Bir kısmını alıntıladığım İlknur Özdemir'in yazısının tamamını okumak isterseniz buraya lütfen.
Ernest Hemingway
Hemingway günde 500 kelime yazardı, çoğunu da sıcak basmadan, sabahları. Yazdıklarının çoğunu çöpe atardı, öyle ki dostu yazar F. Scott Fitzgerald'a yazdığı bir mektupta, başyapıt olacak 1 sayfa yazıyorsam, çöpe gidecek 99 sayfa yazıyorum, demişti. İlginçtir ki alkole düşkünlüğüyle tanınan Hemingway romanlarını yazarken asla içmediğini söylerdi.
Isaac Asimov
Edebiyat ve edebiyat dışı yaklaşık 400 kitap yazmış bulunan, bilimkurgu kitaplarının usta adı Isaac Asimov ağzına içki koymazdı. Yazı masası da boş bir duvara dönüktü. Ayrıca klostrofildi, yani küçücük, kapalı mekanlardan hoşlanıyordu. Çocukken, bir gazete-dergi kulübesine kapanıp kitap okumayı hayal ettiğini yazar anılarında. Bir diğer özelliği de uçak korkusuydu. Tüm yaşamı boyunca ancak iki kez uçağa binen Asimov, bu ürküsünü bazı kitaplarına da yansıtmıştır.
Marcel Proust
Marcel Proust da başka bir açıdan ilginç sayılır: İçeriye ışık sızmayan kapalı bir odada yazarmış kitaplarını. Gelen ziyaretçilerin gece mi gündüz mü geldiklerini bilemezmiş bu yüzden.
Balzac
Balzac da buna benzer bir şekilde davranırmış. Tam bir ay evinden çıkmadığı olurmuş yazarken, müsvettesini yayınevine teslim ettiğinde rengi solmuş, elleri titreyen bir Balzac görürmüş insanlar.
Devamı burada...
Çok ilginçmiş ,ablam söylemişti ünlü ressamların da melankolik olduğunu söylemişti.
YanıtlaSilSanırım bu farklılıklarından sanatçı oluyorlar.
Çok ilginç bir yazı okuyancım, paylaştığın için teşekkürler:)
YanıtlaSilçok ilginç ve güzel bilgiler :) her kişi içindekileri dışarıya "aktarmak" için kendince değişik yöntemler geliştirir. Kimisi kütüphanesinde kimisi bir başka yerde. Ve Sanırım bu farklılıklar farklı birer renk bizler için:)
YanıtlaSilne kadar ilginç yönleri varmış!zaten sanatçıların mutlaka FARKLILIKLARI oluyor ama onları özel yapan da bu yönleri zaten.yine çok keyifli ve okunası bir yazı olmuş.ellerine sağlık canım.devamını okumaya gidiyorum.sevgiler..
YanıtlaSil