Murathan Mungan benim için çok özel bir kalem.
Özellikle 'Üç Aynalı Kırk Oda' ve 'Şairin Romanı' en özel kitaplarımdandır.
'Şairin Romanı' son yıllarda okuduğum kitaplar arasında en etkilendiğim kitaptır.
Paylaşımlarıma göz atmak isterseniz:
Şairin Romanı - Murathan MUNGAN
Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:
'Elli Parça' 2005 yılında basılmış, Mungan'ın gelecekte okurlarıyla buluşacak olan çalışmalarını derlediği elli parçadan oluşan harika bir kitap ♥
Şairin Romanı'ndan parçalarla başlıyor kitap. Şairin Romanı 2011'de piyasaya sürüldüğüne göre 6 sene önce bazı bölümleri okuyucuyla buluşmuş.
ELLİ PARÇA
Yazarı: Murathan
MUNGAN
Türü: Özel
(Hikaye, şiir, deneme, roman, oyun)
Yayın
Hakları: Metis Yayınları
www.metiskitap.com
- İlk
Basım: Temmuz 2005 (20.000)
bir 2005 kitabı
Sonraki yıllarda baskısı tekrarlanmayacaktır.
- 545 sayfa
Yazar Hakkında Bilgi= www.murathanmungan.com
Kitaptan Alıntılar;
ŞAİRİN ROMANI-
*
Uzun zamandır yaşadığı hiçbir anı aceleye
getirmemeyi öğrenmişti. Gene öyle yaptı. Ne tuhaf! İnsanoğlunun yaşamda en geç
keşfettiği şey şimdiki zamandı. İnsan içinde yaşadığı anı derinleştirmeyi
zamanla, yani zamanı azaldıkça öğreniyordu.
* Hep gölge gibi
yürürdü zaten. Bulunduğu her yerde varlığını silmeye çalışanlardandı.
* İyi şiir doğa
gibidir. En çok kullanılan kelimelerle bile şaşırtmayı başarır.
* Şairlerin
ortalığa hakim olacakları saatler herkesin uykuda olduğu saatlerdir. Gece
yarısından sonradır ve sabahın ilk saatleridir. Herkesin uykuda olduğu saatleri
kullanır şairler. Çünkü zaman hırsızıdırlar. Başkalarının zamanlarını çalarlar.
Yeryüzünün saklı zamanlarını, uykulu zamanlarını kullanırlar. Herkesin ortak
kullandığı saatlerde zaman zayıflar, güçsüz düşer. Çünkü paylaştırılmış,
bölüştürülmüş, diri tutulmuştur; ışığın ve gölgenin oyunlarından mahrum
bırakılmıştır; her şey çok aydınlıktır. Nesnelerin ve hayatın görünüşü çiğdir.
Nesneler de gizlenir, esinler de… Kelimelerin yalnızca bir anlamı vardır
gündelikte. Oysa, yerkürenin uykulu olduğu saatlerde doğa da, nesneler de
kendilerini daha çabuk ele verirler. Zamanın daha som, günün daha zayıf olduğu
saatleri kullan yeryüzüyle söyleşmek için. Sözcüklerin ilk günkü anıları en iyi
öyle anımsanır, öyle anlaşılır.
* Herkesin
yüzünde uykulu bir aydınlık vardı.
* ... ayrıntıların
tadıyla yaşadı büyün bir hayatı.
* ... eski
imparatorluk zamanlarından kalma şehrin iç kalesinin duvarlarına asılan ipekli
bezler üzerine yazılı şiir bayraklarını... Ne zaman bir şehre gitse, ilk işi
kale duvarlarındaki şiir bayraklarını görüp okumaktır.
*
Şiir, bir iç kale sanatıdır.
*
Kadının sesinde insanı yolculuğa,
yolculuklara çağıran bir keder var.
*
Gözler, büyürken gördüklerini başka türlü
saklar çünkü. İçimiz birçok şeyi bizden farklı hatırlar.
*
Yüzünde çocukluğu yarım kalmış adamlarda
görülen bir yarılma vardı. 'Yıllarca sızlamış bir yüz bu,' dedi Bendag.
'Dinmemiş bir yüz.'
*
Kağıdın dilsiz dünyası Bendag'ı her zaman
büyülemişti.
*
Bazı insanlar yaşadıkları bir deneyim
sonucu bir kerede büyür ve ondan sonra bir daha büyümezler. Erken ustaların
çoğu böyledir, kırkında ellisinde ulaşmaları gereken olgunluktaki şiirlerini
yirmili yaşlarında verdiklerinde, hayatlarının geri kalanı zor geçer.
*
Genç yaşta fazla akıl bazen insanın
yolunu erken kapatır. Yaşamışlık fazlası mı, görmüşlük fazlası mı bilmiyorum,
genç adamı erken yormuş. Yolculuğu kalmamış.
*
... zaman onun için genişleyip uzadı. Bu
duygu, içinde artık kendisinin yer almadığı bir zaman dilimini etinde, kanında,
ruhunda duymasına neden oldu. İyi sanatın, iyi şiirin bir yardımı da buydu
insana. Sizi alıp sahip olmadığınız zamanlara taşırdı; yalnız geçmişe değil,
geleceğe de...
HARİTA METOD DEFTERİ-
(uzun
yıllardır yazmayı tasarladığı otobiyografik kitap)
*
Hayat, bize görünen yüzünden
kaçırdıklarını, suçluların dünyasına saklıyordu sanki.
*
Tren sesinin birçok insanı ağlattığını
bilirim.
YEDİ KAPILI KIRK ODA-
*
Anları parlatmak sanatıdır resim.
Milyarlarca andan oluşan hayatımızı yalnızca parlaklığını koruyan kimi anlarla
hatırlarız.
Hayatımız
hatırladığımız kadardır.
*
... zamanla azalmayan, mutlaka çoğalır.
*
... düşmanını kendi bilip giyindi. Yerine
geçmediğini yenemezsin, diyerek rakibinin aklının her kuytusunu kendinin bildi.
*
O pencerenin önündeki mindere kaç hikaye
zamanının yorgunluğuyla oturup...
*
Perde ürperiyor ölümden.
*
Ortalama gözlerin neleri çok sevdiğini
iyi bilen, işinin esnafı bir oyuncu bu.
*
Kendine yerleşemeyen insanların
adımlarına benziyor adımları; hangi çağda olurlarsa olsunlar hep aynı biçimde
yürürler; zamanı delmeye çalışan bir dalgınlık içinde.
*
... kaleminden çıkan sözleri emanet
ettiği kişiler karşısında hayal kırıklığına uğrayan her yazar gibi hayıflanıyor.
*
Herkesin içindeki kişisel morgda bekleyen
birkaç ölü vardır. Hangisinin günün birinde geri döneceğini bilemezsiniz. Hem
unutmayın, bazı roller güçlerini yaşayan ölülerden alırlar.
*
Yaşamaları için yazılmaları gereken oyun
alanında bekleyen kişilere Hayalet, yazarın odasının yolunu göstererek eşlik
ediyor.
*
Yıllar yılı bunca uzağa baktıktan sonra
yakını görebilir mi artık?
STÜDYO KAYITLARI-
*
Gürcü yönetmen Sergey Paradjanov'un Sayat
Nova adlı Gürcü şairin yaşamına, şiirlerinden yola çıkarak izdüşürdüğü filmi
Narın Rengi...
*
Yoksa bunca şiiri nasıl söylerdi içim!
*
Doğuda kilise, camii gibi yapıların
duvarlarına testi gömmek eski bir adet, mimari bir gelenektir. Bu yolla akustik
sağlanır. Duvarlar sesi saklar, güçlendirir; hem kendi zamanına,
hem
zamanla başkalarına yankır.
*
Yazıdan tutulmuş falların ne zaman
çıkacağını kim bilebilir ki?
KADINDAN KENTLER-
*
Bu durumlarda mutlaka bir şey unutur,
akıl defterindeki yapılması gerekenler sırasında satır atlardı.
AŞK ♥♥-
*
Yıldızların bizim için parladığı anları
göremeyen gözlerimiz, gün gelir, hayatımızdan kayan yıldızların gömüldüğü
maziye kilitlenir.
*
... içinin yumağı çözülmüş olarak dönsün
ister.
İKİNCİ HAYVAN-
*
gece uykusuzdur
çünkü
herkes onu uyur
Insomnia
*
kaderimi yanıltmak için
yedeğiyim
kendimin
Venüs
^-^ KEDİLER
^-^
* … birbirinden sevimli bahçe kedileri onda derin
izler bırakmıştı.
*
... yaşlı bir kediyi okşar gibi okşadı
kadırganın tarazlamış gövdesini.
*
... limanın çeşidi zengin balıklarıyla
besili toraman kediler kendilerini tamamen güneşe bırakmış bir halde uzanmış
keyif çatıyorlardı.
*
Biri beyaz, biri kara, iki kedi,
birbirlerinin omzuna kollarını dolamışçasına, kuyruklarını birbirlerine
şefkatle sararak, birbirlerine dayanarak bir yola çıkmışlar.
*
Kedi gibi hareketli, değişken bir
hayvanın özel bir anını yakalamak, hele hele fotoğrafını çekmek kolay iş
değildir. Benim gibi kedisi olanlar iyi bilir, 'Ah yanımda makine olsaydı da,
şu halini görüntüleseydim', dediğiniz çok olmuştur. Siz kalkıp makineyi alana
kadar o çoktan duruş değiştirir. İyi bir kedi fotoğrafı çekebilmek için pusu
kuranların, sonsuz bir sabra ve geniş bir zamana gereksinimleri vardır. Zamanın
geniş akışı içinde kedilere özgü tipik bir anı yakalayabilmek için, ellerinde
makine, bekleyip dururlar.
*
Kedilerin özel bir anını yakalamak
gibidir kendi hayatımızdaki olağanüstü anları ve olağanüstü kişileri yakalamak.
Bazılarının gelecekte sandıkları 'bir gün...' geçmişte kalmıştır oysa.
*
Yalnızlığını seven ve onu iyi kullanan
bir hayvandır kedi.
*
Bir kedinin uykusunu teslim etmesiyse çok
güçtür.
*
Şu fotoğraftaki mışıldayan kedilerin,
nice denenmiş uykunun ortak rüyasını gördüklerini düşünüyorum.
*
Bırakın, kediciklerimin şu keyifli öğle
uykuları sürsün biraz daha.
*
Bir kedi meraklısı olarak, kedilerin her
cinsini severim elbet. Kedi beslemeyi marka merakıyla karıştıranlardır, 'İlle
de Siyam', 'İlle de İran' ya da 'Van kedisi' diye tutturanlar... Benim gözdemse
her zaman sokak kedileri, özellikle de tekirler olmuştur. Kedi olsaydım, tekir
kedi olmak isterdim.
*
... dükkan kedisini...
*
Bir kedi gibi çekildiği yerden bakıyor
gecenin sokağına.
- Yazım-Basım Hataları -
* Sf/21
... çalışır lardı.
Okuduğum tarih: 7 Ağustos
2014
Yaz okuma şenliği defterim için buraya lütfen:)
KEYİFLİ OKUMALAR...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder