* Joe Sacco belgesel çizgi romanı Filistin'i hayata geçirmek için olayların tam göbeğinde Filistin hattında, Filistinlilerin yaşam koşullarına birebir şahit olarak, onların gözünden bakar tüm yaşananlara. Bir süre Filistinlilerin evlerinde - ne kadar ev diye nitelenebilirse- konuk olur. Onların acılarını, maruz kaldıkları aşağılanmaları, korku dolu yaşamlarını birinci ağızdan dinler. Olaysız, şiddetsiz gün geçmez oralarda. En doğal insani haklardan bile muaf, her türlü haksızlık ve acıya bağışıklılık kazanmış bir şekilde hayata tutunma mücadelesi veren ailelerin dramlarını dinlemek bile dayanilmaz... Iş imkanları, özgürlükleri, evleri, gelecekleri, umutları ellerinden alınmış insanlar... Her günlerine korku hakim... Ölüm, şiddet... * Çok çok etkileyici... Okurken kimi yerlerde çok zorlandım. * Joe Sacco bu kitabıyla 1996'da Amerikan Kitap Ödülü'nü kazanmış. * Edward Said'in beş sayfalık sunumuyla başlıyor kitap.
* Kitabı okuduğum zamanlarda (Eylül 2017) üç kitap beni çok etkiledi: 1- Çernobil Duası - Geleceğin Tarihi / Svetlana Aleksiyeviç 2- Kuyruk / Basma Abdel Aziz 3- Filistin / Joe Sacco 📚
Kitap yorumlarıma güncel olarak ulaşmak isterseniz Instragram hesabım okuyann ^-^
Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:
Okuma Halleri, Fotoğraflarla * Filistin / Joe Sacco
FİLİSTİN
Yazarı: Joe SACCO
Orijinal
Adı: Palestine
Türü: Çizgi
Roman
Yayın
Hakları: İthaki Yayınları
- 1.
Baskı, İstanbul / Aralık 2009
Çeviri: Hilal
Zeybek
- 287 sayfa
Kitaptan Alıntılar;
* Maus - Hayatta
Kalanın Öyküsü / Art Spiegelman
* Kudüs Ağlama
Duvarı
https://www.youtube.com/watch?v=d3XtHKkcLB4
* Kibbutz Sistemi
http://www.celebialper.com/ulkeler/israil-filistin/kibbutz-sistemi-nedir.html
* ... genellikle
bir çatışmadan sonra askerler ambulansları takip edermiş, acil serviste
yaralıları sorguya çekmek için...
Askerler canlarının istediğini yapar, diyor, ameliyathaneye
maskesiz girer, ziyaretçileri sorguya çeker, kan verenlere bağırırlarmış, hatta
bir seferinde başhekimi dövmüşler. Diğer çalışanlar da, askerlerin
ambulansların önünü kestiklerini, yaralıları ameliyathaneden alıp
götürdüklerini anlatıyorlar.
* 1948'i
anlatmama gerek var mı? Siyonistlerin, nüfus dağılımını değiştirip şimdiki
Yahudi devletini kurmak için Arapları söylentilerle, tehditlerle, katliamlarla
kaçırdıkları bilinen bir şey.
Tabii, mültecileri savaşın doğal sonucu gibi düşünmek
işimize geliyor. Ama işin aslını sorarsanız, Filistinlilerden kurtulma fikri,
Theodor Herzl'in modern Siyonizm'i inşa ettiği 1800'lerde bile gündemdeydi: 'Bu
meteliksiz topluluğa ülkemizde iş vermeyip, komşu ülkelerde onlar için iş
imkanları yaratarak onlardan kurtulmalıyız.
* Toplam 13
aileye ait 70 zeytin ağacını kestiler.
Zeytin ağaçları bizim ekmek kapımız... Yağıyla yemek
yapıyoruzi, satıp kıyafet alıyoruz.
İyi bir ağaç senede 20-30 litre yağ verir...
İsrailliler bizim köydekilere İsrail'de çalışma izni
vermiyor...
... İntifadanın ilk dört yılında İsrailliler 120.000 ağacı
köklediler.
* Devamlı
askerler geçiyormuş... okulda insanları kovalayor, ateş ediyorlarmış... 500
öğrenci için çok kötü bir ortam... Peki ya öğretmenler için? Bir tanesi daha
geçen gün okula gelirken askerler tarafından dövüldüğünü söylüyor.
...
Klinikte sadece iki doktor çalışıyormuş; üstelik biri geçici
olarak oradaymış. ... Günde 300 hastaya baktıkları oluyormuş.
* İdari
tutuklama, herhangi bir yargılama olmaksızın verilen altı aylık hapis cezasının
ismi... Daha sonra altı aylığına uzatılabiliyor... sonra altı ay daha... altı
ay daha... habire yeniden... Bu adamların suçlarını da söylemek isterdim, ama
hiçbiri bir şeyle suçlanmış değil...
* Bir Filistin
Fıkrası-
Biri CIA'den, biri KGB'den, biri de Şin Bet'ten (İsrail) üç
gizli servis ajanı bir ormanın kıyısında yürüyorlarmış. Ağaçların arasında
kaybolan bir tavşan görmüşler ve hangisinin tavşanı daha hızlı yakalayacağı
üzerine iddiaya girmişler. İlk CIA ajanı gitmiş, 10 dakika sonra tavşanla
beraber geri dönmüş... Tavşanı salmışlar... KGB ajanının yakalayıp getirmesi 5
dakika sürmüş... Şin Bet ajanı istifini bozmamış. 'Bu da bir şey mi? Tekrar
salın', demiş. Şin Bet ajanı tavşanın peşinden gitmiş. Diğer iki ajan beklemeye
başlamış. Beş dakika geçmiş... 10... 20... 40... 'Bir terslik oldu herhalde',
demişler. İsrailli meslektaşlarını aramak için ormana girmişler. Uzun süre
ormanın derinliklerinde yürümüşler. En sonunda bir bağırış çağırış duymuşlar...
Sesi takip edince bir açıklığa çıkmışlar... Şin Bet ajanı bir eşeği
tokatlayarak 'Tavşan olduğunu kabul et!, Tavşan olduğun kabul et!', diye
bağırıyormuş.
* Gazze'de her
gece sokağa çıkma yasağı var... 750.000 Filistinli akşam 8, sabah 4 arası
evlerinde hapis... 3,5 yıldır İsrail'in emri böyle... (1992 şubat itibariyle).
* İsrail, Batı
Şeria'nın suyunu Yahudi yerleşimlerine pompalıyor ve Filistinlilere suyun
sadece %17'si kalıyor. Gazze'de su kaynaklarının %35'i İsrail'in kontrolünde.
Yerleşimlerde kuyuların 200
metre derinde olması yüzünden sığ Arap kuyularında
tuzluluk artmış durumda. Tuzlu su sadece içene değil, ürünlere de zarar
veriyor...
* Isınma imkanı
yoktu... İsrail 65.000 kişinin yaşadığı kampın elektriklerini kesmişti...
Fatura ödeyen çok az kişi olduğu için toplu cezalandırma...
^-^
KEDİLER ^-^
* Ekranda Tom ve
Jerry birbirlerini kovalarken...
Yazım- Basım Hataları-
* Sf/ 81
... neden tutuklanmağını...
* Sf/ 171
... sadace...
* Sf/ 228
arkılardan sonra...
Okuduğum tarih: Eylül 2017
Okuduğum tarih: Eylül 2017
Yazar Hakkında Bilgi= Joe Sacco Malta'da doğdu. Oregon Üniversitesi'nde gazetecilik okudu. İşgal Altındaki Topraklar'la ilgili Filistin, 1996'da Amerikan Kitap Ödülü'nü kazandı. Bosna'daki günlerini anlattığı çizgi romanı Güvenli Bölge Gorajde ise 2001 yılında Will Eisner Ödülü'ne layık görüldü. Joe Sacco'nun Washington Monthly Time ve Harper'a dergilerinde yayımlanan çalışmaları da bulunmaktadır.
ARKA KAPAK –
Filistin, Birinci
İntifada’nın devam ettiği 1991-92 yıllarında, Joe Sacco’nun Batı Şeria ve Gazze
Şeridi’ndeki Filistinlilerle geçirdiği iki aylık dönemi içeriyor. Sacco, İşgal
Altındaki Topraklar’daki gündelik hayatı, Filistinlilerin mücadelelerini,
aşağılanmalarını ve mahrumiyetlerini gözler önüne sererek anlatıyor. Ancak,
duygusal açıdan ağır olan bu karmaşık konuyu alışılageldik biçimlerden farklı
bir şekilde, çizgi roman öykücülüğünü röportajlarla birleştirerek bizlere
sunuyor. Sacco’nun, Filistin deneyiminin can alıcı noktalarını aktaran
unutulmayacak görsel tasvirlerine muhteşem bir kavrayış ve kayda değer bir
mizah anlayışı eşlik ediyor.
“Etkileyici... alışılmadık bir özgünlüğe sahip, siyasi ve estetik bir eser.”
Edward W. Said
“Sacco’nun Filistin’i, baskı ve uzun bir işgal altındaki hayatların özünü dokunaklı bir biçimde kavrıyor. Her sayfası, işgalin farklı yönlerini –ölümler, yaralanmalar, idari tutuklamalar, bürokratik tacizler, ölüm mangaları, zorla el koyulan topraklar, işkence vb.– ele alan bir makaleye eşdeğer. Sacco elindeki malzemeyi büyük bir tutku, kavrayış ve ustalıkla sunuyor.”
Naseer H. Azuri
“Filistin... bir dâhinin başyapıtı...”
World Art
“Belli ki Sacco bu işi kaptı. Baş döndürücü sayfalara ve sağlam bir ritme sahip eserini ustalıkla işlemiş.”
Art Spiegelman, Maus’un Pulitzer Ödüllü yaratıcısı.
“Etkileyici... alışılmadık bir özgünlüğe sahip, siyasi ve estetik bir eser.”
Edward W. Said
“Sacco’nun Filistin’i, baskı ve uzun bir işgal altındaki hayatların özünü dokunaklı bir biçimde kavrıyor. Her sayfası, işgalin farklı yönlerini –ölümler, yaralanmalar, idari tutuklamalar, bürokratik tacizler, ölüm mangaları, zorla el koyulan topraklar, işkence vb.– ele alan bir makaleye eşdeğer. Sacco elindeki malzemeyi büyük bir tutku, kavrayış ve ustalıkla sunuyor.”
Naseer H. Azuri
“Filistin... bir dâhinin başyapıtı...”
World Art
“Belli ki Sacco bu işi kaptı. Baş döndürücü sayfalara ve sağlam bir ritme sahip eserini ustalıkla işlemiş.”
Art Spiegelman, Maus’un Pulitzer Ödüllü yaratıcısı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder