27 Ocak 2019 Pazar

Bay Linh ve Torunu - Philippe Claudel

* Bay Linh ve Torunu'nu bitirince heyecanımdan hemen annemi arayıp kitabı anlatmıştım. Annem de aynı duyguları hissetti.
Şayet karşınıza çıkarsa eş geçmeyin bu kitabı derim. @dogan_kitap
Hani demli çay yudum yudum keyifle içilir ve tadına varılır ya bu kısacık roman da birçok duyguyu barındıran sayfaları keyifle, sindire sindire okunmayı hak ediyor. Hele son sayfadaki sürpriz...
* Yazarın 'Kokular' kitabını sevgili Leylakdali'nın blogunda görüp almıştım. Daha sonra Bay Linh ve Torunu kitabını aldım ama aynı yazar olduğunu bilerek değil. Kitabın konusu ilgimi çektiği için almıştım. Kokular kitabını okumaya karar verince yazarın dilimize çevrilen kitaplarının arasında Bay Linh ve Torunu'nu görünce heyecanlandım. Ve eş zamanlı okudum. Açıkçası Kokular kitabından beklediğim ölçüde etkilenmedim. Çünkü kokuların anılarımızı nasıl da saklandıkları yerlerden çıkardıklarını bilirim. Kokuların diline inanırım. Kitap da adı üstünde kokular üzerine, kokuların duygularımız ve hafızamız üzerindeki etkileri üzerine denemelerden oluşuyor. Sanırım daha şiirsel bir dil bekledim.





BAY LİNH ve TORUNU
Yazarı: Philippe CLAUDEL
Orijinal Adı: La petite fille de Monsieur Linh
Türü: Roman
Yayın Hakları: Doğan Kitap
-   1. baskı / Ocak 2007 (2000 adet)
Kapak Tasarımı: Yavuz Korkut
Fransızca aslından çeviren: Yaşar İlksavaş
-   116 sayfa





 Kitaptan Alıntılar;

        * Claudel'in 'Kokular' kitabını da okudum. Bu kitabında da bolca kokulara değiniyor:
         - Bay Linh yeni ülkenin kokusunu soluyor. Hiçbir koku almıyor burnu. Hiçbir koku yok. Kokusuz bir ülke.
         - ... isteksizce içtiği bu ilk çorbanın açıklanamayan belirsiz kokusunu hiç unutmayacak.
         Çorba, gemiden inerken soluduğu kentin havası gibi. Ne tam olarak bir kokusu var, ne de tam olarak bir tadı.
         - ... anavatanının kokularını düşünerek uykuya dalıyor.
         - ... üzerinde yemek pişen ateşten çıkan kokunun kapladığı eve...
         - ... soluk aldığında, hiçbir şeyle karşılaşmıyor. Bu ülke kesinlikle hiçbir şey kokmuyor, ne tanıdık ne de yumuşak bir koku var bu ülkede.
         - Ama derin derin soluk almasının, gözlerini kapatıp yeniden soluk almasının hiçbir yararı yok, denizin kokusunu, o sıcak, tuzlanmış yiyecek ve güneşe terk edilmiş balık karışımının kokusunu almıyor. Sonunda aklını tümüyle yitiren yarı çılgın yaşlı teyzesini bulmak için köyden yürüyerek iki günlük uzaktaki kıyıya gittiği gün duyduğu tek deniz kokusuydu bu.
         - ... ama bu duman farklı, bunun güzel bir kokusu, bir parfüm kokusu var, bu yeni ülkede duyduğu ilk koku. Bu koku ona, akşamları çocuklar yorulmak nedir bilmeden oyunlar oynarken, kadınlar şarkılar söyleyerek bambular örerken, köyündeki erkeklerin evlerinin önüne oturup yaktıkları pipolarından çıkan kokuyu anımsatıyor.
         - Dumanları tüten, havaya limonlu ve kösnül tuhaf bir koku saçan iki fincan getiriyor.
         - ... naneli kokusuna katlanamadığı için hiç içmediği sigaralar bunlar.
         - Hatta bu nane kokusu da çok hoş.
         - ... hatta bir kokusu bile var, sigaraların kokusu.
         - Burada kokular var, gerçek kokular, tuz, hava, kurutulmuş balık, katran, yosun ve su kokusu var. Ne kadar güzel! Bu ülke gerçekten ilk kez bir şey kokuyor, bu ülkenin ilk kez bir kokusu var. Bu kokulardan başı dönüyor yaşlı adamın.
         - ... her şey aklımda kaldı, kokular, renkler, yağmurlar, ormanlar...
         - Nemli toprak ve çiçek kokuları yayılmış çevreye.
         - Oda yemeklerden tüten harika kokularla, taze kişniş, tarçın, zencefil, sebze, karamel kokularıyla dolmuş.
         - Şişman adam yürürken nane kokusu, eğreltiotu ve ağaç kabuğu kokularına karışan son bir sigara daha içiyor.
         - ... yemek kokuları, kaldırımlara atılmış kokuşmuş meyve kokuları...
         - ... ülkesinin toprağının kokusu, suyun kokusu, ormanın kokusu, gökyüzünün ve ateşin kokusu, hayvanların, çiçeklerin, tenlerin kokusu, bir araya gelmiş tüm kokular canlanıyor belledğinde.

        * Kadın üzerine çakıl taşları gibi gelen laf atmalarını sürdürüyor.

 

 ^-^ KEDİLER ^-^

        * Kediler ya pirelerini temizliyor ya da esneyerek geriniyor.





 - Yazım-Basım Hataları -

        * Sf/ 24
         ... bağırışmayan...

        * Sf/ 29
         ... eğikbir biçimde...

        * Sf/ 30
         ... başı boş...
        
        * Sf/ 115
         ... yeşeren umut
         Nokta yok!

                                                                                Okuduğum tarih: Ekim 2017


 Yazar Hakkında Bilgi=  Phillippe Claudel 1962'de doğdu. Bir süre liselerde, engelli çocuklara yönelik okullarda ve Nancy II Üniversitesi'nde dersler verdi. Ama aklında hep yazmak vardı. 2004 yılında Editions Stock'un yeni başlayacağı bir dizinin editörü oldu. Doğan Kitapçılık tarafından 2007 yılında yayımlanacak Gri Ruhlar'la büyük başarı kazandı. Kitapları 25 dile çevrildi.



 ARKA KAPAK –

Uzun bir gemi yolculuğundan sonra 'kokusuz bir ülke'ye gelen yaşlı bir adam: Bay Linh. Yanında hafif bir valiz ve kollarında yeni doğmuş bir kız çocuğu var. Sang diu. Kim olduğu, nereden geldiği belli değil. Tek bildiğimiz köyünün bir savaşta yakılıp yıkıldığı, insanlarının öldüğü veya kaçtığı. Küçük kız da bu savaşta ölen oğlunun çocuğu. Yaşlı adam artık neresi olduğunu bilmediği bir ülkede sığınmacı. Ne dostluklarıyla, ne insanlarıyla, ne de kokusuyla...


Defterimden...



Keyifli okumalarınız olsun ^-^


2 yorum:

  1. sanada keyifli okumalar ayşımım.aslında her iki kitapda ilgimi çekti.not aldım .teşekkürler cancağızım. paticanları ve seni kocaman öpüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim canım. Özellikle Bay Linh ve Torunu beni çok etkiledi, umarım sen de beğenirsin. Sevgiyle öpüyorum.

      Sil