22 Ekim 2015 Perşembe

Tarihe Geçen Hazırcevaplar - Akın Alıcı * Güz Okuma Şenliği 2015

Sevgili Pinuccia'nın düzenlediği 'Güz Okuma Şenliği' okuma listeme buradan ulaşabilirsiniz.

Listeni 22. sırası: Kendinizin belirleyeceği bir temaya uyan dört kitap.
-Kitaplığımdan gözüm kapalı, rastgele seçtiğim kitaplar.

Kategori dahilinde okuduğum bir diğer kitap:

Hayallerimin Kitapçısı - Petra Hartlieb



Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:


TARİHE GEÇEN HAZIRCEVAPLAR
Derleyen: Akın ALICI
Türü: Kişisel Gelişim
Yayın Hakları: Elma Yayınevi
-   1-4. Basım Epsilon Yayınevi
-   Yenilenmiş 5. Basım Mayıs 2011                   7. Basım Eylül 2013
-   294 sayfa


 Kitaptan Alıntılar;

       * Albert Einstein (1879-1955) -
         
         - 'Ben gelecek için hiçbir endişe duymadım. O yeterince hızlı geliyor.'

        * Benjamin Franklin (1706-1790) -

         - Fırtınalı bir akşam, oğlu ile birlikte havalandırdığı uçurtma deneyi sonucunda elde ettiği bilgilerle paratoneri buldu.

        * Abraham Lincoln (1809-1865) -

         - 'Köle olmayacağım gibi, köle sahibi de olmayacağım. İşte bu benim demokrasi fikrimdir.

         - bir gazeteciyle röportajında, söz fiziksel görünümüne geldiğinde Lincoln şu cevabı vermiştir:
         'Ben doğduğumda çok güzel, sarışın, mavi gözlü bir bebekmişim. Fakat hastanedeki hemşireler yanlışlık yapıp beni çirkin bir bebekle değiştirmiş.'

         - 'Düşmanlarınızı yok etmek dururken, onlara dostça yaklaşmanızı anlamıyoruz.'
         'Düşmanlarımı dost etmekle onları zaten yok etmiş olmuyor muyum?'

         - Başkanlık seçimlerindeki rakibi Douglas, Lincoln'ü ikiyüzlülükle suçlar. Her fırsatta kendi görünüşüyle dalga geçen Lincoln, bir seçim konuşmasında rakibine şu cevabı verir:
         'Eğer benim Bay Douglas'ın iddia ettiği gibi iki yüzüm olsaydı şu gördüğünüz yüzü kullanır mıydım hiç?'

         - Bir insanın karakterini test etmek isterseniz ona yetki verin.

        * Winston Churcill (1874-1965) -

         - Düşen bir çığda hiçbir kar tanesi kendisini olup bitensen sorumlu tutmaz.

        * Diogenes (Diyojen, MÖ 412-323) -
        
         - Neden iki kulağımıza karşılık bir dilimiz var biliyor musunuz? Çok dinleyelim, az konuşalım diye.

         - ... İmparator ... bazen bu büyük fıçıda yaşayan filozofu ziyarete gider.
         Bir gün bu ziyaretlerden birinde güneşlenmekte olan Diogenes, İmparator İskender ve adamlarının geldiğini görür. Güneşlenmeye devam eden ünlü filozofun zor koşullarda yaşadığını gören İskender 'Dile benden ne dilersen!' der.
         Diogenes, ihtiyacının bulunmadığını söyleyecekken o anda aldığı en büyük zevki engelleyen İmparator'a, tarihe geçen şu cevabı verir:
         'Gölge etme başka ihsan istemem!'

         - Filozof Diogenes'e çevresindekiler 'İhtiyarladınız. Artık bundan sonra dinlenmeniz gerek' der.
         Diogenes, 'Niçin?' diye sorar, 'Eğer koşucu olsaydım, koşunun sonuna doğru yavaşlamam mı gerekirdi? Yoksa tam tersine, bütün gücümşe koşmak zorunda mı kalırdım?'

        * Mevlana Celaleddin Rumi (1207-1273) -

         - Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır.

        * Nasreddin Hoca (1208-1284) -

         - Şehir mezarlığında bulunan türbesinin yanları açık fakat kapısında kocaman bir kilit var. Nasreddin Hoca, kendisini ziyarete gelenleri bu hoş sürprizle karşılıyor ve mizah dolu kişiliğini oldukça iyi yansıtıyor. (Konya-Akşehir)
          
        * Sokrates (MÖ 470-399) -
        
         - Dine yenilikler getirmeye çalıştığı, gençliğin ahlakını, düşünsel yaklaşımlarını ve toplumun huzurunu bozduğu gerekçesiyle suçlandı. Çıkarıldığı mahkemede kendini savundu, ancak 281'e 220 oyla suçlu bulundu ve baldıran zehriyle ölüme mahkum edildi.

         - Ölüm cezası okunduğunda karısı gözyaşlarını tutamayarak:
         'Beni asıl kahreden haksız yere bu cezaya çarptırılman' der.
         Sokrates ise şöyle karşılık verir:
         'Eğer bu kararlarında haklı olsalardı, asıl o zaman üzülmen gerekirdi.'

         - Bir tek şey biliyorum, o da hiçbir şey bilmediğim.

        * Büyük İskender (MÖ 356-323) -
        
         - Büyük İskender'in yanına gelen bir fakir, ondan bir şey alamayınca ısrar eder:
         'Az bir şey olsun ihsan etmez misiniz?'
         'Az şey vermek bana layık değildir.'
         'O halde çok ihsan ediniz.'
         'O da sana layık değildir.'

        * Napoleon Bonaparte (1769-1821) -
        
         - Tarihte özellikle askeri zekasıyla adından söz ettiren Napoleon Bonaparte, son yıllarında aldığı yenilgilerin ardından tahtından indirilerek sürgüne gönderildi.

        * Yavuz Sultan Selim (1470-1520) -
        
         - ... yapacağı seferleri hep gizli tutardı. Yine böyle bir sefer hazırlığı sırasında vezirlerinden biri ısrarla seferin nereye yapılacağını sorunca padişah şöyle der:
         'Sen sır saklamasını bilir misin?'
         Vezir beklediği cevabın ümidiyle, 'Evet hünkarım, bilirim' dediğinde Yavuz şu cevabı verir:
         'Ben de bilirim...'
         
        * Alexandre Dumas (1802-1870) -
        
         - 19. yüzyıl Fransız edebiyatının ünlü ismi aralarında dünya klasiklerinin de bulunduğu üç yüzden fazla eser yazarak döneminin en çok üreten yazarı olmuştur.


        * George Bernard Shaw (1856-1950) -
        
         - Brahms'ın Requiem'ine ancak cesetler sabırla katlanabilir.

        * Jean De La Fontaine (1621-1695) -
        
         - La Fontaine dalgın bir kişiliğe sahipti. Bir gün gezinti esnasında bir dostunun yanına uğramak ister. Kapıyı çalar ve dostunun eşine onunla görüşmek istediğini söyler.
         Fakat unuttuğu bir şey vardır La Fontaine'in, dostu bir hafta önce kendisinin de bulunduğu bir törenle defnedilmiştir.
         Bu sözlere adamın eşi şaşkınlıkla cevap verir:
         'Bizim bey öbür dünyaya gideli bir hafta oldu, unuttunuz mu?'
         'Unutmadım tabii' diyerek işi düzeltmeye çalışan La Fontaine, 'Yalnız bugüne kadar orada kalacağını tahmin etmemiştim' der.

        * Mark Twain (1835-1910) -
        
         - Bir komşusundan kitap ödünç almaya giden Mark Twain'e komşusu:
         'Elbette istediğin kitabı alabilirsin' der. 'Ancak bir şartım var, kitabımı evimin dışına çıkarmamalısın.'
  
        * Mehmet Akif Ersoy (1873-1936) -
        
         - Bir toplantıda Mehmet Akif'i küçük düşürmek isteyen biri, 'Afedersiniz, siz baytardınız değil mi?' diye sorar.
         Mehmet Akif, 'Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?' diye cevaplar.


         * Ve Diğerleri...
        
         - ABD eski Başkanı John F. Kennedy'nin İktisat Başmüşaviri Dr. Walter W. Heler, istatistik hesaplarında yanlışlığa düşülebileceğini şu örnekle anlatıyor:
         'Eğer bir insanın sağ ayağı kızgın bir soba üzerinde, sol ayağı ise buz içinde bulunsa, istatistikçi o insanın ortalama olarak rahat olduğunu söyler.'

         - Süleyman Nazif Bağdat Valisi iken Ordu Kumandanlığı'ndan bir telgraf alır. Telgrafı alınca birden rengi atar ve şaşkınlığını gizleyemez. Onun bu hareketi çevresindekileri de telaşlandırır. Telgrafı yanındakilere uzatırken yavaşça 'Acayip' der. 'Böyle emir olur mu?'
         Telgrafta şöyle yazmaktadır:
         'On bin okka şeker ile bin okka çayın yirmi dört saat içinde temin edilerek sevki...'
         O dönemde çay genellikle Çin'de üretilmektedir. Böylesine büyük bir istek karşısında Vali eline bir kağıt ve bir hokka alarak cevap olarak çekilmek üzere şunları yazar: 'Çin İmparatoru'na yazmış olduğunuz telgrafın yanlışlıkla vilayetimize gelmiş olduğu tespit edilmiştir...'

         - Kaymakam Şair Eşref, Kırkağaç Kaymakamlığı sırasında dönemin Dahiliye Nezareti'nden (İçişleri Bakanlığı) şöyle bir telgraf alır:
         'Tüm masraflarınızın listesini yapıp bildiriniz.'
         Kaymakam Şair Eşref 'Binanın muhtelif yerleri akıyor' diye cevap gönderir.
         Bunun üzerine tekrar gelen telgrafta 'Binanın nereleri akıyor? Ayrı ayrı yazınız' dendiğini gören Kaymakam, sürekli bildirilen sorunların bir türlü giderilmemesinden yakındığından karşılık olarak şöyle cevap verir: 'Binanın musluklarından başka her yeri akıyor!'

         - Hicivlerim numarasız gözlük gibidir, tüm hak edenlere uyar. / Şair Eşref

         - Bir toplantıda ünlü sanayici Andrew Carnegie'ye, endüstri için en büyük unsurun; çalışmak mı, sermaye mi yoksa zeka mı olduğunu sorarlar.
         Bu soru üzerine tanınmış iş adamı şu cevabı verir, 'Üç ayaklı bir sandalyenin, hangi ayağı daha önemlidir?'


 ^-^ KEDİLER ^-^

        * Bir kedi kızgın bir sobanın üstüne oturursa, bir daha kızgın bir sobanın üstüne asla oturmayacaktır. O kedi artık soğuk bir sobanın üstüne bile asla oturmayacaktır. O kedi sobaları kötü bir deneyimle eşleştirecektir... / Mark Twain

            * ... bir kedi ve birkaç adet konserve kutusu... / Pablo Picasso

                                                                            Okuduğum tarih: Ekim 2015


Yazar Hakkında Bilgi=  1974 yılında Almanya'da doğdu. İlköğrenimini Kayseri'de, liseyi İstanbul'da tamamladı. İşletme Fakültesini bitirdikten sonra İletişim, NLP ve Psikoloji konuları başta olmak üzere çeşitli kurumlardan pek çok dalda eğitimler aldı.
         Kişisel Gelişim ve İş Yönetimi alanında üç yüze yakın kitaptan, tarihte başarıyı yakalamış beş yüz önemli kişinin yaşamını, bin civarında gelişim öyküsünü, yüz binden fazla özdeyiş ve atasözünü inceleyerek hazırladığı Hayat Yön Veren Sözler adlı kitabı (Epsilon Yayınevi) 2003 tarihinde yayımlandı. Haftalarca 'en çok satanlar' listesinden inmeyen bu kitabın ardından 2004 yılında Hayata Yön Veren Öyküler (Epsilon Yayınevi) yayımlanarak ilk kitabıyla aynı listede yer aldı.
         Kitaplarından bazıları: Görgü kurallarının farklı bir bakış açısıyla ele alındığı Yeni Görgü Kuralları (Taksim&Taksim, 2005 / gözden geçirilmiş 3. baskı, Elma Yayınevi, 2012), zekanın insan yaşamına etkisinin anlatıldığı Tarihe Geçen Hazırcevaplar (Epsilon Yayınevi, 2006 / yenilenmiş 6. baskı, Elma Yayınevi, 2011), Hayata Yön Veren Sözler'in devamı niteliğindeki Gelece Yön Veren Sözler (Epsilon Yayınevi, 2007 / gözden geçirilmiş yeni baskı, Elma Yayınevi, 2011), hayalleri gerçeğe dönüştürmenin yollarının anlatıldığı Hayata Karşı Güç Bende (Epsilon Yayınevi, 2009).
         Dünyanın neresinde olursa olsun, bir kişinin dahi olsa yaşamına olumlu katkı sağlamak düşüncesiyle çalışmalarını sürdüren Akın Alıcı, evli ve iki çocuk babasıdır.


ARKA KAPAK –

Bu kitapta, kendilerini ve dünyayı değiştirme cesaretine sahip kişilerin kısa yaşam öyküleriyle zekalarını yansıtan hazırcevapları bulacaksınız.

Geveze bir adam, bu derece meşgul ve önemli buluşlara imza atan ünlü bilginle kulakları normalden biraz büyükçe olduğu için dalga geçmek ister:
“Üstat, kulaklarınız bir insan için fazlaca büyük değil mi?” diye sorar.
Galileo yaptığı işten başını kaldırarak adamı süzdükten sonra yeniden işine dönerek şu yanıtı verir:
“Evet, benim kulaklarım bir insan için biraz fazlaca büyük, ama seninkiler de bir eşek için fazlaca küçük sayılmaz mı?”

Picasso, bir gece evine dönerken kapıda evine girmeye uğraşan bir hırsızla karşılaşır. Yakalamaya fırsat kalmadan hırsız kaçar. Derhâl evine giren Picasso, hırsızın resmini çizerek polis merkezine gönderir. Bir hafta sonra ünlü ressama şu bilgi verilir:
“Sayın üstat! Gönderdiğiniz resim üzerine çoğu sakat olmak üzere yirmi kişi, iki at, bir kedi ve birkaç adet konserve kutusu yakalanmıştır.”

Büyük düşünür Farabi, 2Sözü uzatanlar karşısında ne yapmamız gerekir?' sorusu üzerine şu yanıtı verir: 'Uzun konuşanı, kısa dinlemeli...'

Gevezeliğinden dolayı pek sevilmeyen bir adam, Yahya Kemal ve Mehmet Akif sohbet ederlerken yanlarına yaklaşır: 'Sohbetiniz koyu olsun, yine ne yalanlar atıyorsunuz?' Bu söze Yahya Kemal aldırış etmeden şöyle yanıt verir: 'Mehmet Akif'e seni övüyordum.'


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder