* Kitaba başladım ve bitene dek elime yapışık dolaştım 😸
* İçinden yani içeriğinden önce dışından yani kapak tasarımından bahsetmek istiyorum. Beni benden alan ve çok etkileyen, pek başarılı bulduğum kapak tasarımı @hasankaracamaya 'ya ait 👏 Kendisine mırk tebriklerimi sunuyorum 😻
* Kapaktaki mırkın adı Anton ve tüm kitap boyunca miyavlarıyla okumaya dahil oluyor. İçinde bilge bir kedi barındıran bir kitabı benim sevmemem veya hikayeye bağlanmamam mümkün mü?: Tabii ki mırk hayır 😹
* Roman içinde hikaye, hikaye içinde hikaye sunuyor. Matruşka misali okudukça başka hikayelere ulaşıyorsunuz.
* Kitabın baş sessizi diyelim yani kahramanı Bilgin, dünyayı gözlemleyen, insanların hikayelerini kuran ama dışından ziyade içine konuşan bir karakter. Pati sevdalısı, kitaplarla hemhal olmuş, insanlara lal, kağıtlara geveze nevi şahsına münhasır bir karakter...
* Siyasi olayların, işkencelerin, haksızlıkların, toplum baskısının insan ruhu üzerindeki etkileri sonucunda tüm yaşam boyunca yamalı, yaralı bir ruh taşımanın ağırlığını hissediyorsunuz sayfaları çevirdikçe.
* Handan Gökçek'in okuduğum tüm kitaplarını gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim: Sır Dökümü, Ah Mana Mu, Elenika, Charlie 📚
* Yüz yüze tanışıp sohbet etme imkanımız da oldu. Edebi başarısının dışında kalbini de çok sevdim ♡ İzmir'de olanlar Yakın Kitabevi sayesinde irtibata geçip düzenlediği söyleşilerinden ve imza günlerinden faydalanabilir sanıyorum.
* Sevgili Handan Gökçek kalemin hiç susmasın. Bol kitaplı, patili ve çok mutlu günler diliyorum 🍀🙏💕
Kitap benim ve Fazıl'ın adına imzalı geldi, pek mutlu olduk ^-^
Handan Gökçek paylaşımlarım:
Charlie - Handan Gökçek
Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:
VE YOKMUŞ
Yazarı: Handan
GÖKÇEK
Türü: Roman
Yayın
Hakları: Yakın Kitabevi
- 1. Basım
- Mayıs 2017
Kapak
Tasarımı: Hasan Karaca
- 200 sayfa
Kitaptan Alıntılar;
* Onu gördüğü her
an kalbi belediye bandosuna dönüyordu.
* Aklına
Hinduların yaptığı şey geldi. Gözlerini kör edene kadar güneşe bakarlarmış,
ancak o zaman içlerindeki karanlık mağarayı görebilirlermiş.
* Zamanın
içimizdeki ve dışımızdaki hızları farklıydı. İçimizdeki zamanın hızı sürekli
değişiyor, bazen akmak bilmiyor bazen de çılgın bir nehir gibi akıp gidiyordu.
Dışımızdaki ise saatlere, dakikalara bölünmüştü ve herkes için aynı işliyordu.
* Dal anlamını
yitirse ve kırılsa içimde. Gözlerimde bir deniz büyüse... Hiç kıpırdamadan
öylece kalsam sözcüklerin arasında... Harf olsam, cümle olsam, en üst rafta
duran şu kırmızı kitabın tozu olsam. Yıllar geçse küf koksam.
* İşte bütün bu
güzellikler senin o bir türlü kabullenemediğin bedeninde yaralar açıyor,
yaraların gözleri var üstelik ve sana bir ucubeymişsin gibi bakıyor. Bütün
dünya iyileşmesi imkansız bir hastalığa tutulmuş gibi geliyor.
^-^
KEDİLER ^-^
* Kitabın birçok
sayfasında mırKahraman Anton'un pati izleri var:) Bolca kedili bölümler
okuyacağınızın müjdesini verebilirim ^-^ Anton'lu kısımları cazibesini
yitirmemesi adına paylaşmıyorum artık kendiniz mırkokursunuz:)
* Roman boyunca
Kedi Anton tarafından söylenen italik cümleler Wilhelm Reich'in 'Dinle Küçük
Adam' adlı kitabından alınmıştır.
* Bir sokak
kedisi vardı mahallenizde çöpteki eti hep diğer kediler gittiğinde yerdi. Bazen
kendini ona benzetiyorsun. Yalnız, tüyleri pislikten birbirine yapışmış,
kuyruğu bacaklarının arasında bir köşede öylece mağrur bakıyor... O kediyi
seviyorsun. O kedi çocukluğundu senin, ekmeğini paylaştığın tek dostundu...
* ... kuşlar,
köpekler, kediler, sokak satıcıları...
* ... cılız
ağacın altındaki yavru kedinin annesini nasıl emdiğini de görmemişti.
* Yumuşak her
zamanki gibi beni bekliyordu. Bir sıçrayışta atladı içeri. Masamın üzerindeki
süt bardağını aldım. ... Yumuşak'ın tabağını çıkardım, sütü döktüm.
* Oysa geceleri
Yumuşak vardı, onun kar gibi, pamuk gibi tüyleri vardı..
* Yumuşak hızla
yataktan fırlayıp dışarı atlarken...
* ... artık hem
Yumu...
...
Kediyi hala odana mı alıyorsun?
...
Neyse tamam, kedi yüzünden tekrar kırmak istemiyorum seni...
* Yumuşak kapının
önüne uzanmıştı.
...
Sakın ayrılma buradan Yumuşak. ... deyip tüylerini okşadım.
* Ya Yumuşak ne
olacak? Ben kedileri sevmem bakamam ona.
* Peki ya
Yumuşak?
* Yatağın altında
Yumuşak'ın tabağı hala duruyordu.
* ... 'Göçmüş
Kediler Bahçesi' adını okudu.
* ... acıkmış bir
kedi...
* Bir kedi...
çizmeye çalışıyordum.
* Tabağı kediler
için sokaktaki çöp bidonunun yanına boşalttım. Hemen birkaç tanesi geldi
iştahla yedi.
* Demek ki
mahallede bakılması gereken sokak kedileri gibi algılanıyordum.
* ... mahallenin
kasabına uğrayıp kediler için akciğer aldım, doğrattım, hepsi çöpün etrafında
bekleşiyordu, poşeti boşaltır boşaltmaz bir araya toplandılar. Bir süre onları
izledim, doymak için yaşıyorlardı sanki. Sokak onlar için çok tehlikeliydi,
arabalar tarafından ezilebilirlerdi, köpekler parçalayabilirdi, her yarı aç
dolaşmak zorundaydılar, her an ölümcül hastalıklara yakalanabilirlerdi. Hepsini
kurtarmak mümkün de değildi...
* Bir kedinin acı
dolu miyavlamasıyla fırladım yatağımdan, pencereden baktığımda çöp bidonlarını
sahiplenmiş olan tekirin bir sarmanla kavga ettiğini gördüm.
* Dışarıda
gördüğüm herkes gidiyordu; arabalar, kediler insanlar... Kök salmak ağaçlara
özgüydü...
* Sokağın başında
peşime takılan kediler, kapının önünde miyavlıyorlardı sürekli.
* Sokak kediler
içeri girmek istiyordu.
* Hepsi süt
dökmüş kedi gibiydiler.
* Hayatımda en
çok eksikliğini duyduğum şey bir kediydi. Yurtta bakamayacağımı ildiğim için
hiçbir sokak kedisine de yüz vermemiştim...
* ...
eksilenlerim yerineyse ... kediden başka bir şey koyamıyordum...
* ... bir kedim
olmalıydı.
* ... bir kedi
aramıştım.
* Vahşeti
kanıksamışlardı, cinayetler sıradanlaşmıştı, çalıp çırpmalar, talan etmeler,
bir çocuğu ağlatmak, bir kediye işkence etmek, bir ağacı köklerinden sökmek,
bir kuşu kafesinde aç bırakmak, bir köpeğe tekme atmak bunlar çok normalleşmiş
olağan şeyler haline dönmüştü.
* Işığım yoktu,
kedim de...
* ... tek gözü
kör bir kedi tam karşımda durup hınzırca baktı...
* Benimle
birlikte bekleyen bir de tekir vardı. ... Güzel olanı güzel olduğu yerde
bırakmak gerektiğini öğrendim Tekir'den.
* Tekir kapıdan
uzaklaşmış öylece olanları izliyordu...
* ... bir kedi
bulmalıydı beni.
* Bir kedinin
beni seçmesi için ne gibi dualar okumam gerekliydi...
* ... bembeyaz
yavru bir kedi vardı... Kedi bacaklarımın arasında dolandı, paçama tırmandı,...
'Kedi varsa ışık da var,' dedim...
* ... bir kedi
sürekli tırmalıyor seni...
* Kedicik...
* Patilerini uzun
uzun yaladı.
* ...
kitaplarımın olduğu bir bavul alıp bir kedi ... bulana kadar yürüyeceğim.
* ... bazı
sayfaları tırmalanmış olan kitabı aldı, gözü 'Bütün büyük adamlar
yalnızdırlar,' cümlesine takıldı.
* ... sokak
kedilerini seversin...
-
Yazım-Basım Hatası-
* Sf/117
... adam kadına yardım emek
istedi.
Haziran 2017
Yazar Hakkında Bilgi= Doğmak
tesadüflere bağlıdır, başkalarının koyduğu bir isim altında yaşam sürer. Yazmak
kendini kanıtladığı anda ise önce haritadaki sınırlar silinir, sonra diller ve
en son dinler. Geriye kalana bakılınca, aşk, savaş, barış, ayrılık ve insani
olan her duygu... Bazen susmak için yazılır, bazen haykırmak, bazen kendine
dokunmak, bazen de elinin eremeyeceği yerlere uzanmak... Arka sokaklar
keşfedilir, içsel sokaklar... Yük ve yoldur yazmak.. Çoğu zaman bir metne
konulan o son noktanın hazzıdır.
Öyküleri 'Ünlem,
Varlık, Adam Öykü, İmge Öyküler, Karakalem, Sarnıç, Kurşun Kalem, Akköy, Arta
Zeitschrift kür Kunts und Literatur (Almanya), Psikeart' gibi edebiyat
dergilerinde yayımlandı.
Öykü
'Düş Hırsızı' 2002
Kum Yayınları
'Sır Dökümü' 2008
Ara Yayınları
Roman
'Ah Mana Mu' 1.
Baskı 2010 Pupa Yayınları
2. Baskı 2011 Pupa Yayınları
3. Baskı 2016 Yakın Kitabevi
Yayınları
'Elenika' 2014
Çizmeli Kedi Yayınları
Çocuk ve Gençlik
Kitapları
'Gökyüzü Perileri ve Yeryüzü Çocukları' 1. Baskı 2012 Yakın Kitabevi Yayınları
2.
Baskı 2013 Yakın Kit. Yay.
'Piri Reis' 2012
Çizmeli Kedi Yayınları
'Minik Yağmur Damlasının Maceraları' 2015 Yakın Kitabevi
Yayınları
'Charlie' 2016
Yakın Kitabevi Yayınları
ARKA KAPAK –
Adam döndü, kadının içine
baktı, gülümsedi.
Kadın bakışlarını kaçırdı, bakmamalıydı ona, bu masal sürmeliydi daha, bu sorular…
“Kendinin hangi halindesin?” diye sordu adam.
“Alfabenin son harfi, ne içimde ne dışımda,” dedi kadın.
Adam torpido gözünden küçük mavi bir kır çiçeği çıkardı,
Kadının beyaz pantolonlu dizine koydu ve sordu:
“Bir çiçeğin kokusuna ne sarıp gönderirsin?”
Hiç düşünmeden “Keman sesi,” dedi kadın.
“Acıdan yavaş yavaş öldüren bir kemanın sesi.”
Kadın bakışlarını kaçırdı, bakmamalıydı ona, bu masal sürmeliydi daha, bu sorular…
“Kendinin hangi halindesin?” diye sordu adam.
“Alfabenin son harfi, ne içimde ne dışımda,” dedi kadın.
Adam torpido gözünden küçük mavi bir kır çiçeği çıkardı,
Kadının beyaz pantolonlu dizine koydu ve sordu:
“Bir çiçeğin kokusuna ne sarıp gönderirsin?”
Hiç düşünmeden “Keman sesi,” dedi kadın.
“Acıdan yavaş yavaş öldüren bir kemanın sesi.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder