Yaşar Kemal'in 'İnce Memed' romanını okudum bugüne dek sadece. Kitapta bahsi geçen eserlerini de okumuş olsaydım çok daha tatmin edici olurdu benim için.
YAŞAR KEMAL –
BİR GEÇİŞ DÖNEMİ ROMANCISI
Yazarı: Nedim GÜRSEL
Yayın Hakları: Everest Yayınları
- Birinci Basım: Eylül 2000
Türü: Deneme / 155 sayfa
Kitaptan Alıntılar,
* 1915’de aile Van’dan göç ederken, Ruslar Van’ı işgal edince bizim köyün ortasına bir top güllesi düşüyor. Ve Doğu Anadolu, özellikle de Van Gölü kıyılarında oturan halk korkmaya başlıyor. Güney Anadolu’ya doğru iniyorlar, babamın ailesi de içlerinde, Bitlis’ten aşağıya yürüyerek. Büyükannem hasta. Babam çok güçlü kuvvetli bir insandı, bir doksan boyunda, dalyan gibi bir bey. Anasını yol boyunca sırtında taşıyor. Van’dan Adana’ya bir buçuk yılda gelebiliyorlar ancak. (Ortadirek’te anlattığı uzun yürüyüş, Ali’nin annesi Meryemce’yi sırtında taşıması, ailesinin yaşadığı olayların yansıması)
* Babam çok severmiş anasını. Hep sırtında getiriyor, atlara bile bindirmiyor. Söz açılmışken Ortadirek’le ilgili bir şey daha anlatayım. Anam anlattı bu hikayeyi. Yolda bir çocuk buluyorlar, her tarafı çürümüş, bitkin bir çocuk. Bir deri bir kemik kalmış, yara bere içinde. Ninem diyor ki babama, ‘Bir inilti geliyor çalılıların içinden. Al getir!’ diyor. babam gidiyor. O çocuğu buluyorlar, evlat ediniyor babam. Sonra da babamı vuran adam, adı Yusuf…
* Köroğlu- Kahramanın babası, kendisine binek atı olarak cılız görünüşlü bir tay seçtiği için beyi tarafından gözleri kör edilen bir seyistir. (Adı Kırat olan bu cılız at, daha sonraları doğaüstü güçler edinecek ve bütün serüvenlerinde kahramanın yardımcısı olacaktır). Beyin acımasızlığı ve adaletsizliği karşısında seyisin oğlu, Köroğlu adını alır ve başkaldırır.
Köroğlu’nun on altıncı yüzyılın sonlarında yaşamış bir Celali reisi olduğunu biliyoruz. Öncelikle o bir ozandır. Celali başı olan Köroğlu Ruşen ile 1584-1585 yılları arasında Osmanlı kumandanı Özdemiroğlı Osman Paşa’nın Kafkas ve Azerbaycan seferlerine katılan ozan Köroğlu aynı kişilerdir.
* Dayım Doğu Anadolu’nun en büyük eşkiyası. Onun da macerası, anamın bana anlattığı gibi, teypte kayıtlı. Genç bir adammış. Yirmi iki- yirmi üç yaşlarında öldürülüyor. Doğu Anadolu’da türküler yakılmış dayım üstüne, bugün bile hala söylenen türküler. Dayımın babası da büyük eşkıya. Onun amcası Çerko da öyle.
Okuduğum tarih: 05 Ağustos 2012
Yazar Hakkında Bilgi= 1951 yılında Gaziantep’te doğdu. İlk öykülerini 1969’dan itibaren Yeni Ufuklar, Yeni Dergi, Papirüs gibi o dönemin başlıca edebiyat dergilerinde yayımladı. 1970’te Galatasaray Lisesi’ni, 1974’de Paris Sorbonne Üniversitesi Modern Fransız Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Aynı üniversitede karşılaştırmalı edebiyat doktorası yaptı (1979). Halen Paris’te yaşayan Nedim Gürsel, Sorbonne Üniversitesi’nde Türk Edebiyatı dersleri vermekte, Fransız Bilimsel Araştırmalar Ulusal Merkezi’nde (C.N.R.S.) araştırma direktörü olarak çalışmaktadır. Ayrıca Akdeniz Akademisi ve Balkanika Ödülü uluslar arası jüri üyesidir.
Kitapları başta Fransızca olmak üzere tüm Avrupa dillerine çevrilen Nedim Gürsel, 1976’da Türk Dil Kurumu, 1986’da Abdi İpekçi Barış, 1987’de Haldun Taner Öykü ve Fransız PEN Kulüp Özgürlük ödüllerini aldı. 1990’da Radio France Internationale’in ‘Uluslar arası En İyi Öykü’ ödülünü de alan Gürsel’e Struga’da öykü ve inceleme dalındaki çalışmalarından ötürü Altın Plaket Ödülü verildi (1992).
Başlıca yapıtları:
Uzun Sürmüş Bir Yaz (1975, öyküler), Şeyh Bedrettin Destanı Üzerine (1978, inceleme), Çağdaş Yazın ve Kültür (1978, eleştiri-inceleme), Kadınlar Kitabı (1983, öyküler), Yerel Kültürden Evrensele (1985, denemeler), Sevgilim İstanbul (1986, öyküler), Sorguda (1988, öyküler), Seyir Defteri (1990, gezi izlenimleri), Son Tramway (1991, öyküler), Pasifik Kıyısında (1991, gezi izlenimleri), Nazım Hikmet ve Geleneksel Türk Yazını (1991, inceleme), Bozkırdaki Yabancı (1993, inceleme), Balkanlar’a Dönüş (1995, gezi izlenimleri), Boğazkesen (1995, roman), Paris Yazıları (1996, denemeler), Kırk Kısa Şiir (1996, şiirler), Başkaldıran Edebiyat (1997, inceleme), Gemiler de Gitti (1998, gezi izlenimleri), Paris Kitabı (1998, deneme), Yüzyıl Biterken (1999, söyleşiler), Resimli Dünya (2000, roman), Aragon (2000, inceleme).
ARKA KAPAK –
Yaşadığı olaylardan biri, çocuğun hayatında yer edecektir. Bu da denizle karşılaşmasıdır. Deniz hayatına girdikten sonra, Çukurova’nın bitki örtüsü ve hayvanlarıyla onca yakın ve güven verici, büyüleyici doğası, bir anda gözünden silinir. Mustafa, denizi ilk kez annesiyle gittikleri Mersin’de görür. Uzun uzadıya betimlenen bu denizle karşılaşma, çocuğun hayatında bir dönüm noktası oluşturur. Öyle ki ona ölüm korkusunu bile unutturur. Bu tam anlamıyla bir şoktur ve Yaşar Kemal bunu doğanın en sonunda insana galip geldiği eşitsiz bir mücadele olarak niteler.
KÜRK MANTOLU MADONNA
Yazarı: Sabahattin ALİ
Yayın Hakları: Yapı Kredi Yayınları
(www.ykykultur.com)
- 1. baskı: Remzi Kitabevi, 1943
- YKY’de 1. baskı: İstanbul, Şubat 1998
- 50. baskı: İstanbul, Mart 2012
Türü: Roman / 160 sayfa
Kitaptan Alıntılar,
* Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve ne karışık bir ruha maliktir!
* … insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz? Niçin ilk defa gördüğümüz bir peynirin evsafı hakkında söz söylemekten kaçtığımız halde ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatlığıyla öteye geçiveriyoruz?
* … küçüklüğümden beri saadeti israf etmekten korkar, bir kısmını ilerisi için saklamak isterdim…
* Ne kuzuların ağzından vahşi kurt dişlerinin sırıttığını gördüm.
* Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.
Okuduğum tarih: 05 Ağustos 2012
Yazar Hakkında Bilgi= 25 Şubat 1907’de Gümülcine’de doğdu. 2 Nisan 1948’de Kırklareli’nde öldü. İstanbul İlköğretmen Okulu’nu bitiren Sabahattin Ali, Yozgat’ta bir yıl öğretmenlikten sonra, 1928 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nca Almanya’ya gönderildi. 1930’da döndükten sonra Aydın, Konya ve Ankara ortaokullarında Almanca öğretmenliği, Milli Eğitim Bakanlığı Yayın Müdürlüğü’nde memurluk ve Devlet Konservatuarı’nda dramaturgluk yaptı. 1945’te Bakanlık emrine alındı, İstanbul’da Markopaşa adlı mizah gazetesini çıkardı. 1948’de bir yazısı yüzünden tutuklandı, üç ay kadar hapis yattı. Sürekli izlendiği için yurtdışına kaçmak istedi, ancak Kırklareli dolaylarında bir kaçakçı tarafından öldürüldüğü iddia edildi. İlk yazıları Balıkesir’de Irmak dergisinde çıkan (1925/26) Sabahattin Ali, 1930’lu yıllarda öyküye gerçekçi ve yeni bir soluk getirdi. Öykü kitapları: Değirmen (1935), Kağnı (1936), Ses (1937),Yeni Dünya (1943), Sırça Köşk (1947), Halk şiirinden esinlenerek yazdığı şiirlerini Dağlar ve Rüzgar’da topladı (1934), Kuyucaklı Yusuf (1937), İçimizdeki Şeytan (1940), Kürk Mantolu Madonna (1943) adlı romanlarında, okurların gerçekliği daha derinden algılamasını sağladı. Sağlığında yayımlanmış dokuz kitabına, Varlık dergisinde tefrika edilen Esirler (1936) oyunu da eklenince on kitabı, yedi ciltlik bir külliyat halinde Varlık Yayınları arasında tekrar basıldı (1965/66). Bütün Eserleri önce Bilgi Yayınevi’nde, sonra Cem Yayınevi’nde yeniden basıldı. Öyküleri 1997’de YKY’de Bütün Öyküleri adı altında bir araya getirildi. Kürk Mantolu Madonna (1998), Markopaşa Yazıları ve Ötekiler (1998), İçimizdeki Şeytan (1998), Kuyucaklı Yusuf’un (1999), yeniden basımları yapılırken Bütün Şiirleri 1999’da yayımlandı. Öyküleri 2003’te ilk baskıları esas alınarak Değirmen, Yeni Dünya, Sırça Köşk, Kağnı-Ses-Esirler adıyla ayrı kitaplar olarak yayımlandı. Bütün Romanları’nın eleştirel basımı ise Ocak 2004’te Delta dizisinden çıktı. Ayrıca Sabahattin Ali’nin yazdığı ve ona yazılan mektupların toplandığı kitap Hep Genç Kalacağım 2008’de külliyata eklenmiştir. 1999’da Kuyucaklı Yusu (Youssouf le taciturne), 2007’de Kürk Mantolu Madonna (La Madone au manteau de Fourrure), 2008’de İçimizdeki Şeytan (Le Diable qui est en nous) Editions du Rocher tarafından yayımlanmıştır. Sindlinger-Burchartz 1991’de Kağnı’yı ( Ochsenkarren); Unionsverlag 2007’de İçimizdeki Şeytan’ı (Der Damon in uns); Dörlemann da 2008’de Kürk Mantolu Madonna’yı (Die Madonna im Pelzmantel) yayımlamıştır.
ARKA KAPAK –
‘Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarını zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum ‘Kürk Mantolu Madonna’yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum.
Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz.
Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.
Ben de Sabahattin Ali'nin kalan hikayelerini ve Romanlarını okumak istiyorum.
YanıtlaSilŞapşallığıma bak ki ablam da Kuyucaklı Yusuf iki taneymiş,göndereyim sana dedi:) Yok bizde var diye tutturdum,annem yok dedi ben var sen başkasına ver biri daha okumuş olur dedim.dün baktım ki O kuyucaklı Yusuf değilmiş.Minyeli Abdullah:)KEyifli okumalar canım.Maşallahın var:D
Sabahattin Ali'nin basılan tüm eserlerini almak istiyorum bende:)))
SilArtık kütüphanemizde olan kitapları da karıştırmamız normal, gördüğümüz, incelediğimiz kitaplar bizde de varmış kanısı uyanıyor bir süre sonra:))
Teşekkürler canım^-^
Yaşar Kemali çok okurdum eskiden.şimdilerde yaabancı yazar takıntım var.neden diye sorma bilmiyorum:)keyifli okumalar dost.sevgiler..
YanıtlaSilAra ara olur öyle canım^-^
SilÖptüm:)
selamm..prada gözlük çekilişine ben de katıldım..mail adresini görünce merak ettim kapadokyalımısın? blogunun izleyicisi oldum kitaplarla zaten aram iyidir:) seni de bloguma beklerim sevgiler www.banakalirsaboyle.blogspot.com
YanıtlaSilMerhaba,
SilKapadokyalı değilim ama o büyülü mekana aşığım diyebilirim:)
Bloguna misafir oldum.
Sevgiler^-^
Kürk Mantolu Madonnayı okuma halindeyim halen. 67. sayfadayım sanırım. Aynı satırları çizmişiz biliyor musun? :) Canım arkadasım benim, ne guzel boyle kitaplar paylaşman. öpüyorum seni ve pisicikleri! :)
YanıtlaSilAynı zamanlarda aynı kitabı okuyup aynı satırlardan etkilenmemiz ne kadar hoş. Canım güzel yorumun için ben çok teşekkür ediyorum.
SilAşkım ve Külkedisi ile seni pisicik pisicik öpüyoruz^-^:)))
blogundayım..
YanıtlaSilsende uğra olur mu?
sevgiler..
Hoş geldin.
SilHemen sana misafirliğe geldim:)
Sevgiler.
ben de Yaşar Kemal'in İnce Memed'ini okumuştum ama ortaokul yıllarımdı fazla hatırlamıyorum
YanıtlaSilgüzel alıntılar
evlat edindikleri çocuk babasını mı öldürüyor çok merak ettim
kitap paylaşımlara devam canım
şu an bende polisiye gerilim romanları okuyorum David Baldacci Koleksiyoncular bitti güzel bir kitaptı ayrıca içlerinden biri kitap koleksiyoncusu güzel bir kurgu tavsiye ederim ve bu yazarın Bedeli Ödenen Günahları aldım
Gay Hendricks ve yardımcı yazar Tınker Lindsay nin Ten in ilk kuralı oda bugün bitti yine polisiye gerilim bir de insan ilişkileri güzel anlatılmış
Jean Christophe Grange nin çoğu kitabını beğenerek okudum ,kurgusunu çok beğendiğim bir yazar ve Sisle Gelen Yolcu yeni çıkmış onu aldım yarın başlayacağım
paylaşımların insanları okumaya teşvik ediyor ben kendi açımdan öyle düşünüyorum teşekkürler canım sevgiler
İnce Memed'i ben de lise zamanında okumuştum. Çok etkilendiğimi hatırlıyorum ama tabii ki geçen onca zaman zarfında hafızam bana yine oyun oynadı ve kitabın konusunu, inceliklerini hatırlamama mani oluyor:)
SilYaşar Kemal'in söyleşisinde anlattıklarına göre evlat edindikleri çocuk sonrasında babasını öldürmüş.
D&R'da Koleksiyoncular'ı aradım ama benim baktığım mağazalarda yoktu ya da kalmamıştı.
Keşke blogunda okuduğun kitaplara da bir yer ayırsan ve bizlerle paylaşsan. Ne güzel olurdu...
Teşekkür ediyor ve sevgilerimi gönderiyorum.
Paylaşım için teşekkürler... yazarları sevdiğim halde o iki kitabıda okumamışım... Bu arada mimlendin,:) kabul edersen beklerim....
YanıtlaSilMutlu ve miyavlı günler :)
Yorumun için teşekkür ederim. Mim için teşekkür ederim.
SilGüzel günler diliyorum^-^
Sevgiler:)
Merhabalar, bugün kazandığın hadiyelerini kargoya verdim. Yalnız burada şartlar kısıtlı olduğu için (her aradığını bulamazsın) sıradan bir kutuya koydum,kusura bakma olur mu? Birde sürpriz bir hediye koydum,umarım beğenirsiniz..
YanıtlaSilŞimdiden heyecanlandım, çok teşekkür ediyorum. Rica ederim, ne kusura bakması. Aynı şey geçen ay benim de başıma geldi. Paketi adadan gönderecektim ve istediğim gibi bir paket bile yapamamıştım. O yüzden çok iyi anlıyorum^-^
SilSürpriz hediye için de teşekkür ediyorum, çok zarifsiniz.
Paketi aldığımda keyifle paylaşacağım blogumda.
Güzel günler diliyorum.
kürk mantolu madonnayı bende okumuştum ama Yaşar Kemal okumak nasip olmadı, ama çok istiyorum
YanıtlaSilBen de Yaşar Kemal'in diğer eserlerini okumak istiyorum ama kaç yıldır hala nasip olmadı^-^
Sil