28 Ocak 2019 Pazartesi

Gerekli Kitaplar

Gerekli Kitaplar'dan üç biyografi kitabı.


Stefan Zweig - Nermin Sarıbaş

Arka Kapak-

“İyilikle gülümseyebilen insanlar vardı hâlâ.”
Gençlik yıllarının coşkun dünyasından trajik ölümünün distopik atmosferine kadar pek çok uzamı deneyimleyen Zweig, eserleriyle Batı medeniyetinin yıkıma doğru ilerleyişini kayıt altına aldı. Yarattığı karakterler üzerinden insanın en derindeki katmanını keşfetmeye çalıştı. Edebiyata tutkuyla, yaşamını bu tutkunun etrafında biçimleyecek kadar bağlıydı. Çok sayıda şair ve yazar arkadaş edindi, sanatın hemen her dalıyla uğraştı, durmadan yazdı ve savaşın karanlığı bütün dünyayı boğmaya hazırlanırken erdemli insanın bu karanlığı dağıtacak tek etken olduğunu cesurca, defalarca söyledi.
Bu metin, Zweig’ın başlı başına bir anlatı olan yaşamını, yolculuklarını, sanat uğraşlarını dönemin sosyal ve siyasal ortamını göz ardı etmeden, bütüncül bir perspektiften yansıtıyor ve yazarın pek çok eserinin estetik ve psikolojik kaynaklarının izini sürüyor. 


Lefter Küçükandonyadis - Murat S. Dural

Arka Kapak-

“Fenerbahçe formasını sırtımda değil, başımda taşıdım.” 
Türk futbolunun efsane ismi Lefter Küçünandonyadis 22 Aralık 1925’te Büyükada’da doğdu. Lefter’in asıl ismi olan Eleftherios Rumcada “Özgür” demekti. Futbola çoraplar ve gazetelerle yaptığı toplarla, abisinden dayağı yiyeceğini bile bile kaçırdığı meşin yuvarlakla başladı. Ömrünün büyük bir kısmını Fenerbahçe ve Milli Takım için ter dökerek geçirdi. 
Peki neydi Lefter’i efsane yapan? Hangi koşullarda futbol oynadı?
Fenerbahçe onun için ne demekti?
Türk futbol tarihinde ismi altın harflerle yazılan bu efsane oyuncunun yaşam öyküsünü Murat S. Dural’ın ağzından okuyama hazır mısınız?


Ursula K. Le Guin - Seran Demiral

Arka Kapak-

"Söz sessizlikte, ışık karanlıkta, yaşam ölürken; bomboş gökyüzünde uçarken parlar atmaca."
Hugo ve Nebula Ödülü sahibi, 1929 doğumlu Ursula Le Guin. Feminizmin anlatılabileceği yepyeni alanlar icat eden bir yazı ustası. Yerdeniz serisi, Mülksüzler, Karanlığın Sol Eli ve daha birçok eseriyle okurlarına "başka hayatlar" yaşatan bir edebiyat büyücüsü.
Bazen bir yazar okursunuz, hayatınızın sonuna kadar o yazar size yoldaş olur. Ülkemizde de çok sevilen Le Guin'in hayatını, eserlerini, bu değerli yazarın üslubunu, ilgilendiği konuları nasıl ele aldığını Seran Demiral güzel Türkçesiyle sizlere anlatıyor. Bilimkurguyu feminizmle tanıştıran yazar olarak tanımlanan Ursula Le Guin ve edebiyatı hakkında kaynak bir eser olan bu kitabın her cümlesinde Seran Demiral'ın Le Guin'e olan sevgisini görecek, özgünlüğünü her zaman koruyan bir sanatçının hayatını kitaplarıyla birlikte okuyacaksınız.


27 Ocak 2019 Pazar

Bay Linh ve Torunu - Philippe Claudel

* Bay Linh ve Torunu'nu bitirince heyecanımdan hemen annemi arayıp kitabı anlatmıştım. Annem de aynı duyguları hissetti.
Şayet karşınıza çıkarsa eş geçmeyin bu kitabı derim. @dogan_kitap
Hani demli çay yudum yudum keyifle içilir ve tadına varılır ya bu kısacık roman da birçok duyguyu barındıran sayfaları keyifle, sindire sindire okunmayı hak ediyor. Hele son sayfadaki sürpriz...
* Yazarın 'Kokular' kitabını sevgili Leylakdali'nın blogunda görüp almıştım. Daha sonra Bay Linh ve Torunu kitabını aldım ama aynı yazar olduğunu bilerek değil. Kitabın konusu ilgimi çektiği için almıştım. Kokular kitabını okumaya karar verince yazarın dilimize çevrilen kitaplarının arasında Bay Linh ve Torunu'nu görünce heyecanlandım. Ve eş zamanlı okudum. Açıkçası Kokular kitabından beklediğim ölçüde etkilenmedim. Çünkü kokuların anılarımızı nasıl da saklandıkları yerlerden çıkardıklarını bilirim. Kokuların diline inanırım. Kitap da adı üstünde kokular üzerine, kokuların duygularımız ve hafızamız üzerindeki etkileri üzerine denemelerden oluşuyor. Sanırım daha şiirsel bir dil bekledim.





BAY LİNH ve TORUNU
Yazarı: Philippe CLAUDEL
Orijinal Adı: La petite fille de Monsieur Linh
Türü: Roman
Yayın Hakları: Doğan Kitap
-   1. baskı / Ocak 2007 (2000 adet)
Kapak Tasarımı: Yavuz Korkut
Fransızca aslından çeviren: Yaşar İlksavaş
-   116 sayfa





 Kitaptan Alıntılar;

        * Claudel'in 'Kokular' kitabını da okudum. Bu kitabında da bolca kokulara değiniyor:
         - Bay Linh yeni ülkenin kokusunu soluyor. Hiçbir koku almıyor burnu. Hiçbir koku yok. Kokusuz bir ülke.
         - ... isteksizce içtiği bu ilk çorbanın açıklanamayan belirsiz kokusunu hiç unutmayacak.
         Çorba, gemiden inerken soluduğu kentin havası gibi. Ne tam olarak bir kokusu var, ne de tam olarak bir tadı.
         - ... anavatanının kokularını düşünerek uykuya dalıyor.
         - ... üzerinde yemek pişen ateşten çıkan kokunun kapladığı eve...
         - ... soluk aldığında, hiçbir şeyle karşılaşmıyor. Bu ülke kesinlikle hiçbir şey kokmuyor, ne tanıdık ne de yumuşak bir koku var bu ülkede.
         - Ama derin derin soluk almasının, gözlerini kapatıp yeniden soluk almasının hiçbir yararı yok, denizin kokusunu, o sıcak, tuzlanmış yiyecek ve güneşe terk edilmiş balık karışımının kokusunu almıyor. Sonunda aklını tümüyle yitiren yarı çılgın yaşlı teyzesini bulmak için köyden yürüyerek iki günlük uzaktaki kıyıya gittiği gün duyduğu tek deniz kokusuydu bu.
         - ... ama bu duman farklı, bunun güzel bir kokusu, bir parfüm kokusu var, bu yeni ülkede duyduğu ilk koku. Bu koku ona, akşamları çocuklar yorulmak nedir bilmeden oyunlar oynarken, kadınlar şarkılar söyleyerek bambular örerken, köyündeki erkeklerin evlerinin önüne oturup yaktıkları pipolarından çıkan kokuyu anımsatıyor.
         - Dumanları tüten, havaya limonlu ve kösnül tuhaf bir koku saçan iki fincan getiriyor.
         - ... naneli kokusuna katlanamadığı için hiç içmediği sigaralar bunlar.
         - Hatta bu nane kokusu da çok hoş.
         - ... hatta bir kokusu bile var, sigaraların kokusu.
         - Burada kokular var, gerçek kokular, tuz, hava, kurutulmuş balık, katran, yosun ve su kokusu var. Ne kadar güzel! Bu ülke gerçekten ilk kez bir şey kokuyor, bu ülkenin ilk kez bir kokusu var. Bu kokulardan başı dönüyor yaşlı adamın.
         - ... her şey aklımda kaldı, kokular, renkler, yağmurlar, ormanlar...
         - Nemli toprak ve çiçek kokuları yayılmış çevreye.
         - Oda yemeklerden tüten harika kokularla, taze kişniş, tarçın, zencefil, sebze, karamel kokularıyla dolmuş.
         - Şişman adam yürürken nane kokusu, eğreltiotu ve ağaç kabuğu kokularına karışan son bir sigara daha içiyor.
         - ... yemek kokuları, kaldırımlara atılmış kokuşmuş meyve kokuları...
         - ... ülkesinin toprağının kokusu, suyun kokusu, ormanın kokusu, gökyüzünün ve ateşin kokusu, hayvanların, çiçeklerin, tenlerin kokusu, bir araya gelmiş tüm kokular canlanıyor belledğinde.

        * Kadın üzerine çakıl taşları gibi gelen laf atmalarını sürdürüyor.

 

 ^-^ KEDİLER ^-^

        * Kediler ya pirelerini temizliyor ya da esneyerek geriniyor.





 - Yazım-Basım Hataları -

        * Sf/ 24
         ... bağırışmayan...

        * Sf/ 29
         ... eğikbir biçimde...

        * Sf/ 30
         ... başı boş...
        
        * Sf/ 115
         ... yeşeren umut
         Nokta yok!

                                                                                Okuduğum tarih: Ekim 2017


 Yazar Hakkında Bilgi=  Phillippe Claudel 1962'de doğdu. Bir süre liselerde, engelli çocuklara yönelik okullarda ve Nancy II Üniversitesi'nde dersler verdi. Ama aklında hep yazmak vardı. 2004 yılında Editions Stock'un yeni başlayacağı bir dizinin editörü oldu. Doğan Kitapçılık tarafından 2007 yılında yayımlanacak Gri Ruhlar'la büyük başarı kazandı. Kitapları 25 dile çevrildi.



 ARKA KAPAK –

Uzun bir gemi yolculuğundan sonra 'kokusuz bir ülke'ye gelen yaşlı bir adam: Bay Linh. Yanında hafif bir valiz ve kollarında yeni doğmuş bir kız çocuğu var. Sang diu. Kim olduğu, nereden geldiği belli değil. Tek bildiğimiz köyünün bir savaşta yakılıp yıkıldığı, insanlarının öldüğü veya kaçtığı. Küçük kız da bu savaşta ölen oğlunun çocuğu. Yaşlı adam artık neresi olduğunu bilmediği bir ülkede sığınmacı. Ne dostluklarıyla, ne insanlarıyla, ne de kokusuyla...


Defterimden...



Keyifli okumalarınız olsun ^-^


9 Ocak 2019 Çarşamba

Kötü Kedi - Jim Edgar

Kitaplığımdaki Kedili Kitaplar koleksiyonum için alınmış bir MırKitap daha 😹💙
Her sayfasında bir kedi ve kedinin özellikleriyle ilgili MırKomik bilgiler var 😻 Baskı kalitesi de iyi.
Mırk sevgiler 🐱




KÖTÜ KEDİ
244 pek hoş olmayan kedicik ve yoldan çıkmış kedi
Yazarı: Jim EDGAR
Orijinal Adı: Bad Cat, 2004
Yayın Hakları: Arkadaş Yayınevi
www.arkadas.com.tr
-   Ankara, 2007 - 2. Baskı
Çeviri: Muharrem Nesij Huvaj
-   246 sayfa



 Kitaptan Alıntılar;






Defterimden;



Yazar Hakkında Bilgi=  Jim Edgar, Seattle, Washington'da yaşıyor. Evli; çocuğu ya da kedisi yok. Ekmeğini Microsoft'ta yazılım mühendisliği yaparak kazanıyor.


ARKA KAPAK –

İfşa ediyoruz!

Kedilerin karanlık yüzünü, sahiplerine asla belli etmedikleri gizli emellerini açığa çıkarıyoruz. Bütün rezillikleriyle, sorunlu, suçlu ve dengesiz yüzlerce kedinin ipliğini pazara çıkarıyoruz.
Bunlar kötü niyetleri, kötü alışkanlıkları ve kötü tavırları olan kötü kediler. Tatlı, minik tüy yumağınız bir daha ki sefere kum sepetini ıskalarsa kendinize şu soruyu sorun: Bu gerçekten bir kaza mıydı?

Bu kitabın hazırlanması sırasında hiçbir kedi zarar ya da sert muamele görmemiştir.

NOT: Bu kitapta anlatılan kedilerle gerçek kediler arasında olabilecek benzerlikler tamamen raslantısaldır. Bu bir mizah kitabıdır. Kitapta resmi olan tüm kedilerin sahiplerine teşekkür ederiz. (Fotoğrafların çoğu kedi sahipleri tarafından Workman Yayıncılığın Günde-Bir-Yaprak takvimlerinde kullanılmak üzere gönderilmiştir.) Bu kitabın yazarları ve fotoğraf editörü kediseverdir ve hepsi ya geçmişte kedi sahibi olmuş ya da şu anda kedi sahibidir.

R. D. Rosen, Harry Prichett ve Rob Battles'ın katkılarıyla...

                                                       Okuduğum tarih: Ekim 2017


Keyifli okumalarınız olsun ^-^