Listenin 22. sırası: Kendinizin belirleyeceği bir temaya uyan dört kitap.
'Kitaplığımdan gözüm kapalı, rastgele seçtiğim kitaplar.'
Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:
Okuma Halleri, Fotoğraflarla - Galiba Ben Sanatçıyım / Müjdat Gezen
GALİBA BEN SANATÇIYIM
Yazarı: Müjdat
GEZEN
Türü: Anı
Yayın
Hakları: Can Yayınları
www.canyayinlari.com
- 1.
basım: Aralık 2003, 2. basım: Aralık, 2003, 3. basım: Aralık 2003
- 148 sayfa
Kitaptan Alıntılar;
* Ortaokulda
sınıfta kaldığım için babam bana pantolon almama cezası vermişti ve tek
pantolonum vardı, o da yamalıydı. Ağabeyimin düğününe gidemedim.
* Büyük halam
Müeyyet Hanım ise tam çeşidimdi benim. Böyle kadın görmedim. Kadıköy'de otururdu.
Eve misafir geliyor. 'Size börek ikram edeyim,' diyor halam. Kadıköy
İskelesi'ne yürüyüp vapura biniyor. Karaköy'e geçiyor. 'Meşhur Karaköy
Börekçisi'nden börek alıp vapura binip eve dönüyor. O arada konukları evde
oturuyorlar.
* Evhamı
anlatılır gibi değildi. Avustralya'ya gideceğim. Helallik alınıp el öpülür ya.
Gittim elini öpmeye. 'Anne, Avustralya'ya gidiyorum,' dedim. 'Yavaş git,' dedi.
* Yahu... Bu
sözün anlamını çok kişi bilmez ama delikanlı birine söyledin mi cinayet çıkar.
'Sen git evdeki karına yahu de lan,' deyiverir adama.
... Eskiden işten eve dönen evin erkeği alt kapıdan hanımına
seslenirmiş: Yaaa huuuu... Hani, 'Huuu komşu!' var ya. Sadece hanımına böyle
seslenirmiş. Şimdi sen tut elin delikanlısına yahu dersen, alenen adamı karın
yerine koyuyorsun.
* Münir Özkul
Tiyatrosu'nda ilginç anılarım oldu. Bir bir anlatırsam çok kişi üzülür. Ama
anlatmadan geçemeyeceğim noktalar da var tabii. Oyunumuz, Peter Ustinov^'un
ünlü 'Romanef'la Jülyet'i. Bir general var, Münir Özkul oynuyor. İki de askeri
var. Savaş'la (Dinçel) ben. Oyunun ilk gecesi Münir Ağabey elinde konyak
şişesiyle sahneye çıktı. O sıralar çok içiyordu. Laflarını şaşırdı. Ben aklım
erdiğince düzelttim. Savaş bir şeyler söylemeye çalıştı. Neyse, Münir Ağabey
sahnede ikimizi kovdu. 'Sizden iyi tuluatçı olur, haydi tuluat tiyatrosuna,'
dedi ve o gece tiyatro tiyatro kapandı. ... O ara Savaş'la ben Münir Ağabey'e
en yakın arkadaşımız olan Yaman'ı da tiyatroya almasını söylemiştik. O da bizi
kırmamış, Yaman'ı da tiyatroya almıştı. Ne güzel! Üç yakın arkadaş aynı çatı
altında çalışıyorduk artık. Ama biz kovulunca tabii Yaman da tavrını koydu ve
'Madem en yakın iki arkadaşımı kovdun, ben de yokum,' mu dedi. Hayır, böyle
olmadı. Tiyatro ertesi gün perdelerini açtı. Bir de ne görelim: Savaş'ın rolünü
Yaman, benim rolümü Münir Ağabey'in karısı Suna Selen oynamıyorlar mı? Onlar
zaten çalışıyorlarmış. ... Gençlik hatası diyerek geçtik, Yaman'la
arkadaşlığımız sürdü.
* Aziz Nesin,
'Komikler Ağlamaz' adlı kitabımın hem adını koydu, hem önsözünü yazdı. Önsöz o
kadar uzun olmuştu ki, Aziz Ağabey, 'Biraz daha uzun yazsaydım ayrı bir kitap
olacaktı,' demişti.
* Bir
açıkoturumda yönetici Aziz Nesin'e, 'Siz ağzınıza geleni söylüyorsunuz,'
deyince Aziz Ağabey, 'Ağzıma geleni değil aklıma geleni söylüyorum,' demişti.
* Aziz Ağabeyim-
Bir şaka yapar bana 'Bugün ne kanserisin?' der. Benim evhamımı hafife aldığını
belirtmek ister. 'Sen rahim kanseri olamayacaksın, ona yanıyorum,' der.
* Gönül (Yazar)
daha ilk şarkısını bitirir bitirmez Aziz Ağabey'i gördü ve mikrofondan, 'Bu
gece aramızda benim meslektaşımız var, Aziz Nesin,' dedi. Herkes, nereden
meslektaş oluyorlar acaba, diye düşünürken Gönül, 'E, tabii meslektaşız, o da
yazar ben de,' dedi. Aziz Ağabey kahkahalarla güldü bu espriye. Salondakiler
de.
* ... Can
Yücel... Onu okudum mu hemen oturur şiir yazarım. Ama onunkiler şiir,
benimkiler miirdir.
* Bir televizyon
programında Timur (Selçuk) ağza alınmayacak sözleri söyledi canlı yayında.
Antipatik oldu. Babasının bestelerini
kimsenin okumamasını istiyor. Çünkü doğru yorumlayamıyorlar. Bence ilk
okumaması gereken kişi Timur'dur. Onu gerçekten severim, ama bir diğer gerçek
de çok fena şarkıcı olduğudur. Bestelerini ağlayarak dinlerim. Kendi
söylediğinde de kaçacak delik ararım.
* 'Al Kemal
arıyor.' Açardım. Kemal. İlk lafı 'ablaaa' olurduç bir yaş büyüktüm ondan, bu
nedenle bana öyle derdi. Kuşkusuz 'ağabey' demesi gerekir, ama Kemal Sunal bu.
Bilindiğinin tam aksine özel yaşamında hiç de asık suratlı olmayan,
sevdiklerine alabildiğine yüreğini açan bir yanı vardı.
* 'Suimisal,
misal değildir.' Kötüden örnek verilmez. Verilse de işe yaramaz.
^-^
KEDİLER ^-^
* ... kendimi
bildim bileli hayvanlarım oldu. Sarman, Zertop ve Tekir, evimde ilk tanıştığım
hayvanlardı.
* ... Necati Amca
dükkanı Selahattin'e devretti, Selahattin de kediye. Deyimin aslı 'sermayeyi
kediye yükledi'dir...
* Sermayeyi
kediye yüklerdim.
* Bir kedi buldu.
Ağzını kırmızı mürekkeple boyayarak... (!!!!!!) Kemal ağabey geldiğinde ağzı
kanlı kediyi gördü, kanaryalarını göremedi.
* Tiyatronun
siyah bir kedisi var. ... Kediyi kucağıma aldım. ... Sandviçi bir baba
şefkatiyle kediye, yavruma verdim. Kedi kucağımdan atlayarak sahnenin tam
ortasında sandviçi yemeye başladı.
* Bir arkadaşım
bana yüklendi, 'Madem bu kadar hayvanseversin, o zaman neden balıkları,
tavukları, sığırları yiyorsun?' dedi. Ben de balıkları, tavukları, sığırları
çok sevmediğimi, onlarla diyalog kurmadığımı, buna karşılık kedilerle,
köpeklerle, kuşlarla daha iyi anlaştığımı...
* ... çiçekleri,
kedileri, balıkları, denizleri sevdiğim gibi.
* Kuşlarım,
kedim, köpeğim...
Okuduğum tarih: Haziran 2015
Yazar Hakkında Bilgi= https://tr.wikipedia.org/wiki/M%C3%BCjdat_Gezen
http://www.mujdatgezensanatmerkezi.com.tr/
ARKA KAPAK –
'Acaba şimdi nerelerde?
Anneannem, annem, babam ne yapıyorlar şimdi? Öyle bir yer var mı? Varsa bile,
annemin çiçek suladığı daracık teras orada mı? Kolanvurduğum balkon demiri?
Komik bir adam ne hakla acıklı şeyler yazıyor?'
Tiyatro ve sinema sanatçısı Müjdat Gezen, çocukluğunun İstanbul'unu, aile bireylerini, arkadaşlarını ve aşklarını anlattığı kitabı Galiba Ben Sanatçıyım'ı yazarken kronolojik sıra izlememiş. Böylece 'anılar' yerine 'anımsamalar' kitabı çıkmış ortaya; yıllar içinde, geri dönüşlerle anlatmış anlatacaklarını. İyi de yapmış; Gezen'in kalemiyle birlikte anılara dalıyorsunuz kitabı okurken. Bu arada yakın tarihimize gösteri dünyasından tanıklık etmiş bir yaşam seriliyor önünüze. Kirlenme, ahlaki çöküntü ve değişen toplumsal değerler düzeni... Yakın dostu Aziz Nesin'i de bilinmeyen yönleriyle sayfalarına konuk ediyor Müjdat Gezen. Gösteri başlıyor. Şimdi oturup keyifle okuyabilirsiniz.
Tiyatro ve sinema sanatçısı Müjdat Gezen, çocukluğunun İstanbul'unu, aile bireylerini, arkadaşlarını ve aşklarını anlattığı kitabı Galiba Ben Sanatçıyım'ı yazarken kronolojik sıra izlememiş. Böylece 'anılar' yerine 'anımsamalar' kitabı çıkmış ortaya; yıllar içinde, geri dönüşlerle anlatmış anlatacaklarını. İyi de yapmış; Gezen'in kalemiyle birlikte anılara dalıyorsunuz kitabı okurken. Bu arada yakın tarihimize gösteri dünyasından tanıklık etmiş bir yaşam seriliyor önünüze. Kirlenme, ahlaki çöküntü ve değişen toplumsal değerler düzeni... Yakın dostu Aziz Nesin'i de bilinmeyen yönleriyle sayfalarına konuk ediyor Müjdat Gezen. Gösteri başlıyor. Şimdi oturup keyifle okuyabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder