21 Mayıs 2012 Pazartesi

Masumiyet Müzesi - Orhan Pamuk

Kitaplar, her daim yanımda olan kadim dostlarım benim. Yeri gelir mutluluğuma, neşeme, sevincime ortak olurlar, yeri gelir buhranlarıma, üzüntülerime ilaç olurlar. Sözün özü her ruh halimde yanımda olmalarından ve beni, beynimin içine üşüşen düşüncelerden bambaşka diyarlara götürmelerinden çok memnunum.
Biliyorsunuz, teyzemi sonsuzluğa uğurladık ve cumartesi günü de son yolculuğunu yaptı. Dün ise, üzgün ama yerine kavuşmasından ötürü huzurlu, garip bir ruh haliyle dolandım durdum evde. Aslında kelimenin tam manasıyla dolandım da denemez çünkü cumartesi günü fena bir şekilde düştüm ve sol kol ve bacağımda ağrılar sürüyor.
Kısa tatilimizden önce Masumiyet Müzesi'nin son 100 sayfası kalmıştı okunacak ve dün bitirdim. 



Bu kitabı ya çok beğenenler olmuş ya da hiç hoşlanmayanlar. Ben çok uçlarda değilim ancak romanın baş kahramanlarından Kemal'in takıntılı hali beni çok fazla sıktı (- belki son zamanlarda bulunduğum ruh hali içerisinde de böyle hissetmiş olabilirim -).
443. sayfada başlayan -BAZAN- bölümünü neden bilmem çok beğendim. 
Kitapla paralel ilerleyen müzesini kurma fikri beni ilk dile getirildiğinden beri çok heyecanlandırıyordu. 28 Nisan 2012'de Masumiyet Müzesi açıldı, henüz görme fırsatım olmadı ancak sevgili Nathalie gitmiş, görmüş ve bizler için paylaşmış:) Okumak isterseniz bloguna misafir olabilirsiniz.
Ben de, Kemal'in takıntılı hallerini okurken ona sinirimden içtiğim iki sigaramın izmaritini siz müze severler için blogumda sergiliyorum:)))
Masumiyet Müzesi'nin sitesi de burada.



MASUMİYET MÜZESİ

Yazarı: Orhan PAMUK
Yayın Hakları: İletişim Yayınları
-         1.Baskı: İstanbul, Eylül 2008 (100.000)
-         2.Baskı: İstanbul, Eylül 2008 (100.001 – 150.000)
-         3.Baskı: İstanbul, Aralık 2008 (150.001 – 153.000) / özel ciltli baskı
-         4.Baskı: İstanbul, Eylül 2010 (153.001 – 156.000)
-         5.Baskı: İstanbul, Aralık 2010 (156.001 – 159.000)
-         6.Baskı: İstanbul, Haziran 2011 (159.001 – 162.000)
-         7.Baskı: İstanbul, Aralık 2011 (162.001 – 165.000)
-         586 sayfa

Yazar Hakkında BilgiBurada

Kitaptan Alıntılar;

        * Dikkat zekanın bir parçasıdır.

        * Aslında kimse, onu yaşarken hayatının en mutlu anını yaşadığını bilmez. Bazı insanlar kimi coşkulu anlarında hayatlarının o altın anını şimdi’ yaşadıklarını içtenlikle (ve sık sık) düşünebilir ya da söyleyebilirler belki, ama gene de ruhlarının bir yanıyla bu andan da güzelini, daha da mutlu olanını ileride yaşayacaklarına inanırlar.  Çünkü özellikle gençliğinde, hiç kimse bundan sonra her şeyin kötü olacağını düşünerek hayatını sürdüremeyeceği gibi, insan eğer hayatının en mutlu anını yaşadığını hayal edebilecek kadar mutluysa, geleceğin de güzel olacağını düşünerek daha iyimser olur.
        Ama hayatımızın, tıpkı bir roman gibi artık son şeklini aldığını hissettiğimiz günlerde, en mutlu anımızın hangisi olduğunu benim şimdi yaptığım gibi hissedip seçebiliriz. Yaşadığımız bütün anlar içerisinde neden bu anı seçtiğimizi açıklamak da, kendi hikayemizi bir roman gibi yeniden anlatmayı gerektirir elbette. Ama en mutlu anı işaret ettiğimizde, onun çoktan geçmişte kaldığını, bir daha gelmeyeceğini, bu yüzden bize acı verdiğini de biliriz. Bu acıyı dayanabilir kılan tek şey, o altın andan kalma bir eşyaya sahip olmaktır. Mutlu anlardan geriye kalan eşyalar, o anarlın hatıralarını, renklerini, dokunma ve görme zevklerini bize o mutluluğu yaşatan kişilerden daha sadakatle saklarlar.

               * ‘Her akıllı insan hayatın güzel bir şey olduğunu, amacının da mutlu olmak olduğunu bilir.’
          ‘ Ama sonra yalnızca aptallar mutlu olur. Nasıl izah edeceğiz bunu?’

* Mutluluğun sahile vuran dev bir dalga gibi ağır çekimle içimde büyüdüğünü, bütün geleceğime bir zafer duygusuyla vurmak üzere olduğunu derinden hissettim.

* Sanki midemden başlayarak bütün karnımda keskin asitli sıvılar birikiyordu, sanki yakıcı ve yapışkan küçük deniz yıldızları iç organlarıma yapışıyordu.

* Kesik parmağımın kanı bir türlü dinmiyordu. Kanımdaki aşk zehrinden olabilir miydi bu?

* Acımın içine iyice girdiğimde, yani küçük asit bombaları kanımın ve kemiklerimin içinde sanki havai fişekler gibi patlarken…

* … aklımın kimi zaman büyüyen, kimi zaman küçülen önemli bir parçası, sürekli ona takılmıştı ve bir matematikçi gibi söylersem, toplam acı zaten hiç azalmıyor, umutlarımın tam tersine, hala artıyordu.

* Kedi sevmeyen bir kadın zaten erkeğini mutlu edemezJ

* … tarihin ve zamanın genişliğini, kendi önemsizliğimi hatırlardım.

      Okuduğum tarih:  20 Mayıs 2012

28 yorum:

  1. Ayşimcim merhaba.
    Öncelikle başın sağolsun. Sizlere uzun ömür ve sabır versin.

    Ben kitabı çok beğenenlerdenim. Müzeyi henüz görmedim, ama müze kitabını okumaya başladım.
    BAZAn kısmına bu akşam tekrar gözatacağım.
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Zeynepcim,
      Allah (c.c.) razı olsun.
      Müze kitabından senin blogunda haberim oldu:) İlk fırsatta okumak istiyorum ben de.
      Sevgiler.

      Sil
  2. * ‘Her akıllı insan hayatın güzel bir şey olduğunu, amacının da mutlu olmak olduğunu bilir.’
    ‘ Ama sonra yalnızca aptallar mutlu olur. Nasıl izah edeceğiz bunu?’

    ne kadar doğru Ayşim.

    ya şuna ne demeli : Kedi sevmeyen bir kadın zaten erkeğini mutlu edemez. Eeee bizim durum nolcek ? ben hiç kedi sever olmadım da :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elçiye zeval olmaz:) Ben yazarın yazdıklarının yazarıyım:)))
      Sevgiyle kalın.

      Sil
  3. öncelikle geçmiş olsun canım kol ve bacağın iyidir inşallah ,bir doktora görünsen iyi olurdu şişlik varsa sakın sıcak suyla ovalama tam tersi soğuk su kullan,acil şifalar canım
    bir önceki yayınında da demiştim ,bu kitabı okurken herhalde sıkılanlardan olurdum,müzenin inşaat halindeyken kısa bölümlü anlatımlı bir belgesel gibi bir program vardı TRT de fazla bakamadım
    insan yaşadığı şehirde nasıl olsa iki adım yanımızda bir gün gideriz diyerek çok şeyleri erteliyor ,aslında ertelememek lazım
    umarım gider ve görürsün verdiğin linkede bir bakayım
    kendine çok çok iyi bak canım ,sağlıklı sıhhatli günler diliyorum
    öptüm sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlgin için çok teşekkür ederim Fatoşcum. Ara ara ağrı yapıyor ve sızlıyor ama ben inatla ilaç içmemek için direniyorum:) Buz koyuyorum bazen.
      İnşallah canım, gitmeyi istiyorum ilk fırsatta.
      Sana da sağlık, huzur ve mutluluk diliyor ve çok çok öpüyorum:)

      Sil
  4. Canım böyle zamanlarda Teyzeni tanımasamda ,ne yazacağımı bilemem.Sanırım bu durumum babamı zamansız kaybettiğimden .Onun ölümünü kabul edememiş,ölümü ona yakıştıramamış onu uğurladıktan sonra bir dönem geri geleceğini düşünerek kendimi kandırmıştım...23 yaşımdaydım.Allah sana ve diğer yakınlarına sabırlar versin,Allah rahmet eylesin nur içinde yatsın.Çok öpüyorum,sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nur içinde yatsın baban Nuraycım. Rabbim sana ve sevdiklerine sağlıklı bir ömür nasip etsin.
      Babayı kaybetme acısını ben de çok küçük yaşta yaşadım, 13 yaşındaydım. Son zamanlarında hastanedeydi ve bir gün evdekiler konuşurken yoğun bakıma alındığını duymuştum. Çocuk aklımla sevinmiştim, yoğun bir bakım yapıyorlar, demek iyileşiyor diye düşünmüştüm.
      Sevgilerimle canım.

      Sil
  5. Ben bu kitabı çıktığı zaman hemen okumuştum, üstünden yıllar geçti yani. Şimdi müzenin açılmasıyla kitap da tekrar gündeme geldi, hatırlamak hoş oldu.
    Kitaba bayılmamıştım, ama genel olarak fena değildi. Müze fikri ise çok güzel. Keşke İstanbul'da olsam da gidebilsem...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de açıkcası kitap hakkında biraz arada kalanlardanım. Ne çok beğendim ne de hiç beğenmedim diyebilirim.
      Umarım bir gün yolunuz düşer buralara ve ziyaret edebilirsiniz.
      Sevgiler.

      Sil
  6. Ayşimcim kitabı okuyup, bitirmene sevindim:)
    Beğendiğin bölüm benim için de değerli düşüncelerin gizli olduğu bir bölümdür ayrıca müze ile ilgili okuyucularını benim bloguma yönlendirmen büyük incelik, çok çok teşekkür ederim:))
    Yüreğin hep ferah, keyfin yerinde olsun arkadaşım;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Zeynep'in blogunda gördüğüm müze kitabını almak istiyorum, sırada o var:)
      Rica ederim canım, güzel bir paylaşım yapmışsın, ilgilenenlerin de görmesini istedim.
      Çok sağ ol.
      Sevgilerimle.

      Sil
  7. başın sağolsun, böyle zamanlarda ne denir bilemem.
    Orhan Pamuk hiç okumadım. Ama hep merak etmişimdir. Masumiyet Müzesi'ni de tabi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Allah (c.c.) razı olsun.
      Ben en çok İstanbul ve Yeni Hayat kitaplarını beğendim. Onları da okuyabilirsin:)
      Sevgilerimle.

      Sil
  8. Canım düşmenin acısını ve omzumdaki ağrıyı henüz bende atlatamadım. Seni çok iyi anlıyorum, çok geçmiş olsun :(

    Malesef ben bu kitabı henüz okumadım. O kadar çok şey duyuyorumki hakkında, seninde anlatımından sonra artık okumanın vakti geldi sanırım..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok sağ ol Aslıcım. İkimizde kazazede olduk:)
      Ben şimdi Savaşçı Kediler'i okuyorum, bayıldım kitaba:)))

      Sil
  9. geçmiş olsun canım..umarım iyisindir..teyzeciğinide allah rahmet eylesin,mekanı cennet olsun inşallah..

    bu kitabı merak ediyorum bende..bir göz atmalıyım belki..

    sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ediyorum canım.
      Allah (c.c.) razı olsun. Rabbim hepimizin kayıplarını nur içinde yatırsın inşallah.
      Sevgiler.

      Sil
  10. Başın sağolsun canım.Kitaplar gerçek dostlarımız.Onların içinde kayboluyoruz yada kendimizi buluyoruz. Geçmiş olsun ağrılarının çabuk geçmesini dilerim.Sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Allah (c.c.) razı olsun. Çok teşekkürler.
      Kitaplar olmasa kimi zaman dertlerden sıyrılmak bu kadar kolay olmazdı.
      Sevgilerimle.

      Sil
  11. Okuyancım öncelikle teyzene Allahtan rahmet diliyorum, nur içinde yatsın ve sana çok geçmiş olsun, düşmüşsün ama inşallah şimdi iyisindir. Ben kitabı beğenenlerdenim ama müzeyi henüz göremedim, çok merak ediyorum, bu arada biz müze severler için sergilediğin izmaritler beni çok güldürdü:)) sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ediyorum Erencim, Allah (c.c.) razı olsun. Arada sızlıyor ama daha iyiyim.
      İzmarit detayıma ilk yorum senden geldi, çok sevindim:)))
      Müzeyi ben de çok merak ediyorum. Bakarsın aynı günde gideriz, ne güzel olur:)
      Sevgilerimle.

      Sil
  12. Başınız sağolsun :( masumiyet müzesini bende okudum bazı yerleri benide sıktı ama yine güzel bir kitaptı çok merak ediyorum müzeyi .inş görme fırsatım olur .sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Allah (c.c.) razı olsun.
      Haklısınız, bazı yerlerde ben de çok bunaldım. Kemal'in takıntıları fenalık geçirtti bana:)
      Müzeyi ben de çok görmek istiyorum.
      Sevgiler.

      Sil
  13. Çok geçmiş olsun.Masumiyet Müzesini ben de okuyamadım.Annem okuyup beğenmişti.Arkadaşına verdi okusun diye:) Ne gelen var ne giden:( Neyse okurum elbet birgün:) Acil şifalar diliyorum:)Kedi sevmeyen kadın erkeğini mutlu edemezden kasıt acaba erkeklerin de kediler gibi sevgiye ilgiye bakıma muhtç olmalarında mı:) Biraz bencil ,yaramaz zaman zaman inatçı olmalarından mı acaba:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler canım.
      Ah, o gidip de gelmeyen kitaplar. Çok yaşadım ben de:)
      Kedi ve erkek arasında kurduğun bağlantıya bayıldım:)))
      Sevgilerimle.

      Sil
  14. İyileştin umarım. Kırık var mıydı?
    Kitap okumalarına bayılıyorum, biraz da bana bulaştır:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşmemden beri bugün ilk kez daha fazla ağrımaya başladı. İlaç içmemek için direniyordum, bugün ilk kez ağrı kesici aldım, ağrıyı kesmesini bekliyorum. Kırık yok şükür ama doktora gitmediğim için tam ne olduğunu da bilmiyorum aslında:)
      Arada mola veriyorum bazen haftalarca kitap okumaya ama sanırım şu sıralar zirve yaptı okuma arzum:)))

      Sil