29 Mart 2017 Çarşamba

Küçük g Adında Biri / Güney Dal * Eskiden Okuduklarım -43-

Kitabı Ekim 2014 tarihinde okumuşum. Blog yazısını hazırlamakta bunca sene geciktiğim vakit maalesef sıcağı sıcağına yorum girmek gibi olmuyor. İçeriği ile ilgili hafiften hafızamı zorlamak zorunda kalıyorum:) Diyebileceğim şu ki; bolca mırkklı bir kitaptı:)


Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:

Okuma Halleri, Fotoğraflarla * Küçük Adında Biri / Güney Dal




KÜÇÜK <g> ADINDA BİRİ
Yazarı: Güney DAL
Türü: Roman
Yayın Hakları: Dünya Yayıncılık
-   Birinci Basım Ekim 2003
-   176 sayfa



  Kitaptan Alıntılar;

        * Yazarlar var, kitaplarını kitaplıklara yerleştirir; oysa Bay....., kitaplığını yazdığı kitaplara yerleştiriyor.
                                                                           Nicolas Chamfort

        * Korkunun rengine girip korkuyu korkuturlar.

        * Konuşulması gerekenin özetini konuşuyorum onlara.

        * Kullandığı harflere çok üzülüyor. Harfler bir kelime yapmak için bir kelimeden ötekine koşturup duruyorlar. Onlarla birlikte sırılsıklam terliyor.

        * Aklı ruhunu yırtmış; gözüyle bakıp kalbiyle görüyordu.


^-^ KEDİLER ^-^

        * ... okuyanların hemen hepsi 'Kamil Kedi ya da Kedi Kamil' bölümünü pek anlayamadıklarını özellikle vurguladılar.

        * ... bir süre sonra Kamil Kedi usul usul şiltesinden kalkıp, kasıntılı bir yürüyüşle yanıma yaklaştı. Aramızdaki mesafe bir insan adımı kalınca, durdu. Zarif bir biçimde burnunu bana doğru uzatıp kuşkuyla kokladı. Kapkara tüylü suratındaki yeşil gözlerini gözlerime dikip bir de göz denetlemesinden geçirdi beni. 'Tamam, kayıtlarımızda kokunuz ve görüntünüz kayıtlı' anlamında olsa gerek, bir kez ve kısaca 'Miyav' dedi. Geldiği gibi gene usulca, kıvrak ama arkasından bir tehlike gelecekmiş gibi tedirgin adımlarla sırtını bana dönüp, hela girişinin hemen yanındaki duvarda bulunan kovuğumsu bir girinti içine döşenmiş şiltesine yerleşmeye gitti. Şilteye otururken kendi kendine bir şeyler mırıldandı. Yan gelip uzanmadı, gözleri bir bende, bir garson kadında, bir aşçı Halim'deydi...
         Kamil Kedi'den sıkılınca kafamı yeniden abartılı bilenmiş, keskin ağızlı bıçağa taktım.

        * Kamil Kedi mi, Kedi Kamil mi? / Sf-37,38,39
         İçerisini kalabalık basınca, kıçını şiltesinden kaldırıp kasıntılı bir havayla ortalıkta dolaşmaya koyuldu Kedi Kamil. Tek tek herkesi koku ve göz kontrolünden geçiriyor, çeşitli 'miyav'larla beynine notlar kaydediyordu. ...
Herkes yerini bilsin siz insansanız ben de kediyim, sululuğun, laubaliliğin, göstermelik samimiyetin yeri yok benim yanımda... gibisine kurum kurum kurularak yürüyen, kendine güveni pek bir kedi oluşuydu. El değdirmez, okşatmaz, güzel, sevecen sözler söyleyenler olursa şöyle bir yan gözle, kuşkuyla süzer ve sanıyorum bu arada bu sözleri söyleyenin kişilik dosyasını beyninde tuttuğu kayıtlardan karıştırıp bir değerlendirme yapmak üzere gözden geçirirdi. Önemsediği, değer verdiği insanları, iki adet müzikalitesi yüksek, gönül çelici miyavla ödüllendirdiği söylenir... Kamil Kedi gözetim ve denetlemelerini bitirdikten sonra, zarif bir kalça kıvırmasıyla, zeminden altmış santimetrelik bir yükseklikteki...

        * Ayaklarının dibinde de o uyuz, garip, insana elektrik salan kara kedi. Yalanıp duruyor. Bana baktı bir süre bilim kurgu romanlarındaki tiplerin o gizemli yeşil gözleriyle. ... Sonra yine pipisini yalayıp temizlemeye koyuldu. ... Kedi yalanma işini sürdürdü...

        * Sahibinden kurtulmuş mart kedisi, ne varsa her şeyi tabakta sunuyor.

        * ... mutfağın bir köşesinde kıvrılıp yatan, Kedi Kamil'in dostu bir gariban...

        * Sf/ 133 Kedi Kamil ya da Kamil Kedi
         Pist!
         Pistpistpist!
         ...
         Kedi şiir mi yazarmış? Pisstt!
         ...
         Bir kedi, Kedi Kamil'dir ya da Kamil Kedi'dir!
         Pissst, lütfen!
         ...
         Okuyun ve derhal pisst olun!

        * Ama önemlisi kedi! Kedi Kamil! Deli kedi be!.. ... Kediliğini unutmuş bir kedi o!

        * Bir kedi bile çağrılmadan geldiğini bildi, saygısızlığını anladı, çekip gitti!


- Yazım-Basım Hataları -

        * Sf/ 45
         Hele bir başarıyla sona erdirelim, arkadaşlarımıza daha yaralı olacaktık...

        * Sf/ 61
         ... başaşağı...

        * Sf/ 77
         ... sırıl sıklam...

        * Sf/ 95
         ... bankalarda tonlarca bark biriktirenler.

                                                                           Ekim 2014


Yazar Hakkında Bilgi=  Güney Dal, 11 Ağustos 1944'te Çanakkale'de doğdu.
         Liseyi aynı kentte bitirdikten sonra bir süre İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı bölümüne devam etti. Film seslendirme oyuncusu, kitap satıcısı, radyo gazetecisi olarak çeşitli işlerde çalıştı.
         İlk yazıları Demokrat Çanakkale dergisinde (1963), ilk öyküsü Yeni Ufuklar dergisinde yayımlandı. 'Kuş Tüyü Döşek' adlı sahne oyunu İ.Ü.T.B. Gençlik Tiyatrosu'nda sergilendi (1965).
         'Oy Cehennem İlleri' adlı, Urfa-Harran toplumsal yapı araştırması üstüne notları, Akşam gazetesinde yayımlandı (1967).
         'Beyin Salatası' adlı radyo oyunu 1968'de İstanbul Radyosu'nda yayınlandı.

         Yapıtları-

         Roman: İş sürgünleri (Memeleri Büyüyen İşçi), 1976; E5, 1979; Fabrikada Bir Saraylı, 1981; Kılları Yolunmuş Maymun, 1998; Gelibolu'ya Kısa Bir Yolculuk, 1994; Aşk ve Boks (ya da... Sabri Mahir'in Ring Kıyısı Akşamları), 1998.

         Öykü: Buzul Döneminden Haberler, 1983; Yanlış Cennetin Kuşları, 1985.

         Antoloji: Geschichten aus der Geschichte der Türkei (Y. Pazarkaya ile), 1990.

         Aldığı Ödüller:
         1975 Yakacık Kültür Şenliği Hikaye Yarışması İkinciliği (Gelibolu'ya Kısa Bir Yolculuk adlı romanı için).
         1976 Milliyet Roman Yarışması Üçüncülük Mansiyonu (Memeleri Büyüyen İşçi adlı romanı için).
         1980, 1983, 1986 Berlin Senatosu Yaratıcılık Bursu.
         1997 Bavyera Güzel Sanatlar Akademisi, Adalbert von Camisso Ödülü (Münih).


ARKA KAPAK –

Bir dil sürgünüdür. Güney Dal. Yaşama yurdu edindiği Berlin, onun bu kopuşunun da simgesidir adeta. Yazdığı, gerçeğine varmak istediği insanın serüvenine o, duyduğu yerden bakar. Kopuşun dili, yazarın içsesiyle Türkçenin kıvamına erişir her bir anlatışıyla. Küçük Adında Biri, böylesi bir dil örgüsüyle yazınımıza yeni bir anlatı izleğini getiriyor. Dal, burda, yabancılaşmanın getirdiği çözülmeyi, bireyin dilsizleşme ve kopuş sürecini, ustalıkla anlatıyor. Dıştan içe bakışık trajik öyküsü; bir yüzde bir yüzün seyrinin acıyla dile getirilişi...

         '(...) Novel, hikaye anlatımının bir biçimdir eninde sonunda ama, araya 'temel' hikayenin düzenini bozmadan, ilginç, eleştirel bazı anektodları da hınzırca ve keyifle sokuşturmak gerekir. Böylece ana hikayeye, anlatının gücünü artırıcı, toplum içinden gelen eleştiri parçaları 'yapıştırılır'. Bunlar yer yer temel hikaye üstünde iliştirilmiş gibi dursalar da hikayenin geçtiği zamana açılan renkli küçük perspektifler, zamanın renklerini okuyucuya aktaran parçalar (zeit koloroit) olarak ayrı bir tat verirler bütüne...'

                                                                                                       Güney Dal


2 yorum:

  1. ben de defter tutuyorum ama nedense senin tuttuklarına daha bir bayılıyorum, keyifli okumlar olsun :)

    YanıtlaSil
  2. Konuşulması gerekenin özetini konuşuyorum onlara.
    Aklı ruhunu yırtmış; gözüyle bakıp kalbiyle görüyordu.

    etkileyici cümleler kitaba doğru çekiyor insanın merakını! listeye aldım ♥

    YanıtlaSil