3 Kasım 2015 Salı

Her Şey Ben Yaşarken Oldu - Mustafa Becit * Güz Okuma Şenliği 2015

Sevgili Pinuccia'nın düzenlediği 'Güz Okuma Şenliği' okuma listeme buradan ulaşabilirsiniz.

Listeni 22. sırası: Kendinizin belirleyeceği bir temaya uyan dört kitap.
-Kitaplığımdan gözüm kapalı, rastgele seçtiğim kitaplar.




Kategori dahilinde okuduğum kitaplar:

Aşkın Cep Defteri - Murathan Mungan

Tarihe Geçen Hazırcevaplar - Akın Alıcı

Hayallerimin Kitapçısı - Petra Hartlieb



Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:
Okuma Halleri, Fotoğraflarla - Her Şey Ben Yaşarken Oldu / Mustafa Becit



HER ŞEY BEN YAŞARKEN OLDU

Yazarı: Mustafa BECİT

Türü: Roman
Yayın Hakları: Sayfa6 Yayınları - İnkılap Kitabevi
-   İstanbul, 2015
-   294 sayfa



 Kitaptan Alıntılar;



        * Bedenimin fermuarını sonuna kadar açıp ruhumu özgür bırakmak...
  
        * Büyüdüm, insanların kenarından geçtim.

        * Sustum. Susmak insan için en büyük nimettir. Ölene kadar sürekli konuşmak zorunda bırakılsaydık ne olurdu diye düşündüm. Muhtemelen kitaplar yazılamaz, aşklar yaşanamaz ve devletler kurulamazdı. Çünkü herkes birbirini öldürmüş olurdu.

        * Sıfırın sağına bir virgül atıp binlerce sayı yazabilirsin ama asla bir ulaşamazsın. Çünkü sıfır ile bir arasında sonsuzluk vardır. Sıfır yokluktur, bir ise varlık. İnsan yaşamı boyunca yokluktan varlığa doğru yolculuk eder ama asla tam manasıyla bire ulaşamaz. Dolayısıyla tam manasıyla var olamaz. Ancak tahtalıköyü boyladığında tam manasıyla insanın varlığını anlamlandırabileceğini düşünüyorum.
  
        * ... dumanlanmış düşüncelerime reklam arası gibi girdi...

        * ... gözlerime bakıp zihnimin fotoğrafını çekiyordu.

        * Benim yanımda her zaman bir dünyan var.

        * Ölmek büyük nimettir. Sonsuza dek yaşayacağımızı düşündüğümde çıldıracak gibi oluyorum. Aklım iflas edecek gibi oluyor. ... İnsanlara katlanmak acılara rağmen yaşamak zorunda kalmak ve hiçbir şeyin son bulmayacağını bilmek insanlığın en büyük ıstırabı olurdu. Ölüm iyi ki var.

        * Dünyada nereye nokta olarak konulmuştum? Kimin cümlesine noktaydım? Kimin hayatına noktaydım?

        * Zihnimde kuyruğa girmiş soruları...

        * Yeryüzünde birini kaç farklı sıfatla sevebilirsiniz ki? ... Yeryüzünde sevgiye dair kaç farklı sıfat varsa hepsiyle birden sevmişlerdi.
  
        * Belki de bilinçaltı denilen yer, ruhumuzun derinliğine gömülmüş bir hazineydi. Ya da daha ilginci belki ikinci kişiliğimizdi.

        * Gecenin kapısından içeri girmiştik ve benim de uykum gelmeye başlamıştı.

        * Uzun yollar yalnızlar yürüsün diye vardır.

        * İç acılarımın toplamı, dış acılarımın toplamına eşit değildi...

        * LSD: Madde hakkında videolar:
http://www.renklist.com/lsdyi-daha-yakindan-taniyalim/
https://www.youtube.com/watch?v=X0gyqsPdWFE https://www.youtube.com/watch?v=viVO9j6uQ_E

        * Bir kibrit çaksam, beynim havaya uçar!

        * Bütün erkekler ve kadınlar ortalama iki yüz kelime ile yaşıyorlardı. İki yüz kelime ile yaşanacak olan aşk tabii ki de sönüp giderdi. Oysa aşk, kelime demekti. İnsan sevdiğine, iki yüz kelime ile aşkını nasıl anlatabilirdi ki?

        * Her insan bir müziktir, bazılarının notası bozuktur sadece.

        * Ah geçmiş!
         Ne azgın bir belasın ki bakışlarımda saklısın,
         Nasıl bir şeysin ki tenimde ikini bir insansın.

        * Başka ülkelerde bambaşka hayatlar ve kim bilir ne hikayeler vardı. Aslında pek bir fark olacağını düşünmüyordum. Sonuçta hepimiz insandık ve en fazla ne kadar uzaklaşabilirdik ki insanlıktan...


 ^-^ KEDİLER ^-^

        * Kedi köpektir...

        * ... tıpkı kediler gibi dört ayak üstünde durdu.

        * Resimde dört ayaklı bir hayvan vardı ve kedi ya da köpek olabilirdi bu.

        * Kedi çizdim. O mutlu bir kedi...


- Yazım-Basım Hataları -

        * Sf/ 209, 212, 213, 217, 220, 221, 224, 228, 240
         Flu basım...

        * Sf/ 271
         Not defterinin kinci sayfasında...


                                                                        Okuduğum tarih: Ekim 2015


Yazar Hakkında Bilgi=  1990 yılının Şubat ayında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik mezunu. İstanbul'da yaşıyor. Her Şey Ben Yaşarken Oldu yazarın ilk kitabıdır.


ARKA KAPAK –

"Geçmişim, geleceğim içerisinde kazılmış derin bir kuyuydu. Bu kuyudan çıkmam için ancak Yusuf olmam gerekiyordu. Bunu başarabilirsem sonsuzluğu da geçebilirdim. Bu andan sonra da imkânsız olarak addedilen ne varsa hepsini mümkün kılabilirdim. Ancak biraz daha ölmemem gerekiyordu. İşte onun ne sınırı, ne de mümkünâtı vardı."

Hangi deney gerçek aşkı yüreğin hafızasından silebilir ki?

Bir kadın, üç adam… dört ayrı yürek. Serap, Celal, Pars ve Doktor.

Kimi aşk, kimi aşk kisvesi altında intikam, kimiyse akıldışı deneylerin objesi olarak yüreğine yerleştirir Serap'ı. Herkesin bir planı vardır.

Bu romanda iyilerin yüzü kötülüğe, kötülerin yüzü beyaza boyalıdır. Bazıları portakal, bazılarıysa kurumuş kan kokar. Tüm bu intikam planları sadece Serap'ı elde etmek için mi, yoksa Serap sadece bir maşa mı? Peki, Serap bu hikâyenin neresinde?

Celal, aşkı için hayatını tamamen değiştirmiştir; ama bugünü değiştirse de geçmişi ve geçmişin şekillendireceği geleceği değiştirebilir mi? Ayın karanlık ve aydınlık yüzü gibi tek bedende iki ayrı hayat yaşayan Pars, kişisel hesaplaşmalarında Serap'a hangi yüzünü dönecektir? Sevdiği kadını bir türlü elde edemeyen Doktor, sinsi bir yılan gibi kaç hayatın içine akıtacaktır zehrini? Freud mu haklıydı yoksa Jung mu? Peki Gazali bu romanın neresinde?

Mustafa Becit'ten hayatın içinden karakterlerle kurulmuş bir olay örgüsünün aksiyon, intikam, aşk, felsefe ve hatta biraz delilik dolu, bir solukta okuyacağınız çarpıcı anlatımı…Artık, köpüren hayatın sağanaklarında sancıyan bir namluya şakağınızı uzatma vaktidir…


Kitap videolarımı izlemek isterseniz Youtube kanalıma buradan ulaşabilirsiniz:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder