Blog yazıları birikti maalesef. Haliyle okuduğum kitaplarda paylaşılmayı beklemek üzere masamın üzerinde kule oldu:))) Aslında bu kitabı okuyalı iki haftayı geçmiştir. Sonrasında yine Duras'ın Lol. V. Stein'ın Kendinden Geçişi kitabını okudum. Mesela o kitap tam da yukarıda dediklerimi doğruluyor:)))
Yazarın okuduğum kitaplarına göz atmak isterseniz:
Mavi Gözler Siyah Saçlar - Marguerite Duras
Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:
Okuma Halleri, Fotoğraflarla - Yazmak / Marguerite Duras
Okuma Halleri, Fotoğraflarla - Yazmak / Marguerite Duras
YAZMAK
Yazarı: Marguerite
DURAS
Orijinal
Adı: Ecrire
Türü: Deneme
Yayın
Hakları: Can Yayınları
- 1.
Basım: 1997 2.Basım: 1999
Franzsızca
aslından çeviren: Aykut Derman
- 106 sayfa
Kitaptan Alıntılar;
* Erkekler bunu
kaldıramıyor: yazan bir kadın. Erkek için katlanılmaz bir şey bu. Herkes için
zor.
* İstediğimi
istediğim kadar söyleyeyim, insanın neden yazdığını ve nasıl olup da
yazmadığını hiç bulamayacağım.
* ... bazılarının
gözleri masum mavisiydi.
* Bir köpeğin
ölüşünü görürsünüz ya da bir atın ölüşünü ve bir şeyler dersiniz, örneğin,
zavallı hayvan... Ama bir sinek öldüğünde hiçbir şey söylemezsiniz, bir yorumda
bulunmazsınız, hiç.
* Yahudileri
düşündüm. Almanya'dan nefret ettim, savaşın ilk günlerinde olduğu gibi, tüm
varlığımla, var gücümle. Savaş sırasında, sokakta ne zaman bir Almana
rastlasam, onun ölümünü düşünüyordum; kendi ellerimle gerçekleştirdiğim, benim
tasarladığım, incelik kazandırdığım bir cinayeti, bir Almanın ceset halinde
yerde yattığını görmeyi, o müthiş mutluluğu düşünüyordum.
* Kurtuluş,
gecenin yerleşmeye başlamasıyla gelir. Dışarıda çalışma durduğunda. Geriye o
lüks kalır, sahip olduğunuz, gecenin içinde yazma lüksü. Hangi saatte olursa
olsun yazabiliriz.
* İnsan, içinde
bir yabancıyı barındırır: yazmak, işte o yabancıya ulaşmaktır.
* Yazı,
bilinmeyendir. İnsan, yazmaya başlamadan önce ne yazacağı hakkında hiçbir şey
bilmez. Kafasının içi dupduru da olsa.
* Alman kanının
'saflığı', Almanya'nın felaketi oldu. O saflık, milyonlarca Yahudinin canına
kıyılmasına yol açtı. Almanya'da bu sözcük tüm Alman halkının gözleri önünde
yakılmalı, öldürülmeli, o sözcüğün içerdiği Alman kanı akıtılmalı ve bu kan
simgesel olarak toplanmış olmamalı ve insanlar, bu lanetlenmiş kanı görerek
gözyaşı dökmeli, kendileri için değil, yalnızca o kan için gözyaşı dökmeli. Ve
bu kadarı da yeterli sayılmamalı. Bu Alman geçmişinin yaşamımızda gelişip kök
salmasının son bulması için yapılması gerekenleri belki de hiçbir zaman tam
olarak bilemeyeceğiz. Bilemeyeceğiz, belki hiçbir zaman.
* Bildiğimiz şey,
resmin sürekli oluşmakta olduğu, gece gündüz...
^-^
KEDİLER ^-^
* Parkta kuşlar
var, kediler.
* Kedilere
gitmek, o kaçık, o deli şeylere, inanılmaz,, müthiş güzellikteki kedi sürülerine gitmek gerek.
* Ve kediler,
kedi sürüleri korkudan homurdanıyor. Mezarlıklarda her zaman rastlanan, hangi
anlaşılmaz doğa olayını gözlediklerini kendilerinden başka kimsenin bilmediği
sahipsiz kediler.
* ... köpekler
gibi etobur o kediler. O kızıl ve kara kediler.
-
Yazım-Basım Hatası-
* Sf/ 30
... bedelini ödersiniz
Nokta yok!
Kasım 2016
Yazar
Hakkında Bilgi= 1914 yılında Çinhindi’nde doğan Duras,
gençliğini geçirdiği bu ülkenin atmosferinden ve olaylarından derinden
etkilendi. 18 yaşında Paris’e geldi; hukuk, matematik ve siyaset bilimi okudu.
Komünist partiye katıldı. İlk romanı Les Impudents’ı 1943 yılında yayımladı.
Özyaşamöyküsel bir roman olan Sevgili ile 1984’de Fransa’da Goncourt Ödülü’nü
aldı. Çok sayıda roman dışında, birçok senaryoya da imza attı. Bütün
eserlerinde edebiyatı sorguladı. 1960 Cannes Film Festivalinde gösterilen
Hiroşima Sevgilim, Duras’ı ününün doruğuna çıkardı. Duras 1996 yılının Mart ayında 81 yaşında öldü.
ARKA KAPAK –
"Yalnızlık hazır
bulunmaz, oluşturulur. Yalnızlık, yalnız başına oluşturulur. Ben öyle yaptım.
Çünkü orada yalnız olmam, kitap yazmak için yalnız kalmam gerektiğine karar
vermiştim. İşte böyle oldu. Bu evde yalnızdım. Bu eve kapandım, tabii
korkuyordum da, buna kuşku yok. Sonra da sevdim o yalnızlığı. Bu ev, yazı evi
haline geldi. Kitaplarım bu evden çıkıyor. Ayrıca bu ışıktan da, küçük gölden
yansıyan bu ışıktan. Şu söylediğim şeyi yazabilmek için tam yirmi yıl gerekti
bana." Böyle diyor Duras, 1993 yılında yayımlanan "Yazmak" adlı
yapıtında. Daha çok romanlarıyla tanıdığımız yazarın, bu kez, tadına doyulmaz
denemelerini sunuyoruz okurlarımıza. Kitabın içinde yol aldıkça, insanın içinde
bir tutku halinde kabarıp taşan yazma ediminin, ayrı zamanda, insanın temel
gerçekliklerinden biri olan yalnızlıktan kurtulmanın tek yolu olduğunu da
anlıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder