Listenin 11. sırasındaki -Yasaklanmış bir kitap- kategorisi dahilinde 'Kavgam'ı okudum.
Fotoğraflarla okuma hallerime bakmak isterseniz:
Okuma Halleri, Fotoğraflarla - Kavgam / Adolf Hitler
Satış Kısıtlamaları-
Kitap, günümüzde Almanya, Fransa, Avusturya, Polonya ve
birçok Avrupa ülkesinde yasaklanmış bulunmaktadır. Kitabın yayın hakları
Bavyera hükümetinin elindedir. Bavyera hükümetinin kitabı basan yayınevleri
hakkında Türk mahkemelerinde açtığı dava sonunda, varılan karar uyarınca
kitabın yayımlanması ve satılması Türkiye'de yasaklanmıştır. Fakat Kavgam Türkiye'de
çeşitli kitapçılarda halen satılmaktadır.
İçerdiği fikirler açısında okuması zor bir kitap.
Dünya ülkelerinin tarihlerini incelediğimizde sarsıcı vahşetlerle karşılaşmak şaşırtıcı değil ne yazık ki...
Fikirler vahşi, uygulamalar vahşi, insanlar vahşi...
KAVGAM
Yazarı: Adolf
HİTLER
Orijinal
Adı: Mein Kampf
Türü: Otobiyografik
- Siyasi Manifesto-
Yayın
Hakları: Kum Saati Yayınları
Çeviren: Ahmet Çuhadur
- 611 sayfa
Kitaptan Alıntılar;
*
Babamın kütüphanesini karıştırırken,
elime askerlikle ilgili çeşitli kitaplar geçiyordu. Bunların içinde, 1870-1871
Fransız-Alman savaşının halk için yazılmış bir nüshası vardı. Bunlar
çocukluğumun ilk kitapları oldu.
* Çok fazla zaman
gerektirmeyen okul derslerinden orta kalan zamanlarda evde kapalı kalmaktansa
açık havada, güneşe çıkmayı tercih ederdim. Bugün siyasi rakiplerim Hitlerin
gençliğinde neler yaptığını ortaya çıkarmak için, çocukluk yıllarıma kadar
uzanan bütün hayatımı büyük bir titizlikle araştırdıkları zaman, bana o mutlu
günleri yeniden yaşama fırsatı verdikleri için şükrediyorum.
* ... diller mücadelesinde
özellikle çocukları kazanmak gerekir. Dolayısıyla mücadelenin ilk aşaması,
çocuğa yönelmedir.
-'Alman çocuğu, sakın Alman olduğunu unutma...'
-'Kız çocuğu, bir gün Alman annesi olacağını düşün'
* Gençlik
mücadelesini kendi silahlarıyla verecektir. Yabancı müzikleri dinlemek ve
söylemekten vazgeçecektir.
* On beş yaşıma
geldiğimde, Habsburg hanedanının vatanseverliği ile ırk nasyonalizmini
birbirinden ayırarak, ikincisine çok açık bir sevgi beslemeye başlamıştım.
* Tarih
derslerinin amacının sadece tarihleri ve olayları öğretmekten ibaret olmadığını
maalesef tarih öğretmenlerinin bile çok azı anlayabilmektedir. Mesela, bir
savaşın veya bir hükümdarın tahta çıkma tarihini öğrencinin doğru olarak
bilmesinin hiçbir önemi yoktur. Zaten önemli olan da bu değildir. Tarihin amacı
tarihi olayları meydana getiren nedenleri araştırıp öğrenmektir.
Bence tarihi bu sebeple
okumalı ve araştırmanın amacına, uygun olan özü koruyup, gereksiz ayrıntıları
unutmalıdır.
* Siyonist
Yahudilerle, Liberal Yahudiler arasındaki bu kavga bana bir müddet sonra
tiksinti vermeye başlamıştı. Bütün bunlar gerçeğe uymuyordu, tam tersine saf
bir yalandan ibaret olan bu tartışmalardan dürüstlük beklemek, bu düzenbaz
kavmin pisliğine de uyuyordu. Zaten bu halkın, ahlak ve temizlik anlayışı özel
bir şeydi. Soya karşı ne kadar az ilgileri olduğunu yüzlerine bakınca anlamak
mümkündü. Uzun palto giyen bu adamların kokusunu duydukça içime bulantı
geliyordu. Elbiseleri pislik ve kaba insanlardı.
* ... herhangi
bir sosyal ve özel hayatta ne biçimde bir pislik ve karanlık olmasın ki, ona
bir Yahudi parmağı bulaşmamış olsun.
* ... o hayasız
ve duygusuz Yahudilerin...
* Çünkü bir
Yahudi, asla bir Alman değildi.
* ... suçlu olan
işçiler değil, halkın kaderini karanlığa gömen Yahudileri duvara çivileme
zahmetine katlanmayaların ta kendisiydi.
* O zamana kadar
yeteri kadar aktif olmaktan uzak yarı kozmopolit bir hayat sürerken, bundan
böyle tutucu bir Yahudi düşmanı kesildim.
* ... ben,
yaratıcımızın mutlak olan ruhuna göre hareket ettiğime inanmaktayım. Çünkü,
Yahudiye karşı savaşırken aynı zamanda Tanrı'nın kanunları için de savaşıyorum
demektir.
* İnsanlığı
çürüten mikropları, Yahudileri de unutmamak gerekirdi.
* Yahudilerle uzlaşılmaz,
onlarla sadece şu karar verilir: Ya hep ya hiç!
* Bizim
mücadelemiz esası ırkımızın ve milletimizin hayat ve gelişmesini devam
ettirmektir. Çocuklarını doyurmak ve kanının temizliğini, vatanın hürriyet ve
bağımsızlığını korumaktır.
* İnsanlığın en
büyük düşünürlerinden biri olan Schopenhauer, gerçeği yakalayarak, sonsuza
kadar doğru olarak kalacak bir cümle içinde onları ebediyyen lanetlemiştir. O,
Yahudilere 'yalanın büyük üstadları' adını vermiştir.
* Eğer, Yahudiler
bu dünyada tek başlarına kalsaydı pislik içinde boğulurlardı ya da amansız ve
insafsız çatışmalara içinde birbirlerinin kökünü kazımaya çalışırlardı.
* Yahudinin
uygarlık karşısında yerinin ne olduğunu anlamak için, şu önemli gerçeği gözden
uzak tutmamak gerekir: Hiçbir zaman bir Yahudi sanatı görülmemiştir. Bugün de
yoktur. Özellikle güzel sanatların iki kraliçesi mimari ve müzik yeni olan
hiçbir şeyi Yahudilere borçlu değildir. Sanatta, Yahudinin meydana getirdiği
şey fikri bir hırsızlıktan başka bir şey değildir. Dolayısıyla Yahudi yaratıcı
güçle ve uygarlıklar kurma hakkı ile yüklü ırkların yeteneklerine sahip
değildir.
* Yahudi daima
başka milletlerin sırtında asalak olarak yaşamıştır.
* Yahudinin
asalak sıfatıyla başka milletlerin ve devletlerin vücutlarında yaşadığı hayat
özel bir niteliğe sahiptir.
* Yahudi, dünyayı
ekonomik yönden ele geçirmek istediği gibi siyasi açıdan da hakimiyeti altına
almak ister.
* Siyah saçlı pis
Yahudi...
* Zencileri
Almanya'ya getirenler Yahudilerdi. Hep aynı gizli amaç ve açık hedef için hala
da getirmektedirler. Nefret ettikleri beyaz ırkı melezleşmeden ortaya çıkan
piçleşme ile yok etmek, onu vardığı uygarlık ve siyaset seviyesinden indirmek
ve ona hakim olmak istemektedirler. Çünkü ırkı temiz olan, kanının gücünden
haberdar olan millet hiçbir şekilde ve hiçbir zaman Yahudiye boyun eğmez.
Yahudi ancak, bu dünyada sadece ve sürekli olarak melezlerin efendisi olabilir.
* Alman
devletinin çöküşünün, nedenlerini tetkik edecek olursak, ilk ve kesin neden
olarak ırk meselesinin ve Yahudi tehlikesinin anlaşılıp görülememesinin geldiği
anlaşılır.
* Irkçılık ise
insanlık içinde, çeşitli milletlerin değerini kabul eder. Irkçı anlayış için,
devleti ancak bir maksat saymak bir ilkedir. Bu maksat da, ırkların
varlıklarının korunmasından ibarettir. Irkçılık, onların eşitliğine asla
inanmaz. Irkçılık, dünyayı yöneten sonsuz güce uyularak, en iyinin ve en
kuvvetlinin zaferini kolaylaştırmak, kötü ve zayıf olanların boyun eğmesini
sağlamak zorunluluğuyla donanmıştır.
* Temiz ırka
mensup bir kimse akla uygun ve düzgün kararlar alırken, karışık bir kan bütün
zor anlarında şaşırır yahut yarım kararlar verir. Neticede karışık kanlı kimse,
safkan kimsenin hakimiyeti altına girer.
* Belirli bir
ırka mensup bir fert, aşağı bir ırkın temsilcisi ile birleşirse, birleşmenin
sonucu seviyenin düşmesi olacaktır. Ayrıca, aralarında yaşadıkları saf ırk
mensuplarına oranla daha zayıf bir soy meydana getirecektir.
* Yahudiler, her
zaman milletlerin ve ırkların yıkılış nedeni olmaktadır. Bir başka ifadeyle
Yahudiler, uygarlığı çöküntüye sürüklemektedir.
* ... Yahudi
kanının yayılması ile, her gün ırkımızda büyük bir yıkım oluyordu. Kanımızın
böyle zehirlenmesi asırlarca devam ederse, ancak yüzyıllar sonra
temizlenebilir. Irkımızın çöküşü sonucu, Alman milletinin üstün ırk özelliği
ortadan kalkacak, sonuçta uygarlık kurma yeteneğimiz sıfıra inecekti. İşte
bütün bunlar düşünülmeli ve Yahudilerin bu işi sistemli bir şekilde yaptığının
farkına varılmalıdır.
* Yahudiler,
Amerika Birleşik Devletleri'nin mali kaynaklarının hakimidir.
* Yahudi ırkında
daima dünyaya tahakküm emeli vardır.
- Yazım-Basım Hataları -
* Sf/13
... nafakanlar
basıyordu.
* Sf/13
... okul derslerinden orta
kalan zamanlarda
* Sf/18
... sarıp s armalayan...
* Sf/21
... birden bire
darmadağın...
Yolda babamın elli
yıl önce, kaderini değiştirmeyi başardığım düşünüyordum.
* Sf/25
Sosyal meselelerde
ilgi sahama girmiyordu.
* Sf/27
... lağımla-
rda...
* Sf/29
... satacak bir şeyi yoksa nuhtaç hale gelir.
* Sf/31
... soyunun devamın
için...
* Sf/32
... ifade etmediğini,
söyler karnını nerede doyurursa orada rahat edeceğini söyleyenlere...
* Sf/35
... mimarlığı kendim için sadece bir iş olarak düşünmüyordum
o benim için gerçek mutluluğunta
kendisiydi.
* Sf/36
... değersiz olandan ayıramazlarda.
... okumayı bırakmayı veya hiç olmazsa safyaları atlamayı da bilmezler.
... politaka sahnesinde...
* Sf/40
... aralarında siyasete
konuşulmasıydı.
* Sf/42
... çekinmedendehşet...
* Sf/45
... hayat şartları için macadele
etme...
* Sf/46
... ahlaksız iş adam
kısım kendisini...
* Sf/47
... kooporatif...
* Sf/53
... hiçde...
* Sf/55
... görünüşleri Almanların
kine...
* Sf/57
... rölü
oynamak...
* Sf/85
Araştıılıp...
* Sf/86
... milletvikili...
* Sf/116
1942 baharında...
Münih'e gittim.
* Sf/131
... yürütebeleceğimiz...
* Sf/278
... onlardafedakarlık...
* Sf/278
... başka
milletlerin vatandlarında...
* Sf/283
... kırbaçla kavmuştur.
* Sf/297
... elegeçirmek...
* Sf/336
... kelimeninifade...
* Sf/400
... herzaman...
Okuduğum tarih: 30 Ağustos
2014
* Çeviri oldukça kötüydü ve fazlasıyla yazım hataları barındırıyordu.
Yazar Hakkında Bilgi= Adolf Hitler (d. 20 Nisan
1889, Braunau am Inn - ö. 30 Nisan 1945, Berlin),
Avusturya asıllı Alman politikacı, siyasi lider, teorisyen ve devlet adamı.
1919 senesinde Alman İşçi Partisi’ne (Deutsche Arbeiterpartei;
DAP) üye olmasıyla başlayan politik yaşamı, bu partinin 1920 senesinde Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi’ne
(Nationalsozialistische Deutsche Arbeiterpartei; NSDAP) dönüşmesiyle devam etti
ve 1921 senesinde ise Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi’nin lideri oldu.
Uzun süreli bir siyasal mücadelenin sonucunda, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi
Partisi’nin 1933’te iktidara gelmesiyle Almanya şansölyesi (başbakan) ve 1934’den
ölümüne kadarAlmanya devlet başkanı olarak
görev yaptı. Devlet başkanı olduğu dönemde şansölyelik ve cumhurbaşkanlığı
makamlarını birleştirerek “Führer und Reichskanzler” unvanını kullanmıştır. Nasyonal sosyalizmin kurucusu olup,
Almanya’yı 12 yıl boyunca bu öğretiyle yönetmiştir. Bir politikacı ve asker
olmanın yanı sıra ressam ve yazar idi.
Hitler,
Almanya’da I. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan Büyük Buhran’dan
güç kazandı. Propaganda ve karizmatik bir dille, alt ve orta
tabakanın ekonomik istemlerine
ümit veriyordu; bunun yanında da belli bir seviyede milliyetçilik, sosyalizm, antisemitizm, anti-komünizm ve anti-kapitalizm de
sunuyordu. Ekonominin tekrar kurulması, yeniden silahlandırılmış bir ordu
ve totaliter ve faşist bir
rejimle; Hitler Almanya içerisindeki düzeni yeniden tesis etti ve güçlü bir
ülke yarattıktan sonra, saldırgan bir dış politika izleyerek Alman “yaşam
alanı”nı (Lebensraum)
genişletmek amacıyla Polonya’ya saldırdı. Yıldırım savaşı (Blitzkrieg) taktikleri
ve Mihver Devletleri ittifakı ile
birlikte Avrupa′nın
büyük bölümünü ve Asya’nın
bir kısmını işgal etti.
ABD’nin II. Dünya Savaşı’na Müttefiklerin tarafına
katılması ve Kızıl Ordu’nun ilerlemesi ile Alman ordusu
gerilemeye başladı. Sovyetgüçlerinin 23 Nisan 1945’te Berlin’e girmesi ile
Almanya’nın yenilgisi kesinleşmişti. Hitler; işgal altındaki Berlin’de,
eşi Eva Hitler[1][2](Eva
Braun) ile Führer yeraltı sığınağında (Führerbunker)[3] 30
Nisan 1945 günü intihar etti. Cesedi -vasiyeti üzerine- takipçileri tarafından
yakıldı. 8 Mayıs 1945’te Alfred Jodl’ın imzaladığı teslim
belgesiyle Büyük Alman İmparatorluğu yıkıldı.
Hitler’in
saldırgan dış politikası, Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesinin
ana nedeni olarak kabul edilir. Onun Yahudi karşıtı politikaları ve ırkçı
ideolojisi, aşağı ırk olarak gördüğü en az 5,5 milyon insanın ölümüyle
sonuçlanmıştır.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Adolf_Hitler
Kitap Hakkında Bilgi= Kavgam (Almanca özgün
adı: Mein Kampf), Adolf Hitler'in yazdığı otobiyografik bir kitap
ve siyasal bir manifestodur.
Kavgam,
aslen iki ciltten oluşmaktadır. Hitler bu eserin ilk cildini Kasım 1923'teki
Birahane Darbesi'nin ardından, 9 ay Landsberg Cezaevi'nde hapis yattığı
dönemde, dostu Rudolf Hess aracılığıyla yazmıştır (1924).
İlk cilt 18 Temmuz 1925 tarihinde basılmıştır. Hitler kitabın ikinci cildini
hapisten çıktıktan sonra, 1926 yılında kaleme almıştır.
Hitler,
kitaba “Viereinhalb Jahre (des Kampfes) gegen Lüge, Dummheit und
Feigheit” (Yalana, Aptallığa ve Korkaklığa Karşı Dört Buçuk Yıllık
Mücadele) ismini vermek istiyordu. Fakat kitabı basacak yayınevinin
sahibi Max Amann bu
ismin çok uzun olduğunu bahane etmiştir ve eser “Mein Kampf” (Kavgam)
ismiyle basılmıştır.[1]
Yirminci
yüzyıl siyasal tarihi açısından önemli bir yapıt olan bu eserde Hitler,
“nasyonal sosyalizm” adını verdiği dünya görüşünün açıklamasını yapar ve
amaçlarını bildirir. Hitler'in siyasal ve ekonomik tezlerinin yer aldığı,
kapitalizmin ve Marksizmin eleştirildiği bu kitap, aynı zamanda bir
otobiyografi olması nedeniyle de kıymete değerdir. Kapitalizme ve Marksizme
karşı yeni bir politik sistemin önerisi sunulmaktadır; bu bakımdan Kavgam'da
Hitler'in kendi politik kuramları yazılı haldedir. Hitler parlamenter
demokrasinin eleştirisini yapmış, milliyetçiliğin karşıtı olan
enternasyonalizmi dönemin sosyopolitik koşulları altında yermiş, Pancermenist
idealler üzerine kurulu “Büyük Almanya” hedefini açıkça dile getirmiştir.
İkinci cildin son kısımlarında, nasyonal sosyalist düzen kurulduğu takdirde
Almanya'nın Doğu Avrupa'da gerçekleştireceği politikaları açıklamış olması,
onun İkinci Dünya Savaşı yıllarında yapmış olduğu politikaların bir
önizlemesidir ve dikkat edilesidir. Hitler, Almanya'nın başta Fransa ve Rusya
olmak üzere, rakip devletlerle olan hesaplaşmalarını ve bu sorunlar hakkındaki
fikirlerini de belirtmiştir.
Kavgam,
Hitler tarafından Birahane Darbesi'nde (9 Kasım 1923) hayatını kaybetmiş
diğer partililere ithaf edilmiştir; bunlar: Alfarth Felix, Bauried Andreas,
Casella Theodor, Faust Martin, Ehrlich Wilhelm, Hechenberger Ant, Körner Oskar,
Khun Karl, Lefore Karl ve Neubauer Kurt'tur.
İçerik-
İlk
ciltte, Hitler kendi yaşamının gençlik evrelerini, siyasi görüşlerinin
oluşumundaki etkenleri, Yahudiler hakkındaki ilk fikirlerini ve bu fikirlerinin
hangi yönde, nasıl geliştiğini; neden bu düşüncelerinin oluştuğunu anlatır. Bu
bölümde savaş anıları da dahil olmak üzere kişisel anılar çoğunluktadır ve
dönemin sosyopolitik yapısı incelenmektedir. İlk cilt 12 bölümden oluşmaktadır.
İkinci
cilt ise Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'nin
parti programı ve ideal devlet yapısı üzerine yazılmış bir doktrin olmakla
birlikte, Almanya'nın ileriki dönemlerine dönük fikirlerini beyan ettiği ve
öğütler verdiği bir kitaptır. Toplumsal düzen, sosyal yaşam, ekonomik sistem,
gençliğin yetiştirilmesi, aile yaşamı, eğitim-öğretim, millet, ırk ve devlet
gibi konular hakkında fikirlerini açıkladığı bu ciltte nasyonal sosyalizmin
öngördüğü sosyokültürel ve sosyoekonomik düzeni bildirmiştir. İkinci cilt 15
bölümden oluşmaktadır.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Kavgam
ARKA KAPAK –
'İşgal altındaki topraklarımız anavatana ateşli protestolarla değil, kılıcın indirdiği zafer darbeleriyle katılabilir.
Daha önce de değindiğim gibi,
dünyanın altını üstüne getiren büyük olayların tamamı yazı ile değil, sözle
meydana getirilmiştir.
Siyasi kuruluşlar karşılıklı
çıkarlarından dolayı birbirleriyle göstermelik olarak anlaşırlar. Benim felsefi
doktrinim ve partim bu çıkar gruplarıyla kesinlikle anlaşamaz, çünkü benin
doktrinim dünyayı tekrar mutlu bir şekilde yaşatacak güce sahiptir. Böyle bir
idealde elbetteki geçici anlaşmalar söz konusu olamaz.
Beceri ve yetenek eğitimin
bir ürünü değildir. Bu yetenek kişide doğuştan vardır yani bu Tanrı'nın bir
lütfudur.'
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder