Kitabı Ekim 2014 tarihinde okumuşum. Blog yazısını hazırlamakta bunca sene geciktiğim vakit maalesef sıcağı sıcağına yorum girmek gibi olmuyor. İçeriği ile ilgili hafiften hafızamı zorlamak zorunda kalıyorum:) Diyebileceğim şu ki; bolca mırkklı bir kitaptı:)
Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:
KÜÇÜK <g> ADINDA BİRİ
Yazarı: Güney DAL
Türü: Roman
Yayın
Hakları: Dünya Yayıncılık
- Birinci
Basım Ekim 2003
- 176 sayfa
Kitaptan Alıntılar;
* Yazarlar var,
kitaplarını kitaplıklara yerleştirir; oysa Bay....., kitaplığını yazdığı
kitaplara yerleştiriyor.
Nicolas
Chamfort
* Korkunun
rengine girip korkuyu korkuturlar.
* Konuşulması
gerekenin özetini konuşuyorum onlara.
* Kullandığı
harflere çok üzülüyor. Harfler bir kelime yapmak için bir kelimeden ötekine
koşturup duruyorlar. Onlarla birlikte sırılsıklam terliyor.
* Aklı ruhunu
yırtmış; gözüyle bakıp kalbiyle görüyordu.
^-^ KEDİLER ^-^
* ... okuyanların
hemen hepsi 'Kamil Kedi ya da Kedi Kamil' bölümünü pek anlayamadıklarını
özellikle vurguladılar.
* ... bir süre
sonra Kamil Kedi usul usul şiltesinden kalkıp, kasıntılı bir yürüyüşle yanıma
yaklaştı. Aramızdaki mesafe bir insan adımı kalınca, durdu. Zarif bir biçimde
burnunu bana doğru uzatıp kuşkuyla kokladı. Kapkara tüylü suratındaki yeşil
gözlerini gözlerime dikip bir de göz denetlemesinden geçirdi beni. 'Tamam,
kayıtlarımızda kokunuz ve görüntünüz kayıtlı' anlamında olsa gerek, bir kez ve
kısaca 'Miyav' dedi. Geldiği gibi gene usulca, kıvrak ama arkasından bir
tehlike gelecekmiş gibi tedirgin adımlarla sırtını bana dönüp, hela girişinin
hemen yanındaki duvarda bulunan kovuğumsu bir girinti içine döşenmiş şiltesine
yerleşmeye gitti. Şilteye otururken kendi kendine bir şeyler mırıldandı. Yan
gelip uzanmadı, gözleri bir bende, bir garson kadında, bir aşçı Halim'deydi...
Kamil Kedi'den sıkılınca kafamı yeniden abartılı bilenmiş,
keskin ağızlı bıçağa taktım.
* Kamil Kedi mi,
Kedi Kamil mi? / Sf-37,38,39
İçerisini kalabalık basınca, kıçını şiltesinden kaldırıp
kasıntılı bir havayla ortalıkta dolaşmaya koyuldu Kedi Kamil. Tek tek herkesi
koku ve göz kontrolünden geçiriyor, çeşitli 'miyav'larla beynine notlar
kaydediyordu. ...
Herkes yerini bilsin siz
insansanız ben de kediyim, sululuğun, laubaliliğin, göstermelik samimiyetin
yeri yok benim yanımda... gibisine kurum kurum kurularak yürüyen, kendine
güveni pek bir kedi oluşuydu. El değdirmez, okşatmaz, güzel, sevecen sözler
söyleyenler olursa şöyle bir yan gözle, kuşkuyla süzer ve sanıyorum bu arada bu
sözleri söyleyenin kişilik dosyasını beyninde tuttuğu kayıtlardan karıştırıp
bir değerlendirme yapmak üzere gözden geçirirdi. Önemsediği, değer verdiği
insanları, iki adet müzikalitesi yüksek, gönül çelici miyavla ödüllendirdiği
söylenir... Kamil Kedi gözetim ve denetlemelerini bitirdikten sonra, zarif bir
kalça kıvırmasıyla, zeminden altmış santimetrelik bir yükseklikteki...
* Ayaklarının
dibinde de o uyuz, garip, insana elektrik salan kara kedi. Yalanıp duruyor.
Bana baktı bir süre bilim kurgu romanlarındaki tiplerin o gizemli yeşil
gözleriyle. ... Sonra yine pipisini yalayıp temizlemeye koyuldu. ... Kedi
yalanma işini sürdürdü...
* Sahibinden
kurtulmuş mart kedisi, ne varsa her şeyi tabakta sunuyor.
* ... mutfağın
bir köşesinde kıvrılıp yatan, Kedi Kamil'in dostu bir gariban...
* Sf/ 133 Kedi
Kamil ya da Kamil Kedi
Pist!
Pistpistpist!
...
Kedi şiir mi yazarmış? Pisstt!
...
Bir kedi, Kedi Kamil'dir ya da Kamil Kedi'dir!
Pissst, lütfen!
...
Okuyun ve derhal pisst olun!
* Ama önemlisi
kedi! Kedi Kamil! Deli kedi be!.. ... Kediliğini unutmuş bir kedi o!
* Bir kedi bile
çağrılmadan geldiğini bildi, saygısızlığını anladı, çekip gitti!
- Yazım-Basım Hataları -
* Sf/ 45
Hele bir başarıyla sona erdirelim, arkadaşlarımıza daha yaralı olacaktık...
* Sf/ 61
... başaşağı...
* Sf/ 77
... sırıl sıklam...
* Sf/ 95
... bankalarda tonlarca bark
biriktirenler.
Ekim 2014
Yazar Hakkında Bilgi= Güney Dal, 11
Ağustos 1944'te Çanakkale'de doğdu.
Liseyi aynı kentte bitirdikten sonra bir süre İstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı bölümüne devam etti.
Film seslendirme oyuncusu, kitap satıcısı, radyo gazetecisi olarak çeşitli
işlerde çalıştı.
İlk yazıları Demokrat Çanakkale dergisinde (1963), ilk
öyküsü Yeni Ufuklar dergisinde yayımlandı. 'Kuş Tüyü Döşek' adlı sahne oyunu
İ.Ü.T.B. Gençlik Tiyatrosu'nda sergilendi (1965).
'Oy Cehennem İlleri' adlı, Urfa-Harran toplumsal yapı
araştırması üstüne notları, Akşam gazetesinde yayımlandı (1967).
'Beyin Salatası' adlı radyo oyunu 1968'de İstanbul
Radyosu'nda yayınlandı.
Yapıtları-
Roman: İş
sürgünleri (Memeleri Büyüyen İşçi), 1976; E5, 1979; Fabrikada Bir Saraylı,
1981; Kılları Yolunmuş Maymun, 1998; Gelibolu'ya Kısa Bir Yolculuk, 1994; Aşk
ve Boks (ya da... Sabri Mahir'in Ring Kıyısı Akşamları), 1998.
Öykü: Buzul
Döneminden Haberler, 1983; Yanlış Cennetin Kuşları, 1985.
Antoloji:
Geschichten aus der Geschichte der Türkei (Y. Pazarkaya ile), 1990.
Aldığı Ödüller:
1975 Yakacık Kültür Şenliği Hikaye Yarışması İkinciliği (Gelibolu'ya
Kısa Bir Yolculuk adlı romanı için).
1976 Milliyet Roman Yarışması Üçüncülük Mansiyonu (Memeleri
Büyüyen İşçi adlı romanı için).
1980, 1983, 1986 Berlin Senatosu Yaratıcılık Bursu.
1997 Bavyera Güzel Sanatlar Akademisi, Adalbert von Camisso
Ödülü (Münih).
ARKA KAPAK –
Bir dil sürgünüdür. Güney
Dal. Yaşama yurdu edindiği Berlin, onun bu kopuşunun da simgesidir adeta.
Yazdığı, gerçeğine varmak istediği insanın serüvenine o, duyduğu yerden bakar.
Kopuşun dili, yazarın içsesiyle Türkçenin kıvamına erişir her bir anlatışıyla.
Küçük Adında Biri, böylesi bir dil örgüsüyle yazınımıza yeni bir anlatı
izleğini getiriyor. Dal, burda, yabancılaşmanın getirdiği çözülmeyi, bireyin
dilsizleşme ve kopuş sürecini, ustalıkla anlatıyor. Dıştan içe bakışık trajik
öyküsü; bir yüzde bir yüzün seyrinin acıyla dile getirilişi...
'(...) Novel, hikaye anlatımının bir biçimdir eninde sonunda
ama, araya 'temel' hikayenin düzenini bozmadan, ilginç, eleştirel bazı
anektodları da hınzırca ve keyifle sokuşturmak gerekir. Böylece ana hikayeye,
anlatının gücünü artırıcı, toplum içinden gelen eleştiri parçaları
'yapıştırılır'. Bunlar yer yer temel hikaye üstünde iliştirilmiş gibi dursalar
da hikayenin geçtiği zamana açılan renkli küçük perspektifler, zamanın
renklerini okuyucuya aktaran parçalar (zeit koloroit) olarak ayrı bir tat
verirler bütüne...'
Güney
Dal