Nazlı Eray paylaşımlarıma buradan göz atabilirsiniz.
Kitapta on bir Nazlı Eray öyküsü var. Her biri birbirinden etkileyici. Favori öyküm 'Ömür Uzatma Kahvehanesi'.
Rafael Alberti'nin dizeleriyle karşılaşmak ise tabiri caizse ballı kaymak tadında oldu benim için:)
Rafael Alberti 'Yitik Koru' kitabını da okudum, sırası gelince blogda onun da paylaşımı olacak...
KIZ ÖPME KUYRUĞU
Yazarı: Nazlı
ERAY
Türü: Öykü
Yayın
Hakları: Can Yayınları
- 1.
Basım: 1982 2. Basım:
1989
- 174 sayfa
* Roberto
Rosselli'nin 'Starmboli'si ikimizi de çok etkiledi. Bundan başka Visconti'nin
görkemli filmi 'Leopar'ı izlemek olanağı bulduk. ... sanırım en çok Vittorio de
Sica'nın 'Bisiklet Hırsızları'nı beğendi.
* Suçum nedir? Ne
oluyor? diye sordum.
Suçun adam öldürmek...
...
Onu sen öldürdün... Suçunu kabul ediyorsun değil mi?
...
Bu yerde yatan benim...
beni birisi öldürmüş!
Sen öldürmüşsün besbelli...
...
Öldürülüş biçimi çok basit. Düşleri öldürülmüş, çocukluğu
elinden alınmış... İşte bu kadar.
* Bu dört
ihtiyar, her zaman yaptıkları gibi 12 saatlik bir süre içinde, eski anılarını
birbirlerine anlatırlar; böylece uykudan kıstıkları zaman ile, eski günlerini
ve bu günü bir arada yaşayarak ömürlerini uzatırlar.
* DUYURU
Bir yazarın yeni romanı için sınavla kişiler alınacaktır.
Sınava girecek adayların kayıtlarını en geç...
* Papazın
konuşması kısa ve özdü:
'Sayın yazar,' dedi 'ben hem bir din adamıyım, hem de bir
iskambil papazıyım. Romana giriş sınavını kazandığıma sevindim...'
^-^
KEDİLER ^-^
* Bu arada bir
tekir kedi pencerenin dışında, asmanın oraya asılı duran kuşun kafesinin
yanında belirmişti.
... kahveci koştu, kediyi kovaladı.
* Dışarıda tekir
kedi yeniden kuş kafesinin yanına gelmişti.
... Kuş benim sesimden kaçıp gitti.
* Ben açtım, gri
bir sokak kedisi açtı, herkes açtı.
* ... tüm liman
kentleri gibi, İzmir'in de gece uyumadığını, ya da kedi uykusu gibi hafif bir
uykuya dalıp açılıveren bir kent olduğunu gördüm.
* Bir kedi, bir
sincap, bir tavşan olabilsem uyandığımda...
- Yazım-Basım Hataları -
* Sf/ 44
... Monroe'nu
nduvardaki...
* Sf/ 117
Kimdi bu, nenin
nesiydi?
* Sf/ 132
İkinci visete
gelince...
Eylül 2017
Yazar
Hakkında Bilgi= Nazlı
Eray, 28 Haziran 1945'te Ankara'da doğdu. İstanbul Arnavutköy Kız Kolejini
bitirdi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile Edebiyat Fakültesi Felsefe
Bölümü'nü bitirmeden ayrıldı. 1965-1968 arasında Turizm ve Tanıtma
Bakanlığı'nda çevirmen olarak çalıştı. Evlendikten sonra görevden ayrılıp
sadece yazılarıyla ilgilendi. 1977'de Amerika'da Iowa Üniversitesi'nde konuk
öğretim üyesi olarak bulundu ve bir sömestr yaratıcı edebiyat dersi verdi.
Yazmaya lise öğrenciliği yıllarında hikaye
çalışmalarıyla başladı. İlk öyküsü "Monte Hristo" Varlık dergisinde
yayınlandı. 1975'te ilk kitabı "Ah Bayım Ah" basıldı.
Öyküleri İngilizce Fransızca Almanca İtalyanca Japonca
Çekçe Urduca ve Hintçe'ye çevrildi. 1986'da öykülerinden bir demet Almanca
olarak Almanya'da yayınlandı.
Güneş ve Cumhuriyet gazetelerinde köşe yazarlığı
yaptı. 1978'ten beri Türkiye Yazarlar Sendikası üyesi. Aynı zamanda
uluslararası PEN üyesi.
Eserlerinde ironi ve eleştirinin
ağır bastığı gerçekdışı bir evren yaratır. Düşle gerçeğin yaşananla
tasarlananın iç içe örüldüğü öykü ve romanları zengin bir düş gücünün ürünüdür.
ARKA KAPAK –
"Kız Öpme Kuyruğu"
adlı bu kitabında "Nazlı Eray"ın çok ilgi görmüş, çok beğenilmiş
öyküleri yer alıyor. Evin karşısındaki "Laz Bakkal" ile yaşanan
akılalmaz serüvenler. "Bekleme Ustası" olmuş bir kadının, hiçbir şey
beklemezken birdenbire iki erkek arasında kalışı. Milas'taki bir "Ömür
Uzatma Kahvehanesi"nde, her gece oturup konuşarak yaşamlarını yirmi yıl
uzatmayı başarmış birtakım sevimli ihtiyarlar. Kitabın ikinci yarısını
oluşturan "Benden Bana Mektuplar" bölümünde ise Nazlı Eray, İzmir'de,
sıcak bir yaz gecesinde bizim elimizden tutuyor, artık varolmayan Tilkilik
semtinin oralardaki, Mezarlıkbaşı kabadayılarının düşlerinin biryerinde
sıkışmış kalmış Büyük Abdülkadir Paşa Oteli'nden alıyor, uzun bir yolculuğun
içinden geçirip anıların coşkulu dünyasında gezdiriyor. O her zamanki sıcak,
sokulgan, düşsel anlatımıyla.
Defterimden...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder