Sayfalar

28 Ocak 2017 Cumartesi

Ah Mana Mu - Handan Gökçek

'Sır Dökümü' kitabıyla başlayan Handan Gökçek okuma sevdam 'Ah Mana Mu' ile devam etti. Tabii sonrası da var: Elenika. Bir sonraki paylaşımım da o kitabı olacak.
Sır Dökümü kitabıyla ilgili yorumumu buradan okuyabilirsiniz. 
Ah Mana Mu, konusunun acıtan gerçekliği ve anlatımının, kurgusunun başarısı sayesinde oldukça etkileyici ve nefes kesici bir okuma sunuyor.
Ben kitabı okumak için elime aldım ve neredeyse bırakamadım. Bir solukta ve hüzünle okudum diyebilirim.
1924 Türk-Yunan Mübadele sürecine duygusal, siyasi ve maddi yönleriyle şahit oluyorsunuz. Aşk var, acı var, yalnızlık, dinmeyen hasret, hüzün, korku, dışlanmışlık var, kaybetme var; -maddi-manevi kayıplar-, hem insani duyguların köreldiğini hem dostluğun sabahtan akşama bittiğini deneyimlemek var, var ki neler var...
Özellikle kitabın en sonundaki bilgi kitabın üzerimde bıraktığı etkiyi ikiye katladı diyebilirim. Gözyaşlarımla okumamı tamamlamış oldum.


Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:

Okuma Halleri, Fotoğraflarla - Ah Mana Mu / Handan Gökçek




AH MANA MU
Yazarı: Handan GÖKÇEK
Türü: Roman
Yayın Hakları: Pupa Yayınları
-   1. basım: Nisan 2010                  2. basım: Eylül 2011

-   333 sayfa


 Kitaptan Alıntılar;

        * Binalar, pencereler, umutlu bir güne uyanan öyküler.

        * Ah Mana mu! - Ah anneciğim.

        * Bilmiyorum ki rüzgar mı kırdı kalbimi?

        * Gün batımı çökmüştür yüreğine
         Ne karanlık ne de tam aydınlık
         Orda bir yerde
         Öylesine
         Özlem
         Acı
         Anı
         Bir ömür geçmiştir artık
         Ne gece olmuştur ne sabah
         Sızı
         Sır
         Sonsuz bir sessizlik sonra...

        * Mübadele, gönüllülük temeline dayalı olsa gerçekleşmesi aylar hatta yıllarca sürebilirdi. Türk topraklarında ve Yunan topraklarında mübadeleye tabi tutulan insanlar, bir daha ayrıldıkları ülkeye geri dönemeyeceklerdi.

        * Bir sonraki an olasılıklarla doluydu; ama şimdi, bu an olasılıksızdı, biricikti.

        * Bin dokuz yüz kişiye tek bir doktor düşüyordu.

        * Dışarıda uğuldayan rüzgar içinden geçiyordu sanki.


- Yazım-Basım Hataları -

        * Sf/ 11
         Büyükbaba öldüğünde kendileriyle birlikte yaşamasını en çok Melek istemişti. Yaşlı kadın da kıramamıştı gelinini.
         Büyükbaba öldüğünde en çok Melek istemişti onun yanlarına taşınmasını, yaşlı kadın da kıramamıştı gelinini...

        * Sf/ 50
         ... çıkardi ki...

        * Sf/ 118
         ... avludaki serdire oturmuşlardı.

        * Sf/ 123
         ... bıze bütün bildiklerini...

        * Sf/ 164
         ... saçlarını elinden geldiği düzeltmeye çalıştı.

        * Sf/ 191
         ... iki evde de aynı şey konuşuyordu.

        * Sf/ 240
         Ayranın hazır bak, bir-iki dilimde peksimet çıkardım.

        * Sf/ 282
         ... gözlerinden yitmemeliydi karşı kıyıyı...

        * Sf/ 328
         ... sokağa çıkardık diğerler çocuklarla oynamak için...



                                                                                              Ocak 2017


Yazar Hakkında Bilgi=  1968 yılında İzmir'de doğdu. Yazmaya lise yıllarında başladı.  Öyküleri, Bahçe, Kum, Deliler Teknesi, Karakalem, Öykü Teknesi, Ünlem, Varlık, Adam Öykü, İmge Öyküler, 'Arta Zeitschrift für Kunst und Literatur' adlı edebiyat dergilerinde yayınlandı. Öykülerini, 2002 yılında Kum Yayınları tarafından çıkan, 'Düş Hırsızı' (Kum Yayınları), 2008 yılında 'Sır Dökümü (Ara Yayınları) adlı kitaplarda topladı.

ARKA KAPAK –

Rumca “ah anneciğim” anlamına gelen “ah mana mu” sözcüğü Handan Gökçek’ in romanında iç yakan, sessiz bir çığlığa dönüşüyor. Yüz binlerce insanı doğup büyüdüğü topraklarından eden, geçmişlerini ve anılarını silen yakın tarihimizin en trajik olaylarından biri olan 1924 Mübadelesi, Gökçek’in kalemiyle duyarlı ve sarsıcı bir romanın odağı oluyor. Yanya’da iç içe, kardeşçe yaşayan Rumlar’la Türkler’in komşuluklarını, alışverişlerini, şakalaşmalarını, dostluklarını, sevdalarını, birbirlerinden kız alıp vermelerini anlatırken adım adım yaklaşan bir felaketi de sezdiriyor yazar. Dostluklar düşmanlığa dönüşecek ve o gün geldiğinde Türkiye’deki Rumlar gibi Yunanistan’daki Müslüman azınlık için de dönüşü olmayan bir yolculuk başlayacaktır.
Handan Gökçek'in duyarlı, o kadar da yakıcı, soluk soluğa okunan romanı, yakın tarihimizle yüzleşmemiz için de bir çağrı. Romanı bitirdiğinizde kulaklarınızda bir çığlık yankılanacak Ah Mana Mu!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder