8 Temmuz 2017 Cumartesi

Aklımdaki Yılan - Hatice Meryem

'Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun' kitabıyla tanıştığım Hatice Meryem'in kaleminden bu kez annelik hallerini okuyoruz. 
Yazar hikayelerinde, insanda ve hayvanda annelik duygusunu, çocuğa karşı doğrusu yanlışı, eksiği gedigiyle annelik hallerini işlemiş.
Kitaplığımda okunmayı bekleyen iki kitabı daha var: İnsan Kısım Kısım Yer Damar Damar ve Siftah.



Hatice Meryem paylaşımım:

Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun - Hatice Meryem



AKLIMDAKİ YILAN
Yazarı: Hatice MERYEM
Yayın Hakları: İletişim Yayınları
-   1. Baskı 2010, İstanbul    
Kapak Tasarımı: Suat Aysu
-   112 sayfa


 Kitaptan Alıntılar;

        * İnsanın çocuğunun dahiyle cani arasında gidip gelmesi gerçekten katlanılır şey değil.

        * Dalin Uçurtma Şenliği
         ... Tanınmış bir şampuan firması düzenliyor ya bu şenliği, şöhretine yakışır fiyakalı bir şenlik olacağı kesin.
         (Yazarın marka ismi vermeyi tercih etmesi enteresan geldi. Kitabın gidişatı içinde gerekli değildi bence.)

        * Eğilip sıcaklığını hala muhafaza eden kurabiye yanağından öptüm.

        * Bana göre çocukluk bir tür koma haliydi. Annelik de daimi refakatçilik. Uyanacağı günü, ona masallar anlatarak, sabırla bekleyecektim. Ve sonra dünyanın ne menem bir yer olduğunu anlatacaktım ona.

        * Birden üzüldüm neşemi kaybettiğime! Merak da ettim, uçurtma peşinde koşarken içime sığmayıp taşan o sevincin nereye kaybolup gittiğini. Unutmuş olabilir miydim bir yerde? Mümkün müydü bu? Yani insan çanta ya da cüzdan unutur gibi unutur muydu sevincini?

        * Galiba çoğunun omzu ağrıyordu. Dünyanın bütün yükünü omuzlarında hissediyor olmalıydılar.

        * Ama bu sonraki işti. Şimdi, başım beladaydı, nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakçaydı durumum!

        * Aynı kadın programını seyrediyordu yine. Sarışın bir afetin sunuculuğunu yaptı bu program onu her sabah esir alıyordu. Programın konukları çoğunlukla varoşlardan dertli aileler oluyor, kadınlar yana yakıla ağlıyor, kendilerini yerden yere atıyor, dua ya da beddua ediyorlardı.
         ...
         Kızım gevezeliği bırak da bak şu televizyona! Tam kırk beş gündür kayıp çocuğun cesedi tarlada bulundu!! Hem de annesi öldürmüş!
         ...
         Sarışın ekranı tamamen kaplamıştı. O da çok sinirliydi. Bağırırken boyun damarları çıkıyordu. Almıştı yanına garibanları, her lafına 'ben olsam' diye başlıyordu. Sinir oluyordum ona. Her lafına böyle başlaması mideme kramplar sokuyordu. Arabaya atlayıp televizyon binasına gitmek, 'Ben olsam diye başlama sakın sözlerine! Yoksa seni öldürürüm kaltak!!' demek istiyordum.
       (???????)

        * Anne sen benim hem cennetimsin hem de cinnetimsin!

        * ... kocası kavun gibi tatlı çıkmış...

        * Zaten ona göre hayat da böyle bir şeydi. İnsanlar da tıpkı şu güvercin gibi özgürlüğü ucundan kıyısından tadıyor, sonra işte güce, hayati mecburiyetlere dönüyorlardı. Gökyüzüne doyasıya uçmak imkansızdı.


 ^-^ KEDİLER ^-^

        * ... kedi yavrularını boğan, yılanı vuran, hasta tavuğu öldüren ya da beyaz karıncaların yuvasında kükürt yakan babam değil annemdi.
         Annem insanlığın, işlerin nasıl yürüdüğünü bilen takımındandı ve olayların gerektirdiği gibi davranırdı.
         Gayet sevimsiz bir rol.
         Doris Lessing, Kedilere Dair

        * Kadersizin, azman bir sokak kedisinin pençelerinden kurtulmaya çalışırken yavruları için gözyaşı döktüğünü hayal edip üzüntüye gark oluyordum.

        * Hele şu külkedisi ve tek bezelye tanesinden duyduğu rahatsızlıkla kaynanasının gözüne giren çıtkırıldım prensesleri sakın anlatma!

        * Bana ağırbaşlı ol deme! Bir kedi gibi oyuncu ol, deyiver mesela!

        * Bu hummalı çalışma, tembellik etmeye bayılan kedimi de korkutmuştu.


- Yazım-Basım Hataları -

        * Yazar hakkında bilgi kısmı...
         ... yayımlanmıştır
         Nokta yok!

        * Sf/ 36
         ... her allahın günü...

        * Sf/ 80
         ... nerden tanıyacağım allahın itini!...

                                                                                     Mayıs 2017


Yazar Hakkında Bilgi=  1968 Kasım'ında İstanbul'da doğdu. 9 Eylül Üniversitesi İİBF Mali­ye Bölümü'nden mezun oldu. Üç buçuk yıl bir bankada çalıştı. 1994 yılında mesleği­ni bırakıp Londra'ya gitti. Orada temizlikçilik, çocuk bakıcılığı, ütücülük, gazete da­ğıtıcılığı gibi çeşitli işlerde çalıştı. 1996-2001 yıllan arasında Öküz dergisinin Genel Yayın Koordinatörlüğü'nü yaptı. 1999 yılında Varlık dergisinin düzenlediği "Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri Yarışması"nda "Siftah" adlı öyküsü öykü dalında dik­kate değer bulundu. 2000 yılında Siftah adlı öykü kitabı Varlık Yayınları'ndan çıktı. Öyküleri Varlık ve E dergisinde yayımlandı. Amatör olarak fotoğrafçılıkla uğraşıyor. Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun adlı kitabı 2002 yılında yayımlanmış ayrıca Ankara Devlet Tiyatrosu tarafından sahneye konmuştur. 2008 yılında İnsan Kısım Kısım Yer Damar Damar adlı romanı yayımlanmıştır.


ARKA KAPAK –

Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun kitabıyla "birinin karısı olma hallerini" iştahlı bir üslupla anlatan, İnsan Kısım Kısım Yer Damar Damar kitabıyla günümüz varoşuna keskin ve gerçekçi bir bakış atan Hatice Meryem, bu defa annelik hallerini anlatıyor...

Mükemmel annelik, geleneksel annelik, modern annelik, kentte ve köyde annelik, tek başına annelik...
Bir mevki, bir mertebe, bir çaba olarak annelik...
Bir masumiyet formu olarak annelik...
Cinselliğe karşı bir zırh olarak annelik...
Ve annelerden kızlarına devrolan miras...

Hatice Meryem Aklımdaki Yılan'da yepyeni hikâyelerini edebiyatın ve mizahın kuvvetli tonuyla anlatıyor.


Defterimden...


1 yorum: