17 Eylül 2013 Salı

Seksenler Şahane - Muharrem Kaşıtoğlu

90'ları Kadir Aydemir'in kitabından okumuştum, burada. 111 yazarın kaleminden 90'ları okumak keyifli gelmişti.
80'leri de Muharrem Kaşıtoğlu'ndan okuyayım dedim ancak aynı keyfi almadım. Amatörce yazılmış duygusu verdi bana.
Bir ara 80'leri bir de Kadir Aydemir'in derlemesinden okuyacağım.


60’LAR HİKAYE 70’LER TERANE

80’LER SEKSENLER ŞAHANE
Yazarı: Muharrem KAŞITOĞLU
Yayın Hakları: Profil Yayıncılık
www.profilkitap.com
-  1-6. Baskı Birharf Yayınları
-   7-9. Baskı Kara Kutu Yayınları
-   10-12. Baskı Mavi Ağaç Yayınları
-   13. Baskı Profil Yayınları
-  186 sayfa

Kitaptan Alıntılar;

        * Dikiş makinesi deyince ilk akla Zetina markası gelirdi.
         İki ortaklı bu şirket epeyce bir kar ettikten sonra iflas etti. Ortaklardan biri öldü, diğeri ise Feriköy’de bir kilise yardımıyla verilen bir evde uzun yıllar yaşadı.

* Facit marka kollu hesap makinesi- Kollardan biri toplama çıkarma yapmaya yarardı. Kolu ileri sararsan toplar, geri sararsan çıkarırdı. Diğer kol çarpma işlemi yapardı. Üçüncü kol da ekranı silerdi.


* Siyah önlük, beyaz yaka uygulamasının, ekonomik eşitsizliği çocukların daha o yaşlarda yaşamamaları için düşünüldüğü söylenirdi. Gerçi tek renk giyinmek sorunu çözmüyordu. Çünkü maddi durumu kötü olan çocuklar aynı önlükle neredeyse beş yıl okurken, durumu iyi olan ailelerin çocukları parlak saten kumaştan önlük giyerlerdi.

* Mektuplaşmak- ... okulda ‘mektup nasıl yazılır, telgraf nasıl yazılır?’ konulu dersler işlenirdi.

* Kartpostal- … birçoğumuz kartpostallardan koleksiyon bile yapardı. Son dönemlerde simli olanları bile çıkmıştı ve çok sükse yapmıştı.

* Endetura- Bu sözün aslı en-de-trua idi. Yani, Fransızca bir-iki-üç demekti. Ebe bir duvara dönerek, ‘endetura bir iki üç’ diye sayar ve geri dönerdi.

* Nokta ile Virgül- Her parodilerinin sonunda Nokta büzülerek bir nokta işaretine, Virgül ise belinden itibaren sağa doğru eğilerek virgül işaretine dönüşürdü.

* Yadigar Ejder- Soğuk bir havada, Beyoğlu’nda bir bank üzerinde ölü bulunduğunda beş parasızdı ve çok gençti.

* Şanzımanlı Arçelik- Bir sağa bir sola şanzımanlı Arçelik. Çamaşırlar üstten konur; içindeki bir merdane bir sağa bir sola dönerek çamaşırı yıkardı. Merdanenin bu hareketinden esinlenerek, yolda azıcık kırıtarak yürüyen kadınlara da hemen ‘şanzımanlı Arçelik gibi’ benzetmesi yapılırdı.

                                                Okuduğum tarih: 10 Eylül 2013


Yazar Hakkında Bilgi= 1973 Kastamonu-Bozkurt doğumludur. Lise eğitimini Haydarpaşa Teknik Lisesi Elektronik Bölümü’nde, lisans eğitimini Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi’nde, yüksek lisans eğitimini, Marmara Üniversitesi ‘İstanbul Araştırmaları’ Bilim Dalı’nda tamamladı.
AK Parti Beykoz teşkilatının çeşitli kademelerinde görev yaptı. Yayıncılık yapan Kaşıtoğlu’nun edebiyat dergilerinde öykü ve şiirleri yayınlanmıştır. Çeşitli internet site ve gazetelerinde köşe yazarlığına devam etmektedir.
 Beykozlu Kastamonulular Derneği’nin kurucu başkanı olmanın yanı sıra, çeşitli STK’larda başkan ve yönetim kurulu üyesi olarak görev almıştır. Halen Türkiye Basın Yayın Meslek Birliği Yönetim Kurulu Üyeliği ve Basın Sözcülüğü, Türkiye Yayıncılar Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği ve Genel Saymanlığı görevlerini yürütmektedir.
60’lar Hikaye –70’ler Terane – 80’ler Şahane,
Edebiyatımızda Beykoz ve Beykozlu Edebiyatçılar,
Yazmış Bulunduk,
isimleri ile yayınlanmış üç kitabı ve devam eden kitap çalışmaları vardır. 
Beykoz Belediyesi ve İBB Meclis Üyesi olan Muharrem Kaşıtoğlu evli ve üç çocuk babasıdır.
ARKA KAPAK –

"O solmaya yüz tutan renklerin bir araya getirildiği şahane bir nostalji tablosu."
YÜKSEL AYTUĞ - SABAH

"Vallahi sizi bilmem ama ben okurken oldukça eğlendim…"
ALİ ATIF BİR - HÜRRİYET

"Bu kitabı okurken: Geçmişi özleyeceğiz. Bugünün keyfini çıkaralım, dedim."
ERDOĞAN AKTAŞ - POSTA

"Ilık bir bahar esintisi tadındaki bu kitabı bir solukta okudum desem yeridir. 80leri yaşayanlar kitabı bitirdikten sonra, meğer ne çok özlemişiz o yılları diyecekler."
MÜNİR ÜSTÜN - HABER 7

"Bu kitap, okuru elinden tutup nostaljik bir yolculuğa çıkararak 80lere götürüyor ve o yılları bazen gülümseterek, bazen hüzünlendirerek bir daha yaşatıyor."
CEM KÜÇÜK - CİNE5 & TVNET

Issız bir adaya düşsen yanına alacağın üç şey nedir? efsane sorulu cicili bicili anket defterleri...
Breyk, breyk, breyk arkadaş arıyorum, arkadaş nidalarının yükseldiği uzun antenli telsiz odaları...
Bir bilmecem var çocuklar..., Mintaksla canım mintaksla... diye başlayan unutulmaz reklamlar...
Kuş yuvası modundaki vatkalı omuzlarımız, şetlant kazaklarımız ve şalvar kotlarımız...

Haydi, elinizde kitabınız, yavaşça müzik bölümüne ilerleyin. Kendinizi, Maykıl Ceksın, Madonna ya da belki Modern Tolkingi bulan çocukluğunuz ve ilk gençliğinizin kollarına bırakın. Hatıraları birlikte paylaşalım, çünkü 80ler Şahane...


Tavsiye Kanalı - D Shopping

Tavsiye Kanalı'na bir süre önce üye olmuştum. Bu kampanyada tavsiye meleklerine özel bir paket aldım.
Tavsiye Kanalı sitesi için buraya lütfen.
Gelen paketten kataloglar, indirim kuponları ve ped çantası çıktı.


D Shopping web sitesi şurada

13 Eylül 2013 Cuma

Timbuktu - Paul Auster

Köpekler üzerine yazılmış bir diğer paylaştığım kitap:

Merdivenden Korkan Köpek - Tamer Dodurka



TİMBUKTU
Yazarı: Paul AUSTER
İngilizce aslından çeviren: İlknur Özdemir
Yayın Hakları: Can Yayınları
-         1. basım: 1999
-         8. basım: Ağustos 2012 (1000 adet)
-         166 sayfa


Kitaptan Alıntılar,

* … bundan başka bir hayatı tatmamışsa hayatı yaşanılır kılan özün kendi yaşadığı hayatın içinde az mı çok mu bulunduğuna nasıl karar verebilirdi?

* Bir köpeğin yaklaşık iki yüz yirmi milyon kadar koku reseptörü vardır, insanınsa yalnızca beş milyon; ortada böyle büyük bir fark varken köpeğin algıladığı dünyanın, insanın algıladığından bambaşka olduğunu düşünmek yanlış olmaz.

* … köpek artık öteki dünyanın gerçek bir yer olduğundan kuşku duymaz olmuştu. Bu yerin adı da Timbuktu idi ve Kemik bey’in anlayabildiği kadarıyla çölün ortasında bir yerlerdeydi…

* İşin gerçeği şu ki, köpekler okuyabilirler. Yoksa neden postanelerin kapılarına şu levhaları koysunlar ki:
Körlere eşlik eden köpekler dışında köpek giremez.

* (Kemik Bey) Daha dikkatli olmayı öğrenmeliyim, diye düşündü, daha az güvenmeliyim herkese, insanlar iyi niyetlerini gösterinceye kadar onlardan her türlü kötülüğü beklemeliyim.

* … eğer ölüm her yerde varsa, nereye gittiğinin ne önemi var?


^-^ KEDİLER ^-^

* Kedi olsun, kaplumbağa olsun, papağan, … hiçbirini istememişlerdi.

* … o kocaman çizgili cangıl kedilerinin neye benzediğini biliyordu Kemik Bey.

* … kediyle durum farklıydı elbette, zaten kediler hep böyleydi; komşunun kara kedisi, Kemik Bey’i tele bağlayan tasmanın ne kadar uzun olduğunu çoktan keşfetmişti bile, bunun da anlamı kedinin, Kemik Bey’in bahçenin neresine kadar erişebildiğini tam olarak bildiğiydi. Davetsiz kedi Kemik Bey’i küplere bindirecek noktaya yerleşmeyi biliyordu: köpeğin uzanabildiği yerin tam birkaç santim uzağına. Kemik Bey2in elinden hiçbir şey gelmiyordu. Ya kedi ona tıslarken ve suratına doğru pençelerini uzatırken orada durup deli gibi havlayacak ya da kulübesinin içine çekilip o piç kurusu, kulübenin üstüne sıçrayıp tepedeki sık dizilmiş sedir ağacından kaplamalara pençelerini geçirirken onun varlığından habersizmiş gibi davranacaktı. Seçenekler bunlardı işte: Tırmalanmak ya da alaya alınmak…

* … oynayacak hayvanın isteğine göre kemik, kedi ya da fare biçiminde olabiliyordu bu oyuncak…

                                                     Okuduğum tarih: 9 Eylül 2013


Yazar Hakkında Bilgi= Paul Auster (3 Şubat 1947, NewarkNew Jersey) ABD'li roman yazarı, şair ve senarist.
Paul Auster, 1947 yılında ABD'nin New Jersey kentinde doğdu. Columbia Üniversitesi'nde İngiliz, Fransız ve İtalyan edebiyatı üzerine eğitim alan, 1971-1974 yılları arasında Fransa'da yaşayan ve geleneksel kitap konularının dışına yüksek bir başarıyla çıkıp, yaratıcılığın sınırlarını genişletebilmiş olan Auster'in başlıca yapıtları arasında New York ÜçlemesiYalnızlığın KeşfiYanılsamalar KitabıKırmızı DefterLeviathan,Kehanet GecesiDumanGörünmeyenYükseklik KorkusuYazı Odasında YolculuklarKaranlıktaki Adam bulunuyor. Auster'in yazarlığa ilk başladığı yıllardaki sıkıntılı günlerinde Paul Benjamin imzasıyla yayınladığı bir de polisiye romanı vardır. Bu roman yazarın otobiyografik romanı 'Cebi Delik' in eki olarak yayınlanmıştır. Can Yayınları tarafından Seçkin Selvi' nin çevirisiyle 'Köşeye Kıstırmak' adı ile 2000 yılında Türkçeye kazandırılmıştır.
2006 yılında İspanya'nın saygın ödüllerinden olan Asturias Ödülü'nü edebiyat dalında Paul Auster kazandı. 26'ncısı düzenlenen “Asturias Prensi” ödüllerinde, aralarında Orhan Pamuk 'un da yer aldığı 18 ülkeden 26 yazar edebiyat dalında aday gösterilmişti.
Yazarın Duman (Smoke) ve Surat Mosmor (Blue in the Face) isimli senaryoları ünlü yönetmen Wayne Wang tarafından filme çekilmiştir. Daha sonra Lulu On The Bridge ( Lulu Köprüde) İsimli kitabını da kendisi filme çekmiş, hem senarist hem de yönetmen olarak yapıtın tüm aşamalarında bulunmuştur. Film hakkında yaptığı bir söyleşide kendi yazma biçimi üzerine konuşurken Peter Brook'un bir röportajından alıntı yaparak işlerinde mitlerin uzaklığıyla gündelik yaşamın sadeliğini kaynaştırmaya çalıştığını söylemiştir.

ARKA KAPAK –

         Yaşayan en ünlü Amerikalı yazarlardan biri olan Paul Auster, her romanıyla okurlarını farklı yaşamların tanığı kılarak modern çağın nabzını tutuyor.
         ‘Pek çok insanın köpek muamelesi gördüğü bu dünyada, Paul Auster bir köpeğin öyküsünü anlatmayı seçmiş. Bu kısa ve olağanüstü kitabı okurken Kemik Bey gibi düşünmemizi, duyumsamamızı dahası hayal etmemizi sağlamış. Auster, kendi türümüzün dışına çıkarak kendimize yepyeni bir gözle, hayatımızı paylaştığımız bu sevecen ve yarı gizemli hayvanın gözünden bakmamızı sağlamış.
         Timbuktu, Amerikan edebiyatının en yaratıcı yazarlarından Paul Auster’ın en dokunaklı romanı belki de. Yazar, okuru Brooklynli evsiz barksız bir şair olan Willy ve onun can yoldaşı, sırdaşı Kemik Bey’le birlikte bir insanlık yolculuğuna çıkarıyor:
‘İşte ben bunun hayalini kurdum Kemik Bey. Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmenin hayalini. Ruhun kasvetli, karanlık kuytularına biraz olsun güzellik katmak istedim. Bunu bir ekmek kızartıcısıyla yapabilirsin, bir şiirle yapabilirsin, elini bir yabancıya uzatarak yapabilirsin. Nasıl yaptığın hiç önemli değil. Dünyayı bulduğundan daha iyi bir durumda bırakmak. İnsanın elinden gelecek en iyi şey budur.’


 Timbuktu (Arkaik İngilizce: Timbuctoo; Koyra Chiini dili: Tumbutu; Fransızca: Tombouctou) de jure olarak Timbuktu bölgesiMali'de, de facto olarak iseAzavad'da bulunan eski bir şehir. Kur'an üzerine çalışmalar yapan prestijli Sankore Üniversitesi ve diğer medreseleriyle ünlüdür. 15 ve 16. yüzyıllardaİslam'ın Afrika'da yayılmasında önemli bir entelektüel ve ruhsal merkez olmuştur. Üç büyük camisi, DjingareyberSankore ve Sidi Yahya, Timbuktu'nun altın çağından kalmadır. Sürekli restore edilmelerine rağmen bu camiler çöl tarafından yıkılma riski altındadır.



Keyifli okumalarınız olsun, daima...

12 Eylül 2013 Perşembe

Yazarlar ve Kedileri ^-^

Harika fotoğraflar ve daha fazlası için kaynak burası:)

Stephen King 


Jean Paul Sartre


William S. Burroughs 


Charles Bukowski 


Ernest Hemingway 


Boris Vian


Colette 


Jorge Luis Borges


Neil Gaiman 


Herman Hesse


Mark Twain


Albert Camus 


William Faulkner


Doris Lessing


Georges Perec


 Haruki Murakami


Yazarlar ve Tuhaf Alışkanlıkları

Bir kısmını alıntıladığım İlknur Özdemir'in yazısının tamamını okumak isterseniz buraya lütfen.

Ernest Hemingway


Hemingway günde 500 kelime yazardı, çoğunu da sıcak basmadan, sabahları. Yazdıklarının çoğunu çöpe atardı, öyle ki dostu yazar F. Scott Fitzgerald'a yazdığı bir mektupta, başyapıt olacak 1 sayfa yazıyorsam, çöpe gidecek 99 sayfa yazıyorum, demişti. İlginçtir ki alkole düşkünlüğüyle tanınan Hemingway romanlarını yazarken asla içmediğini söylerdi.


Isaac Asimov


Edebiyat ve edebiyat dışı yaklaşık 400 kitap yazmış bulunan, bilimkurgu kitaplarının usta adı Isaac Asimov ağzına içki koymazdı. Yazı masası da boş bir duvara dönüktü. Ayrıca klostrofildi, yani küçücük, kapalı mekanlardan hoşlanıyordu. Çocukken, bir gazete-dergi kulübesine kapanıp kitap okumayı hayal ettiğini yazar anılarında. Bir diğer özelliği de uçak korkusuydu. Tüm yaşamı boyunca ancak iki kez uçağa binen Asimov, bu ürküsünü bazı kitaplarına da yansıtmıştır.

Marcel Proust



Marcel Proust da başka bir açıdan ilginç sayılır: İçeriye ışık sızmayan kapalı bir odada yazarmış kitaplarını. Gelen ziyaretçilerin gece mi gündüz mü geldiklerini bilemezmiş bu yüzden.

Balzac 


Balzac da buna benzer bir şekilde davranırmış.  Tam bir ay evinden çıkmadığı olurmuş yazarken, müsvettesini yayınevine teslim ettiğinde rengi solmuş, elleri titreyen bir Balzac görürmüş insanlar. 

Devamı burada...

11 Eylül 2013 Çarşamba

Kırtasiye Sevdası

STYB marka kalemleri çok beğeniyorum. Daha önce aldıklarımdan farklı üç modelini bulunca çok sevindim.
Önceki alışverişlerimde aldıklarım için buraya ve şuraya lütfen:)
Ve dayanamayıp bugün aldıklarım:)


Desenli bantları çok seviyorum. Daha önceki alışverişlerimden birkaçına göz atmak isterseniz; buraya, şuraya ve oraya lütfen:)


Bundan sonrası Tansaş'tan aldıklarım:)


Burada bahsetmiştim Almanca çalışıyorum diye. Tabii bu kitap çocuklar için basitleştirilmiş ve fotoğraflarla desteklenmiş bir başlangıç kitabı. Benim kitabı alma sebebim çok farklı:) Aşağıdaki fotoğrafta mutfak dolabının üstündeki yaramaz kedi:))) Aynı Isaac ^-^ Zibidi Isaac mutfak dolaplarının üstüne ve kitaplığımın üstüne dadanmış durumda:)


Sevgiyle kalın, daima...