Sayfalar

8 Temmuz 2017 Cumartesi

Kumların Kadını - Kobo Abe

@monoklkitap 'tan efsane kitap 📚
Okumaya başladığım gibi elimden bırakamadım, soluksuz okudum. Son zamanlarda okuduğum en etkileyici kitaplardan biri. Konusu ve anlatımı öyle sürükleyici ki bitirmeden bırakmak gelmiyor içinizden.
Filmini de çok merak ediyorum. Fragmanını izledim. Filmin tamamını bulur bulmaz izleyeceğim. 
1960'lı yıllara damgasını vurmuş bir eser. Filmi de çekilmiş. Hem kitap hem film ödüllü.



MonoKL'dan okuduğum kitaplar:

Gizemler - Knut Hamsun


Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:


KUMLARIN KADINI
Yazarı: Kobo ABE
Orijinal Adı: Suna no onna
Türü: Roman
Yayın Hakları: MonoKL Yayınları
-   Birinci Basım: 2017 Mayıs
Kapak Tasarımı: Jamie Keenan
Japoncadan Çeviren: Barış Bayıksel
-   174 sayfa


 Kitaptan Alıntılar;

        * Bak, kum denilen şey yıl boyu hiç durmadan hareket eder. İşte bu akış hali, onun canıdır. Hiçbir zaman tek bir yerde durmaz. İster suyun içinde ister havada olsun kafasına göre hareket eder. Bu yüzden de normal canlılar kumun içinde yaşayamazlar. Çürümeye yol açan bakteriler için de aynı şey geçerli. Nasıl desem, kum eşittir temizlik, yani çürümeyi engelleyebilir ama bir şeyi çürütmesi söz konusu bile olamaz. Hele ki kumun kendisinin çürümesi... En başta, kum dediğin şey basbayağı mineraldir.

        * Elbette gazete okumak istiyordu. Bakacak manzara yoksa, en azından manzara resimlerine bakmak insani bir duygu olsa gerekti. Manzara resimlerinin çorak kırsal alanlarda, gazetelerinse insan ilişkilerinin zayıf olduğu endüstri bölgelerinde geliştiğini bir yerlerde okumuştu.

        * Üzerinde, sanki demirden bir giysi giyip mıknatıstan bir yatağa yatmış gibi bir ağırlık vardı.

        * İnsanoğlunun eşitliği belki de sadece ölüm ve zührevi hastalıklar karşısındaydı.

        * Başkaları tarafından görülmek o kadar önemliyse, aynı şey izleyenler için de geçerliydi muhakkak. Görmekle görülmeyi birbirinden çok da ayrı düşünmeye gerek yoktu.


 ^-^ KEDİLER ^-^

        * Kedi köpek gibi, dişiyi görünce atlar diye düşündünüz.

        * ... oyun oynamak için yılışan bir kediyi paçasından silkelermiş gibi bir hareket yaptı.

        * Kumdan duvar, adamın ruhunu yakalamış, onu kese kağıdındaki bir kediye çevirmişti.

        * ... ölü kedilere, sigara satan dükkanlara ve yeryüzündeki yoğunluğu simgeleyen diğer her şeye karşı duyulan bir kıskançlıktı belki de.


- Yazım-Basım Hatası -

        * Sf/ 134
         Radyodan faklı olarak...

                                                                           Mayıs 2017


Yazar Hakkında Bilgi=  Kobo Abe (1924-1993) Kobo Abe felaketler yağdıran ikinci dünya savaşı sürerken tıp eğitimi aldı. Edebiyata ve felsefeye yönelerek Poe, Beckett, Dostoyevski, Nietzche ve Kafka okumalarına daldı. 1948 yılında bir öykü kitabı yayımlayarak doktorluk mesleğini bıraktı. İlk önemli yapıtı Kırmızı Tırtıllar 1950 yılında okuyucularla buluştu. 1950'ler ve 1960'larda art arda yayımladığı kitaplarla savaş sonrası Japon edebiyatının en önemli isimlerinden birisi olarak sivrildi. 1962'de yayımlanan Kumların Kadını romanıyla dünya çapında ün kazandı. Kumların Kadını 1964 yılında Hiroshi Teshigahara yönetmenliğinde beyaz perdeye aktarıldı.
         Kobo Abe'nin gerçeküstü ve yer yer karanlık betimlemeleri, mutsuzluk içinde devinen karakterlerin bunalımları romanlarının ana izleğini oluşturur. Yapıtlarında dozu giderek artan sembolik üslup ve toplumsal eleştiri, düşler içindeki bir gerçeklik eşiğini canlandırarak Kafkaesk bir çizgide gelişir. Kitapları ruh öğüten ve yalnızlaştıran kapitalist topluma duyulan güvensizliğin ve kaçış arayışının destansı bir ifadesi haline gelir.


ARKA KAPAK –

Bir ağustos günü bir adam ortadan kayboldu. Bir tatil gününde, buharlı trenle yarım günlük mesafedeki sahile doğru yola çıktı ve kendisinden bir daha haber alınamadı. Ne kayıp başvurusu ne de gazete ilanları bir işe yaradı... Bu adamla ilgili vakada kayda değer bir ipucu yoktu. Ayrıca, günlük hayatında ortadan kaybolmak istediğini düşündürecek en ufak bir hâl veya harekete rastlanmamıştı. Doğal olarak, başlangıçta herkes gizli bir ilişkisi olabileceğini düşündü. Fakat adamın karısı adamın bu geziye böcek toplamak maksadıyla çıktığını söylediğinde, hem polisler hem de iş arkadaşları biraz hayal kırıklığına uğradılar...

Şüphesiz, kum yaşam için elverişli değildi. Peki, durağan hâl varlık için vazgeçilmez miydi? O tiksindirici rekabeti başlatan da sabit kalmaktaki ısrarımız değil miydi? Sabit olmayı bırakıp kendimizi kumun akışına bırakıversek rekabet de ortadan kalkacaktı. Gerçekte, çölde de çiçekler açıyor, böcekler ve hayvanlar yaşamlarını sürdürüyorlardı... Öyle ya, keşke kadına da bu manzaradan bahsedebilseydi. Gidiş-dönüş biletlerin asla işlemeyeceği kumun şarkısını, yanlış perdeden de olsa ona dinletebilseydi keşke. Oysa adamın tek yaptığı, yeteneksiz bir çapkını taklit edip başka bir hayatın yemiyle kadını avlamaya çalışmak olmuştu. Kumdan duvar, adamın ruhunu yakalamış, onu kese kâğıdındaki bir kediye çevirmişti.
-Kobo Abe-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder