Daha sonra da şiir bölümünü takip etmeye başlamıştım.
'Anonim Kitap' o zamanlardan alınacaklar listesine eklenmiş bir kitaptı. Ancak almak istediğimde satışta olmadığını gördüm. Ama bir baktım sevgili arkadaşım Özlem'in takaslık kitaplarının arasında 'Anonim Kitap' mevcut:) Hemen takas yaptık -burada-:)))
Özlemciğim tekrar çok teşekkür ederim canım. Hem kitap hem de güzel hediyelerin için...
Ben kitabın konusunu, kurgusunu ve yazarın yazı dilini çok beğendim.
ANONİM KİTAP
Yazarı: Ahmet
KARCILILAR
Yayın
Hakları: İnkılap
- 2004
- 158 sayfa
Anonim Kitap ile ilgili Radikal’deki yazı: http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=ktp&haberno=3163
Kitaptan Alıntılar;
* … siyah ve beyaz gibi olduğunu söyledi hayatın; mutlu
geceler aramalıydı insan gündüzlerine.
* Shakespare, Romeo ve Jülyet’i Arthur Brooke’un otuz
yıl önce yazılmış Romeus ve Juliet adlı şiirinden almıştır. Gerçi Brooke’un
şiirinde bizim bakire ve bir melek kadar masum sandığımız Jülyet ailesini ve
dadısını aldatan yalancı, kötü ve günahkar bir kadındır; barışçıl ve
yardımsever bildiğimiz Romeo’nun kavgacı ve pislik bir herif olması gibi.
Shakespare bu kişilikleri değişitrmek için oyununa Brooke’un şiirinde olmayan
birkaç karakter eklemek zorunda kalmıştır. Üstelik bu karakterler de kendisine
ait değildir; Luigi Groto’nun La Hadriana oyunundan alınmışlardır. Groto,
Romeo’nun durup dururken, salt zevk için öldürdüğü Tybalt’ın ölümüne bir neden
bulabilmek için oyuna Romeo’nun yakın dostu olan Mercutio adlı bir karakter
sokar mesela. Tybalt, Mercutio’yu öldürür, böylece Tybalt’ı öldürmesi için
Romeo’ya bir bahane bulunur.
Arthur Brooke’un
şiirinin kaynağı ise Boisteau adlı Fransız bir şairin kitabıdır; şiirin öyküsü
bu kitapta birebir bulunabilir. Boisteau ise aynı öyküyü Bandello adlı İtalyan
bir öykücüden aldığını söyler. Bandello’nun nereden aldığını bilmiyoruz, ama
onun öyküsüyle çok önceleri yazılmış, Efesli Ksenephon’un Efesiaca’sı ve
Syrus’un Babyloniaca’sı arasında birçok benzerlik vardır. Onlar kimlerden aldı,
kim bilir?
* Şöhretin küçümsenmesi üzerine kitap yazanlar, yine de
kapaklarına kendi adlarını koyarlar. – Tuskulum Tartışmaları, Cicero
* … neden olay örgüsüyle bu kadar ilgileniyorsunuz?
Mesela art arta gelen bölümlerin bir olay örgüsü, bir metin biçiminde devam
ettiğini ve sonunda okurun neyin olay örgüsü, neyin metin olduğunu
algılayamayacağı denli yaşamın yazıya dönüşmesi metaforunu irdelemiyorsunuz?
* …, insanları sevmediğimi söylemiştim.
Hayır, bir tür
olarak sevmiyorum onları. Sizin de sevmediğiniz türler vardır mutlaka.
İnsana ilişkin
birçok ortak özellikten söz edebilirim. Ona dair birçok tanımlama yapılmıştır;
düşünen hayvan, yorum yapan hayvan, gülen hayvan, işaretler kullanan hayvan
gibi, ama en güzeli şudur: İnsan kendisine yetecek olandan fazlasını isteyen
tek hayvandır. Bütün hayvanlar doğadan yalnızca kendilerine yetecek kadarını
alırlar ve kendilerini de doğaya sunduklarından varlıkları sorun değildir. Oysa
insan hep daha fazlasını ister. Stok yapar, işine yaramayacak olsa da
biriktirir. Uyumsuzdur, doğayı sürekli bozar. Bu da onu en sevimsiz tür yapar.
İnsanı sevmek mümkün değildir.
* Mallerme; sayfalarının yerleri değiştirildiğinde başka
bir hikaye okuyabileceğimiz bir kitap yazmaya çalışıyordu, ama yapamadı.
Yapamaması doğal, çünkü her sayfayı diğer bütün sayfalarla bir şekilde
ilintilendirmesi gerekiyordu. Sayfalar öyle başlamalıydı ki diğer bütün
sayfaların öncesi olabilsin. Böyle bir tasarımı gerçekleştirebilmesi için
insanın gerçekten buluş yapan bir tür olması gerekiyor. Borges daha akıllıydı,
yazıya ilişkin parlak tasarımlarını yapmak yerine hikayeleştirmeyi seçmiştir o.
Düşlediği metinler gerçekten olağanüstüdür. Rastgele açtığın bir sayfasına bir
daha ulaşamadığın sonsuz kitaplar düşler mesela. Önce bunu yapıp yapamayacağını
düşünür, ama insanın ne denli zavallı bir varlık olduğunu bildiği için yapmak
yerine, böyle bir kitapla karşılaşan bir adamın hikayesini anlatmayı tercih eder.
Bir durumun her türlü olasılığını barındıran, olay örgüsünün olası bütün
açılımlarını anlatan metinler düşler mesela; zamanın bir noktasından sağa sola,
yukarıya aşağıya, ileriye geriye çatallanan ve bu çatalların zamanın başka bir
noktasında diğerleriyle buluştuğu ya da buluşmadığı metinler.
Okuduğum tarih: 7 Nisan 2013
ARKA KAPAK –
"Kitabın
özeti şu: Yazarları bilinmeyen kitaplar yayımlayan Anonim Kitaplar adında bir
yayınevi var. Bu yayınevinin editörü kitapların sonsuza dek anonim kalması için
yazarlarını birer birer öldürüyor. Sıkıntılı yazarın biri bunu fark ediyor.
İntihar etmek için yayınevini arayıp editörle görüşüyor ve bir kitap vereceğini
söyleyerek evine çağırıyor."
- Anonim Kitap, 12/122-
- Anonim Kitap, 12/122-
yazarıda kitabıda bilmiyordum.not aldım yine.not defterim doldu taştı .okuyorum ama yetişemiyorum ne zamana nede senin hızına.keyifli okumalar canım ve hediyelerinide güle güle kullan.sevgiler..
YanıtlaSilHaklısın canım, inan ben de yetişemiyorum:)))
SilKocaman sevgilerimle.
Güzel arkadaşım birkaç gündür nete giremiyorum malum koşuşturmacalar.. Ama şimdi gördüm Anonim kitap ı okumuşsun yorumuna ise hemen baktım çünkü biliyorsun çok merak ediyordum. Şu an ise keşke kitabı sonuna kadar okusaydım diyorum..:))
YanıtlaSilÖzellikle kitabı beğendiğine çok çok sevindim arkadaşım.. Ayrıca inan bende Alanay gibi kitap okuma hızına bayılıyorum ve imreniyorum..:))
Ankaradan selam ve sevgilerle...:))