Fena... çok sarsıcı bir kitap...
Gerçek bir olaydan yola çıkarak kurgulamış romanı Pınar Kür. 'Aşkın Sonu Cinayettir' kitabını da bu kitabın sonrasında okudum. Orada bahsediyordu: Annesinin evinde bir bavul dolusu resim buluyor. Ve aralarında da asılmış bir kadının fotoğrafı çıkıyor. boynu eğilmiş, dili dışarı çıkmış, korkunç bir resim. Teyzesinden resmin hikayesini öğreniyor. Kırklareli'nde köyde bir adam kimsesiz bir kızı almış ve onu erkeklere peşkeş çekmiş. Sonra köyden bir çocuk kıza aşık olup adamı tarlada vurmuş. Cesedi de evin içine birlikte saklamışlar. Dava açılmış ve tüm köyde şahitlik edip adamın neler yaptığını anlatmış ama sonuç kız idam cezası alıyor. 1930'larda olmuş bu olay.
Pınar Kür bu fotoğrafın ve hikayesinin etkisinde kalmış ve ilk tiyatro oyunu olarak yazmış. Ama köy insanını yazmaktan öte bildiği çevreye taşımaya karar vermiş hikayeyi ve roman son şeklini öyle almış.
Pınar Kür Melek'i ele aldığı bölümde bilinç akışı yöntemini kullanmış. Üç ayrı kişinin işlendiği kitabın her bölümü çok başarılı bence.
Filmi de çekilmiş. İzleyenler filmin de başarılı olduğunu söylüyorlar. Ben hala ve hala izlemedim ama başrolünü Müjde Ar'ın oynadığı filmi ilk fırsatta izleyeceğim. Hatta Pınar Kür de Müjde Ar'ı bu filmde oldukça beğenmiş.
Zamanında Kür mahkemelik olmuş ve imhası istenmiş kitabın. Nedeni şaşılası: tahrik edici, müstehcen içerik!
Bu kitabın anlattıklarından bunu çıkarmak, hissetmek olur iş değil...
Bendeki baskısında kitabın sonuna Pınar Kür'ün savunması eklenmiş.
Okuyup bitirdiğim ve blogda paylaşılmayı bekleyen üç tane daha Pınar Kür kitabı var. 2016'yı Pınar Kür'le kapattım diyebilirim:) Bir Cinayet Romanı, Aşkın Sonu Cinayettir, Sonuncu Sonbahar.
Pınar Kür paylaşımlarım için:
Yazarı: Pınar KÜR
Türü: Roman
Yayın
Hakları: Can Yayınları
- 1.
basım: 1979, Nisan, Bilgi 2.
basım: 1979, Aralık, Bilgi
3. basım: 1983, Eylül, Yazko 4. basım: 1985, Nisan, Can
5. basım: 1986, Kasım, Can 7. basım: 1989, Şubat, Can
8. basım: 1990, Eylül, Can 9. basım: 1994, Mart, Can
- 135 sayfa
Kitaptan Alıntı;
* Esasen,
Melek'in çektiği korkunç acıları, işkenceyi, akla uzak aşağılanmaları okuyup da
cinsel arzuları kabaracak bir kişinin ruh sağlığından ciddi biçimde kuşkulanmak
gerekir.
^-^
KEDİLER ^-^
* Sokaklardaysa
kedi köpekten çok çocuk. Kim uğraşacak kedi köpek ve çocuklarla.
* ... kedileri
sorarlardı...
* ... Neriman
hanım kedinin yavrularını kovanın içinde getirdiğinde. Soysuz bunlar. Karışık
cinsliler hiçbir işe yaramaz. Ah, orospu hayvan, ah. Sen git de sokak
kedileriyle...
* ... kedileri
boğuverdiğim gibi... ... kedileri bebeleri kocakarıyı öldürmekten kolay ne
var...
* ... kedileri
yavrularını kovanın içinde boğuverdim...
* ... ikiz
bebelerin kafalarını kedi yavruları gibi sokuversem kovanın içine...
* Kedi gibi
tırmalayacan mı bu kez de, ha?
* ... kedileri
ben boğuverdim doğru.
- Yazım-Basım Hataları -
* Sf/ 24
... para biriktermem...
* Sf/ 25
... yargıçlak stajına...
* Sf/ 109
... dünyayı gömeye karar
verdik...
* Sf/ 121
Ayaklarını sürüyerek tırmanmaya koyuldum. Ben de peşinden.
Aralık 2016
Yazar Hakkında Bilgi= https://tr.wikipedia.org/wiki/P%C4%B1nar_K%C3%BCr
ARKA KAPAK –
Pınar Kür, bu üçüncü
romanında, bir cinayet olayının çevresinde Asılacak Kadın'ı irdeliyor. İşlenen
bir cinayet sonucu asılarak öldürülmesine karar verilen ve hep susan bir kadın
için değişik boyutlarda görüşler ve yargılarla örülen bu romanı, değerli
eleştirmenimiz Füsun Akatlı, şöyle değerlendiriyor:
'Herbiri kendi iç bütünlüğünde,
alabildiğine öznel tutulan üç söylem: Çıkarını 'ortak bilinç'in çıkarıyla
bütünleştirmiş Faik İrfan Elverir'in insanlıktan soyutlanmış söylemi. Cinsel
bir nesne, somut bir çaresizlik, tam bir kurban konumuna yargılı Melek',n, sesi
olmayan söylemi ve şaşkın, toy bir iyiniyetin çıkmazında bocalayan Yalçın'ın
edilginliğini aşamayan bilincinden yansıyan söylemi. Bu üçünün, romanın ana
sözü bakımından , neredeyse önemini yitiren bir kilit olay (yalı cinayeti)
çevresinde sarmallanmasından, bir o kadar nesnel bir mesaja ulaşıyor. Pınar
Kür'ün, yürekli bir toplumsal eleştiriyi yazının olanaklarıyla bağdaştırdığı bu
roman, kadının, dolayısıyla da elbet insanın onurunu tehdit eden
yozlaşmışlıktan bir kesiti sorguluyor.'
Defterimden...
Keyifli okumalarınız olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder