Sarsıcı ve çarpıcı bir konusu var. İç acıtıyor.
Ahlak ahkamı kesen ahlaksızları, ailenin çocuk ve geleceği üzerindeki olumlu-olumsuz etkilerini, gücün gaddarlıkla birleştiğinde sonuçlarını, menfaat uğruna nasıl üç maymun olunduğunu, sevginin gücünü... ve daha neler neleri 😄 okumak isterseniz 'Yeşil Peri Gecesi'nde...
Ayfer Tunç paylaşımlarım için:
Kapak Kızı - Ayfer Tunç
Suzan Defter - Ayfer Tunç
Aziz Bey Hadisesi - Ayfer Tunç
Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:
Okuma Halleri, Fotoğraflarla * Yeşil Peri Gecesi / Ayfer Tunç
YEŞİL PERİ GECESİ
Yazarı: Ayfer
TUNÇ
Türü: Roman
Yayın
Hakları: Can Yayınları
- 1.
Basım: 2010 7. Basım:
Ekim 2016, İstanbul (1000 adet)
- 469 sayfa
Kitaptan Alıntılar;
* İri, parlak,
siyah zeytinlerin üstüne limon kabuğu rendeledim. Yeşil zeytinlere sarmısaklı
zeytinyağı gezdirdim.
* Tavada
tereyağını eritmiş, kaşık kaşık mısır unu dökmüştü. Pişince içine beyazpeynirin
sonunu ufalamıştı.
* Mesela Rus salatasına kornişon yerine kapari çiçeği
koyuyordu. Ispanağı sütle pişiriyordu.
* Beni bırakıp
gitmeseydin, belki unuturdum seni.
* Fişekler
patladık.a tüyleri fosforlu ışıklar gibi parlayan gece kuşları korkuyla kanat
çırpıyor, üzerimize doğru uçuyorlardı.
* Ağlarım hatıra
geldikçe gülüştüklerimiz. / Divan Şairi Mahir.
* Ne yazık! Vakit
de yok kurtarmak için geleceği / Düşünsek bile şimdiden. / Edip Cansever -
Umutsuzlar Parkı X.
* Ne içindeyim
zamanın / Ne de büsbütün dışında / Ahmet Hamdi Tanpınar aynı adlı şiirinden.
* Eee, fakirin
çanı kısa çalarmış, (Sait Faik öyle diyor bir öyküsünde).
* Nasıl yani? Hiç
mi çocuk istememiştim? Allah Allah... Peki ya beyim? (Beyim mi...) O da mı
istememişti? Neden? Ayıptır sorması, tam olarak kaç yaşındaydım? Vardı canım
hala bir ihtimal. Beş-altı seneye kalmaz menopoza girerdim gerçi, ama tıp çok
ilerlemişti. Kırkından sonra da anne olunuyordu artık. Ortalık tüp bebek
kaynıyordu. Ah annelik kadar harika bir duygu var mıydı hayatta? Tatmayan
bilemezdi. Çocuksuz olmazdı yavrucum. Kırkı geçtim falan dememeli, muhakkak
yapmalıydın bi tane.
* Olmamış gibi
yapabilenlerin dünyası bu, benim değil. Ben yapamıyorum. Ben sosyal bukalemun
olamıyorum. Bulunduğum kabın şeklini, bindiğim dalın rengini alamıyorum.
* ... pencerenin
önüne oturup İyi Niyet Sokağı'ndan geçenlere, işinden evine dönenlere bakarak
hayatın çok yorucu bir şey olduğunu düşünürmüş. Yaşamak zorunda olmayı aklı
almadığı için dehşete düşermiş yaşamaktan.
* Utanç duvarının
altının başarısız tünellerle delik deşik edildiği komünizm zamanlarında
Türkleri ve Kürtleri şehrin sonuna, bu duvarın dibine ittiklerini anlatıyordu.
Böylece soğuk savaş sıcağa dönecek olursa, Batı Berlinlilerin gözünde pis
komünistler olan Doğu Berlinlilerin askerleri batıya geçecek olursa, önce bu
kara kafaları ezecekmiş tankları ve toplarıyla. Kara kafaların komünizmin
saldırısına karşı ilk barikat, hemen feda edilecek kitle olmasını planladıkları
kanısındaymış.
* Donna Kişot!
* 'Nuh'ta
geleceği okuma yeteneği olsaydı, kesinlikle gemisini yakardı,' diyen Cioran.
^-^
KEDİLER ^-^
* Belki de bir
kedi almalıyız. Hatta sokakta bulmalıyız. Adını Gambaz koymalıyız. Olanca
gamımızı, kederimizi kediye yüklemeliyiz. Kedi gamımızı kederimizi alıp
kaçmalı. Biz kedisiz, kitapsız, gamsız, kedersiz kalmalıyız. Çırılçıplak,
acısız, sevgisiz, yanık otlar gibi, çürümüş kuru, kof ağaç gövdeleri gibi
öylece kalmalıyız.
* Atlıkarında
külkedisinin balkabağından yapılma arabasına biniyordum.
* Usulca
gelmişti. Sessizce. Kedi gibi. Yok gibi.
* Martın bir
kedisi meşhurdur, bir de Ben'i.
* ... ölmek için
saklanan kediler gibi kaçıyor muydu ondan?
* ... bizimle
kedinin fareyle oynadığı gibi oynamaktan müthiş zevk duyuyordu.
* Göğsüme yatma,
yatıp susma, susup kedileşme ihtiyacı azalıyordu.
* Yiyecek için
paranın gerekli olmasını bir türlü anlayamazmış. Babasına sorarmış. 'Kedilerin,
köpeklerin, kuşların yiyecek için para kazanması gerekmiyor. Bizim niye
gerekiyor?'
'... yemek yemezsek ölürüz. ... İşte onun için para
kazanmamız lazım.'
'Ama kediler kazanmıyor...'
* ... camekanı
sarı-kırmızı-yeşil renkli kedi merdivenleriyle donatmıştı.
Mayıs 2017
Erenköy Kız Lisesi'ni ve İstanbul Üniversitesi Siyasal
Bilgiler Fakültesi'ni bitirdi. İlk öykü kitabı 1989'da yayımlanan Saklı'dır.
Yazar bu kitabını daha sonra Evvelotel adlı öykü kitabıyla birleştirerek
Evvelotel-Saklı adıyla yayımladı. Diğer öykü kitapları Mağara Arkadaşları, Aziz
Bey Hadisesi ve Taş-Kağıt-Makas'tır. Taş-Kağıt-Makas'ın içinde yer alan kısa
romanı Suzan Defter'i 2013'te; Aziz Bey Hadisesi'ndeki kitaba adını veren eseri
2014'te bağımsız olarak yayımladı. Bu iki kitapta yer alan diğer kısa öyküleri
Kırmızı Azap ismiyle kitaplaştırdı. Sait Faik'in
öykülerinden hareketle TRT için yazdığı Havada Bulut adlı senaryosu 2002'de,
Orhan Kemal'in aynı adlı romanından uyarladığı 72. Koğuş adlı senaryosu 2010'da
çekildi. Yazarın Kapak Kızı (1992), Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan
Kısa Tarihi (2009), Yeşil Peri Gecesi (2010) ve Dünya Ağrısı (2014) adlı
romanlarının yanı sıra, Memleket Hikayeleri (İletişim Yayınları, 2012) adlı
anı-öykü kitabı, Bir Maniniz Yoksa Annemler Sana Gelecek (2001), 'Ömür Diyorlar
Buna' (2007) adlı yaşantı kitapları, Oya Ayman'la birlikte yazdığı İkiyüzlü
Cinsellik (1994) adlı bir inceleme kitabı ve Harflere Bölünmüş Zaman adlı bir
e-kitabı vardır.
ARKA KAPAK –
Ayfer Tunç'tan bugünün
romanı.
Güzelliğini zehirli bir sermaye olarak kullanan genç bir kadının hayattan öç almak için soyunmasıyla başlayan bir düşüş hikâyesidir Yeşil Peri Gecesi. Modern toplumun ikiyüzlülüğüne, geleneklerin, alışkanlıkların zorbalığına direnen, "farkına varmış" ve bu nedenle acı çeken bir kadının, annesiyle hesaplaşamayan bir kız çocuğunun, okuyanı rahatsız eden ve belki de bu nedenle elinizden bırakamayacağınız öyküsü. Cumhuriyet elitlerinin düşkün kuşakları ile orta sınıfın can çekişen tutunamayanlarının karşılaştığı trajik bir karnavala dönüşen kapak kızının romanı, toplumun ve bireyin ruh haritasını en ince ayrıntısına kadar resmeden Ayfer Tunç'un güçlü anlatımıyla Türkiye'nin çürüyen yüzüne de ayna tutmaktadır.
Güzelliğini zehirli bir sermaye olarak kullanan genç bir kadının hayattan öç almak için soyunmasıyla başlayan bir düşüş hikâyesidir Yeşil Peri Gecesi. Modern toplumun ikiyüzlülüğüne, geleneklerin, alışkanlıkların zorbalığına direnen, "farkına varmış" ve bu nedenle acı çeken bir kadının, annesiyle hesaplaşamayan bir kız çocuğunun, okuyanı rahatsız eden ve belki de bu nedenle elinizden bırakamayacağınız öyküsü. Cumhuriyet elitlerinin düşkün kuşakları ile orta sınıfın can çekişen tutunamayanlarının karşılaştığı trajik bir karnavala dönüşen kapak kızının romanı, toplumun ve bireyin ruh haritasını en ince ayrıntısına kadar resmeden Ayfer Tunç'un güçlü anlatımıyla Türkiye'nin çürüyen yüzüne de ayna tutmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder