6 Mayıs 2017 Cumartesi

Hayalet Hikayeleri -- Pınar Kür

Pınar Kür'den bugüne dek üç roman, bir hikaye kitabı bir de Mine Söğüt'le gerçekleştirdiği söyleşisini okudum.
Pınar Kür basılı eserlerine Bir Deli Ağaç kitabından sonra uzun bir ara vermiş. Hayalet Hikayeleri'ni tam on iki yıllık aradan sonra çıkarmış. İki yıl sonra da Cinayet Fakültesi isimli kitabını piyasaya sürmüş. Ve sonrasında sadece söyleşi kitabı çıkmış.
On iki yıl ara bence oldukça fazla. Tabii öyle olunca beklentiler de ona göre fazla yüksek tutuluyor. Okuduğum tüm kitapları içinde en az Hayalet Hikayeleri'ni beğendim. Sanki ilk zaman eseri olsa daha uygun düşer gibi düşünüyorum. Çünkü öncesinde verdiği tüm eserlerin gerisinde kaldığı hissine kapıldım okurken.


Kitabın sayfa kalitesini çok beğendim. Oldukça kalın sayfalar... 
Kimi yerlerinde baskıyla ilgili sıkıntılar vardı. Kelimeler silik basılmış.
Pınar Kür'ün külliyatını tamamlamam için üç kitabı kaldı okumam gereken. Bunların arasından Bakışı Olmayan Sular kitabı kitaplığımda okunmayı bekleyenlerden... Diğer iki kitabını da alacağım zamanla.


Pınar Kür okumalarım için:

Aşkın Sonu Cinayettir - Pınar Kür İle Hayat ve Edebiyat / Mine Söğüt

Bir Cinayet Romanı - Pınar Kür

Bitmeyen Aşk - Pınar Kür 



Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:


HAYALET HİKAYELERİ
Yazarı: Pınar Kür
Türü: Hikaye
Yayın Hakları: Everest Yayınları
-   1 - 5. Basım: Mayıs 2004  6. Basım: Haziran 2004
Kapak Tasarımı: Mithat Çınar
-   157 sayfa


 Kitaptan Alıntılar;

        * Yaşlanmak bir seçimdir. Gün gelir bir köşeye tıkılmaya karar verirsin, belini de ona göre bükersin.

        * Tahteşşuur: Bilinçaltı.

        * Kitapta beş hikaye var ve her hikayenin bir de alt başlığı var, nedense...
         - Hayalet Hikayesi (Lanetli Ev)
         - Düşman (Uyumak)
         - Edebiyat Neye Yarar? (Kına)
         - Gece Görüşmesi (Ziyaretçi)
         - Ses (Sesler)

        * Bitsin hayırlısıyla bu beyhude sonbahar...
         Bitsin hayırlısıyla bu beyhude sonbahar... / Yahya Kemal Beyatlı

         Aşkın Sonu Cinayet'tir kitabından: Adı da aslında başlangıçta 'Beyhude Sonbahar' olacaktı, Yahya Kemal'in o şiirini çok severim ben, ama beyhudeyi anlamayacak insanlar diye vazgeçtim, Sonuncu Sonbahar'a çevirdim ismi (Sonra o şiiri 'Edebiyat Neye Yarar' adlı hikayemde kullandım).

        * Bir yolun yokuş olduğunu eski arabalarla yaşlı insanlar anlarmış en çabuk.

        * Gece gezen ölüler midir hayaletler, yoksa ancak geceye sığınarak yaşamayı sürdürebilen canlılar mı?


 ^-^ KEDİLER ^-^

        * ... gökten bembeyaz bir kedi düştü önüme.

        * ... dört ayak üstüne düşmüş olmasına rağmen şaşkınlığını üzerinden atamamış olan kediyi anında yerden kaptım.

        * Kediye sıkı sıkı sarılıp yeni bir emir bekledim....

        * Kediyi sıkı sıkı tutarak ağır ağır yürüdüm...

        * Kedinin peşinden bahçeye bir adamın girdiğini fark etmedim.

        * Ben kediyi tutmak için masanın altına eğilmiştim.

        * Kendisi Leylanımın kaçmasını engelledi.

        * Leylanımı yakalayıp getirmiş.

        * Kedidir, Leylanım evin her yerinde gezinir...

        * Kedi olan evde fare olmaz...

        * Belki de kediyle fareler kovalamaca oynuyorlardı...

        * ... karar vermiştim yukarıda kedilerle farelerin koşturmaca oynayıp oynamadıklarını kendi gözümle görmeye.

        * ... ne kediye ne fareye... rastlamıştım...


 - Yazım-Basım Hataları-

        * Sf/ 43
         İkinci sırada silik kelimeler...

         Ayrıyeten?

        * Sf/ 46
         On beşinci sırada silik kelime...

        * Sf/ 48
         On altı ve on sekizinci sıralarda silik kelimeler...

        * Sf/ 51
         ... tahtelşuur...

        * Sf/ 54
         Dördüncü sırada silik kelime...

        * Sf/ 65
         Beşinci sıra silik kelime...

        * Sf/ 93
         On üçüncü sıra silik kelime...

        * Sf/ 103
         İkinci sıra silik kelime...

        * Sf/ 107
         İkinci sıra silik kelime...

        * Sf/ 112
         Onuncu sıra silik kelime...

        * Sf/ 139
         İkinci sıra silik kelime...

        * Sf/ 143
         ... hıç...
         ... vaktiyle Onun...

                                                                           Nisan 2017


Yazar Hakkında Bilgi=  Bursa'da doğdu, ama hiç orada oturmadı. Çocukluğu Anadolu'nun çeşitli kentlerinde ve Londra'da geçti. On üç yaşında gittiği ABD'de beş yıl kaldı. Orta öğrenimini New York'ta tamamladı, yüksek öğrenimine yine orada başladı. İstanbul'da Robert Kolej Yüksek Okulu'nu bitirdikten sonra beş yıl Paris'te yaşadı. Sorbonne Üniversitesi'nde, Karşılaştırmaları Edebiyat Kürsüsü'nde doktora yaptı. Yurda döndükten sonra Devlet Tiyatrosu'nda çalışmaya başladı. Çeşitli gazete ve dergilerde tiyatro eleştirileri yazdı. Akışı Olmayan Sular adlı öykü kitabıyla 1984'te Sait Faik Öykü Ödülü'nü kazandı. Halen İstanbul Bilgi Üniversitesi'de öğretim üyesidir. Artık evli değildir. Bir oğlu vardır.


ARKA KAPAK –

         Karşımızda bir hayalet varken kendimizi ne kadar gizleyebiliriz? Hele de bu hayalet geçmişimizden sinsice gelip karşımıza dikilir, bize duymaktan korktuğumuz şeyleri söylemeye koyulursa... Hayalet çağrısına yanıt verip geçmişle yüzleşmekte midir kurtuluş, yoksa onu susturup korkularımızın esiri olarak yaşamaya devam etmekte mi?
         Hayalet Hikayeleri'nde, öykülerin kahramanları geçmişlerinde  açık kalmış kapıları sonsuza kadar kapatabilmek uğruna bu tuhaf ziyaretçilere ister istemez kulak veriyorlar. Ancak kimisi yaşamındaki gizemin peşine düşerek yüzleşmeyi tercih ederken kimisi gerçeklerden kaçıp unutmayı seçiyor.
         Çağdaş Türk Edebiyatı'nın güçlü kalemi Pınar Kür, Hayalet Hikayeleri'yle insan ruhunun bilinmezliklerine dokunurken, on iki yıl aradan sonra okurlarıyla yeniden buluşuyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder