26 Ağustos 2016 Cuma

Derin Uyku - Bahar Aslan

Kitabı ikinci el kitap satan Diren Kitapçı'dan almıştım. Sahilde veya arabada öykü okumayı sevdiğim için öykü kitabı ararken karşıma çıktı. Ve pek tabii kapak renginin mavi olması da pek hoşuma gitti:)
Severek okudum. İyi öyküler var içinde.

 
Yazarın ilk kitabı 'Derin Uyku'. 2003 yılında basılmış. Uzun yıllar sonra ikinci kitabı 'Moskova Defteri, Komünistler Moskova'ya' 2014'de çıkmış. Alıncaklar listeme eklendi:)


DERİN UYKU
Yazarı: Bahar ASLAN
Türü: Öykü
Yayın Hakları: Kül Kitapları
-   Birinci Basım: Mayıs 2003
-   138 sayfa


Kitaptan Alıntılar;

        * Neden duymaz kimse, bir intiharın paketlenişindeki gürültüyü?

        * Yalnızca insanların, hayvanların değil; odaların, evlerin, yolların, şehirlerin de ölebileceğini biliyordum artık.


 ^-^ KEDİLER ^-^

        * ... duvarın üstünde yürüyen kedi...

        * ... lastik tekerlekler yığınının arasından duman rengi bir kedi yavrusu sıyrıldı. Miyavlayarak bacaklarına sürtünmeye başladı. ... torbasından ekmeğini çıkardı, irice bir parça koparıp kedinin önüne ufaladı. Hiç oralı olmadı kedi, miyavlamaya başladı yeniden.

        * Kedi paslı rayların dibindeki otları kokluyor; vurdumduymazlık sırası Bayram'ın şimdi, ilgilenmez görünüyor. Yalnızca kediyle değil, etrafını saran her şeyle.

        * Sabah bembeyaz bir kedinin, duvarına sürünerek geçip gittiğini gördüğüm bu merdivenin...

        * Kaldırımda yatan kırmızı kurdeleli kara kediyi ayakkabısının burnuyla itti. Kedi yerinden sıçradığı gibi az ötedeki arabanın altına siniverdi.

                                                                           Temmuz 2016


Yazar Hakkında Bilgi=  1975 İskenderun doğumlu. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü mezunu. İzlek Dergisi'nin yayımlanmasına katıldı. Çalışmaları 1992 yılından bu yana çeşitli edebiyat dergilerinde yer aldı. Bir süredir Bakü'de yaşıyor.
aslanbahar@hotmail.com


ARKA KAPAK –

Kamuran'ı dinlerken, bana sanki Hezri adında bir rüzgar, Bakü diye bir şehir hiç olmamış gibi geliyordu. Derin bir uykunun parçalarıydı bunlar. Bakmadan nerede durduklarını ezbere bildiğim plastik hortum, eski süpürge, iç içe leğenler, ocağın içine yığılı kap kacak da bu uykunun parçalarıydı...
Bitmeyen, rüyasız bir uyku hali içinde donup kalmıştı her şey.
Bu derin uykuyu ilk defa fark ediyor değildim. İlk defa fark ettiğim, Kamuran'ın beni bu uykunun içinden seviyor olduğuydu...
Kendi dünyamı bu büyük, oransız, etrafını kirli duvarların çevrelediği avlunun uykuyla şişmiş garibe dünyasından neyin ayırdığını düşündüm. Bu uykuyu görebildiğime göre ben onun içinde değildim.   


Defterimden...


Kitaptan...
 çok hoş:)


Keyifli okumalarınız olsun ^-^


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder