Baykuş Gözüyle Göz Göze Sohbet:)

Dün eşim ve benim adıma çok keyifli bir gündü. Bu keyfin mimarları iki değerli insandı. Sevgili Nathalie *nam- diğer Baykuş Gözüyle* ve değerli eşi. 
Benim blog dünyası maceram henüz 2. ayını dahi doldurmadı. Ancak bu kadar kısa sürede çok güzel insanlar tanıma şansına sahip oldum. Sevgili Nathalie de blogunu sürekli keyifle takip ettiğim, paylaşımlarından, fotoğraf karelerinden ve yazı dilinden çok hoşlandığım, blog dünyasının bana kazandırdığı sanal bir arkadaşken dün bir araya geldik. 
İzlenimlerim ve duygularım beni hiç yanıltmadı, tam hayalimdeki Nathalie ile kucaklaştım. Son derece içten ve gönülden, samimi, natural, zarif, oldukça donanımlı, sohbetine doyum olmayan, çok güzel bir insan. Keza eşi de öyle. 
Birlikte zaman su gibi akıp geçti ancak bu güzel buluşma anılarımda her dem taze kalacak. 
Bize, değer verip gelmeleri ve güzel sohbetleri fazlasıyla yeterliyken öyle güzel hediyeler kopmuş ki gönüllerinden oldukça mahçup olduk. Biraz da fotoğrafla devam edeyim ve benim için çok değerli hediyeleri sizlerle paylaşayım:)


Lokumlu çikolatalar çok lezizdi ama sohbet de tadına doyulmaz kıvamdaydı:)

İstanbul'un tarihine ve dokusuna hayran biri olan ben, zevkli elleriyle seçtiği kahve takımını çok beğendim. Kahvelerimizi yudumlarken paketi açtığım için birlikte bu fincanlarla içemedik.
O yüzden bugün Fazıl'la kahve saatimizde, Nathalie; senin ve eşin için de birer kahve yaptım:) En azından gönüllerimiz birlikteydi:)

Ve benim gibi kitapların sayfa kokularına aşık, ayrıca kitap görünce içi giden ve kedilere inanılmaz sevgi hisseden *ayrıca tüm hayvan ve neredeyse tüm böceklere de* birine bundan daha güzel bir hediye düşünülemez değil mi?:)
Paketi açtığımda o kadar heyecanlandım ki görmeniz lazımdı. Çünkü daha geçen gün bu kitabı almak için ismini not etmiştim. Sevgili Nathalie sanki içimi okudu:) En kısa zamanda ben de kitabı okuyacağım:)

Minik gözüken ama benim için büyük detaylara oldum olası bayılırım. Kabartmalı baykuş çıkartmasını görüyorsunuz değil mi ne kadar hoş. İnanın beni öyle mutlu etti ki. 

Assolistler en son çıkar. Ben de en sona * tüm hediyeler benim için birbirinden değerli olmakla birlikte* zamanından bana ayırıp elleriyle yaptığı ve çok beğendiğim bilekliği sakladım:)

Benim hediye açışım biraz uzun sürer. Özenli paketleri çok severim. Önce paketin mutluluğunu yaşar ve yavaş yavaş açarım:) Çocukluğumdan beri yılbaşı geceleri, doğum günlerim vs. saatler sürer benim hediyelerimi açmam:) Şayet dün utanmasam uzun bir zaman dilimine yayıp öyle açacaktım hepsini ama kendime göre hızlı bile açtım diyebilirim:)
El emeği bilekliğin sunumunun güzelliğine bakar mısınız lütfen:) Tül bir kesecik ve çok hoş mini bir poşet. 

Bu yonca da kahve takımının paketindeki güzellik:)

Sevgili Nathalie seni ve eşini tanıdığımız için çok mutlu olduk. 
Dileğim odur ki herkes böyle güzel insanlarla tanışma imkanı bulsun. 


Tüm blog arkadaşlarım hepiniz benim için çok değerlisiniz. Bana yorumlarınızla destek verdiğiniz ve şu ekranın karşısındayken yalnız olmadığımı hissettirdiğiniz için hepinize gönülden teşekkür ederim.
Hep mutlu olun.


Ümit Yaşar Oğuzcan'ın *İstanbul Işık Işık* şiiriyle yazımı azıcık daha uzatıp herkese sevgilerimi yolluyorum:)


İstanbul rüzgar rüzgar sevdiğim
kah bir lodos, denizlerden esen
ılık mı ılık.
Kah ustura gibi deli bir poyraz
bırak saçlarını rüzgarlarına İstanbulun
bu şehirde aşksız ve rüzgarsız yaşanmaz.


İstanbul bulut bulut sevdiğim
kimi beyaz mı beyaz
ince, tül gibi
kimi katran misali kara
bulutları da insanlarına benzer İstanbul'un
inanma sevdiğim, inanma bulutlara.


İstanbul yağmur yağmur sevdiğim
kah ince ince
kah bardaktan boşanırcasına
hele bir yağmur yağmaya görsün
ölürcesine yaşanır bu şehirde sevdiğim
ve yaşanırcasına ölünür.


İstanbul deniz deniz sevdiğim
bir çakır mavi
bir camgöbeği tuzlu su
üstünde irili ufaklı tekneler
kayıklar, yelkenliler, mavnalar
kalleştir denizleri İstanbul'un sevdiğim
İstanbul kadar.


İstanbul kadeh kadeh sevdiğim
içtikçe içesi gelir insanın
sarhoşluğu tutuşup yanmaya benzer
ve bir gölgedir yalnızlık meyhanelerinde
seninle dolaşır, seninle gezer...


Ümit Yaşar Oğuzcan