Kitapçı bu kitabı okumam için ödünç verdi -burada- . Ben de ödünç kitaplardan çok rahatsızlık duyarım. O yüzden kitabın başına bir şey gelmeden emaneti teslim etmek adına hemen okudum.
Çok etkileyici, üzücü ve insanı insanlığından utandıran bir kitap.
Yahudi soykırımı üzerine okuduğum son kitap:
Anne Frank'ın Hatıra Defteri - Anne Frank
Adolf Hitler:
RENA'NIN YEMİNİ
Yazarı: Rena
Kornreich GELISSEN / Heather Dune MACADAM
Türü: Anı -
Yaşam öyküsü
Yayın
Hakları: Altın Kitaplar
www.altinkitaplar.com.tr
- 1.
Basım: Mayıs 1998
Türkçesi: Nihal
Önol
- 288 sayfa
Kitaptan Alıntılar;
* Rena'ya Yahudi
olmayan bir oğlanla ya da ne olursa olsun başlarında bir yetişkin bulunmadan
herhangi bir oğlanla konuşması yasaktı.
* Sevgili
Andrzej,
Ailem senin Yahudi dinini kabul etmeni istemiyorlar, bu bile
yeterli olmayacaktır. Yahudi doğmuş olman gerekir.
* ... küçük oğlu
çok hastalandı, ameliyat olması gerekti ama yeni kurallar Musevilerin doktora
gitmesine izin vermiyordu.
* Alman yasaları
Hıristiyan birinin mezarına Musevilerin çiçek bırakmasını yasaklıyor.
* ... herkesin
bindirildiği vagonların hayvanlar için olduğu, daha doğrusu sığır vagonları
olduğu besbelli.
Biri soruyor, 'Tuvalet nerede?' Tuvalet yerine kullanılması
öngörülmüş bir kova var. ... Bunun kısa bir yolculuk olmayacağı anlaşıldı,
akşam olmadan kova dışkıyla dolup taşıyor. ... 'Açın kapıyı! Kokudan ölüyoruz!'
Çığlıklarımıza kimse yanıt vermiyor.
Biri ölüyor. Cesetten uzaklaşmaya çalışıyoruz ama gidecek
yer yok.
... Biri daha ölüyor...
'Ölülerinizi atın dışarı'
Cesetler de tıpkı bu arada boşaltılan kova gibi rastgele,
saygısızca dışarı fırlatılıyor.
* Auschwitz-
'Bavullarınızı şuraya atın,' diye haykırıyor SS'ler.
Benimkini giderek büyüyen yığının yanıbaşına dik, düzgünce
koyuyor, sonra dönüp bir SS'e soruyorum. 'Sonra nasıl bulacağız bavullarımızı?'
Kendimi insan yerine koyuyorum, sormaya hakkım var.
Silahını bana doğrultarak suratıma bağırıyor, 'Sıraya gir de
kapa çeneni!' Tüylerim diken diken oluyor. Benim insan olduğumu görmüyor bu
adam.
* Temmuz ve Eylül
1942 çoğu Musevi, 15.000 ile 20.00 arası insan öldü. En yüksek kayıp, tuvalet,
yıkanma yerleri olmadığından ve zavallılar bit içinde olduklarından kızlar
kampında verildi... İntiharlar da sık görülüyor ve çoğunlukla kendini iç tel
örgünün yüksek gerilmiş verilmiş tellerine atmakla gerçekleştiriliyordu. Bu
böyle sürdü gitti, sonunda ilk geldikleri sayının yüzde beşine inmişlerdi.
* 16 Eylül 1942 -
626 kişi, gaz odalarında öldürülüyor.
1 Ekim 1942 - Birkenau kadınlar kampı, 2000 tutuklu gaz
odalarında öldürülüyor.
2 Ekim 1942 - 2012 kadın tutuklı gaz odalarında öldürülüyor.
3 Ekim 1942 - 1800 kadın tutuklu gaz odalarında öldürülüyor.
30 Ocak 1943 - 518 çocuk gaz odalarında öldürüldü.
31 Ocak 1943 - 457 çocuk gaz odalarında öldürüldü.
* Nazi Almanya'sı
tarihinin böylesine üstüne basa basa belirtildiği gibi, ırkçılık mantığı eninde
sonunda Soykırım'a yol açıyor... Her temel Nazi planı, özellikle Yahudi
kadınlarını hedef almak zorundaydı, çünkü Museviliğin sürdürülmesini sağlamak
sadece ve sadece onların elinde olan bir şeydi. ... Soykırım'dan sağ kurtulma
olasılığının Yahudi erkeklere oranla Yahudi kadınlar açısından çok daha düşük
olduğuna ilişkin sağlam göstergeler vardır.
* Artık
ekmeğimizi cebimize koymak güvenli olmaktan çıktı. Uyurken yiyeceğimizi çalmak
için avuçlarımızı açmaya kalkışıyorlar. Eğer sıkı sıkı tutmazsak uyurken
battaniyemizi üzerimizden çekip almak isteyenler var.
* Oraya gitmemek
için değil, sonunda orayı boyladığımızda yeterince gaz versinler de ölelim,
fırınlara diri diri girmeyelim diye dua etmemiz gerek.
* Kendi
oğullarımız, kendi erkeklerimiz bizleri çırılçıplak görmeye zorlanıyor; bizim
kafalarımızı, koltuk altlarımızı, bacaklarımızı, edep yerlerimizi traş etmeye zorlanıyorlar. Kimi zaman bunlar
dostlarımız, kimi zaman akrabamız oluyor; analar öz oğulları tarafından traş
ediliyor, erkek ve kızkardeşler bu utançtan paylarını alıyorlar.
* 30 Nisan 1943
... 243 kadın tutuklu, denek olarak seçildi. ... Prof. Dr. Clauberg'in deney
istasyonuna yerleştirildiç
https://tr.wikipedia.org/wiki/Carl_Clauberg
http://www.ushmm.org/wlc/tr/gallery.php?ModuleId=10005168&MediaType=ph
* 7 Ekim 1944 -
Kadın tutuklular tarafından içeri sokulan patlayıcıların yardımıyla Yahudi
Sonderkomando'sunun bir ayaklanması oldu. ... ölü yakma fırını (Krematoryum)
IV'ü yıkmayı başardılar.
* Çalışmaya
götürülürken kentin ortasından yürütülüyoruz. Kentliler biz geçerken üstümüze
tükürmek için dükkanlarından ev evlerinden çıkıyorlar.
* Rena Kızılhaç
ekibinde komutan John Geliisen'le evleniyor. 1954'te ABD'ye göçmen olarak
gidiyorlar. Dört çocukları oluyor.
Danka 1948'de Elie Brandel'le evlendi ve 1951'de ABD'ye göç
etti. İki çocukları var.
* Yüzü içer doğru
çökmüş, gerisin geri, ruhuna düşmüş.
* Bu resmi
aklımda çerçeveliyor ve içimde bir duvara asıyorum.
* Ta içimde,
kimsenin görmeyeceği yerde ağlıyorum.
^-^ KEDİLER ^-^
* ... kapıdan bir
kedi gibi usulca süzülüyor...
- Yazım-Basım Hataları -
* Sf/ 42
Hava giderek ısırıyor
ama kış toprak...
* Sf/ 163
Kenarına yapıyor
ama kardeşime de tutacak yer bırakmaya...
* Sf/ 181
Seni kesinlikle
öldüğünü düşünüyordum.
* Sf/ 229
Bir yaşındayken
... tüm köyün karşısında şiir okumak için seçilen ilk Musevi ve ilk kız
olmamdan daha önemli...
* Sf/ 238
... insanın sevdiğiyle birlikte olmak.
Okuduğum tarih: Kasım 2015
Yazar Hakkında Bilgi= http://www.renaspromise.com/book-photos.php
http://heatherdune.com/
ARKA KAPAK –
İki Kız Kardeşin Auschwitz
Anıları
Naziler Yahudiler toplamaya başladığında ilk grubun içinde Rena ve küçük kız kardeşi de vardı. İki kız kardeş Auschwitz ölüm kampında üç yıldan fazla süreyle yaşamayı başardılar.
Naziler aileyi zorla birbirinden koparınca, Rena annesine verdiği sözü yerine getirmek için olağanüstü bir mücadeleye girişti.
Nazi ölüm kamplarındaki acımasızlığın, sevginin gücü karşısında yıkılışını kanıtlayan gerçek bir yaşamöyküsü.
Naziler Yahudiler toplamaya başladığında ilk grubun içinde Rena ve küçük kız kardeşi de vardı. İki kız kardeş Auschwitz ölüm kampında üç yıldan fazla süreyle yaşamayı başardılar.
Naziler aileyi zorla birbirinden koparınca, Rena annesine verdiği sözü yerine getirmek için olağanüstü bir mücadeleye girişti.
Nazi ölüm kamplarındaki acımasızlığın, sevginin gücü karşısında yıkılışını kanıtlayan gerçek bir yaşamöyküsü.
Defterden...
Spocky ♥
Fender ve Gibson ♥♥
Kültüy pati(k)leri ♥
Keyifli okumalarınız olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder