22 Temmuz 2012 Pazar

Bin Yüz Bir İnsan * Aret Vartanyan

Kişisel gelişim üzerine yazılan kitaplardan genelde özellikle uzak dururum. Açıkcası pek haz etmiyorum.
Ama bu kitap biraz farklı. Kendini tanıma ve iç sesine kulak verme aşamaları, rahat okunan, güzel mesajlar içeren bir romana dönüştürülmüş. Okurken bir kaç sene önce farkına vardığım ve hayatıma geçirdiğim yeniliklerin bir sağlamasını yapmış oldum.




BİN YÜZ BİR İNSAN
Yazarı: Aret VARTANYAN
Yayın Hakları: Butik Yayıncılık
www.butikyayincilik.com
-         2011
-         352 sayfa

Kitaptan Alıntılar,

* Yalnız değilsin. Milyarlarca insan senin durumunda. Önce kendileriyle savaşıyorlar.
Kendileriyle kavga ediyorlar. Dışarıdan daha karmaşık içerisi. İçerideki savaşın yansımaları dünyayı bu hale getirdi. Roller, kimlikler, zihin, beden, öz, hepsi birbirine karıştı. Ruhlar yaralı… Parça parça, bütünden uzak, her yanı başka bir yana uçuşan ruhlar…

* Yaşadığımızı zannediyoruz; yaşadığımızı sandığımız yalanın da gerçekliğini yaşıyoruz. Sonuçsuz bir tırmalayış. Her defasında duvara toslayacağımız, aynı hayatı tekrar tekrar yaşayacağımız döngüden, çıkamayacağımız, adına ‘hayat’ dedikleri bir yolculuk bizimkisi.

* Ruhlarımızdaki yırtıklar kanıyor.

* Vücudumuzdaki fazlalıkların, yaşamımızdaki fazlalıklar ya da yaşanmamışlıkların yansıması olduğunu okumuştum. Neredeyse bütün hastalıklar gibi, zihnimizde doğanlar bedene yansıyor.

* Çalıştığın saatle verimlilik arasında bir bağlantı yok. Kimisi bir iki saatte kimisi on saatte aynı işi yapar.

* Ruhundaki çizikler fay hattına dönüyor. Derin derin yırtılıyorsun. Oluk oluk akıyorsun, başkalaşıyorsun. Yaralar kabuk bağlayıp döküldükçe nasırlaşıyorsun. Duygularından soyutlanıyorsun.

* İnsan yapamayacağı hiçbir şeyi hayal etmez. Hayal ettiğin, senin ulaşılabilir gerçeğinden başka bir şey değil.

* Hayallerin ve onları yaşama kararlılığın kadar varsın.

* Hermann Hesse ‘Bozkır Kurdu’

* İnternetten okumak varken, basılmış gazeteyi okumak eskimiş haberleri okumak gibi bir şey.

* Hayallere su sıkan itfaiyeciler…

* Dünyaya bir çift göz arkasından bakıyorsun. O iki gözün gördükleriyle, yorumladıklarıyla dünyayı yorumluyorsun, tanımlıyorsun. Şu anda önümdeki masanın üzerinde onlarca göz var. Taksicinin, köylü çocuğun, fabrika bekçisinin, ünlü bir şarkıcının, mahkumun, imamın, papazın, hahamın, Ermeni’nin, Rum’un, Yahudi’nin, Kürt’ün, Alevi’nin…
Aynı anda 10 kişi aynı yere bakarken, o yerde 10 ayrı gerçeklik doğar. Senin gerçekliğin, senin kaderini yaratır. Sonuçta dünyayı, kendin gibi algılarsın. Bundan sıyrılabildiğin gün de gerçekten ‘gerçek’ ile tanışırsın.

* Zaman seni yanıltmasın. Zaman senin bildiğin gibi işlemiyor. Hatta biliyorum, bana deli diyeceksin ama senin 10 yıl sonraki halinle, 10 yıl önceki halin ve şimdiki halin aynı anda yaşıyor. Birbirinden kopuk, parça parça, uzak değil, bir arada.

* Bir dakika düşün, eğer karnın doyuyorsa, gece korkusuzca uyuyabiliyorsan, sağlıklıysan, sevdiklerin varsa dünya nüfusunun en şanslı % 5’inin içindesin. Dünya her dakika açlık sınırında yaşayacak 115 bebek doğuyor. Her dakika 16 kişi AIDS oluyor. Her dakika 17 çocuk sıtmadan ölüyor. Her dakika miyonlarca işçi 0,005 doların altında kazanıyor. Her dakika 127 insan öldürülüyor.
Duşta suyu açık bıraktığın 5 dakikada dünya üzerinde onlarca çocuk susuzluktan ölüyor. Akşam yemeğinde fazla gelenleri çöpe dökerken ya da masanda fazla gelen yiyecekleri garson toplarken daha fazla çocuk açlıktan ölüyor.

* Bir düşün, günlük hayatında ne kadar çok sayıda amaçsız, hedefsiz cümle kuruyorsun. Dedikodu yapıyoruz, başkaları hakkında konuşuyoruz, enerjimizi harcıyoruz. Ağzından çıkan sözcüklerin bir sözleşme olduğunu unutma.
Karısına sinirlenen bir adamın, ‘Bu kadın beni kanser ediyor,’ demesi bile gereksizdir ve kansere davetiye çıkarır.

* Bazen bazı şeyler olması gerektiği için olur ve sen farkında olmazsın. Mesela hedefin kendi işini kurmak ileride ve çok para kazanmak. Şu anda çalıştığın işyerinden çıkartılıyorsun. İşten çıkartılmak kötü bir şey. Ve belki de o sırada, bir fırsat yakalayacaksın ya da erkenden projeni hayata sokacaksın, bir de bakmışsın işten çıkartılman, hedefine ulaşmanın yolunu açmış. Bazen bir şeyler senin istediğin gibi sonuçlanmadığında, bu senin iyiliğin için olabilir. İşten çıkartılman o gün için kötüydü ama sonuçta aslında senin için iyi olanmış. Dolayısıyla her zaman ‘her şey yolunda’ diyebilmen için, gerçekten yukarıdaki süreçleri tamamlamış ve kendini akışa bırakmış olmalısın.

* Para bir araçtır. Hiçbir zaman amaç olamaz, olduğu an senden uzaklaşır. Sen, gerçekten ürettiğinde, yapmak istediğini yaptığında para seni bulur. İnsanların en çok parayı hobilerinden kazanmasının nedenini açıklar bu. Hobini yaparken, sonuç kaygısı olmadan en iyiyi yaratırsın, kendin olursun. Sevdiğin işi, sana uygun olarak yaparak aynı şey olur.

* Yaşamımdaki fazlalıklardan kurtulurken, kendimle geçirdiğim zaman arttı. Sosyalleşmek adına arkadaşlık kurduğum çoğu insanla görüşmemeye başladım. Bunları yaşarken aklımda Hermann Hesse’nin Bozkır Kurdu karakteri canlanıyor. Yaşamın kalitesi artarken, çevrendeki kuru kalabalık azalıyor.
Duygularımı takip ettikçe, kendimi anlatmaktan vazgeçiyorum. Kendimle barıştıkça etrafımdakilerin sayısı azalıyor.

* Bugüne kadar kaç kez isteklerimi erteledim. Hep bir şeyleri daha fazla istediğim için. Defalarca kredi kartı borcum yükselmesin diye tatillerimi, görmek istediğim yerleri erteledim. Ve her seferinde kredi kartı borçlarım yine tavan yaptı.

* - Denize ilk çıktığımda çok karaladım, sonra bıraktım.
    -Neden?
    - Hayatın kendisi kitap. Kitabı okurken yazmanın anlamı ne?

* Dışarının gürültüsü, içimdeki gürültüyü bastırdıkça, içimdeki isyaqn, içindeki ihtilal daha yıkıcı oluyor.

* Entelektüel seviye, donanım arttıkça kadının bedeni üzerinde çalışması da azalır.

* Aslında her an sıfır kilometre. Her an, birbirinden bağımsız.

* Diyelim ki, sen doğuştan sanatçı ruhlu, yaratıcı bir insansın. Hatta birazda tembel bir insan ol. Ailenin senden beklentileri farklı olsun. Okullara gidiyorsun, sonra bir sınav sisteminden geçiyorsun ve belki nasıl olduğunu sen de anlayamadan ya da hamurunu unutarak finans sektörüne yoğunlaşıyorsun. Bankacı oluyorsun. Sen iş bitirici bir insan değilsin, rakamlardan hoşlanmıyorsun. Bir şekilde özüne, yeteneklerine aykırı yaşıyorsun. Kendine yabancılaşıyorsun.
İki seçenek var. Ya kendi varoluşunla mücadeleye dönüşecek ve bir türlü dikiş tutturamayacaksın. Ya da girdiğin yolda derinleşecek, her geçen gün kendine biraz daha yabancılaşacaksın. Ve bir gün kendinle yüzleşmek zorunda kalacaksın. Oysa senden, benzersiz bir ressam ya da fütürist doğabilirdi. Bir şans sana verilmedi ama kendine şans tanımamış ve hala da tanımıyor olabilirsin.

* Bedenin, zihnin ve ruhun… Hepsini besliyor musun? İnsanlık bugün beden odaklı yaşıyor. Zihnini, ruhunu unutuyor. Üç boyutuna da sahip çıkabilecek misin? Eğer çıkamazsan denge bozulur.

* İçsel yoksulluğunu gidermedikçe, o içindeki boşluk, arayış bitmeyecek, bitmez. Karun kadar zengin de olsan, dünyayı yöneten adam da olsan böyle… Başarılarına, elde ettiklerine rağmen ruhunda aynı eksiklikleri hissetmiyor musun? Zirvedeyken de acı çekmiyor musun, zirvedekiler de çekmiyor mu? Sen daha iyi bir otomobilin olmadığı için üzülüyorsun ya da otomobil olmadığı için, diğeri Porsche yerine Ferrari’si olmadığı için ya da o varsa teknesi olmadığı için üzülüyor. Başbakan, cumhurbaşkanı olamadığı için, 100m. Şampiyonu dünya rekorunu kıramadığı için, evi olan müstakil evi olmadığı için… Muhtemelen müstakil evi olduğunda da, semtini beğenmeyecek ya da bir de yazlık olsaydı diyecek. Böyle olunca, yapabildiklerinin, başardıklarının tadını da alamıyorsun ki…
Başka biri kentin karmaşasından kaçıp bir sahil kasabasında yaşamanın hayalini kuruyor. Yerleştikten sonra da bir bakıyor, aslında onu zinde tutan, istediği şey şehrin ritmi, temposuymuş.
Elbetteki beklediğimiz gibi sonuçlanmayan kararlar alacağız. Ama öncesinde mümkün olduğunca istediğimiz şeyi deneyimlemeye çalışmakta sonsuz yarar var. Örneğin, Porsche hayali kuran birinin, bir test sürüşü yapması ya da Bodrum’da çiftlik hayatını düşleyen birinin, bir süre bir çiftlikte kalması gibi.

^-^ KEDİLER ^-^

* Kedi ile kaplanın birlikteliğini gördüm.

* Karşımda kedisi kucağında, rengarenk giyinmiş bir kadın var.

-Yazım-Basım Hataları:)-

* Sf/ 61
Şık (Aşık) olduğun kadın için de aynı şey geçerli değil mi?

* Sf/ 63
Fazla ve yanlış . (nokta) kullanımı.

·      Sf/ 250
Onlara gore (göre) gelebilir de…

* Sf/ 252
Böylelikle yalnızlık senin uzağımda (uzağında) kalıyordu.

* Sf/ 299
Kadı (kadın) erkekle işi bittiğinde başka bir erkeği seçer.

* Sf/ 318
Sen bu aynada bri (bir) keramet var sanıyorsun.

* Sf/ 332
Neslihan (iyi de kitapta Neslihan diye bir karakter yok… ve o sırada birlikte olduğu, kalede zaman geçirdiği kişi Nalan…) cebinden fotoğraf makinesini çıkartıyor.
 Okuduğum tarih: 22 Temmuz 2012

 ARKA KAPAK –

Birkaç kitabın arkasını çevirip bakıyorsun ve yine kendini arıyorsun. Yaşamında yapmak isteyip de yapmadığın ya da yapamadığın ne kadar çok şey var. Oysa istemediğin birçok şeyi yaşadın ve yaşamaya devam ediyorsun. Peki ya sen kimsin? Gerçekten ne istiyorsun?

Seni tanıyorum. Kırgınlıklarını, hayal kırıklıklarını, hayellerini, yaşadıklarını ve yaşayacaklarını biliyorum. Çünkü, elinde tuttuğun bu kitabı sen yazdın.

Her gün onlarca role girerken, kendi kuklalarımızı yaratıyoruz. Kendimizden yarattığımız, günlük hayatta oynattığımız onlarca kukla. Her rolün bir kuklası var.
Bir insanın, bin farklı yansıması…

Bir bedende kaç kişisin?

Bu kez benim yaşadıklarımda seni anlattım.

Seni, bugüne kadar yaşamadığın bir yolculuğa davet ediyorum.
Bittiğinde dünya bambaşka olacak.
Bu sefer kendin için bir şey yap. Hiç değilse bir kez bu kadar düşünme…

Eğer istersen benimle gel.

Konu kitapsa kitap çekilişimi hatırlatmamak olmaz:))) Burada:)

10 yorum:

  1. ayşımım kitaplarla ilgili paylaşımların gerçekten cok güzel bu kitaptan alıntılarına bayıldım iç geçirerek okudum inan..antalya güzel şehir ama sıcak :)

    YanıtlaSil
  2. Hımmmm dedim okudukça kitaptan alıntıları... Okunmalılar listesine girdi haydi hayırlısı, teşekkürler paylaşım için

    YanıtlaSil
  3. Ben de kişisel gelişim kitaplarını okumayı sevmiyorum, genelde para kazanmak için yazılmış oluyorlar ne dilleri bir şeye benziyor ne anlatımları; ama yaptığınız alıntılardan gördüğüm kadarıyla bu kitap okumaya değer.
    Paylaştığınız için teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  4. Ben de hiç hoşlanmıyorum kişisel gelişim kitaplarından:) Beğeneceğin bir tane bulmana sevindim ben yine de şansımı zorlamayayım:D

    YanıtlaSil
  5. ben de senin gibiyim kişisel gelişim kitaplarını sevmem ,ön yargılı davranıyor muşuz her kişisel kitap aynı olmuyormuş
    herkes iftar telaşında müşteriler çekildi ben de bu güzel alıntılarını sesli bir şekilde okudum gerçekten dediği gibi bu kitabı san ki ben yazmışım gibi ,çoğu şeylerin farkındayız insan ne garip bir yaratık yaptığı davranışları sorgulayabiliyor en azından ,çoğu zaman doğru yapmaya çalışıyor
    isteklere gelince gerçekten sonsuz
    güzel kitap canım sevdim iyi ki okumuşsun
    öpüyorum :),sevgiler

    YanıtlaSil
  6. :) ben de pek haz etmiyorum kişisel gelişim kitaplarından senin gibi:) bu kitap farklı demişsin gerçi:)

    YanıtlaSil
  7. yazdığım gittimi acaba sayfa yenilendi bir şeyler oldu:S

    YanıtlaSil
  8. Değerli yorumlarınız için hepinize çok teşekkür ediyorum.
    Hayırlı ramazanlar ve güzel günler sizlerle olsun.
    Sevgiler:)

    YanıtlaSil
  9. Nasıl bu kadar hızlı okuyabiliyorsunnnnn :) Şaşmakla birlikte özeniyorum bolcaaa :)

    YanıtlaSil