Tezer Özlü paylaşımlarıma göz atmak isterseniz:
Çocukluğun Soğuk Geceleri / Tezer Özlü
1970 sonbaharını, 1970'lerin sonbaharlarını ve sonrasında 1980'leri siyasi olarak okuduğumuzda gerçekten pek uzun bir sonbahar olduğunu görüyoruz.
Demir Özlü'nün yazı dilini sevdim.
BİR UZUN SONBAHAR
Yazarı: Demir
ÖZLÜ
Türü: Roman
Yayın
Hakları: Can Yayınları
- 1.
basım: Mayıs 1976 2. basım: Aralık 1979 3. basım: Ekim 1993, Can
- 135 sayfa
Kitaptan Alıntılar;
* İstanbul, eşsiz
sonbaharlarından birini yaşıyordu. Uzun sürecek, sapsarı, ılık bir sonbahar.
* Kalabalık
alanda güzelim bir sonbahar serinliği vardı.
* Bizi içine alan
sonbaharın durgun gecelerinden biriydi.
* ... hafif
sonbahar rüzgarı gibi yakalayıp geçen salgın...
* Uzun,
bitmeyecekmiş gibi uzun bir sonbahar yerleşmişti İstanbul'a. İstanbul'un zaten
uzun olan sonbaharlarından biri.
* Durgun, hiç
bitmeyecekmiş gibi uzayan bir sonbahardı: 1970 sonbaharı.
* Bitmeyen,
bitmeyen bir sonbahardı.
* Ne uzun bir
sonbahar mevsimi olduğu değil mi? İstanbul'da her yıl uzun olan sonbaharların
en uzunlarından biri.
* Sarı, sapsarı
bir sonbahardı.
* Uzun,
İstanbul'un en uzun sonbaharlarından birinde.
* Uzun, güzel bir
sonbahardı. Bence, İstanbul'un uzun olan öteki sonbaharlarından daha da uzun
sürmüştü.
* Sonbahar hiç
geçmeyecekmiş gibi gelip yerleşmişti. ... Böyle uzun, bitimsiz bir sonbahardu.
* 1970 yılı
sonbaharı çok uzun bir sonbahardı.
* Herhangi bir
eşya gibi, bıktırıcı zaman. İçim karanlıklarla örtülüydü, ardımda bıraktığım
günlerin yaptığı yığınak bilincimi eziyordu.
* İçinde
yaşadığım toplumun koşullarını iyi bildiğimi sanıyor, 'çürümüş bağlantıların
içinde bir tutsaktan başka bir şey değilim' diyordum.
- Yazım-Basım Hataları -
* Sf/ 123
Devrimin koşullar
var diye düşünüyorlar.
* Sf/ 129
Sen kendin araba bulabilmeliydin, gizi bir işin varsa.
Haziran 2016
Ödemiş
İstiklâl İlkokulu, Ödemiş Ortaokulu, İstanbul Kabataş Erkek Lisesi'nde (1953) okudu. İlk
şiiri Kabataş Lisesi öğrencilerinin çıkardığı Dönüm Dergisi ve daha sonra Türk
Dili dergisinde yayınlandı. 1959 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi'ni bitirdi. 1961-1962 arası Paris'te Sorbonne Üniversitesi'ndefelsefe okuduktan
sonra Türkiye'ye
dönerek İstanbul Üniversitesi Hukuk Felsefesi
ve Metodoloji Kürsüsü'nde 4 yıl asistanlık yaptı. Siyasal eylemleri nedeniyle
işine son verilince avukatlık yapmaya başladı. 1969'da "Sakıncalı"
olarak askere gitti ve yedeksubaylık hakkı elinden alınarak Muş'ta çavuş olarak
askerlik görevini tamamladı.1971'deki askeri müdahaleden sonra bir süre tutuklu
kaldı. 1979'da Stokholm'e
yerleşti. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra vatandaşlıktan çıkarıldı. Türkiye'ye 1989'da dönebildi. Bu
tarihten beri Stokholm ve İstanbul'da
yaşıyor. İlk şiiri Kabataş
Lisesi öğrencilerinin çıkardığı Dönüm,
daha sonraTürk Dili dergisinde
yayınlandı. Öykü, deneme, eleştiri ve çevirileri Mavi, A, Pazar Postası, Yeni Ufuklar, Soyut, Somut, Yeni Edebiyat,
Gösteri ve Adam Öykü dergilerinde yayınlandı. 1980'den sonra roman,
anlatı, anı ve gezi kitaplarına ağırlık verdi.
ARKA KAPAK –
Bir Uzun Sonbahar, benim
beğendiğim, sevdiğim türde bir roman. Hepimizin yakınlık duyduğu yapıtlar
vardır, hani kendimi buldum deriz ya öyle...Demir Özlü'nün tüm öyküleri, çağdaş
aydın insanın bunalımlarını, iç karmaşasını, bir anlam, bir değer aramasını
anlatır. Görünenle yetinmez, derine, daha da derine inmek ister. Bir düşünür
romancıdır o... Bir Uzun Sonbahar'ın başkişisi Demir Özlü müdür? Bir anı kitabı
değil ki, Özlü kendi yaşamından bir iki kesiti yazmış diyelim. Olsa olsa, kendi
yaşantılarından, iç dış gözlemlerinden yararlanmıştır. Gülgün, Güngör, Nazan,
Evin gibi kişiler gerçek yaşamda vardırlar elbet. Seviler, siyasal tartışmalar,
eylemler, düşünceler, 12 Mart olayından önceki yılların hep yaşadığımız
bunalımları... Demir Özlü, boşuna yaşamak istemeyen kişileri çiziyor. Bir anlam
bulmak isteyenler. Bir yerde şöyle diyor romanın tekil kişisi: 'Hayat,
sanıldığından çok daha uzundur. Yaşım yirmi yaş çevresindeyken, çabuk öleceğimi
sanırdım. İnsan belki de çok çabuk ölmeyi bilmelidir. İnsan yaşamı için bir
romans, gerçekten içten duyarak yaşadığı bir romans yeterlidir, ondan sonrası
yeniden yeniden yaşamaktır.' Demir Özlü'nün bir güzel özelliği de, anlattığını
en kısa, en yoğun biçimde vermesi. Sözü uzatmada, ayrıntılara kendini hiç
kaptırmadan. Neyi, ne zaman demeli, nerede kesmeli, onu iyi biliyor. Gerçek bir
yazar, bir öykücü Demir Özlü. Yüz elli sayfa içinde 'gerçek' bir roman
yazmasını bilenlerden...
Defterimden...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder