Listenin 21. sırası: Ölmeden Önce Okunacak 1001 Kitap Listesinden dört kitap.
İkinci el kitabı alırken aslında Gertrude Stein'ı hiç tanımıyordum. Tamamen içgüdüsel olarak seçmiştim:)
Bu kitap yazarın en anlaşılır kitabıymış. Oldukça akıcı bir şekilde okunabilen, zamanının Paris'ini, sanat çevresini ve sonrasında savaşı ve etkilerini okuyabileceğiniz gayet hoş bir kitap.
Gertrude Stein kırk yıllık hayat arkadaşı Alice B. Toklas'ın ağzından kendi yaşamını yazmış aslında.
Gertrude Stein'ın Picasso ile olan dostluklarını, henüz kariyerlerinin çok çok başında olan çağımızın önemli ressam ve sanat insanlarını anılarda okumak bana çok keyif verdi.
Aslında yazar aynı Saramago gibi noktalama işaretlerini kullanmazmış kitaplarında. Bu kitapta öyle bir durum yoktu. Ama diğer kitaplarının edebiyat çevrelerinde pek anlaşılır bulunmadığı ve bu kitabı sayesinde daha da tanındığı söyleniyor. Her zamanki heyecanımla ilk fırsatta bu yazarın da diğer kitaplarını almak istiyorum:)
Kategori dahilinde okuduğum diğer kitaplar:
Vişnenin Cinsiyeti - Jeanette Winterson
ALİCE B. TOKLAS'IN ÖZYAŞAMÖYKÜSÜ
Yazarı: Gertrude
STEIN
Özgün Adı: The
Autobiography of Alice B. Toklas, 1933
Yayın
Hakları: Metis Yayınları
- Birinci
Basım: Ocak 1992
Çeviri: Nesrin
Kasap
- 246 sayfa
Kitaptan Alıntılar;
* ... bir
sandalye alıp insanın yaşamının içine oturmaktan çok hoşlandığını...
*
(Gertrdue Stein için) ... bir yayımcı
onun yazdığı şeylerin başını döndürdüğünü söyler. Bir başka yayımcı da onun
yazdığı şeylerden hiçbir şey anlamadığını söyler. İngiliz yazar Virgina
Woolf bile Amerikalıların Oluşumu'nun
kocası Leonard Woolf'un sahibi olduğu Hogarth Yayınevi'nde yayımlanmasına karşı
çıkar.
*
1932 yılında, altı haftalık bir süre
içinde yazılan Alice. B. Toklas'ın Özyaşamöyküsü hemen ertesi yıl New York'ta
yayımlanır ve yayımlanır yayımlanmaz da çok satan bir kitap haline gelip yazara
yaygın bir ün kazandırır.
*
1946 yılında (72 yaşında) Gertrude Stein
... Paris'te, kansere boyun eğip yaşama veda eder. Son sözleri de çok ünlüdür.
Çevresindekilere 'Yanıt neydi?' diye sorar, sonra hiçbir yanıt alamayınca
gülerek 'Öyleyse soru neydi?' der.
*
... yazarın çok sevdiği uzun tümceler...
Bu uzun tümceler çoğun yerleşik dilbilgisi kurallarına da karşı çıkar gibidir.
İki ya da üç tümcede yer alması gerektiği izlenimini veren olgu ve düşünceler,
kimileyin aralarında yeterince bağlantı kurulmadan, kimileyin de iç içe
geçirilerek tek bir tümcede sıralanıverirler. Noktalama iöleri de çoğun
bulunmaları gereken yerde değildir.örnekse konuşma bölümlerinde hiç tırnak imi
kullanmaz yazar, hiç soru imi de kullanmaz; noktalı virgül imini de anlatı
boyunca yalnızca bir iki kez kullanır.
*
Evin sahibi olan yaşlı kadın aşırı tutucu
olduğundan evlerinde elektrik kullanılmasına izin vermiyordu, bu yüzden 1914
yılına değin eve elektrik bağlanamadı...
* Picasso'nun
Gertrude Stein tablosu-
* Picasso'nun bir kezinde dediği gibi, bir şey
yarattığında, o şeyi yaratmakta öyle güçlük çekiyorsun ki sonuçta ister istemez
çirkin bir şey çıkıyor ortaya, ama aynı şeyi senden sonra yapanlar yaratma
sorunuyla uğraşmak zorunda kalmadıkları için o şeyi güzelleştirebiliyorlar,
onun için de sana öykünenlerin yaptığı şeyi herkes beğenebiliyor.
* Ne denli
yoksul, vurdumduymaz ya da para düşkünü olursa olsun hiçbir Fransız kadını ya
da erkeği evinde beslediği bir hayvanı veterinere götürmekten kaçınmaz, hepsi
de sık sık bu hayvanları veterinere götürür.
* (Gertrude
Stein) ... yıl sonu sınavları gelip çatmıştı ve o günde William James'in (Henry
James'in kardeşi) dersinden sınava girecekti. Sınav kağıdını önüne koyup öylece
oturmuş ve bit türlü yazmaya başlayamamıştı. Sonunda kağıdın üst kısmına,
Sevgili Profesör James, diye yazmıştı. Çok özür dilerim ama bugün gerçekten
felsefe konulu bir sınav kağıdı doldurmak hiç içimden gelmiyor, sonra da çıkıp
gitmişti.
Ertesi gün William James'ten bir kart almıştı, kartta,
sevgili Miss Stein, duygularınızı çok iyi anlıyorum, ben de sık sık böyle
duygulara kapılırım, diyordu. Ve kartın altına kendi dersinde verdiği en yüksek
notu yazmıştı William James.
* ... erkek
kardeşi de Isadora'nın ölüm dansını yapmıştı.
Dans kareografisinin
orijinaline sadık kalınarak Jeanne Bresciani'nin sahnelediği dansı izledim.
Isadora'nın talihsizliklerle dolu yaşamı da beni çok etkiledi.
Eşi Sergey Yesenin intihar etmiş.
Oğlu ve kızı Seine Nehri'ne yuvarlanan arabada boğularak ölmüş.
Isadora ise üstü açık bir arabadayken arabanın tekerleğine dolanan şalının boynunu kırması sonucu hayatını kaybetmiş :(
Isadora'nın talihsizliklerle dolu yaşamı da beni çok etkiledi.
Eşi Sergey Yesenin intihar etmiş.
Oğlu ve kızı Seine Nehri'ne yuvarlanan arabada boğularak ölmüş.
Isadora ise üstü açık bir arabadayken arabanın tekerleğine dolanan şalının boynunu kırması sonucu hayatını kaybetmiş :(
* Üç Yaşam...
Gertrude Stein'ı bu ilk kitabıyla ilgili olarak sevindiren bir başka şey, H. G.
Wells'den coşku dolu kısa bir mektubun gelmesi oldu.
* Otelde
buldukları tek oda hiç de rahat bir oda değildi. Etta yalnızca tek bir gece
kalacakları için duruma katlanmasını söylemişti ona. Etta, diye cevap vermişti
Doktor Gabriel, tek bir gece de yaşamımdaki bütün öbür geceler kadar önemlidir,
onun için rahat etmeliyim ben.
* Villa
Curonia'dayken Andre Gide çıkageldi. Oldukça sıkıcı bir gece geçirdik.
* Gertrude Stein
virgül kullanmanın gereksiz olduğunu, anlamın metnin özünde doğal bir biçimde
var olması gerektiğini, virgüllerle açıklanma zorunluluğunun olmaması
gerektiğini ve virgülün yalnızca insanın durup biraz soluk alması gerektiğini
belirten bir im olduğunu, oysa insanın ne zaman durup soluk almak istediğini
bilmesi gerektiğini söyledi.
* Gösterinin başlamasından hemen önce locamızdaki
dördüncü sandalye de doldu. Arkamıza baktık, sandalyede uzun boylu iri yapılı
bir adam oturuyordu, Hollandalı, İskandinav ya da Amerikalı'ydı belki de ve
üstünde önü boydan boya incecik plilerle kaplı dökümlü bir kumaştan yapılmış
bir gece gömleği vardı. Etkileyici bir şeydi bu, erkeklerin böylesi gece
gömlekleri giydiğini hiç duymamıştık bile. O gece eve gittiğimizde Gertrude
Stein 'Birinin Portresi' başlığı altında bir bilinmeyen kişi portresi yazdı.
Ertesi cumartesi akşamı Carl Van Vechten yemeğe gelecekti.
Carl Van Vechten geldi ve karşımızda bol plili ince bir gece gömleği giyen o
genç adamı bulduk, üstünde gene o gömlek vardı.
* Chicago
Üniversitesi'ne kaydolurken tam olarak nasıl bir aksan edineceğinizi de
yazıyordunuz, onlar da mezun olana değin bu aksanı size kazandırmış oluyorlardı.
İster on altıncı yüzyıla özgü bir aksan ister çağdaş bir aksan, dileğiniz bir
aksanı seçebiliyordunuz.
* (Gertrude
Stein) ... hiçbir sanatçı eleştiriye gereksinme duymaz, bir sanatçı yalnızca
övgüye gereksinme duyar. Eleştiriye gereksinme duyuyorsa gerçek bir sanatçı
değil demektir.
^-^ KEDİLER ^-^
* ... bir kedinin
tavandan yere atlayıp annesinin ödünü kopardığını...
* ... avlunun
karanlığında Cheshire kedisinin ('Alis Harikalar Diyarında' adlı yapıtta geçen,
sürekli gülümseyen kedi) gülümsemesini andıran bir gülümseme görülürdü.
* ... kırlık
yerde kanaryaların kedilere yem olacağı...
* ... onun çoğu
bir kediyle birlikte sayısız fotoğrafını çekti.
Haziran 2016
Yazar Hakkında Bilgi= Gertrude Stein (3 Şubat 1874 – 27
Temmuz 1946) modern edebiyatın öncülerinden ABD'li yazar.
Çocukluğunu
Viyana ve Paris'te geçirdi. Radcliffe Koleji'nde, felsefeci William James'dan
psikoloji eğitimi aldı. 1897'de mezun olduktan sonra, tıp eğitimi almak için,
Maryland, Baltimore'daki Johns Hopkins Üniversitesi'ne devam
etti. Fakat kısa sürede, asıl ilgi alanının edebiyat olduğuna karar verdi.
Hayatının büyük kısmını Fransa'da geçirdi. İki kişiyle evini paylaştı, bunlardan biri
erkek kardeşi Leo Stein'la 1874-1914 arasında süren, diğeri ise 1907'den
Stein'ın 1946'daki ölümüne kadar devam eden Alice B. Toklas ile
olandır. Stein, Paris'te
rue de Fleurs 27 numaradaki evini önce Leo daha sonra Alice ile paylaştı.
Hayatı süresince Stein edebiyat ve sanat dünyasından avangard sanatçılarla
ilişkileri oldu.
ARKA KAPAK –
Yirminci yüzyılın sanat ve edebiyat dünyasına öncülük
eden bir kent: Paris. Umut dolu yıllar ve umut dolu yaratıcı insanlar.
O zamanlar henüz kimsenin dönüp resimlerine bakmadığı
Picasso, Matisse, Gris, Braque; savaş yaralarıyla ölen Apollinaire; yeniyetme
bir yazar, Ernest Hemingway; biraz biraz ünlenmiş Sherwood Anderson ve daha
niceleri...
Ve hep gözlemleyen, hep edebiyat denemelerine girişen,
karizmatik kişiliğiyle bir efsaneye dönüşen öncü bir yazar: Gertrude Stein.
Yaklaşık elli yılını birlikte geçirdiği yakın dostu
Alice B. Toklas'ın ağzından yazdığı bu renkli "özyaşamöyküsü"nde,
Birinci Dünya Savaşı öncesi umut ve yenilik dönemini, savaşın yıkımlarını ve
kendi edebiyat deneylerini tümüyle kendine özgü bir tarzda anlatıyor Gertrude
Stein.
Okuma halleri fotoğraflarımı güncel olarak takip etmek isterseniz Instagram kullanıcı adım: okuyann
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder