmenlere, okul yöneticilerine ve karar mercilerine, eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimlerini sürdürmektedir.
“Virgül”, “PsikeArt”, “Mahsus Mahal” gibi pek çok dergide, ayrıca edebiyat sitesi “iktidarsiz.com”da denemeleri, makale ve kitap tanıtım yazıları yayımlanmıştır; çeşitli kitaplara bölümler yazmıştır. İngilizce ve Almancadan çeşitli sosyal bilim sahalarında makale çevirileri yapmıştır.


ARKA KAPAK –

Gülayşe Koçak’ın ilk romanı Çifte Kapıların Ötesi yirmi yıl önce yayımlandığında özellikle psikiyatrinin mahremine dokunması (yani “terapötik ortam”ı, “aktarım”ı, “bağlanma”yı büyük bir samimiyetle anlatması) bakımından dikkatleri çekmişti. Kişinin kendi gerçeğini görüp kabullenmesinin nefes darlığına, yutkunma zorluğuna dönüşmesi...
Sağaltım sürecini coşkulu bir anlatımla, kırılgan bir neşeyle “kendini tanıma” sürecine, kederli ama gönüllü bir iç yolculuğa çevirmeyi başarmış Gülayşe Koçak.
Sizi yaşatan, umut: Bu hoşgörüyse kaynağını buradan alıyor. Canınızdan bezmişsiniz, bir asalak gibi, hiç kimseye hiçbir şey vermeden, dünyaya hiçbir güzellik katmadan yaşıyorsunuz, bir fazlalıksınız burada, üstelik burada var olmaya layık olanların payından yiyor, içiyorsunuz. Umut olmasa, böyle bir ruh hali içinde burada bir dakika daha durulur mu? Evet, iyi kötü bir umut olmasa, insan kendine bir hekim arar mı? 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder