7 Temmuz 2017 Cuma

Yeşil Peri Gecesi - Ayfer Tunç

Ayfer Tunç'un 'Kapak Kızı' romanındaki Kapak-Ayın Kızı Şebnem'in hikayesini 'Yeşil Peri Gecesi'nde tüm ayrıntılarıyla öğreniyoruz. 
Sarsıcı ve çarpıcı bir konusu var. İç acıtıyor.
Ahlak ahkamı kesen ahlaksızları, ailenin çocuk ve geleceği üzerindeki olumlu-olumsuz etkilerini, gücün gaddarlıkla birleştiğinde sonuçlarını, menfaat uğruna nasıl üç maymun olunduğunu, sevginin gücünü... ve daha neler neleri 😄 okumak isterseniz 'Yeşil Peri Gecesi'nde...



Ayfer Tunç paylaşımlarım için:

Kapak Kızı - Ayfer Tunç

Suzan Defter - Ayfer Tunç

Aziz Bey Hadisesi - Ayfer Tunç


Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:

Okuma Halleri, Fotoğraflarla * Yeşil Peri Gecesi / Ayfer Tunç



YEŞİL PERİ GECESİ
Yazarı: Ayfer TUNÇ
Türü: Roman
Yayın Hakları: Can Yayınları
-   1. Basım: 2010                  7. Basım: Ekim 2016, İstanbul (1000 adet)
Kapak Tasarımı: Utku Lomlu / Lom Tasarım (www.lom.com.tr)
-   469 sayfa


 Kitaptan Alıntılar;

        * İri, parlak, siyah zeytinlerin üstüne limon kabuğu rendeledim. Yeşil zeytinlere sarmısaklı zeytinyağı gezdirdim.

        * Tavada tereyağını eritmiş, kaşık kaşık mısır unu dökmüştü. Pişince içine beyazpeynirin sonunu ufalamıştı.

       * Mesela Rus salatasına kornişon yerine kapari çiçeği koyuyordu. Ispanağı sütle pişiriyordu.

        * Beni bırakıp gitmeseydin, belki unuturdum seni.

        * Fişekler patladık.a tüyleri fosforlu ışıklar gibi parlayan gece kuşları korkuyla kanat çırpıyor, üzerimize doğru uçuyorlardı.
        
        * Ağlarım hatıra geldikçe gülüştüklerimiz. / Divan Şairi Mahir.

        * Ne yazık! Vakit de yok kurtarmak için geleceği / Düşünsek bile şimdiden. / Edip Cansever - Umutsuzlar Parkı X.

        * Ne içindeyim zamanın / Ne de büsbütün dışında / Ahmet Hamdi Tanpınar aynı adlı şiirinden.

        * Eee, fakirin çanı kısa çalarmış, (Sait Faik öyle diyor bir öyküsünde).

        * Nasıl yani? Hiç mi çocuk istememiştim? Allah Allah... Peki ya beyim? (Beyim mi...) O da mı istememişti? Neden? Ayıptır sorması, tam olarak kaç yaşındaydım? Vardı canım hala bir ihtimal. Beş-altı seneye kalmaz menopoza girerdim gerçi, ama tıp çok ilerlemişti. Kırkından sonra da anne olunuyordu artık. Ortalık tüp bebek kaynıyordu. Ah annelik kadar harika bir duygu var mıydı hayatta? Tatmayan bilemezdi. Çocuksuz olmazdı yavrucum. Kırkı geçtim falan dememeli, muhakkak yapmalıydın bi tane.

            * Ayrıca zaman vicdanın ağrı kesicisiydi.

        * Olmamış gibi yapabilenlerin dünyası bu, benim değil. Ben yapamıyorum. Ben sosyal bukalemun olamıyorum. Bulunduğum kabın şeklini, bindiğim dalın rengini alamıyorum.

        * ... pencerenin önüne oturup İyi Niyet Sokağı'ndan geçenlere, işinden evine dönenlere bakarak hayatın çok yorucu bir şey olduğunu düşünürmüş. Yaşamak zorunda olmayı aklı almadığı için dehşete düşermiş yaşamaktan.

        * Utanç duvarının altının başarısız tünellerle delik deşik edildiği komünizm zamanlarında Türkleri ve Kürtleri şehrin sonuna, bu duvarın dibine ittiklerini anlatıyordu. Böylece soğuk savaş sıcağa dönecek olursa, Batı Berlinlilerin gözünde pis komünistler olan Doğu Berlinlilerin askerleri batıya geçecek olursa, önce bu kara kafaları ezecekmiş tankları ve toplarıyla. Kara kafaların komünizmin saldırısına karşı ilk barikat, hemen feda edilecek kitle olmasını planladıkları kanısındaymış.

        * Donna Kişot!

        * 'Nuh'ta geleceği okuma yeteneği olsaydı, kesinlikle gemisini yakardı,' diyen Cioran.

        
 ^-^ KEDİLER ^-^

        * Belki de bir kedi almalıyız. Hatta sokakta bulmalıyız. Adını Gambaz koymalıyız. Olanca gamımızı, kederimizi kediye yüklemeliyiz. Kedi gamımızı kederimizi alıp kaçmalı. Biz kedisiz, kitapsız, gamsız, kedersiz kalmalıyız. Çırılçıplak, acısız, sevgisiz, yanık otlar gibi, çürümüş kuru, kof ağaç gövdeleri gibi öylece kalmalıyız.

        * Atlıkarında külkedisinin balkabağından yapılma arabasına biniyordum.

        * Usulca gelmişti. Sessizce. Kedi gibi. Yok gibi.

        * Martın bir kedisi meşhurdur, bir de Ben'i.
        
        * ... ölmek için saklanan kediler gibi kaçıyor muydu ondan?

        * ... bizimle kedinin fareyle oynadığı gibi oynamaktan müthiş zevk duyuyordu.

        * Göğsüme yatma, yatıp susma, susup kedileşme ihtiyacı azalıyordu.

        * Yiyecek için paranın gerekli olmasını bir türlü anlayamazmış. Babasına sorarmış. 'Kedilerin, köpeklerin, kuşların yiyecek için para kazanması gerekmiyor. Bizim niye gerekiyor?'
         '... yemek yemezsek ölürüz. ... İşte onun için para kazanmamız lazım.'
         'Ama kediler kazanmıyor...'

        * ... camekanı sarı-kırmızı-yeşil renkli kedi merdivenleriyle donatmıştı.

                                                                                     Mayıs 2017


Yazar Hakkında Bilgi=  Ayfer Tunç (d. 1964Adapazarı), Türk yazar.
Erenköy Kız Lisesi'ni ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdi. İlk öykü kitabı 1989'da yayımlanan Saklı'dır. Yazar bu kitabını daha sonra Evvelotel adlı öykü kitabıyla birleştirerek Evvelotel-Saklı adıyla yayımladı. Diğer öykü kitapları Mağara Arkadaşları, Aziz Bey Hadisesi ve Taş-Kağıt-Makas'tır. Taş-Kağıt-Makas'ın içinde yer alan kısa romanı Suzan Defter'i 2013'te; Aziz Bey Hadisesi'ndeki kitaba adını veren eseri 2014'te bağımsız olarak yayımladı. Bu iki kitapta yer alan diğer kısa öyküleri Kırmızı Azap ismiyle kitaplaştırdı. Sait Faik'in öykülerinden hareketle TRT için yazdığı Havada Bulut adlı senaryosu 2002'de, Orhan Kemal'in aynı adlı romanından uyarladığı 72. Koğuş adlı senaryosu 2010'da çekildi. Yazarın Kapak Kızı (1992), Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi (2009), Yeşil Peri Gecesi (2010) ve Dünya Ağrısı (2014) adlı romanlarının yanı sıra, Memleket Hikayeleri (İletişim Yayınları, 2012) adlı anı-öykü kitabı, Bir Maniniz Yoksa Annemler Sana Gelecek (2001), 'Ömür Diyorlar Buna' (2007) adlı yaşantı kitapları, Oya Ayman'la birlikte yazdığı İkiyüzlü Cinsellik (1994) adlı bir inceleme kitabı ve Harflere Bölünmüş Zaman adlı bir e-kitabı vardır.


ARKA KAPAK –

Ayfer Tunç'tan bugünün romanı.

Güzelliğini zehirli bir sermaye olarak kullanan genç bir kadının hayattan öç almak için soyunmasıyla başlayan bir düşüş hikâyesidir Yeşil Peri Gecesi. Modern toplumun ikiyüzlülüğüne, geleneklerin, alışkanlıkların zorbalığına direnen, "farkına varmış" ve bu nedenle acı çeken bir kadının, annesiyle hesaplaşamayan bir kız çocuğunun, okuyanı rahatsız eden ve belki de bu nedenle elinizden bırakamayacağınız öyküsü. Cumhuriyet elitlerinin düşkün kuşakları ile orta sınıfın can çekişen tutunamayanlarının karşılaştığı trajik bir karnavala dönüşen kapak kızının romanı, toplumun ve bireyin ruh haritasını en ince ayrıntısına kadar resmeden Ayfer Tunç'un güçlü anlatımıyla Türkiye'nin çürüyen yüzüne de ayna tutmaktadır. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder