Sayfalar

9 Temmuz 2017 Pazar

Alnında Mavi Kuşlar - Aysel Özakın

* Yazarı Pınar Kür sayesinde tanıdım. Bir eserini okuma merakımı da yine Pınar Kür kamçıladı. Şöyle ki; Pınar Kür'ün Mine Söğüt'le gerçekleştirdiği söyleşiyi okurken (Aşkın Sonu Cinayettir) paylaştığı bir olay beni meraklandırdı: Pınar Kür'ün ağzından:
* Yarın Yarın'ı 1974 yılının sonunda bitirdim. Önce E Yayınları'na gittim. ... 'Biz 12 Mart'la ilgili roman basmak istemiyoruz, sevmiyoruz bu konuları' dendi. Bozuldum tabii. 
E Yayınevi belki daha çok çeviri basıyordu, ama yerli yazar da basıyorlardı. Benimkiyle aynı zamanda gelen bir başka romanı bastılar Gurbet Yavrum diye, galiba on beş tane satmıştır!

Buradan paylaşımıma ulaşabilirsiniz.
* Bunu okuyunca kimden bahsettiğini merak ettim ve Gurbet Yavrum kitabının Aysel Özakın'a ait olduğunu gördüm. Aslında bahsi geçen kitabı almak istedim ama satış dışı. Ben de piyasada ulaşabildiğim bir kitabını aldım.
* Kitap 1 Mayıs 1977 Taksim'de yaşanan katliamı ve dönemin siyasi atmosferini temel almış. Ve 1979 Madaralı Roman Ödülü'nü kazanmış.
* Pınar Kür'ün etkisiyle biraz ön yargılı başladım kitaba ne yalan söyleyeyim 😄 Ama yorumumu tamamen objektif olarak yazıyorum. Baharatsız ve en önemlisi tuzsuz yemek tadında okudum diyebilirim. Okuma deneyimlerime ve zevkime göre eksik kalan bir şeyler var dilinde, anlatımında.



Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:

Okuma Halleri, Fotoğraflarla * Alnında Mavi Kuşlar / Aysel Özakın



ALNINDA MAVİ KUŞLAR
Yazarı: Aysel ÖZAKIN
Türü: Roman
Yayın Hakları: Yordam Kitap
-   Yordam Kitap'ta 1. Basım: Ağustos 2007
Kapak Tasarımı: Savaş Çekiç
-   192sayfa
- Madaralı Roman Ödülü, 1978


Kitaptan Alıntılar;
        
        * Genç postacı kehribar saçlı karısına karşı çok sert, çok kıskanç olmuştu. Sütçüden süt alırken gülümsediği için yürümüştü üzerine. Karanlık bastığında komşu evlerden birinde oturduğu için saçlarından sürüklemişti onu.
- Armağan'ı anne ve babası
         ...
         'Gidersen, artık Armağan adında bir kızım yok benim.' demişti babası. Susmuştu ve eşyalarını toplamıştı Armağan.
         -  Armağan taşradan İstanbul'a tek başına yerleşmeye karar veriyor ve karısına bunca hırçın davranan sinirli babası nasıl oluyorsa bu kadar sakin ve olgun karşılıyor kızının kararını. İlk çizdikleri karaktere uymayacak bir tepki. Bence çok sırıtmış burada.

        * ... annesinin gözlerini ağlamaktan kızarmış olduğunu gördü. Babası elini alnına koymuş kaygıyla düşünüyordu. Ömer de ikisine doğru eğilmiş konuşuyordu. Üçünün yüzünde de yerine konulamayacak bir şeyi yitirmenin bozgunu vardı.
         ...      Annesi: 'Ağabeyin onu tanıyor. Karısını da tanıyor. Doktor karısı. Namusumuza leke sürüyorsun.' dedi.
         Armağan'ın evli ressamla olan ilişkini öğrenmişler. Yine babasının tepkisizliği hiç başta anlatılan adamla uyuşmuyor. Hani derler ya eşyanın tabiatına aykırı diye bence burada verilen tepkiler de hayatın akışı içinde olmayacak kadar yazılmış duruyor!

        * Cenazemi taşıyorum.
         ... Hiçbir şeyin onu artık hayata bağlayamadığını mı anlatmak istemişti acaba?

        * ... küçük bir kayıkla içindeki kumsala yol alıyormuş gibi uzaklaşıyordu onlardan.

        * Gurbet duygusu bizde de var. Kendimizden çok uzaklaşmışız, dönemiyoruz da.

        * ... mutluluk kapalı duran bir kitap sanki, yabancı dilde basılmış...

        * Armağan gözlerini yumdu, uykuya dalar dalmaz parlak mavi tüyleriyle kuşlar kondu alnına. Sonra uçuşarak alnının çevresinde hızla dönmeye başladılar.

        * Gözlerini yumunca acaba onun da alnında mavi kuşlar dönecek miydi? Uçup giden özlemlerin, sönen isteklerin, kırılan coşkunlukların kuşları...

        * Hayat artık ağır geliyordu ona. Ağır bir bavul gibi.

        * Bulduğu sözler duygusuna yetişemeyince içinde öfke ve çaresizlik kabarıyordu. Sözler dar, duygusu geniş geliyordu ona.


- Yazım-Basım Hataları -

        * Sf/ 9
         Aramağan arayamadı onu.

        * Sf/ 48
         ... sesiz bir dünyada...

        * Sf/ 77
         Belki de o dönemim bunalım, sıkıntı ve yalnızlık duygularını dile getiren romanları ona uzak geliyordu.

        * Sf/ 161 - 164
         Silik basım.

                                                                           Mayıs 2017


Yazar Hakkında Bilgi=  Aysel Özakın (İngham) İstanbul Devlet Konservatuarı'nda Fransız Dili ve Edebiyatı okutmanıyken 1980 yılında Berlin'de Yazarlar Sempozyumu'na katılmak üzere çağrıldı ve yurda dönmeyerek edebiyat çalışmalarını önce Almanya'da sonra İngiltere'de sürdürdü.
Sabahattin Ali ve Madaları ödüllerinin sahibi olan yazarın Türkçede yayınlanan yapıtları:
Roman: Gurbet Yavrum (1975), Alnında Mavi Kuşlar (1978), Genç Kız ve Ölüm (1980), Mavi Maske (1988), Güzellik Acısı (2006).
Öykü: Sessiz Bir Dayanışma (1976), Kanal Boyu (1981).
Aysel Özakın'ın yurt dışındayken kaleme aldığı yapıtları Almanya'da Rowohlt, Luchterhand, Bartelsman, Hollanda'da Shalom ve Ambo, İngiltere'de Women Press ve Waterloo Press, Yunanistan'da Theoria, Fransa'da L'esprit des Peninsules yayınevlerinde yayınlandı. Bir süre önce Türkiye'ye dönen Özakın'ın, henüz Türkçede yayınlanmamış ve İngilizce olarak kaleme alınmış çok sayıda roman, şiir ve tiyatro oyunu var.
Yurt dışında aldığı ödüller arasında; Altona Stadtshreiberin Worpswede, Günter Grass, Stupendium bulunuyor.


ARKA KAPAK –

Çok değil, bundan 30 yıl önce yaşananlar, edebiyatımızda ne kadar yer bulabildi?
1970'li yılların Türkiye'sinde toplumsal mücadelelerin içinden geçenler, edebiyatımıza birçok katkı sundu ama o günleri gerçekten ne kadar anlatabildi?
1 Mayıs 1977'de Taksim'de yaşanan katliamın sonrasında, Aysel Özakın'ın kaleme aldığı Alnında Mavi Kuşlar, Türk Edebiyatının o döneme ve olaylara yönelen romanları arasında, hâlâ biricik yerini koruyor.
Olayların kenarında kalanlar, yakınları alanlara çıktığı için telaş duyanlar, alanları dolduranlar, alanlardan kaçanlar, Kazancı'ya sıkışanlar, direnenler, ölenler, yaşayanlar...
Bunaldığı taşra ortamından özgürlük ve sanatsal duyarlık kaynağı olarak gördüğü İstanbul'a gelen bir genç kız, Armağan; eğtimli, toplumsal gidiş karşısında tedirgin ancak kararsız aydın tipinin örneği Sinan ve ötekiler... Bütün tipolojileriyle 1977 1 Mayıs'ına tanık olanlar, işte bu romanda karşımıza çıkıyor.
Aysel Özakın, sadece bir olay değil, bütün dönemin atmosferini, ilişkilerini, gelgitlerini, usta kalemiyle gözlerimizin önüne seriyor.
Taksim'de 1 Mayıs - 30 yıl önce, 30 yıl sonra; has edebiyatın duyarlı anlatımıyla...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder