2 Eylül 2017 Cumartesi

Ve Yokmuş - Handan Gökçek

@handangokcek 'in son kitabı 'Ve Yokmuş'u mürekkebi henüz kurumuş halindeyken Haziran ayında okumuştum. Paylaşımı biraz geç oldu:) 🐈
* Kitaba başladım ve bitene dek elime yapışık dolaştım 😸
* İçinden yani içeriğinden önce dışından yani kapak tasarımından bahsetmek istiyorum. Beni benden alan ve çok etkileyen, pek başarılı bulduğum kapak tasarımı @hasankaracamaya 'ya ait 👏 Kendisine mırk tebriklerimi sunuyorum 😻
* Kapaktaki mırkın adı Anton ve tüm kitap boyunca miyavlarıyla okumaya dahil oluyor. İçinde bilge bir kedi barındıran bir kitabı benim sevmemem veya hikayeye bağlanmamam mümkün mü?: Tabii ki mırk hayır 😹
* Roman içinde hikaye, hikaye içinde hikaye sunuyor. Matruşka misali okudukça başka hikayelere ulaşıyorsunuz.
* Kitabın baş sessizi diyelim yani kahramanı Bilgin, dünyayı gözlemleyen, insanların hikayelerini kuran ama dışından ziyade içine konuşan bir karakter. Pati sevdalısı, kitaplarla hemhal olmuş, insanlara lal, kağıtlara geveze nevi şahsına münhasır bir karakter...
* Siyasi olayların, işkencelerin, haksızlıkların, toplum baskısının insan ruhu üzerindeki etkileri sonucunda tüm yaşam boyunca yamalı, yaralı bir ruh taşımanın ağırlığını hissediyorsunuz sayfaları çevirdikçe.
* Handan Gökçek'in okuduğum tüm kitaplarını gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim: Sır Dökümü, Ah Mana Mu, Elenika, Charlie 📚
* Yüz yüze tanışıp sohbet etme imkanımız da oldu. Edebi başarısının dışında kalbini de çok sevdim ♡ İzmir'de olanlar Yakın Kitabevi sayesinde irtibata geçip düzenlediği söyleşilerinden ve imza günlerinden faydalanabilir sanıyorum.
* Sevgili Handan Gökçek kalemin hiç susmasın. Bol kitaplı, patili ve çok mutlu günler diliyorum 🍀🙏💕



Kitap benim ve Fazıl'ın adına imzalı geldi, pek mutlu olduk ^-^


Handan Gökçek paylaşımlarım:

Charlie - Handan Gökçek



Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:


VE YOKMUŞ
Yazarı: Handan GÖKÇEK
Türü: Roman
Yayın Hakları: Yakın Kitabevi
-   1. Basım - Mayıs 2017
Kapak Tasarımı: Hasan Karaca
-   200 sayfa


 Kitaptan Alıntılar;

        * Onu gördüğü her an kalbi belediye bandosuna dönüyordu.

        * Aklına Hinduların yaptığı şey geldi. Gözlerini kör edene kadar güneşe bakarlarmış, ancak o zaman içlerindeki karanlık mağarayı görebilirlermiş.

        * Zamanın içimizdeki ve dışımızdaki hızları farklıydı. İçimizdeki zamanın hızı sürekli değişiyor, bazen akmak bilmiyor bazen de çılgın bir nehir gibi akıp gidiyordu. Dışımızdaki ise saatlere, dakikalara bölünmüştü ve herkes için aynı işliyordu.

        * Dal anlamını yitirse ve kırılsa içimde. Gözlerimde bir deniz büyüse... Hiç kıpırdamadan öylece kalsam sözcüklerin arasında... Harf olsam, cümle olsam, en üst rafta duran şu kırmızı kitabın tozu olsam. Yıllar geçse küf koksam.

        * İşte bütün bu güzellikler senin o bir türlü kabullenemediğin bedeninde yaralar açıyor, yaraların gözleri var üstelik ve sana bir ucubeymişsin gibi bakıyor. Bütün dünya iyileşmesi imkansız bir hastalığa tutulmuş gibi geliyor.


 ^-^ KEDİLER ^-^

        * Kitabın birçok sayfasında mırKahraman Anton'un pati izleri var:) Bolca kedili bölümler okuyacağınızın müjdesini verebilirim ^-^ Anton'lu kısımları cazibesini yitirmemesi adına paylaşmıyorum artık kendiniz mırkokursunuz:)

        * Roman boyunca Kedi Anton tarafından söylenen italik cümleler Wilhelm Reich'in 'Dinle Küçük Adam' adlı kitabından alınmıştır.

        * Bir sokak kedisi vardı mahallenizde çöpteki eti hep diğer kediler gittiğinde yerdi. Bazen kendini ona benzetiyorsun. Yalnız, tüyleri pislikten birbirine yapışmış, kuyruğu bacaklarının arasında bir köşede öylece mağrur bakıyor... O kediyi seviyorsun. O kedi çocukluğundu senin, ekmeğini paylaştığın tek dostundu...

        * ... kuşlar, köpekler, kediler, sokak satıcıları...

        * ... cılız ağacın altındaki yavru kedinin annesini nasıl emdiğini de görmemişti.

        * Yumuşak her zamanki gibi beni bekliyordu. Bir sıçrayışta atladı içeri. Masamın üzerindeki süt bardağını aldım. ... Yumuşak'ın tabağını çıkardım, sütü döktüm.

        * Oysa geceleri Yumuşak vardı, onun kar gibi, pamuk gibi tüyleri vardı..

        * Yumuşak hızla yataktan fırlayıp dışarı atlarken...

        * ... artık hem Yumu...
         ...
         Kediyi hala odana mı alıyorsun?
         ...
         Neyse tamam, kedi yüzünden tekrar kırmak istemiyorum seni...

        * Yumuşak kapının önüne uzanmıştı.
         ...
         Sakın ayrılma buradan Yumuşak. ... deyip tüylerini okşadım.

        * Ya Yumuşak ne olacak? Ben kedileri sevmem bakamam ona.

        * Peki ya Yumuşak?

        * Yatağın altında Yumuşak'ın tabağı hala duruyordu.

        * ... 'Göçmüş Kediler Bahçesi' adını okudu.

        * ... acıkmış bir kedi...

        * Bir kedi... çizmeye çalışıyordum.

        * Tabağı kediler için sokaktaki çöp bidonunun yanına boşalttım. Hemen birkaç tanesi geldi iştahla yedi.

        * Demek ki mahallede bakılması gereken sokak kedileri gibi algılanıyordum.

        * ... mahallenin kasabına uğrayıp kediler için akciğer aldım, doğrattım, hepsi çöpün etrafında bekleşiyordu, poşeti boşaltır boşaltmaz bir araya toplandılar. Bir süre onları izledim, doymak için yaşıyorlardı sanki. Sokak onlar için çok tehlikeliydi, arabalar tarafından ezilebilirlerdi, köpekler parçalayabilirdi, her yarı aç dolaşmak zorundaydılar, her an ölümcül hastalıklara yakalanabilirlerdi. Hepsini kurtarmak mümkün de değildi...

        * Bir kedinin acı dolu miyavlamasıyla fırladım yatağımdan, pencereden baktığımda çöp bidonlarını sahiplenmiş olan tekirin bir sarmanla kavga ettiğini gördüm.

        * Dışarıda gördüğüm herkes gidiyordu; arabalar, kediler insanlar... Kök salmak ağaçlara özgüydü...

        * Sokağın başında peşime takılan kediler, kapının önünde miyavlıyorlardı sürekli.

        * Sokak kediler içeri girmek istiyordu.

        * Hepsi süt dökmüş kedi gibiydiler.

        * Hayatımda en çok eksikliğini duyduğum şey bir kediydi. Yurtta bakamayacağımı ildiğim için hiçbir sokak kedisine de yüz vermemiştim...

        * ... eksilenlerim yerineyse ... kediden başka bir şey koyamıyordum...

        * ... bir kedim olmalıydı.

        * ... bir kedi aramıştım.

        * Vahşeti kanıksamışlardı, cinayetler sıradanlaşmıştı, çalıp çırpmalar, talan etmeler, bir çocuğu ağlatmak, bir kediye işkence etmek, bir ağacı köklerinden sökmek, bir kuşu kafesinde aç bırakmak, bir köpeğe tekme atmak bunlar çok normalleşmiş olağan şeyler haline dönmüştü.

        * Işığım yoktu, kedim de...

        * ... tek gözü kör bir kedi tam karşımda durup hınzırca baktı...

        * Benimle birlikte bekleyen bir de tekir vardı. ... Güzel olanı güzel olduğu yerde bırakmak gerektiğini öğrendim Tekir'den.

        * Tekir kapıdan uzaklaşmış öylece olanları izliyordu...

        * ... bir kedi bulmalıydı beni.

        * Bir kedinin beni seçmesi için ne gibi dualar okumam gerekliydi...

        * ... bembeyaz yavru bir kedi vardı... Kedi bacaklarımın arasında dolandı, paçama tırmandı,... 'Kedi varsa ışık da var,' dedim...

        * ... bir kedi sürekli tırmalıyor seni...

        * Kedicik...

        * Patilerini uzun uzun yaladı.

        * ... kitaplarımın olduğu bir bavul alıp bir kedi ... bulana kadar yürüyeceğim.

        * ... bazı sayfaları tırmalanmış olan kitabı aldı, gözü 'Bütün büyük adamlar yalnızdırlar,' cümlesine takıldı.

        * ... sokak kedilerini seversin...


 - Yazım-Basım Hatası-

        * Sf/117
         ... adam kadına yardım emek istedi.

                                                                           Haziran 2017


Yazar Hakkında Bilgi=  Doğmak tesadüflere bağlıdır, başkalarının koyduğu bir isim altında yaşam sürer. Yazmak kendini kanıtladığı anda ise önce haritadaki sınırlar silinir, sonra diller ve en son dinler. Geriye kalana bakılınca, aşk, savaş, barış, ayrılık ve insani olan her duygu... Bazen susmak için yazılır, bazen haykırmak, bazen kendine dokunmak, bazen de elinin eremeyeceği yerlere uzanmak... Arka sokaklar keşfedilir, içsel sokaklar... Yük ve yoldur yazmak.. Çoğu zaman bir metne konulan o son noktanın hazzıdır.
         Öyküleri 'Ünlem, Varlık, Adam Öykü, İmge Öyküler, Karakalem, Sarnıç, Kurşun Kalem, Akköy, Arta Zeitschrift kür Kunts und Literatur (Almanya), Psikeart' gibi edebiyat dergilerinde yayımlandı.

         Öykü
         'Düş Hırsızı'         2002 Kum Yayınları
         'Sır Dökümü'       2008 Ara Yayınları

         Roman
         'Ah Mana Mu'     1. Baskı 2010 Pupa Yayınları
                                      2. Baskı 2011 Pupa Yayınları
                                      3. Baskı 2016 Yakın Kitabevi Yayınları
         'Elenika'               2014 Çizmeli Kedi Yayınları

         Çocuk ve Gençlik Kitapları
         'Gökyüzü Perileri ve Yeryüzü Çocukları' 1. Baskı 2012 Yakın Kitabevi Yayınları
                                                                           2. Baskı 2013 Yakın Kit. Yay.
         'Piri Reis'             2012 Çizmeli Kedi Yayınları
         'Minik Yağmur Damlasının Maceraları' 2015 Yakın Kitabevi Yayınları
         'Charlie'               2016 Yakın Kitabevi Yayınları


ARKA KAPAK –

Adam döndü, kadının içine baktı, gülümsedi.
Kadın bakışlarını kaçırdı, bakmamalıydı ona, bu masal sürmeliydi daha, bu sorular…
“Kendinin hangi halindesin?” diye sordu adam.
“Alfabenin son harfi, ne içimde ne dışımda,” dedi kadın.
Adam torpido gözünden küçük mavi bir kır çiçeği çıkardı,
Kadının beyaz pantolonlu dizine koydu ve sordu:
“Bir çiçeğin kokusuna ne sarıp gönderirsin?”
Hiç düşünmeden “Keman sesi,” dedi kadın.
“Acıdan yavaş yavaş öldüren bir kemanın sesi.”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder