Pek beğenerek okuduğumu söyleyemeyeceğim. Beklentimin çok altında kaldı.
BEN, HİÇBİR ŞEY
Yazarı: Aytuğ
AKDOĞAN
Yayın
Hakları: İkinci Adam Yayınları
- 3. Baskı: Mayıs 2013
- 144 sayfa
Kitaptan Alıntılar;
* …
hayalinde hiç ayak basılmamış bir yere gitmek olmasına
rağmen
her gün binlerce kişiyle aynı sokaklarda, aynı caddelerde,
aynı meydanlarda yürüyen dalgın, düşünceli ergen
…
* Günün en güzel zamanı hep gece olurdu; benliğim ancak
geceleri gerçeklik kazanabilirdi.
* Konuşmak mı bir eylem susmak mı? Keşke diyorum, susma
yerleri de olsa, konuşanı atsalar dışarı.
* Özgürlüğün hayal olduğu bu şehirden ve onun bütün
pisliklerinden kurtulacağım için seviniyorum; artık başka bir şehrin kalabalığı
için endişelenebilirim.
* Sizin gibi insanlar dostum, sadece eğlendirir ya da
sıkarlar beni, bana sonrasında düşünmem için tek bir kelime bile edemezsin.
* ‘Bir ceset olsaydın ancak bu kadar öldürebilirlerdi
seni.’
Jean Nicholas Arthur
Rimbaud
* İstanbul’da kafamdaki düşüncelerin ağırlığından
sokakta yürüyemez hale geldiğim olurdu. Ama buradayken gece-gündüz koşabilirim…
* Yarın bir gün aklına bir cümle gelir de, o cümleyi ben
yazmışsam, artık neden üzülürüm ki öldüğüme, öleceğime?
* … bir ceset gibi gömülü kalbim…
^-^ KEDİLER ^-^
*
… tek yaptıkları önümden geçmek olan kedi
ya da köpekleri terslerdim.
*
Bazen panik halinde bir kedi geçerdi
önümden –bu kediler neden bu kadar stres altındalar anlamıyorum- ve tam devam
edeceği sırada aniden durup hayret içinde bana bakardı: ‘Ne yapıyor bu Allah’ın
cezası burada?’
*
Benim mahallemde de onlarca kediyle
yaşayan … yaşlı bir kadın vardı.
*
Daha önce hiç görmediğime emin olduğum
bir kız sabaha karşı kapımı çaldı ve … bir kediyle içeri daldı:
‘Burada
yaşadığını öğrendim ve yalnızlığına eşlik etmesi için kedi getirdim sana.’
…
Kalktı ve evin içinde dolanmaya başladı. … Bir süre sonra kedi de onu takip
etmeye başladı.
Yalnızlığımı
bu şekilde bölmeye hakkı yoktu. Ciddi olduğumu göstermek için kediyi ensesinden
tuttum ve ‘Onu burada istemiyorum!’ dedim.
*
… gözüm senin getirdiğin gibi bir kediye
ilişti; onlardan pek haz etmem, ancak bir kedinin kendini yalamasını saatlerce
izleyebilirim.
*
… eve getirdiği kediyle camdan gidişini
izledim.
Birkaç
dakika sonra, kızın geri gelme ihtimali ve kedinin defolup gitmesi için evin
kapısını aralayarak yeniden uykuya daldım. Ertesi akşam gözümü açtığımda
ortalıkta ne kedi varı, ne de o hasta kızı bana anımsatabilecek herhangi bir
şey.
*
‘Bir kedi alırız’ dedim, ‘Sen seversin kedileri.’
*
‘Baksana’ dedim, ‘Neden buralarda hiç
kedi yok?’
‘Çinliler
onları eve götürüp yiyorlar da o yüzden’ dedi.
*
… bir süre daha burada kalalım. Hem belki
kedi falan geçer.
*
Pis bir sokak serserisi, işte böyle bir
kediye dönüştü.
*
Öncesinde de sadece bir kedi vardı
kucağında.
*
…
Köpekler
gibi cesur bazen
Kediler
kadar ürkek geceleri.
*
‘Penceremin altında benimle konuşmak
isteyen bir kedi var. Sen misin o?’ diye sormuştu.
*
…
belki
kedinin biri bakışını sağa çevirmiş,
…
- Yazım-Basım Hatası-
*
Sf/ 122
akşa-
müzeri
Okuduğum tarih: 2 Haziran
2013
ARKA KAPAK –
" Benim tek bir
problemim vardı: Hasta insanları seviyordum ve deliliğine inandığım adam ve
kadınlarla çıkıyordum yola, ancak ben hasta değildim; ben aslında son derece
sağlıklı ve aklı başında bir adamdım. Ve bu aklı başındalık getirdi sonumu! O
acı çektikçe, ben ona daha çok bağlandım; meğer sonunda en çok acıyı gene ben
çekecekmişim… İnsanların seni sevmesine izin vermemeli, sonra hiçbir zaman
yalnız kalmayacağını düşünüyorsun..."
Evinin yolunu unutmuş genç bir romancının gözünden ötekilerin mesken tuttuğu sokaklar, yarım kalmış, yıkık-dökük bir aşk hikâyesiyle buluşuyor; kaçınılmaz sonun ardından inanç arayışıyla çıkılan yolları; modern bireyin özgürlüğünün ancak bir düşten ibaret olabileceği ve insanın ölüm karşısındaki acziyetini, dünyayı anlamlandırmaya çalışan başka bir genç yazar, Aytuğ Akdoğanın ustalıkla işlediği bu kitabında okuyoruz…
Evinin yolunu unutmuş genç bir romancının gözünden ötekilerin mesken tuttuğu sokaklar, yarım kalmış, yıkık-dökük bir aşk hikâyesiyle buluşuyor; kaçınılmaz sonun ardından inanç arayışıyla çıkılan yolları; modern bireyin özgürlüğünün ancak bir düşten ibaret olabileceği ve insanın ölüm karşısındaki acziyetini, dünyayı anlamlandırmaya çalışan başka bir genç yazar, Aytuğ Akdoğanın ustalıkla işlediği bu kitabında okuyoruz…
Merhaba, bağışlayın beni blogunuzu yeni keşfedebiliyorum. Eleştiriniz için teşekkür ederim. (alıntılarınızla bana kedilere karşı ciddi bir obsesyon geliştirdiğimi fark ettirdiniz:)
YanıtlaSilHoş geldiniz. Yorumunuzla mutlu ettiniz:)
SilÜçüncü kitabınızda görüşmek üzere...