Sayfalar

9 Ocak 2017 Pazartesi

Asılacak Kadın - Pınar Kür

Fena... çok sarsıcı bir kitap...
Gerçek bir olaydan yola çıkarak kurgulamış romanı Pınar Kür. 'Aşkın Sonu Cinayettir' kitabını da bu kitabın sonrasında okudum. Orada bahsediyordu: Annesinin evinde bir bavul dolusu resim buluyor. Ve aralarında da asılmış bir kadının fotoğrafı çıkıyor. boynu eğilmiş, dili dışarı çıkmış, korkunç bir resim. Teyzesinden resmin hikayesini öğreniyor. Kırklareli'nde köyde bir adam kimsesiz bir kızı almış ve onu erkeklere peşkeş çekmiş. Sonra köyden bir çocuk kıza aşık olup adamı tarlada vurmuş. Cesedi de evin içine birlikte saklamışlar. Dava açılmış ve tüm köyde şahitlik edip adamın neler yaptığını anlatmış ama sonuç kız idam cezası alıyor. 1930'larda olmuş bu olay. 

Pınar Kür bu fotoğrafın ve hikayesinin etkisinde kalmış ve ilk tiyatro oyunu olarak yazmış. Ama köy insanını yazmaktan öte bildiği çevreye taşımaya karar vermiş hikayeyi ve roman son şeklini öyle almış.

Pınar Kür Melek'i ele aldığı bölümde bilinç akışı yöntemini kullanmış. Üç ayrı kişinin işlendiği kitabın her bölümü çok başarılı bence.
Filmi de çekilmiş. İzleyenler filmin de başarılı olduğunu söylüyorlar. Ben hala ve hala izlemedim ama başrolünü Müjde Ar'ın oynadığı filmi ilk fırsatta izleyeceğim. Hatta Pınar Kür de Müjde Ar'ı bu filmde oldukça beğenmiş.



Zamanında Kür mahkemelik olmuş ve imhası istenmiş kitabın. Nedeni şaşılası: tahrik edici, müstehcen içerik!
Bu kitabın anlattıklarından bunu çıkarmak, hissetmek olur iş değil...
Bendeki baskısında kitabın sonuna Pınar Kür'ün savunması eklenmiş.



Okuyup bitirdiğim ve blogda paylaşılmayı bekleyen üç tane daha Pınar Kür kitabı var. 2016'yı Pınar Kür'le kapattım diyebilirim:) Bir Cinayet Romanı, Aşkın Sonu Cinayettir, Sonuncu Sonbahar.


Pınar Kür paylaşımlarım için:
Yazarı: Pınar KÜR
Türü: Roman
Yayın Hakları: Can Yayınları
-   1. basım: 1979, Nisan, Bilgi                 2. basım: 1979, Aralık, Bilgi
3. basım: 1983, Eylül, Yazko                    4. basım: 1985, Nisan, Can
5. basım: 1986, Kasım, Can            7. basım: 1989, Şubat, Can
8. basım: 1990, Eylül, Can              9. basım: 1994, Mart, Can
-   135 sayfa


 Kitaptan Alıntı;

        * Esasen, Melek'in çektiği korkunç acıları, işkenceyi, akla uzak aşağılanmaları okuyup da cinsel arzuları kabaracak bir kişinin ruh sağlığından ciddi biçimde kuşkulanmak gerekir.


 ^-^ KEDİLER ^-^

        * Sokaklardaysa kedi köpekten çok çocuk. Kim uğraşacak kedi köpek ve çocuklarla.

        * ... kedileri sorarlardı...

        * ... Neriman hanım kedinin yavrularını kovanın içinde getirdiğinde. Soysuz bunlar. Karışık cinsliler hiçbir işe yaramaz. Ah, orospu hayvan, ah. Sen git de sokak kedileriyle...

        * ... kedileri boğuverdiğim gibi... ... kedileri bebeleri kocakarıyı öldürmekten kolay ne var...

        * ... kedileri yavrularını kovanın içinde boğuverdim...

        * ... ikiz bebelerin kafalarını kedi yavruları gibi sokuversem kovanın içine...

        * Kedi gibi tırmalayacan mı bu kez de, ha?

        * ... kedileri ben boğuverdim doğru.


- Yazım-Basım Hataları -

        * Sf/ 24
... para biriktermem...

        * Sf/ 25
         ... yargıçlak stajına...

        * Sf/ 109
         ... dünyayı gömeye karar verdik...

        * Sf/ 121
         Ayaklarını sürüyerek tırmanmaya koyuldum. Ben de peşinden.

                                                                                                Aralık 2016




ARKA KAPAK –

Pınar Kür, bu üçüncü romanında, bir cinayet olayının çevresinde Asılacak Kadın'ı irdeliyor. İşlenen bir cinayet sonucu asılarak öldürülmesine karar verilen ve hep susan bir kadın için değişik boyutlarda görüşler ve yargılarla örülen bu romanı, değerli eleştirmenimiz Füsun Akatlı, şöyle değerlendiriyor:
'Herbiri kendi iç bütünlüğünde, alabildiğine öznel tutulan üç söylem: Çıkarını 'ortak bilinç'in çıkarıyla bütünleştirmiş Faik İrfan Elverir'in insanlıktan soyutlanmış söylemi. Cinsel bir nesne, somut bir çaresizlik, tam bir kurban konumuna yargılı Melek',n, sesi olmayan söylemi ve şaşkın, toy bir iyiniyetin çıkmazında bocalayan Yalçın'ın edilginliğini aşamayan bilincinden yansıyan söylemi. Bu üçünün, romanın ana sözü bakımından , neredeyse önemini yitiren bir kilit olay (yalı cinayeti) çevresinde sarmallanmasından, bir o kadar nesnel bir mesaja ulaşıyor. Pınar Kür'ün, yürekli bir toplumsal eleştiriyi yazının olanaklarıyla bağdaştırdığı bu roman, kadının, dolayısıyla da elbet insanın onurunu tehdit eden yozlaşmışlıktan bir kesiti sorguluyor.'


Defterimden...




Keyifli okumalarınız olsun.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder