1 Nisan 2013 Pazartesi

Boyalı Kuş * Jerzy Kosinski

'Boyalı Kuş' kitabını sevgili Aslıcığım/ -huzursuzruhum- burada tavsiye etmişti. Ben de Temmuz'da almıştım ve şurada da paylaşmıştım.
Şubat'ta okudum bitirdim:)

Boyalı Kuş, İstanbul'da iken aldığım ama çok daha uzun zamandır okumak istediğim kitaplardan biriydi. Bir heves okumaya başladım ama baktım gitmiyor, işkenceye dönüştü benim için. Kötülüğün bu kadar doğal bir dille yazılması, belki biraz da abartılarak aktarılmış olması okurken beni beklediğimden fazla zorladı. Jerzy Kosinski'nin çocukluğunda yaşadıkları ve yaşadıklarının yaşattığı travmalar kitabın her sayfasında beni boğmaya başladı. Gerçekten fazlasıyla etkileyen ve derinden sarsan bir kitap. 


BOYALI KUŞ
Yazarı: Jerzy KOSINSKI
Çeviren: Aydın Emeç
Özgün Adı: The Painted Bird
Yayın Hakları: E Yayınları
-        Kasım 2011
Türü: 239 sayfa


Kitaptan Alıntılar;

        * (Lekh) … en güzel kuşlardan birini seçerdi. Kuşu bileğine bağladıktan sonra, bir sürü garip şeyi birbirine karıştırıp kokulu bir boya elde eder, değişik renklerde, kutu kutu hazırlardı bu boyadan. Sonra kuşun başını, kanatlarını, boynunu ebemkuşağı renkleriyle bezer, tüylerine bir demet yabani çiçeğin gözkamaştırıcı parlaklığını verirdi.
         (Lekh) … kuşu bileğinden çözüp bana verir ve ayaklarından tutarak sallamamı isterdi. Boyalı kuş söylenir durur, bağrışına gelen bir sürü kuş, tepemizde dönmeye başlardı. Onlara ulaşmak isteyen tutsak debelenir, bütün gücüyle öter, boyalı boynunun içinde kalbi deli gibi atardı.
         Tepemizde yeteri kadar kuş toplandığına inanırsa, Lekh, bir işaretle tutsağı koyvermemi isterdi. Bulutların üstündeki küçük ebemkuşağı, mutlu ve özgür, yükselip kardeşlerinin gürültücü sürüsüne katılırdı. Diğerleri bir süre şaşkın bakarken benzerini görmedikleri kuş, boşu boşuna kendilerinden biri olduğuna onları inandırmaya çalışırdı. Parlak renklerin iyice şaşrttığı kuşlar onu kuşkuyla inceler, sonra birbiri ardından saldırıp boyalı tüylerini gagalayıp yolmaya koyulurlardı. Tüysüz ve kan içinde kalan zavallı kuş havada duramaz, düşerdi. Aynı sahne sık sık tekrarlanır, kurbanlarımızı hep ölü bulurduk.
         Günün birinde kocaman bir karga yakaladı, kanatlarını kırmızıya, boynunu maviye, kuyruğunu da yeşile boyadı. Bir karga sürüsünün kulübemizin üstünden geçtiğini görünce koyverdi kurbanını. Aralarına karışır karışmaz amansız bir savaş başladı. Dört yandan sahtekarın üstüne saldırdılar. Siyah, kırmızı, mavi ve yeşil tüyler uçuştu havada. Kargalar yükselmeye başlamıştı, birden kurbanımızın döne döne tarlalara düştüğünü gördük. Kuş yaşıyordu hala. Gagasını açıp kapıyor, kanatlarını oynatmaya çalışıyordu boşuna. Kardeşleri gözlerini oymuşlardı. Kan oluk gibi akıyordu tüylerinin üstünden.

^-^ KEDİLER ^-^

* Yangının ürküttüğü bir fare ordusu dört yana dağılıyor, bir kedinin sarı gözlerinde alevler oynaşıyordu.

         * Beni yakalarlarsa kedi yavrusu gibi suda boğacaklarını… söyler dururdu.

         * … evlere girer, amansız bir kedi, ya da kuzu köpek kılığına bürünür…

         * Başlıca görevim bembeyaz bir kedinin, Olga’nın büyük değer verdiği kapkara tavuğa saldırmasını önlemekti.

         * Çok güzel bir yaban kedisiydi bu. Bir gün delirmişçesine kısık kısık miyavlamaya başladı. Yılan gibi duvar boyunca gidiyor, değirmencinin karısının eteklerine sürtünüyordu. Homurdanıp inliyor, kısık sesi ev halkını sinir ediyordu. Akşama doğru ateşten parlayan burnu titreyen kuyruğuyla miyavlamaları acıklı bir hal aldı.
         Değirmenci hasta kediyi kilere kapatarak…
Kilerdeki dişi kedi erkeğinin kokusunu almış, baştan çıkarıcı miyavlamalarla onu yanına çağırıyordu. Değirmenci kileri açtı. Dişi kedi odanın ortasına fırladı. İki hayvan, uzun bir süre dolandılar, soluk soluğa bakıştılar, sonra yaklaştılar birbirlerine.

         * Ayıldığımda, Dülger’in hasta kedileri suda boğmak için kullandığı çuvalı hazırladığını gördüm.

         * … üzerlerine taş, hatta kızgın kedileri atıyorlardı.

         Yazım-Basım Hataları-

* Sf/ 139
yorğunluğun

* Sf/ 151
Sırtıma vurarak beni destekler, yumuşak etini ısırıp öperek ilerledim.

* Sf/ 178
… Sovyetler’in, kadınlarla çocuklara varıncaya dek her şeyi devleştireceklerine yemin edenler de vardı.
Sf/180
Köylüler, ‘kadınlarla çocukları bile devletleştirecekler’, diyorlardı.

* Sf/ 227
… elemini toprakta boğarak ağlama ya, inlemeye koyuldu.

* Sf/ 235
… milisler bunları hısla parçalıyordu.

* Sf/ XIV
… mektu-
plar (yanlış ayırma)

                                            Okuduğum tarih: 27 Şubat 2013

ARKA KAPAK –

İlk olarak 1965’te yayımlanan Boyalı Kuş, Jerzy Kosinski’yi edebiyat dünyasının aranan simalarından biri yaptı. O dönemde Los Angeles Times’ın ‘son on yılın en etkileyici romanlarından biri’ saydığı eser otuzdan fazla dile çevrildi.
2. Dünya Savaşı sırasında ailesi tarafından güvenliği için uzak bir köye gönderilen bir çocuğun oradan oraya savruluşunun sinirleri hırpalayan hikayesi olan Boyalu Kuş, dehşetle vahşetin, masumiyetle sevginin yakınlığını irdeleyen bir şaheserdir.
Edebiyat tarihinin en önemli ve özgün yazarlarından Kosinski’nin ilk ve en ünlü eseridir.
‘2.Dünya Savaşı’nı konu edinen kayda değer kurgulardan hiçbiri Jerzy Kosinski’nin Boyalı Kuş’unun seviyesini yakalayamaz. Görkemli bir sanat eseri ve insan iradesi üzerine yazılmış en iyi methiye. Bunu okuyan asla unutmayacak ve mutlaka sarsılacak. Boyalı Kuş edebiyatımızı zenginleştiriyor.
Jonathan Yardley, The Miami Herald

12 yorum:

  1. Uzun zamandır merak ettiğim bir kitap ama almadım henüz...demek zorlu bir kitapmış:)
    Listelerde mutlaka okunması gereken kitaplardan biri olarak geçer...
    tanıtımın ve alıntılar için teşekkürler canım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bayağı bir zorluyor okurken. Duygusal olarak perişan ediyor.
      Ben teşekkür ederim canım benim:)

      Sil
  2. Yazarı harika gerçektende..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kosinski'nin okuduğum ilk kitabıydı. Eğer diğer kitapları da 'Boyalı Kuş' kadar derinden etkileyen konulara sahip ise bir süre ara verip devam etmem gerekecek.
      Yorumun için teşekkür ederim.

      Sil
  3. yıllar evvel okudum.geçen ay bir kez daha okudum.psikopat bir kitap:)kızıma da (21 yaşında) önerdim.okudu.üzerimden sanki silindir geçti diyo:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım ben ikinci kez okuyamayacağım ne kadar zaman geçse de:))
      Kızın çok doğru bir tespit yapmış:)))

      Sil
  4. Benim de çok merak ettiğim bir kitap. Sizin değerlendirmenizle daha çok merak ettim. Okuyacağım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnanın ben bazen bazı paragrafları göz ucumla zor okudum. Moralinizin bozuk olduğu bir zamanda okumayın zira kitap konusu itibariyle yeteri kadar sinirleri yıpratıcı bir etki yaratıyor.

      Sil
  5. benimde listemde olan bir kitap.ama bu kadar zorluyorsa erteleyebilirim:)özellikle kötülüğün doğal anlatımı beni daha bir dehşete düşürüyor.keyifli okumalar canım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zaman bir süre ertele Dolunayım:)
      Teşekkürler canım arkadaşım.

      Sil
  6. Okuması zor ama çok etkilendiğim bir kitaptı. Sürekli bu kadar da olmaz diyor insan:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten ben de okurken sürekli şok halindeydim:)

      Sil