18 Ağustos 2016 Perşembe

Katmandu'da Ev Hali - Elif Köksal

Arka kapak yazısında Elif Köksal'ın 1997-2008 yılları arasında Katmandu'da yaşadığını okuyunca birebir izlenimlerini ve deneyimlerini okuyacak olmak çok ilgimi çekti. Beklediğimden daha tatminkar bir okuma gerçekleştirdim. Kitap Nepal'in dini, siyasi, geleneksel birçok yönünü ortaya koyuyor. Detaya iniyor ve anlaşılır bir dille aktarıyor. Ayrıca fotoğraflarla da görsel açıdan desteklenmiş olması benim çok hoşuma gitti.
Yazar Kadıkalesi'nde yaşıyormuş. Belki bir gün karşılaşırız da sohbet etme imkanımız da olur. Ne de güzel olur:)


Katmandu ismini taşıyan okuduğum bir başka kitap 'Katmandu Yolları'na buradan ulaşabilirsiniz. 


Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:
Okuma Halleri, Fotoğraflarla - Katmandu'da Ev Hali / Elif Köksal


KATMANDU'DA EV HALİ
Yazarı: Elif KÖKSAL
Türü: Gezi-Anlatı
Yayın Hakları: Metis Yayınları
-   İlk Basım: Mart 2010                 İkinci Basım: Şubat 2013
Kapak Fotoğrafı: Saner Gülsöken
-   219 sayfa


Kitaptan Alıntılar;

        * Sabahları beşte kalkıyoruz, ziyaretler, telefonlar altı-yedi civarında gerçekleşiyor. Misafirlerle otururken hep karşılıklı konuşmak zorunda değiliz, uzun suskunluklar normal. Sabah yedide evinize gelip oturan misafirin gördüğü bir gazeteyi kitabı karıştırmaya başlaması da normal bir misafir davranışı.

        * Hindu toplumunda dul olmak ağır bir durum, kocasına uğursuzluk getirmiş demek. Dullar hayat boyu sadece sası yemekler yiyip beyaz giyiyorlar. Buraların kadınları için çok önemli cam bilezikler, renkli boncuk kolyeler, altın küpeler dullara yasak. En önemli renk olan kırmızı da yasak. Hatta dört ayağı olan eşya üzerinde oturmaları, uyumaları yasak. Bütün kadınların süslü, kırmızı rujlu, boncuk kolyeli ve altın küpeli, renkli sarili, sürmeli, hem ayaklarıyla sol elleri ojeli olduğu buranın dünyasında, dullar cüzamlı gibiler.

        * Yaşlılar yeni Kumari vakti geldiğinde yaşları üçle beş arasındaki Şakya kızlarını tetkik ediyorlar. Otuz iki fiziksel koşula uyan çocuğa Durga bayramında, Tanrıça Taleju'nun tapınağının önündeki büyük kurban töreni izlettiriliyor.
         Elli beş keçi ve elli beş mandanın kesilişini seyrederken kız çocuğu ürperirse içinde tanrıça yok demek. Korkmadıysa ikinci aşamada Taleju tapınağına kapatılıyor; gece vakti maskeli adamlar girip korkunç sesler çıkarıyorlar, çocuğun ödünü patlatmaya çalışıyorlar. Çocuğun velisi ve birtakım hükümet memurları dışarıda bekliyorlar, korkudan çığlık atayacak mı atmayacak mı. Bu imtihanlardan alnının akıyla geçerse Tanrıça onu seçmiş zaten, içine girmiş oturuyor demek.


        * Bokşi'nin lugat karşılığı 'cadı'. ... Birine bokşi demek ciddi bir suçlama, bir zamanlar başka yerlerde olduğu gibi. Köylerde cadı diye öldürüyorlar kadınları, hastalıkları uğursuzlukları bazen bokşiden biliyorlar. Bokşinin gücünü elinden almak için baş aşağı çevirip insan dışkısı yedirmek gerekiyor, o vakit komşularını hasta edemiyor, köyde çocuklar artık ölmez diye umuluyor. Gazetelerde dışkı yedirilmiş ihtiyar teyze haberleri oluyor ara sıra.

        * 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, Nepal'de kadınlara resmi tatil. Erkekler işe gidiyorlar.

        * Şişman, yani şişmanlayabilecek kadar zenginseler göbek katları iftiharla ortada. Burada şişman sağlıklı, varlıklı demek, iyi bir şey.

        * Göbek ayıp ya da seksi değil Nepal'de. İç gıcıklayıcı olan bacaklar, onları örtmek lazım. Hintli film yıldızlarının, mini eteğin altına tayt giymeleri bu sebepten.

        * Bütün ağır duyguların içine bir atsak kendimizi öbür taraftan sağ salim çıkmak dert değil. ... İçinden geçemediğimiz derdimizi hep sırtımızda taşıyoruz, orada unutuyoruz.

        * Parsa vilayetinin Mushahar Tole kazasında sadece bir evde yorgan var.
         300 kişilik Mushahar cemaatinde sadece bir kişi yorgan keyfi sürüyor. Bölgenin diğer sakinleri kış geceleri ateş etrafında sabaha kadar oturuyorlar.

        * Singha Darbar, tarihte tek bir aileye ait en büyük ev olarak Guinness rekorlar kitabına geçmiş.

        * Tantrizm, burada büyükbüyükdedelerden kalma demode bir şey. Tapınak payandalarındaki aşırı cinsel çok ihtimalli tasvirlerin yol ortasında olması da Nepallilere tuhaf gelmiyor.

        * Yüksek kast Hindular başka kastların elinden pilav yemiyor, su da içmiyorlar. Hint sinemasının herkesten güzel dans eden kilolu jönü Govinda, çekimlere sefertası götürüyor mesela.

        * Tanrılara insan kurban etme geleneğini de Ranalar kaldırmış.

        * 1929-32 arası maharaca olan,başka bir ev sahibimini babası Bim Şamşer, halka açık kütüphane kurmak suçundan elli kişiyi tutuklatmış. 1951 yılına gelinip de Ranalar düştüğünde, Nepal'de okuma yazma oranı yüzde ikiymiş.

        * Oğlu öldükten sonra albay, gelinine, sen artık gelinimiz değil kızımız oldun deyip kızcağızı evlendirmiş. Normalde dul kalan delinin hayat boyu kayınpederinin evinde hizmetçilik yapması, ölene kadar beyaz sari giymesi, tatsız yemekler yemesi bekleniyor. Renkli giyinmek, güzel yemek yemek, mücevher takmak, makyaj yapmak, yerden yüksekte oturmak ya da uyumak, hele ki evlenmek Hindu dullar için değil.

        * Nepal'de ... FM istasyonlarından haber yayınını yasakladıklarında Butwal'de bir istasyon, haberleri şarkı yapıp söylemiş.

        * Hindular hemen öldükten sonra hemen burada nehrin kenarında yakılmayı seviyorlar. Hindu ölüler yanarken, en büyük erkek evladın babasının ölü kafatasını çekiçle parçalayıp ruhu salıvermesi gerekiyor.

        * Mushaharlar... Onlar, buraların en fakirlerinden, dokunulmaz kastın da en düşük tabakalarından. Fare yiyenler.
         Mushaharlar dokunulmazlar. Kimse onlara eliyle dokunmuyor. Hindular dokunulmaz kastlara değerlerse kirleniyorlar. 


 ^-^ KEDİLER ^-^

        * ... iki kedi büyüklüğünde bir yak kuyruğu asılı.

        * ... kedi minaresi gibi katlayıp...

        * Büyürken sokakta gördükleri her kediyi öldürmüşler.

        * ... tilki kuyruklu kedi...

                                                                                              Haziran 2016


Yazar Hakkında Bilgi=  Nepal'de öğretmenlik ve öğrencilik yaptı. Halen Bodrum Kadıkalesi'nde yaşıyor, kranio-sakral terapistliği yapıyor. Bu ilk kitabı.



 ARKA KAPAK –

"1997-2008 arası Nepal'in başkenti Katmandu'da yaşadım. Dünyanın tek Hindu krallığının son on yılına, Nepal'in iç savaşına denk geldim. Sonunda Maocu gerillalar Kral'ı devirdi. Yeni cumhuriyetin ilk yıllarını gördüm. Günlük hayat Katmandu'da yine günlük hayattı. Alıştığımız öbür yerlerde yaşamaktan bir düzlemde pek farklı değildi. Nepal'de ama başka düzlemler de vardı sanki, onlar sahiden başkaydı:
"Mesela Himalayalar. Katmandu şehrinin kuzeyinde bir uçtan bir uca altı, yedi, sekiz bin metrelik dağlar öyle duruyorlar. Bakması öyle mıknatıslı ki insan kendini dağların yüzü suyu hürmetine orda öyle bıraksa, memleketine dönmeyi unutsa şaşmamak lazım. Merhaba ve hoşçakal yerine 'İçindeki tanrıyı selamlarım,' diyoruz, nasılsın yerine de 'Pilavını yedin mi?' diye soruyoruz. İçine tanrıça girmiş küçük bir kız çocuğunun yüzü suyu hürmetine Nepal'in ayakta durduğuna inanıyoruz.
"Duygularımızı açığa vurmak ayıp, kızgınlık göstermek karakter zayıflığı. Karşımızdakini üzecekse doğruyu söylemek terbiyesizlik, teselli edici yalanlar bulmak erdem. Sokakta etrafımızdakileri hoş görmek üzerine kurulu bir hayat düşünün: Trafikte şoförler burada çok küfredeceğimiz durumlarda kocaman sırıtıyorlar. Sahiden." 


1 yorum:

  1. Nepal'i oldukça merak eden biri olarak kitabı alınacaklar listeme aldım paylaşım için teşekkürler :)

    YanıtlaSil