Listenin 6. sırası: Yasaklanmış bir kitap.
(1983 yılında sıkıyönetim bu kitabın yazanı ve çizeni 21 yıl istemiyle cezaevine koydu. Kitap toplatıldı ve hamur yapıldı. 3 Haziran 1983'de yani Nazım'ın ölümünün 20. yılında mahkemeleri yapıldı ve sonradan da Yargıtay bu davanın görülmesine gerek olmadığına karar verdi. / Savaş Dinçel)
Hiç değişmez: Benim için şiir demek Nazım Hikmet demektir, Nazım Hikmet demek şiir demektir ♥
Hemen hemen tüm şiirlerini okudum. Ama şiir kitaplarını çok eski yıllarda okuduğum için blogumda hala paylaşamadıklarım arasında kaldılar. Gerçi ara ara okurum şiirlerini, özlerim çünkü...
Edward Tims, Saime Göksü 'Romantik Komünist' kitabı da yıllar önce okuyup paylaşamadıklarımdan...
İnşallah fırsat bulursam bunlar gibi birçok bekleyen kitabı bloguma eklemek istiyorum.
Paylaştıklarıma bir göz atmak isterseniz:
Ferhad ile Şirin- Nazım Hikmet
Müjdat Gezen'in okuduğum kitapları için:
Yapabilirsin - Müjdat Gezen
* Bu kitabı da 'Galiba Ben Sanatçıyım' kitabını okurken not almış ve alınacaklar listeme eklemiştim.
Çizimli kitapları, çizgi romanları çok severim. Sanırım çocukluğumda çizgi roman çok okuduğum için.
Müjdat Gezen ve Savaş Dinçel çok iyi bir iş çıkarmışlar bence.
Ayrıca yayımlamaya karar verdikleri zamanın siyasi ortamı içinde de cesaretlerinden ötürü kutlamak istiyorum.
Paylaştığım çizgi romanlara göz atmak isterseniz:
Nazım Hikmet'i çok severim ^-^
En az kucağındaki kedi kadar...
ÇİZGİLERLE NAZIM HİKMET
Yazan: Müjdat
Gezen
Çizen: Savaş
Dinçel
Yayın
Hakları: Ka Kitap
www.kakitap.com
- 4. Baskı,
Ka Kitap, Ekim 2014
- 136 sayfa
Kitaptan Alıntılar;
* Çok da ama çok,
çok da seviyorum Nazım'ı. / Müjdat Gezen
* Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben...
Bahtiyarım...
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben...
Bahtiyarım...
* Ve 1929 yılında Türkiye'de çıkan ilk kitabı '835
Satır' basıldı.
Türk edebiyatında ilk kez bir şiirde ritm uygulanıyordu.
..........
Nal sesleri sönüyor perde perde
atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde
Atlılar atlılar kızıl atlılar
Atlılar rüzgar kanatlılar
Atları rüzgar kanat...
835'in başarısı olağanüstü olarak nitelendirildi. Üç yıl
içinde '6000'
basıldı. Türkiye için inanılmaz bir rakamdı.
*
1931 Nisanında Nazım'a adliyeye gelmesi
için çağrı yapıldı. Tutuklanıyordu. Nedeni: Komünizm propogandası. Aksi savcı
elindeki kitabı masaya atarak:
Bu
kitap kışkırtıcılık ürünü değil mi?..
O
kitabı ben yazmadım.
Kim
yazdı öyleyse?
Marks.
Kültürlü
savcının elinden kurtulabilir miydi hiç Nazım!..
O
halde Bay Marks'ın mahkemeye celbini talebederim!..
* Yoldaşı, sırdaşı, arkadaşı Vala Nurettin artık yolunu
ayırmıştır. Sovyetler Birliğindeki yaşamını Babıali'nin bazı gazetelerinde
gerçek dışına çıkarak anlatıyor. Ve Nazım Va-Nu'ya yazdığı bir dizede şöyle
diyor eski yol arkadaşına:
'Artık seninle biz düşman bile değiliz.'
Ve Benerci'de:
'Bir kitap:çok eski günlerde beraber okuyup
satırlarının altını beraber çizdiğimiz
bir kavga kitabı.
Kapadım dolabı.
Onun dolaba bakan gözlerini kapadım.
Artık satılacak bir yürek,
kiralık bir kafa bile yok.
Roy Dranat, hoşça kal,
mesele yok.
Yorgan gitti,
Kavga bitti.'
Satırlarıyla Va-Nu'ya diyeceklerini diyor.
* Yıl 1935- Bu yılın en önemli sanat olayı kuşkusu Nazım Hikmet ve eski arkadaşı Peyami Safa tartışması.
'Ayda Bir' dergisinde 'Bir Provakatör Üstüne Hiciv Denemeleri'
.........
Sen
de bilirsin ki ben
ne dedemden
miras bekledim,
ne
babamdan şeref, şan!
Hasep,
nesep, kan, soy sop işinde yoğum.
Çünkü
ne soyu sicilli bir buldoğum
ne de tecrübelik bir tavşan.
Ben
sadece ölen babamdan ileri,
doğacak
çocuğumdan geriyim,
ve
bir kavganın adsız neferiyim..
Ey
ihtisas mahkemeleri kaçağı
ve
Despinis Kokonun aftosu,
ey
marka malı kör
provokatör,
.................
* 1938 Harp Okulu olayı davası... Nazım işlemediği bir
suçtan ötürü yıllarca hapis yattı. Bugün bu davaya yeniden bakılsa Nazım beraat
eder mi? 'Sacco ve Vanzetti' olayını anımsamaya çalışın. Elektrikli sandalyede can
vermelerinden elli yıl sonra mahkeme onlar için beraat kararı verdi...
* Maraşal Fevzi Çakmak sonuna dek Yargıtaya baskı yapmış
ve 15 yıllık cezayı kesinleştirmişti.
* Bu şahlanan irtica muvaffak olursa, insanlık ve
insanlığın bugüne kadar kazandığı terakkiler en az bin yıl geriye gidebilir.
Fakat Almanlar yenilecekler. Çünkü bu tarihi bir zaruret.
^-^
KEDİLER ^-^
* Saklar kendini
pençesinden
yılan gözlü bir kedinin...
OCAK 2016
Yazan Hakkında Bilgi= https://tr.wikipedia.org/wiki/M%C3%BCjdat_Gezen
Çizen Hakkında Bilgi= https://tr.wikipedia.org/wiki/Sava%C5%9F_Din%C3%A7el
ARKA KAPAK –
Bizim okulun bahçesinde bir
çınar ağacı var. Üzerinde bir pirinç plaka göreceksiniz "Nâzım Hikmet
burada yatıyor" yazılı... Dememiş miydi? "Anadolu'da bir köy
mezarlığına gömün beni ve de uyarına gelirse, tepemde bir de çınar olursa-taş
maş da istemez hani." Uyarına geldi. Kadıköy, Nâzım'ın eski köyü. Çınar
ağacı da tamam. Anadolu da uyuyor. O, bizim okulun bahçesinde ve pek çok
çınarın altında yatıyor. Her isteyen bir çınarın üzerine böyle bir plaka
çakabilir. Çok da güzel olur. Bizimki yıllardır orada duruyor.
Nasrettin Hoca bağlamayı almış eline parmakları hep aynı yerde hiç kıpırdatmadan çalıyormuş. Karısı demiş ki,
- Hoca, yanlış yapıyorsun. Ben gördüm çalanları, parmaklarını hep yerlerde gezdiriyorlar.
Hoca cevap vermiş,
- Onlar benim bulduğum yeri arıyorlar.
Biz de Nasrettin Hoca misali Nâzım'a takıldık kaldık. Çevremizdekiler ne güzel globalleşmeye, yeni dünya düzenine kolayca ayak uydurdular. Biz hâla Hocanın bağlaması gibi aynı yerde çırpınıp duruyoruz (!).
-Müjdat Gezen-
Nasrettin Hoca bağlamayı almış eline parmakları hep aynı yerde hiç kıpırdatmadan çalıyormuş. Karısı demiş ki,
- Hoca, yanlış yapıyorsun. Ben gördüm çalanları, parmaklarını hep yerlerde gezdiriyorlar.
Hoca cevap vermiş,
- Onlar benim bulduğum yeri arıyorlar.
Biz de Nasrettin Hoca misali Nâzım'a takıldık kaldık. Çevremizdekiler ne güzel globalleşmeye, yeni dünya düzenine kolayca ayak uydurdular. Biz hâla Hocanın bağlaması gibi aynı yerde çırpınıp duruyoruz (!).
-Müjdat Gezen-
Kitaptan...
Neruda ile ilgili okuduğum harika kitap:
♥ Aşkım Neruda ♥ - Matilde Urrutia
* Kış Okuma Şenliği ♥ Defterim ♥ 2015-2016
Okuma listem için hazırladığım defterime bakmak isterseniz:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder