Listenin 17. sırası: Hediye gelen bir kitap.
Instragram'ın bana kazandırdığı değerli arkadaşımlarımdan sevgili Ebru'nun geçen yaz hediye ettiği bir kitabı seçtim:)
Sevdiğim sanatçıları; ister yazar ister müzisyen ister oyuncu olsun normal hayatlarında pek tanımayı veya özel yaşamlarındaki hallerini öğrenmeyi pek tercih etmem. Çünkü bazen bu tarz bilmeler tamamen ters etki yapabiliyor. Çok sevdiğim, saygı duyduğum bir yazardan bir anda soğuyabiliyorum. Onlarla hayal dünyaları veya duygu üretimleriyle bağ kurmayı daha çok tercih ediyorum.
Mesela bu kitaptan James Joyce'un adını bile duymak tüylerimi diken diken ediyor. Şayet bu kitabı Ulysses'den önce okusaydım sanırım James Joyce asla okumazdım. Öyle bir antipati oluştu ki bunu kırabilmem mümkün değil artık. Oysa ki Ulysses kitaplığımın en değerlilerinden. Yazarının anormalliklerini hiç öğrenmemiş olmayı tercih ederdim.
Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:
Okuma Halleri, Fotoğraflarla - Yazınsal Yaşamlar / Javier Marias
YAZINSAL YAŞAMLAR
-Ünlü
Yazarların Gizli Yaşamları-
Yazarı: Javier
MARIAS
Orijinal
Adı: Vidas escritas, 1992
Yayın
Hakları: Can Yayınları
www.canyayinlari.com
- 1.
basım: 2008 2. basım:
Aralık 2011 (2000 adet)
Kapak
Tasarımı: Ayşe Çelem Design
Kapak
resmi: iStockphoto.com / Dmitro Kozlov
İspanyolca
aslından çeviren: Pınar Savaş
- 306 sayfa
Kitaptan Alıntılar;
* William Faulkner
- ... mektuplara olan inkar
edilemez garazı ve küçümsemesi... Ölümünden sonra hayranlarından gelen ve asla
açmadığı paket, mektup ve metin yığınları bulundu. Aslında sadece editörlerden
gelen zarfları, binbir önlemle açmaktaydı: Küçük bir parça yırtarak içinde bir
çek olup olmadığına bakıyordu. Yoksa zarf sonsuza kadar açılmadan bekleyecekler
yığınındaki yerini alabilirdi pekala.
- ... asık suratlı, ketum,
sessizliği seven biriydi ve tüm yaşamı boyunca beş kez tiyatroya gitmişti.
* Joseph
Conrad
- Yaşamının sonuna doğru,
Kent'teki evinin bahçesinin en ücra köşelerine saklanarak kağıt parçalarına bir
şeyler karalarmış, hatta bir defasında ailesine hiçbir açıklamada bulunmadan
tam bir hafta kendini banyoya kilitleyip bu mekanın son derece kısıtlı kullanım
olanaklarının tadını çıkartmış.
- En çok nefret ettiği yazar
Dostoyevski'ydi kuşkusuz. Rus olduğu, deli olduğu,kafası karışık olduğu için
Dostoyevski'den nefret ediyor, sadece adının geçmesiyle bile öfke krizlerine
kapılabiliyordu.
* Isak Dinesen
- ... frengi... bu hastalığı
evlendiği yıl kocası Baron Bror von Blixen'den kapmış ve epeyce bocalamadan
sonra nihayet boşanmıştı. Bu koca, ilk gençliğinde aşık olduğu delikanlının
ikiz kardeşiydi.
* James
Joyce
- Daha gençken bile tantanacı
ve ukala bir insandı, tüm dikkatini yazdıklarına, İrlanda'ya ve İrlandalılara
duyduğu, yaşı ilerledikçe sürekli hale dönüşen nefretine odaklamıştı.
- ... kendisinin bir dahi
olduğuna ilişkin büyüklenmelerinden ve afra tafrasından geçilmeyen...
- Basımı konusunda çekilen
büyük zorlukların ardından Ulysses nihayet çıktığında, kitabının tanıtımını
yapmak için elinden geleni ardına koymadı, öyle ki ünlü Shakespeare & Co.
Kitabevi'nin çabalarıyla çıkan kitabını, yine sözü geçen kitabevinde, birçok
kez müşteriler için paketlerken görülmüştür.
- Glokom hastalığında
mustarip olan Joyce yaşamı boyunca tam on bir kez göz ameliyatı olmuştu...
- ... mektuplardan
çıkarıldığına göre James Joyce onu dövebilmesi, ona buyurabilmesi, onun
egemenliği altına alabilmesi için karısının şişmanlamasını isterdi; ama
aşırılıkları bundan ibaret değildi, Nora'nın giymesi gereken iç çamaşırlarını
inceden inceye tanımlardı (her zaman kirli ve dışkı lekeli olmaları gerekliydi,
bu asla değişmezdi)... özetleyecek olursak James Joyce bir 'koprofil'di.
- ... Joyce'un kitaplarına
malzeme çıkarmak için Nora'yı ... sorguya çeker... 'Peki o adam ... elini ya da
ellerini eteğinin altına soktuğunda, seni sadece üstten mi okşadı, yoksa
parmaklarını içine soktu mu? Yaptıysa amının sonundaki o küçük tümseğe dokundu
mu? Seni arkandan da elledi mi? Sen gelene kadar elledi mi? Ona dokunmanı
istedi mi? Yaptın mı? Elleşmediyseniz, sana yaslanıp da boşaldı mı, bunu
hissettin mi?' Bir de şuna bakın: 'Bu gece seni tuvalete kapanmış kendini
tatmin ederken hayal ettim. Nasıl yapıyorsun? Ayakta durup duvara yaslanıyor ve
giysilerinin altına elini sokup önünü mü mıncıklıyorsun, yoksa tuvalete oturup
eteğini kaldırarak, donunun kıyısından parmaklarını içeri sokarak mı
hallediyorsun? Peki canın sıçmak istemiyor mu? Hep bunu merak ediyorum.
Sıçarken mi boşalıyorsun, yoksa önce işini halledip sonra mı sıçıyorsun?
- ... kendi kızı Lucia'nın
akıl hastanesine yatırılması gerektiğinde...
* Giuseppe
Tomasi di Lampedusa
- ... yaşamöyküsünün en
hüzünlü tarafı dünyaca ünlenen biricik romanı Leopar'ın yayımlanmasıdır; çünkü
yaşamındaki sıra dışı tek olay budur; o da ölümünden sonra ... on altı ay
geçtikten sonra meydana gelmiştir.
- Hemen hemen tek harcaması
ve lüksü kitaplar olması...
- Karısının söylediğine göre
'yolunun üstünde hoşa gitmeyecek bir şey görürse kendini dizeleriyle
avutabilmek için' Shakespeare'in bir cildini yanına almadan evden ayrılmazmış.
- ... yazar olduğunu
bilmemesine karşın tüm yazarlar gibi sıra dışı ve takıntılıydı.
* Henry
James
- 28 Şubat 1916'da, yetmiş
iki yaşında, halüsinasyonlar görmesine neden olan uzun bir hastalığın sonucunda
öldü. Bu halüsinasyonlardan birinde kendisini Napoleon sanarak iki mektup dikte
ettirdi.
* Arthur
Conan Doyle
- Yıllarca Sherlock Holmes'a
yazılmış mektuplar alır.
* Robert
Louis Stevenson
- Çok cömerttir, özellikle
Define Adası'nın kazandığı başarıdan sonra, ihtiyaç içindeki arkadaşlarına para
göndermek uğruna pek çok kez kendi rahatından vazgeçmiştir, sonradan bu
arkadaşların bazılarının hiç de ihtiyaç içinde olmadıkları ama bunu Stenson'a
söylemeyi bir biçimde unuttukları ortaya çıkar.
* İvan
Turgenyev
- Annesi Varvara Petrovna
zalimlikte kendi annesinden hiç de aşağı kalmaz, kölelerinden 'kulları' olarak
söz eder ve onlara çok kötü davranır. ... Hizmetçilerinin işlerini ihmal
edeceklerini düşünerek çocuk sahibi olmalarına izin vermezdi, tüm önlemlere
rağmen talihsiz bir yavru dünyaya gelecek olursa havuza atılarak boğulur,
ebeveynleri de kovulurdu. Oğulları Nikolay Ve İvan'a da daha farklı davranılmazdı,
her iki çocuk da neredeyse birer yetişkin oluncaya dek dayak yemiştir.
* Thomas
Mann
- ... gözlerini genç
erkeklerden alamadığı...
- Yusuf ve Kardeşleri adlı
dörtlemesi...
- İki kız kardeşiyle,
babasından daha mütevazi ve çoktan unutulmuş bir yazar olan oğlu Klaus intihar
eder.
* Vladimir
Nabokov
- ... insan sevmez biri
olarak ün kazandı.
- Kardeşinin 1945'te
Hamburg'da, İngiliz casusu olduğu suçlamasıyla gönderilmiş olduğu toplama
kampında açlıktan ölüşünü aşırı bir ciddiyetle anlatır. 1922 yılında, Berlin'de
bir konferanstan çıkarken iki faşist tarafından öldürülen babasından biraz daha
duygulu bahseder. Katillerin hedefi konuşmacıdır aslında ama Nabokov'un babası
araya girer, birini yumruklarıyla yere yıkar ama ötekinin kurşunlarıyla can
verir.
* Rainer
Maria Rilke
- Her iyi şair gibi Rilke de
sadece hayvanlarla değil yıldızlarla, toprakla, ağaçlarla, tanrılarla, anıtlarla,
resimlerle, kahramanlarla, madenlerle, ölülerle (özellikle de genç ve aşık
ölenlerle) durmadan konuşur; çevresindeki insanlarla biraz daha az iletişim
kurar.
- Her fırsatta yazdığı 'y'
harfini çok sevdiğini biliyoruz...
* Malcolm
Lowry
- ... doğal sayılan
sarhoşluklarının, yangınların, akıl hastanelerine ve kısa süreli de olsa arada
bir hapse girip çıkmalarının; üç aşağı beş yukarı gerçek sayılabilecek intihar
girişimlerinin yanı sıra, yaşamının sonuna doğru iki kez her şeye karşın
kendisini terk etmeyen karısı Margerie'yi boğazlamaya kalkışmıştı. ... bir
defasında neredeyse deney yapar gibi, yani önceden düşünmeden bileklerini
kesmiş, Acapulco'dayken de yüzerek geri dönemeyeceği kadar açılmıştı Pasifik
Okyanusu'nda.
- 27 Haziran 1957'de Ripe
beldesinde, kırk sekiz yaşına basmasına bir ay kala öldü. Kocasıyla ettiği
kavganın ardından Margerie cin şişesini yere fırlatır, şişe tuzla buz olur.
Lowry karısına vurmaya kalkışınca Margerie kaçıp bir komşusunun evine sığınır,
ertesi sabah kendi evine döndüğünde kocasını yerde ölü bulur... Margerie;'nin
yaklaşık elli uyku ilacının hepsini içmiştir Lowry.
* Madam du Deffand
- Manastır okulunda okurken
arkadaşlarına dinsizlik hakkında vaazlar verdiği için...
- ... ilk sevgilisi kral
naibi Philippe d;'Orleans'ın aracılığıyla toplu seks alemlerine katılır.
- ... her zaman kayıtsız ve
zaman zaman da zalim olabilen mizacı...
Walpole'a yazdığı bir mektubu
şöyle bitirir: 'Ah! Önemli bir haberi unutuyordum. Voltaire ölmüş, ne günü ne
de saati biliniyor, kimileri dündü diyor kimileri de bir önceki gün... İdrar
zorluğunun sancılarını yatıştırmak için aldığı afyonu fazla kaçırmış, ben zayıf
mekanizmasına zaferlerinin fazla geldiğini de eklerdim.' Tüm yaşamı boyunca
dostluk ettiği ve mektuplaştığı, 'Sadece Madam du Deffand'ın ayaklarına
kapanabilmek içim canlanmak isterdim,' diye yazmış olan birinin ölümünü haber
vermek için fazlasıyla soğuk bir üslup.
* Rudyard
Kipling
- ... mesafeli, asosyal,
içine kapanık ve görünür bir nedeni olmasa da mutsuz bir adam izlenimi
uyandırır.
- ... en büyük kızı altı
yaşında yaşama veda etti... Aradan yıllar geçtikten sonra Kipling'in oğlu John
cephede kayboldu...
- Bazı açıklamalarının
kendisine pek yardımcı olduğu kesinlikle iddia edilemez, örneğin 'savaşın
sonunda hiç Alman kalmaması gerektiğini' söylemiştir.
* Arthur
Rimbaud
- Dönemin tanıklarına göre,
Rimbaud hiçbir zaman giysilerini değiştirmiyor iğrenç kokuyor, yattığı yataklar
bile bitle doluyor, sürekli içiyor (tercihen apsent), yanına yaklaşanlar
hakaret ve kabalıktan başka bir şey görmüyorlardı.
- Attal adında biri şaire
yaklaşarak okuması için şiirlerini vermiş, Rimbaud şöyle bir göz attıktan sonra
güzel bir kaligrafiyle itinayla yazılmış, ölçülü, tertemiz sayfaların üzerine
tükürmüştü.
- Kendisini iki kötü
alışkanlığa adamıştır: İçki ve sodomi (makattan cinsel birleşme, hayvanlarla
cinsel birleşme, çocuklarla cinsel ilişki ya da oral cinsel ilişki gibi çeşitli
cinsel eylemlerin tümünü ya da bazılarını belirtmek için tarih, edebiyat ve
hukuk alanlarında kullanılan terim.)
- Rimbaud Verlaine'a şunu
der: 'Ellerini masanın üzerine koy. Bir deney yapmak istiyorum.' Verlaine güven
içinde ellerini uzatır, Rimaud bir bıçak çıkararak arkadaşının ellerini
yaralar. Verlaine öfkeyle kafeyi terk eder ama Rimbaud arkadaşını izleyerek onu
yeniden bıçaklar.
* Djuna
Barnes
- ... her türlü ses,
dikkatini dağıtarak onu sinirlendirir.
* Oscar
Wilde
* Yukio
Mişima
-
Mişima Japonya'nın modernleşmesi ve geleneksel değerlerini yitirmesine karşı
sert bir muhalefet tavrı gösterdi ve samuray değerlerini
savundu.
25
Kasım 1970'de Mişima ve beraberindeki Tatenokai üyelerinden dördü Japonya
Silahlı Kuvvetlerinin Tōkyō'daki Ichigaya Kampını ziyaret etmişler, komutanı
sandalyesine bağlamışlar ve İmparatorluğun haklarının yeniden tesis edilmesi
için hazırladıkları manifestoyu ve taleplerini okuduktan sonra Mişima seppuku
(geleneksel Japon intihar biçimi) yaparak intihar etmiş, Tatenokai üyelerinden
Hiroyasu Koga ise intiharın tamamlanması için Mişima'nın başını kılıçla
kesmiştir.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Yukio_Mi%C5%9Fima
* Laurence
Sterne
- Tristam Shandy
Beyefendi'nin Hayatı ve Görüşleri
- Londra'da, 18 Mart 1768'de,
elli dört yaşında ölür.
- Gömüldükten birkaç gün
sonra cesedi, Sterne'ün de öğrenim gördüğü Cambridge'teki bir anatomi
profesörüne satılmak için çalınır. Anlatılanlara göre, tam anatomi dersi
başlayacakken profesörün derse tanıklık etmeleri için çağırdığı iki
arkadaşından biri yanlışlıkla ölünün yüzünü örten örtüyü açar ve Sterne'ü
tanır.
* Lady
Hester Stanhope
- ... ata yan oturmaz, o topraklarda
kadınlara yasak olduğu üzere, erkek gibi bacaklarını açarak biner.
- Cun'da labirenti andıran
bir tür kale inşa ettirir. İçi gizli geçitlerle ve odalarla dolu bu mekanda,
Avrupa'da gerçekleşmekte olduğunu düşündüğü sayısız devrimden kaçan, ... gelip
de ona sığınacak olan renkli kişilikleri ağırlamak niyetindeydi. Gerçekten de
çok sayıda kaçağı ağırladı ama ne renkliydiler ne de Avrupalı. O çatının altı
kötü ve ahlaksız davranışları yüzünden ailesinden kopanların, miraslarından
yoksun kalanların ve tüm bölgede arananların sığınağı oldu.
- 1939 yılında, altmış üç
yaşında öldü. Cesedini onu ziyarete giden iki Doğulu dostu buldu. Kalesinde
yapayalnızdı, otuz yedi çalışanının hepsi de ortadan yok olmuş ve içinde öldüğü
yatağa kadar her şeyi götürmüşlerdi.
* Vernon
Lee
- Violet ya da Vernon'un
kendisinden on bir yaş büyük yarım kan ağabeyi Eugece Lee-Hamilton diplomatik
bir görevle Buenos Aires'e gönderilmemek için bir sinir krizi geçirmiş,
ardından yiri yılı kendini eve kapatıp bir yatağa ya da koltuğa uzanmış halde,
kolunu bacağını oynatamadığını iddia ederek ve seyrek olarak bir-iki dize
karalayarak...
- 1935 yılında yetmiş sekiz
yaşında ölür. Son yıllarında tümüyle sağırdır...
* Adah
Isaacs Menken * Violet
Hunt
* Julie de
Lespinasse * Emily
Bronte
^-^
KEDİLER ^-^
* ... 'çevresinde
olup bitenle ilgilenmeyen iri bir kedigili' andıran bir havası vardır.
* Yaban kedisi
Vernon Lee
* O bir yaban
kedisidir çünkü!
ŞUBAT 2016
Yazar
Hakkında Bilgi= Javier Marias, 20 Eylül 1951 yılında
İspanya’nın başkenti Madrid’de doğdu. Babası İspanyol filozof Julian
Marias’tır. Javier küçük yaşlarda yazmaya başladı. Daha 14 yaşında iken kısa
hikâyeler yazdı. Javier 26 yaşında iken annesi hayata gözlerini yumdu.
Madrid Üniversitesi’nde İngilizce romanları
İspanyolcaya çevirdi.
1983 ve 1985 yılları arasında Oxford Üniversitesi’nde
İspanyol Edebiyatı ve çeviri dersleri verdi.
Yarın Savaşta Beni Düşün, Beyaz Kalp-Suçluluk Duygusu
Kalpleri Beyazlaştırınca, Ufkun Öte Yanı, Yazınsal Yaşamlar ve dünyaca ünlü 3
ciltten oluşan seri kitabı ”Yarınki Yüzün”.
”Yarınki Yüzün” adlı seri kitabın birinci cildi ”Yarınki
Yüzün 1 Ateş ve Mızrak”, ikinci cildi ”Yarınki Yüzün 2 Dans ve Rüya” ve sonuncu
cildi olan üçüncü cildi ise ”Yarınki Yüzün 3 Zehir, Gölge, Veda”
Birçok ödül kazanan İspanyol yazar Javier Marias’ın
aldığı bazı ödüller ise; 1996
Prix Femina Étranger, 1997 Uluslararası Dublin Edebiyat Ödülü, 2010 Amerika
Edebiyat Ödülü, 2011 Avrupa Edebiyatı Dalında Avusturya Devlet Ödülü, 2013 Prix
Formentor
http://www.bilgebilir.com/javier-marias-kimdir/
ARKA KAPAK –
İspanyol romancı ve deneme
yazarı Javier Marías, birçok ülkede büyük ilgi gören Yazınsal Yaşamlar'da, ünlü
yazarların kısa yaşam öykülerini sevecen ve saygılı, ama bir hayli de alaycı
bir yaklaşımla sunuyor okurlara.
Faulkner ve Conrad'dan James Joyce ve Henry James'e, Arthur Conan Doyle ve Robert Louis Stevenson'dan Turgenyev ve Thomas Mann'a, Rainer Maria Rilke ve Malcolm Lowry'den Rimbaud ve Oscar Wilde'a, Mişima'dan Laurence Sterne'e, pek çok yazarı, gerçeklerden sapmadan nerdeyse birer roman kişisine dönüştürüyor, onların gizli dileğinin bu olduğu inancıyla.
"Gelip Geçen Kadınlar" bölümünde, sıradışı yaşamlarıyla ilgi odağı olmuş ya da büyük yazarlara esin vermiş kadınlar anlatılıyor. Kitabın sonunda ise, Marías, kendi kartpostal koleksiyonundan seçtikleri eşliğinde, en sevdiği yazarların pozlarını, havalarını, yüz ifadelerini eğlenceli bir bakışla yorumluyor. Yazınsal Yaşamlar, gerçek bir edebiyat şenliği.
Faulkner ve Conrad'dan James Joyce ve Henry James'e, Arthur Conan Doyle ve Robert Louis Stevenson'dan Turgenyev ve Thomas Mann'a, Rainer Maria Rilke ve Malcolm Lowry'den Rimbaud ve Oscar Wilde'a, Mişima'dan Laurence Sterne'e, pek çok yazarı, gerçeklerden sapmadan nerdeyse birer roman kişisine dönüştürüyor, onların gizli dileğinin bu olduğu inancıyla.
"Gelip Geçen Kadınlar" bölümünde, sıradışı yaşamlarıyla ilgi odağı olmuş ya da büyük yazarlara esin vermiş kadınlar anlatılıyor. Kitabın sonunda ise, Marías, kendi kartpostal koleksiyonundan seçtikleri eşliğinde, en sevdiği yazarların pozlarını, havalarını, yüz ifadelerini eğlenceli bir bakışla yorumluyor. Yazınsal Yaşamlar, gerçek bir edebiyat şenliği.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder